Ayasofya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ayasofya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17.10.12

Fatih Sultan Mehmet Han'ın Laneti ve Ayasofya

Fatih, yaklaşık 800 sene öncesinden peygamber iltifatına mazhar olmuş eşsiz bir insandır. Onun laneti elbette içimizden alelade birisinin laneti gibi değildir.


"CONSTANTİN ELBET BİR GÜN FETH OLUNACAKTIR ONU FETH EDEN ASKER NE GÜZEL ASKER ONU FETH EDEN KOMUTAN NE GÜZEL KOMUTAN...(HZ.MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V) )



Evet acaba neden lanet etmiş Hz. Fatih? Kime lanet etmiş? Ne yapmışlar da lanet etmiş?



Fatih'in laneti; bir şehir efsanesi, bir söylenti, ya da bir masal değildir. Tarihi bir gerçektir. İnkar edilemez. İspat edilebilir. Fatih Sultan Mehmet Han'ın vasiyetnamesi Osmanlı arşivlerinde mahfuzdur, isteyen açar bakar, ya da orjinalini internetten de araştırıp bulabilir.



Ah resmi tarih, ahh!! Bizi nasıl da kandırdın senelerce, utanmadan. Ecdadımızdan soğuttun hayasızca, arsızca. Aldattın, saf yerine koydun. Neyse ki arşivler var, neyse ki kütüphaneler var, neyse ki yalnızca hakikati ve gerçeği kovalayan hakka ve hakikate aşık insanlar, gayretkeşler var, neyse ki tek derdi ünvan makam mevki maaş olmayan tarihçiler var, neyse ki internet var, televizyon var, radyo var, gazete var. 100 televizyon batıl yayın yapsa da hak ve hakikati yayınlayan 1 televizyon batılı yenmeye yeter.



Şimdi gelelim lanet kısmına. Laneti Hz. Fatih'in mübarek ağzından dinleyelim.



“Kim ki bâtıl gerekçelerle bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya vakfın değiştirilmesi ve iptali için gayret gösterirse, vakfın ortadan kalkmasına veya maksat ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerlerine olsun. Ebediyyen cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebediyyen merhamet olunmasın.” (A. Akgündüz, S. Öztürk, Y. Baş, “Kiliseden Müzeye Ayasofya”, OSAV: 2006, s. 141-2.)(Not: Aslı Arapça olan vakfiyenin nüshaları Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nde, Topkapı Sarayı ile Türk ve İslam Eserleri müzelerinde mevcut)


Lanet kısmından sonra şimdi de gelelim Ayasofya'yı kimin camiiden müzeye çevirdiğine. 1934′te bir Bakanlar Kurulu kararıyla Ayasofya Camii hukuksuz bir biçimde müze yapılmıştır. Neden mi hukuksuz? Esastan ve şekilden mevcut kanunlara aykırılık olduğu için hukuksuz. Bu hukukçuların işi. Onların işini onlara bırakıyoruz, tabii bu işi kurcalayacak cesareti olan bir hukukçu varsa  bilhassa ona. Konunun tafsilatı için bu linlke bakabilirsiniz.



Evet bunlar gerçekler. Bazen gerçekler insanın başına iş açabilir, insanın rahatını bozabilir. Ama olsun, gerçekleri söyleyecek cesareti gösteremeyecek bir korkak olmaktansa, ne pahasına olursa olsun hakkı, hakikati ve hakkaniyeti savunan birisi olmak kıyas kabul etmeyecek derecede üstündür, iyidir. Bu memlekette Ayasofya'nın tekrar camii olmasını isteyenlerin Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılandığı dönemlerin üzerinden daha çok da fazla zaman geçmiş sayılmaz. Yine de, güneş balçıkla sıvanmaz, bir nuru hiçbir batıl örtemez, kapatamaz.

