“Dinin başı İslam (Kelime-i şehadet
getirerek Allah’a teslim olmak), direği ise namazdır.”
(Tirmizî,
Îmân, 8; İbn Hanbel, V, 231)
“Rükûları, secdeleri, abdestleri ve
vakitlerine riayet ederek beş vakit namaz(ı kılmay)a devam eden ve bu beş vakit
namazın Allah katından gelen bir emr-i hak olduğunu Kabul
eden kimse cennete girer.”
(İbn
Hanbel, IV, 266)
“(Kıyamet günü) kulun ilk hesaba
çekileceği şey namazıdır. Eğer bunu tam olarak yapmışsa (ne âlâ!) Ama (farz
namazları tamam) değilse Yüce Allah, ‘Kulumun nafilelerine bakın.’ buyurur.
Eğer nafile namazı bulunursa, ‘Onunla farzları tamamlayın.’ buyurur”.
(Nesâî,
Salât, 9)
“Müslüman bir kimse mescitleri namaz ve
zikir için kendine yer-yurt edindiğinde, Allah
onun bu durumuna, gurbetten dönen kişiye
ailesinin sevindiği gibi sevinir.”
(İbn Mâce,
Mesâcid, 19)
“ Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Senin
ümmetine beş vakit namazı farz kıldım ve onları, vaktinde
ve hakkını vererek kılanları cennete
koyacağımı kendi katımda vaad ettim. Namazları düzenli
kılmayanlar için ise katımda böyle bir
vaad yoktur.’ ”
(Ebû Dâvûd,
Salât, 9)
“Namaz, devam eden kimse için kıyamet
gününde nur, delil ve kurtuluş sebebi olur.
Namaza devam etmeyenin ise kıyamet günü
nuru, delili ve kurtuluşu olmayacak,
o kişi kıyamette Karun, Firavun, Haman
ve Übey b. Halef’le beraber olacaktır.”
(İbn
Hanbel, II, 169)
“Size öyle bir şey öğreteceğim ki, siz
onu yaptığınız takdirde hem sizi geçenlere yetişeceksiniz hem de arkanızdan
size hiç kimse yetişemeyecek. Bu sayede, benzerini yapanlar dışında, içinde bulunduğunuz
cemaatin en hayırlıları olacaksınız. (Tavsiyem şudur:) Her namazdan sonra otuz üçer
defa ‘sübhânallah’, ‘el-hamdü lillâh’ ve ‘Allahu ekber’ deyiniz.” buyurmuştur.
(Buhârî,
Ezân, 155)
“En kötü hırsızlık namazdan çalmadır.”
(Muvatta’,
Kasru’s-Salât, 23)
“Bir Müslüman, vakti geldiğinde güzelce
abdest alıp, kendisini Allah’a vererek rükû (ve
secdesiyle) farz namazı kıldığında,
-büyük günah işlemedikçe- bu onun önceki günahlarına
kefaret olur. Bu, her zaman için
böyledir.”
(Müslim,
Tahâret, 7)
“Bir kimse abdest alır ve güzelce abdest
almaya özen gösterir, ardından da namaz kılarsa, bu
abdestle namaz arasında işlediği
(günahlar) o namazı kılıncaya kadar mutlaka bağışlanır.”
(Buhârî,
Vudû’, 24; Müslim, Tahâret, 5)
“Büyük günah işlenmedikçe beş vakit
namaz ve iki cuma, aralarındaki günahlara kefarettir.”
(Müslim,
Tahâret, 14)
“Muhakkak ki sizden biri namaz kılarken
(aslında) Rabbiyle özel olarak konuşmaktadır...”
(Buhârî,
Salât, 36)
“Kulun Rabbine en yakın olduğu (an)
secde hâlidir.
Öyleyse (secdede iken) çokça dua
ediniz.”
(Müslim,
Salât, 215)
“Kul, namazında etrafıyla ilgilenmediği
sürece, Yüce Allah kuluna yönelir.
Kul namazında etrafıyla ilgilenmeye
başladığında, Allah da ondan yüz çevirir.”
(Ebû Dâvûd,
Salât, 160-161)
“Namazda insan sözü konuşmak uygun
olmaz.
Namazda ancak tesbih ve tekbir getirilir
ve Kur’an okunur.”
(Müslim,
Mesâcid, 33)
“Bir kişinin sürekli mescide gittiğini
görürseniz onun imanına şahit olun! Çünkü Allah
Teâlâ şöyle buyurur: ‘Allah’ın
mescitlerini, ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı
dosdoğru kılan, zekâtı veren ve
Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder...’ ”
(Tirmizî,
Îmân, 8; İbn Mâce, Mesâcid, 19)
“Bir kimse mescide gitme niyetiyle evinden
çıktığında, attığı bir adımla kendisine bir sevap
yazılır, diğer adımıyla bir günahı
silinir.”
(Nesâî,
Mesâcid, 14; İbn Hanbel, II, 320)
“Her kim sabah akşam mescide giderse,
her sabah ve akşam gidişinde
Allah ona cennette bir yer hazırlar.”
