Dün camileri ahır yapan zihniyet değişmedi,
Bugün de camilere ayakkabılarıyla giriyor.
Dün camilerde ezanı susturan zihniyet bugün camide bira içiyor.
Dün kazan kaldıran - isyan eden - padişah deviren zihniyet,
Bugün yine kazan kaldırıyor, başbakan asıyor, cumhurbaşkanı zehirliyor.
Dün düzeni bozan zihniyet bugün yine bozmaya çalışıyor.
Bize düşen bozan değil onaran olmaktır.
Bize düşen kıran değil saran olmaktır,
Bize düşen yakan değil, yapan olmaktır,
Bize düşen bağıran değil, konuşan-anlaşan olmaktır,
Bize düşen diklenen değil, dik duran olmaktır,
Bize düşen oturan değil çalışan olmaktır,
Çalışan, çalışan ama Hak yolda, Hak yolunda çalışan!
Ey Nefsim, Ey Şaşar Beşer,
Bağırsan da öleceksin, taş atsan da öleceksin, kaldırımları kırsan da öleceksin,
Peki o gün kabre ne götüreceksin?
Ölüme de direnebilecek misin?
Direnelim, direnelim ama günahlara karşı direnelim.
Direnelim, ama şeytanlara, nefsimize karşı direnelim.
Direnelim ama; şirke, puta - putlaştırmaya karşı direnelim.
Yoksa ateşe nasıl direniriz?
Evet direneceksek Hz. Yusuf gibi direnelim,
Dünya tüm güzelliği ve ihtirasıyla üzerimize geldiğinde
Sırtımızı dönüp kaçmasını bilelim. Yırtılacaksa gömleğimiz arkadan yırtılsın.
Direneceksek Hz. İbrahim gibi direnelim,
Şeytan evlat sevgisiyle aldatmaya geldiğinde; suratına taş atmasını bilelim.
Direneceksek Hz. Nuh gibi direnelim, kavmine 950 sene sabreden Hz. Nuh gibi.
Denizi yaran Hz. Musa gibi direnelim, hastalıkla yanan Hz. Eyup gibi direnelim,
Kavmine ağlayan Hz. İsa gibi direnelim. Kapıları zorlanan Hz.Lut gibi direnelim,
Eğer direneceksek, Taifte taşlanan Hz. Muhammed Mustafa gibi direnelim. (s.a.v.)
Aktif sabırla, dua ve namazla, oruç ve zekatla, şeytana ve nefsimize karşı direnelim.
Eğer bilirsen bu senin için daha hayırlıdır, Ey Nefsim. Evet, eğer bilirsen..
Ölüme direnebilecek misin? Ya da ateşe, söyle Ey Nefsim.
Direnebilecek misin?
Allah hepimizi direne direne ateşi kazananlardan değil, direne direne cenneti kazananlardan eylesin.
Allah'a ve resulüne direnenlerden değil, şeytana ve günahlara direnenlerden eylesin.
Batıl yolda boşuna yürüyenlerden değil, Hak yolda Hak aşkına cihat eden-gayret gösteren Hak aşıklarından eylesin.
Amin, amin, amin.. VelHamdülillahiRabbilAlemin.
Ey Nefsim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ey Nefsim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
10.6.13
25.6.12
Ey Nefsim, Tercih Senin
Ben ben deyip duran nefsim, sen hiç "Ben sıradan bir insan olamam", "Sıradan insanlar gibi yiyip içip sonra da bu dünyadan göçüp gidemem", "Hayatımı amaçsız, sadece ufak kazanımlar için geçiremem" demiyor musun?
Onca çalışıp çabalıyorsun. Yeri geliyor temel ihtiyaçlarını zor karşılıyorsun. İstediklerini elde etsen yine de tatmin olmuyorsun. Öyle bir sonsuz ihtiyaç içindesin ki sonsuza kadar bu dünyada kalsan ve çalışsan yine de ihtiyaçlarını karşılayamayacak gibisin. Sonsuza kadar kalmayacağın da bir gerçek. Ölüm var, inkar edemezsin. O halde bu kadar küçük olmak sana zor gelmiyor mu, ey nefsim. Sen ki insanlar içinde övünüp büyüklenmeyi, kibirlenip gururlanmayı çokça seviyorsun, nasıl oluyor da bu kadar muhtaçlığa, bu kadar küçüklüğe, sıradanlığa ve basitliğe ve fakirlik ve acizliğe katlanabiliyorsun? Sana acıyorum. Eğer bu kadar küçüklük ve acizlik içinde bu kadar büyüklük, şan ve şeref istiyorsun, o halde şanı semaları aşan bir davaya sarıl, sonu ötelere giden dosdoğru bir yol tuttur, şerefi yerdeki ve gökteki gelmiş geçmiş tüm mevcudatın dilinde olan doğru sözlü bir yol göstericiye uy, her şeyi yaratan ama kendi yaratılmamış olan mutlak güç ve kudret sahibine teslim ol ki, ki sen de bu sayede şeref bulasın, kendin küçük ve nispeten ehemniyetsiz olduğun halde taabi olduklarının büyüklüğüyle sen de büyüklük kazanasın.
O azamet ve büyüklük sahibinin sana zerre ihtiyacı yok nefsim, bunu bilesin. Asıl senin ona ihtiyacın var.
Senin onun davasına sahip çıkmana ihtiyacı yok ey nefsim, O tüm bunları yarattığı gibi seni de yarattı, dileseydi senin yerine senden hayırlılarını getirmeye elbette gücü yeterdi, o halde bu davanın sana değil senin bu davaya ihtiyacın var ey nefsim. İster akıllı davranarak ihtiyacını itiraf edip tüm ihtiyaçları ve ihtiyaçları gideren şeyleri yaratan yüce yaratıcıya sığın, istersen de kibir ve gururunla ihtiyaç içinde kıvranırken büyüklük taslamaya devam et. Tercih senin. Sonuçta tercihlerinin sonucunu yaşayacak olan sensin.
Ey nefsim, sen sıradansın, basitsin, acizsin, adeta bir toz zerresisin. Bin sene öteden bir bak bakalım, göreceksin ki artık sen bir hiçsin. Tek çıkarın var, o da teslim olmak, yani mutlak galip olana teslim olmak, teslim olunanların en hayırlısına ve en cömerdine ve en merhametlisine itirafla ve pişmanlıkla ve acziyeti ikrarla teslim olmak. Sonra da O'nun lütf-u ilahisiyle bir değer kazanmak. Onun ihsanıyla büyümek. Başka çıkar yolun yok. Eğer böyle büyük bir kapıya sığınmazsan, zamanı ve mekanı, zamanın ve mekanın sahibi olana sığınarak aşamazsan; senin ne ehemniyetin var ki? Boyun ne dağlara erişebilir, ne de yerleri delebilirsin. Dağları yaratan onları çakıl taşları gibi ayağının altına sermeye kadirdir., buna gücü yeter. Yeter ki sen ona müracaat et, ona başvur, kulluk dilekçeni ver.
Dediğim gibi nefsim, sen bilirsin, tercih senin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)