Aziz ve Celil olan
Allah'ın benimle gönderdiği hidayet ve ilim yağmura benzer. Bu
yağmur bir toprağa düşer ki, onun bir kısmı güzeldir. Suyu
kabul eder, ot ve birçok çeşit de çimen bitirir. Bir kısmı da
çoraktır. Suyu muhafaza eder, üzerinde tutar. Allah onunla da
insanlara fayda verir. Ondan hem kendileri içerler, hem de
hayvanlarını sularlar ve otlatırlar. Yine o yağmur öyle bir yere
düşer ki, bu toprak düz ve kaypaktır; ne suyu tutar, ne de ot
bitirir. Allah'ın dinini tam anlayıp da, benimle gönderdiği
hidayet ve ilme ilgi duymayan ve Allah'ın benimle gönderdiği
hidayeti kabul etmeyen kimse işte böyledir.
Hikmet(faydalı olan her
hikmetli söz) mü'minin kaybolmuş malıdır. Nerede bulursa onu
almaya mü'min, herkesten daha lâyıktır (Mü'min hikmete
başkasından daha çok sahip çıkmalıdır)
Allah iyilik dilediği
kimselere dini meselelerde derin bir anlayış verir.
Bir alimin abide olan
üstünlüğü; benim, sizin en aşağı mertebede olanınıza
üstünlüğüm gibidir. Hiç şüphesiz ki, Allah, melekler, yerde
ve gökte bulunanlar, yuvasındaki karıncadan sudaki balığa
varıncaya kadar her şey insanlara hayrı, iyiliği öğreten
kimseye dua ve istiğfar eder.
Şeytana, bir din alimini
kandırmak, bin abidi(ilim sahibi olmadan devamlı ibadetle meşgul
olan kimse) kandırmaktan saha zordur.
Kim ilim öğrenmek
maksadıyla yola koyulursa, Allah o kimseye Cennet yolunu
kolaylaştırır.
İki vasıf vardır ki
bunlar münafıkta bir araya gelmez : güzel simâ ve dini konularda
derin anlayış.
Mü'min, Cennete
kavuşuncaya kadar, kulağına gelen hayırlı söz ve hikmete
doymaz.
Burada bulunanlar
duyduklarını bulunmayanlara ulaştırsın. Çünkü burada
bulunmadığı halde, sözlerimi daha ziyade muahafaza edip tatbik
edenler çıkabilir.
Kıyamet günü üç grup
insan şefaat eder: peygamberler, sonra alimler, sonra da şehitler.
Allah'ın kitabını
okumak ve ders yaparak onu mütalâa maksadıyla Allah'ın evlerinden
birinde veya başka bir yerde bir araya gelen cemaate, muhakkak ki,
Allah gönül huzuru verir. Onları rahmet ve lütfuna boğar.
Melekler onların etrafını sarar ve Allah onları yanında (Mele-i
Âlâda) bulunanların huzurunda överek anar.
İki şeye daha ziyade
gıpta edilir: (1) Bir kimse ki, Allah kendisine mal mülk ihsan
etmiş, bunu Allah yolunda harcar, (2) diğer bir kimse ki, Allah
kendisine ilim ve hikmet vermiş, o da bununla amel ettiği gibi
başkalarına da öğretir.
Bizden bir söz işitip
de bunu başkalarına ulaştıran kimsenin Allah yüzünü
aydınlatsın. Çünkü, kendisine benim sözüm nakledilenlerden
bazıları, bu sözü işitip anlatanlardan daha ziyade onu
kavrayabilir.
Allah rızasından başka
bir maksat için ilim öğrenen kimse Cehennemdeki yerine
hazırlansın.
Kıyamet gününde en
şiddetli azaba uğrayacak olanlar ilmi kendisine ve başkasına
fayda vermeyen alimlerdir.
Benden duyduğunuz, bir
ayet dahi olsa, başkalarına anlatınız.
Allah'ın, senin
vasıtanla bir kişiyi hidayete erdirmesi, senin için kırmızı
develeri sadaka vermekten (o günün toplumu nazarında en kıymetli
mal kırmızı develerdi) daha hayırlıdır.
İlim öğrenmek her
müslümanın üzerine farzdır. Layık olmayanlara ilim öğreten,
domuzların boynuna cevher, inci ve altın gerdanlık takan kimseye
benzer.
Kıyamet günü alimlerin
mürekkebi ile şehitlerin kanları tartılır. Alimlerin mürekkebi
şehitlerin kanlarından üstün gelir.
İlim tahsili için yola
çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolunda demektir.