Konuyla ilgili benzer bir yazımız: Ayasofya'da Kadir Gecesi






BAŞBAKANLIK’A AYASOFYA’YI CAMİ YAPMASI İÇİN E-MAİL YOLLUYORUZ SENDE KATIL… BAŞBAKANLIK ÖZEL KALEM ozelkalem@basbakanlik.gov.tr BAŞBAKANLIK İLETİŞİM MERKEZİ (BİMER) bimer@basbakanlik.gov.tr ALTTAKİ METNİ KOPYALAYIP YOLLAYIN ÜSTTE VERDİĞİMİZ 2 ADRESE YOLLAYIN: BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM; FATİH’İN MİRASI AYASOFYA CAMİ OLSUN Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fettiği zaman Ayasofya kilisesinde fethinden hemen sonrasında şükür namazı kılmış ve ardından Ayasofya Kilisesi camiye çevrilerek Ayasofya Camii adını almıştır. Şu önemli noktaya dikkatinizi çekerim ; Fatih Sultan Mehmet Han şöyle demiştir ; '' Ayasofya'yı kıyamet kopana kadar cami vakfı olarak ilan ediyorum , eğer onu kim ibadete kapatırsa bütün insanlığın laneti onun üzerine olsun.Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. '' demiştir. “Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ‘İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.’ Peygamber efendimiz (s.a.v)'in övgüsünü almış olan Fatih Sultan Mehmed'in, cami yaptığı Ayasofya'yı kapatıp müzeye çevirmek çok büyük bir yanlış ve bu yanlışdan dönmenin artık tam vaktidir. 29 Mayıs 2013'de İstanbul'un fethinin 560. yıl dönümünde Fatih'in torunları olarak yıllar sonra Ayasofya'daki ilk namazımızı kılalım. Ayasofya'yı cami yapmanın tam sırasıdır. Ülkemizin her ortamda güçlendiği şu dönemde Fetih ruhunu yeniden canlandırmak için Ayasofya'nın cami yapılmasını tüm İslam dünyası için başbakanımızdan istiyorum.


16.8.12

Ayasofya'da Kadir Gecesi

Nasıl ki ezan islamın şiarıdır, Ayasofya da fethin şiarıdır.

Ayasofya tekrar cami olmalı. Minarelerinden ezan-ı Muhammedi okunmalı.

Dün kadir gecesiydi. Kadir gecesinde açık camilerin listesi bu sitede yayınlandı. Ne kadar isterdik, o listede Ayasofya Camii'de yazsın.

Nasıl ki Sulatanahmet Camii bir zamanlar Ankara tarafından Asker Alma Dairesine çevrildi de, sonra tekrar camii yapıldı, neden Ankara tarafından müze yapılan Ayasofya da tekrar camii olmasın ki?

Şu anda müze olarak kullanılıyor. Turistler geliyor, geziyor. Sultanahmet şu anda camii olarak kullanılıyor. Buraya da turistler geliyor, geziyor. Cami ya da müze olması turistlerin gelip gezmesini etkilemiyor, etkilemez.

Hem belki bir kısmı insanların rahatca gezeceği şekilde bırakılır, belli günlerde hasırlarla kullanılır.

Umulur ki bir gayrimüslim Ayasofya'ya geldiğinde müslümanlığı görsün, Bir Olan Yüce Allah'a müslümanların nasıl ibadet ettiğini görsün. Hacı olmaya gelen bir gayrimüslim bakarsın müslüman olur.

Nasıl ki Ezan-ı Muhammedi'nin tekrar aslına dönmesine vesile olanlar unutulmadıysa ve hala hayırla yad ediliyorlarsa, eminim ki Ayasofya Camii'nin ibadete açılmasına (inşallah) vesile olacak olanlar da hayırla anılacaklardır, ve unutulmayacaklardır.

Ayasofya Camii'nin tekrar ibadete açılması uluslararası bir törenle olmalı ve tüm dünyada haber olacak bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Bu vesileyle de İslam alemine beklediği, anlamlı bir mesaj verilmelidir. Bu mesaj için Ümmeti Muhammed 5 yıl öncesine göre daha hazırdır, ve inanıyorum ki daha layıktır. Ve önümüzdeki yıllarda da bu durumun daha da iyiye gideceğini umuyoruz ve tahmin ediyoruz.

Açılış töreni, İslam İşbiriliği Teşkilatı'nın(İİT) gerçekleştireceği 13. İslam Zirvesi'nde yapılırsa çok güzel olur.

Ayasofya kutsal emanetlerle açılmalı.  Böylece kutsal emanetlerin İstanbul'da olduğu, ve bundan sonra da  İstanbul'da kalacağı mesajı tüm dünyaya verilmelidir. 

Hatta Hacer-ül Esved'in Türkiye'deki parçalarının bir kısmı da tekrar camii olan Ayasofya'ya çeşitli ülkelerden gelen liderler tarafından yerleştirilebilir. 

Bu zatlar bu işe muktedir, yalnız öyle tahmin ediyorum ki, siyaseten bu tehir. 

İnşallah sadece iç siyaset olarak değil, başta dış siyaset sonra iç siyaset gereği olarak bu iş tehir ediliyordur. İnşallah muktedirlerin vizyonu böylesine çok yönlü ve çaplı bir siyaset yürütecek düzeydedir. Şanlı ecdadımız öyleydi. Eğer şimdikiler de öyleyse Suriye'nin demokratikleşmesinden sonra, seçimlerden önce, anlı şanlı bir törenle, Ayasofya Camii olacaktır, Allah'ın izniyle. Tahminlerimiz bu yönde.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...