(Buhârî, Ezân,
37; Müslim, Mesâcid, 285)
“Yeryüzü (toprak) benim için mescit ve
temiz kılınmıştır. Ümmetimden kim nerede namaz
vaktine ulaşırsa hemen orada namazını
kılabilir.”
(Nesâî,
Mesâcid, 42)
“Namazın anahtarı temizliktir.
Başlangıcı tekbir, bitimi ise selâmdır.”
(Ebû Dâvûd,
Tahâret, 31)
“Cennetin anahtarı namaz, namazın
anahtarı ise abdesttir.”
(Tirmizî,
Tahâret, 1)
“... Benim nasıl namaz kıldığımı
gördüyseniz siz de öyle namaz kılın.”
(Buhârî,
Ezân, 18)
“Fâtiha’yı okumayanın namazı yoktur.”
(Buhârî, Ezân,
95)
“Bir kimse geceleyin hanımını uyandırır
da ikisi de namaz kılarsa veya birlikte iki rekât
namaz kılarlarsa zâkirîn ve zâkirâtın
(Allah’ı çokça anan erkekler ve hanımların)
arasına yazılırlar.”
(Ebû Dâvûd,
Tatavvu’, 18)
“Her kim sabah namazını kılarsa, o kimse
Allah’ın koruması altındadır.”
(Müslim,
Mesâcid, 262)
“Sabah namazının iki rekât sünneti,
dünyâdan ve dünyâdaki her şeyden daha hayırlıdır.”
(Müslim,
Salâtü’l Müsâfirîn, 96)
“Allah size bir namaz ihsan etti. O
namaz, sizin için kızıl develerden daha hayırlıdır. O,
vitirdir. Onu sizin için yatsı ile
fecrin doğuşu (sabah namazı vaktinin girişi) arasına koydu.”
(Ebû Dâvûd,
Tefrî‘u Ebvâbi’l-Vitr, 1)
“Her kim önemsemediğinden dolayı cuma
namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.”
(İbn Mâce,
İkâmet, 93)
“İnsanlar ezandaki ve birinci saftaki
(sevabı) bilselerdi, ezan okumak ve birinci safta
yer almak için aralarında kura çekmekten
başka bir yol bulamazlar ve
(sonunda) kura
çekerlerdi...”
(Buhârî,
Ezân, 9; Müslim, Salât, 129)
“Cemaatle kılınan namaz, tek başına
kılınan namazdan yirmi yedi kat daha faziletlidir.”
(Buhârî,
Ezân, 30; Müslim, Mesâcid, 249)
“Bazen uzun (bir kıraat ile) kıldırmak
niyetiyle namaza dururum da bir çocuğun ağlamasını
işitir ve annesine sıkıntı vermek
istemediğim için namazımı kısa tutarım.”
(Buhârî,
Ezân, 65)
“(Farz)
namazını (bilerek) geçiren kimse, ailesini ve malını kaybetmiş gibidir.”
(İbn
Hanbel, V, 429)
“Kim bir namazı unutursa onu
hatırladığında kılsın. Zira onun kefareti ancak budur ...”
(Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât,
37; Müslim, Mesâcid, 314)
“İkindi namazını kaçıran kimse, sanki
ailesini ve malını yitirmiş gibidir.”
(Buhârî,
Mevâkîtü’s-Salât, 14; Müslim, Mesâcid, 200)
“Bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.s.),
‘Amellerin / İbadetlerin en faziletlisi hangisidir?’ diye
sordu. Peygamber Efendimiz, ‘Vaktinde
kılınan namazdır.’ buyurdu.”
(Buhârî,
Tevhîd, 48)
“Birinizin kapısının önünden bir nehir
geçse ve onda her gün beş defa yıkansa, bu o
kimsenin kirinden bir şey bırakır mı, ne
dersiniz?” Sahâbîler, “Onun kirinden hiçbir şey
bırakmaz.” demişler, bunun üzerine
Resûlullah, “İşte beş vakit namaz da böyledir! Allah
onlarla günahları yok eder.”
buyurmuştur.
(Buhârî,
Mevâkîtü’s-Salât, 6)
“Kim hiçbir ortağı olmayan, tek olan
Allah’a ihlâsla ibadet ederek, namazı dosdoğru kılarak,
zekâtı vererek dünyadan ayrılırsa, Allah
kendisinden razı olduğu hâlde ölmüş olur.”
(İbn Mâce,
Sünnet, 9)
Resûlullah (s.a.s.), kızı Zeyneb ile
Ebu’l-Âs b. Rebî’den olan (kız torunu)
Ümâme kucağında olduğu hâlde namaz
kılardı. Ayağa kalktığı zaman onu kucağına alır,
secdeye vardığında bırakırdı.
(Müslim,
Mesâcid, 41; Buhârî, Salât, 106)
“... Namazı ayakta kıl, buna gücün
yetmezse oturarak kıl, buna da gücün yetmezse yan üstü yatarak kıl.”
(Buhârî,
Taksîru’s-Salât, 19)
“...Namaz bir nurdur, sadaka bir
burhandır, sabır bir ışıktır...”
(Müslim,
Tahâret, 1)