Faydası olmayan ilim,
Allah yolunda harcanmayan hazine gibidir.
İlim islamın hayatıdır,
imanın direğidir. İlim öğrenen kimsenin mükafatını, Allah,
tam tamına verir. Bir kimse öğrenir ve öğrendikleriyle amel
ederse, Allah Teâlâ bilmediklerini de öğretir.
Allahım, öğrettiğin
ilimden beni faydalandır. Faydalanacağım şeyleri bana öğret.
İlmimi arttır. Bulunduğum her hal için Allah'a hamd olsun.
Allahım! Fayda vermeyen
ilimden, kabul edilmeyen duadan, korkmayan kalpten ve doymayan
nefisten Sana sığınırım.
İlimle meşgul iken
uyumak, cahil olarak namaz kılmaktan daha hayırlıdır.
"Cennet bahçelerine
uğradığınız zaman orada oturunuz." Sahabîler, "ya
Resulallah, Cennet bahçesi nedir?" diye sordular . Resulullah
(s.a.v) şöyle cevap verdi : "İlim meclisleridir."
Bu din ilmi dinin ta
kendisidir. Öyle ise onu kimden öğrendiğinize dikkat ediniz.
Kötü alimler Cehennemin
köprüleridir.
İlim öğreniniz, çünkü
Allah için ilim öğrenmek, Allah'tan korkmayı netice verir. İlme
çalışmak ibadettir. Müzakeresi, mütalaası tesbihtir. İlmi
araştırma yapmak ise, cihaddır.
Kıyamet Günü insanlar
arasında en çok pişman olacaklardan biri, dünyada iken ilim
öğrenme imkanına sahip olduğu halde öğrenmeyen kimsedir. Diğeri
ise, ilim öğrenmiş, fakat kendisi dışındaki herkes bu ilimden
faydalanmıştır.
Kim, Allah rızası için
öğrenilmesi gereken bir ilmi dünya menfaati için öğrenirse,
Kıyamet Günü Cennet kokusunu duyamaz.
En üstün sadaka, bir
Müslümanın ilim öğrenmesi ve sonra da öğrendiği ilmi Müslüman
kardeşine öğretmesidir.
İlim öğreniniz. İlmi
de tevazu, ciddiyet, vakar ve istikamet için öğreniniz. İlminden
istifade ettiğiniz kimselere de hürmet ediniz.
İnsan öldüğü zaman
üç şeyin dışında bütün amellerinin sevabı kesilir. Bunlar,
şunlardır : (1) insanlığa faydası devam edip giden eseri (2)
insanların faydalandığı ilim, (3) kendisine hayır dua eden iyi
bir evlat.
Alim, ilim ve amel
Cennettedir. Eğer alim bildikleriyle amel etmezse, ilim ve amel
Cennette alim ise Cehennemde olur.
Ya ilim öğreten, ya
ilim öğrenen, ya dinleyen veya bunları seven ol. Sakın beşincisi
olma! Yoksa helak olursun.
İlim öğreten ve
öğrenen, aynı sevabı kazanır.
Her kim ilim öğrenirse,
geçmiş günahlarına kefaret olur.
İnsan ömrünü nerede
tükettiği, ilmini ne maksatla kullandığı, malını nerede
kazanıp nerede harcadığı ve bedenini nerede yıprattığı
(Mahşer Gününde) sorulup, hesaba çekilmedikçe, ayakları
(Allah'ın huzurundan) hiçbir yere kımıldayamaz.
Ancak hayırlı bir leyi
öğrenmek ve öğretmek maksadıyla benim mescidime gelen kimse,
Allah yolunda çalışan mücahidin mertebesindedir. Bunun dışında
bir maksatla mescide gelen kimse de, başkasının mallarına bakıp
da bir fayda görmeyen kimse durumundadır.
Her kime bildiği bir
mesele sorulur, o da bunu söylemeyip gizlerse, Allah ona Kıyamet
Gününde ateşten bir gem vurur.
Ne alimlere karşı
övünmek, ne cahillerle münakaşa etmek ve ne de meclislerin en
seçkin köşelerinde yer almak için ilim tahsil etmeyiniz. Kim
böyle yaparsa Cehenneme müstehak olur. Cehenneme müstehak olur.
Allah ilmi insanların
kafalarından çekip çıkarmak suretiyle değil, aralarından
alimleri almak suretiyle kaldırır. Neticede, hiçbir alim
kalmayınca da insanlar, cahilleri başa geçirerek, meselelerini
onlara sorarlar. Onlar da, bilmeden fetva verdikleri için, kendileri
sapıttıkları gibi, başkalarını da sapıklığa düşürürler.