statik sünnet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
statik sünnet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15.7.12

Peygamberimizin Güzel Ahlakı

(Not:1. Güncelleme:21.07.2012 2. Güncelleme: 05.08.2012)

"O'nun ahlakı Kur'an'dı."


Peygamber Efendimiz, Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, kıyamet gününe, mahşere, mizana, sırata, cennete, cehenneme, kadere, her ne gelirse gelsin gelenin Allah'tan geldiğine inanırdı. Kur'an okur, ilim öğrenirdi. Konuştuğunda doğru konuşur, Allah'ı çokça zikrederdi. Maddi - manevi kendisini temiz tutar, adak ve yeminlerini yerine getirirdi. Allah'ın emrettiklerini yapar, yasakladıklarına yaklaşmazdı. Cenazeyi uğurlar, kadere rıza gösterirdi. Namaz kılar, zekat verir, oruç tutar ve haccederdi. Kalbinde mal sevgisi, makam sevgisi, kibir, riya, haset, kin, nifak, ucb[kendini beğenme] yoktu. Allah'dan korkar, her gün tevbe-istiğfar ederdi. Allah'tan asla ümit kesmez, tevekkül ederdi. İhlas, sabır, şükür ve haya onun yüksek karakterinin nurlu nişanelerindendi. Vefalı ve muhabbetli idi. Yüzü güleç, dili tatlı idi. Alçakgönüllü, hoşgörülü, izzetli, vakarlı ve adaletli idi. Halimdi, selimdi. Hiçbir zaman edebe aykırı hareket etmedi.

Necdet ondaydı, şecaat ondaydı, ismet ondaydı. Marifet ondaydı, fetanet ondaydı, istikamet ondaydı. Mukarrebdi, Allah'a çok yakındı. Allah'a yaklaşmak isteyenler, önce ona yaklaşırdı. Güzel ahlakın her kulvarında eşi bulunmaz bir zirveydi.

Peygamber Efendimiz dinini herşeyin üzerinde tutardı. Allah'ı sever, Allah'ın sevdiklerini de severdi. Sevdiğini Allah için sever, Allah'ın sevmediklerini de sevmezdi. Melekleri, peygamberleri, ashabı kiramı, ehli beyti, Allah dostlarını ve çocukları severdi. Sevdiğini hissettirirdi. İnsanları sever onlara ltifat ederdi. Kendisi için istediklerini başkaları için de isterdi. Küçükleri sever, büyükleri sayardı. Çocuklarla oyun oynardı. Yetimleri korur, haklarını yemekten sakınırdı. Doğaya ve hayvanlara iyi ve merhametli davranırdı. Alemlere rahmetti. Rahimdi. Alemlere nizamı getirdi.

Kimseyi hafife almaz, hakir görmezdi. Kimseyle dalga geçmezdi. Alay etmez ve kötü lakap takmazdı. Takacaksa güzel lakap takardı. Gıybet etmez, sui zanda bulunmazdı. Zanla hükmetmezdi. Zahire göre hüküm verir, kimseyi ailesinden dolayı kınamazdı. Kötülüğü iyilikle savardı. Kimseyi hor görmez, kimseye zulmetmez ve haksızlık yapmazdı. Harama bakmazdı ve gitmezdi. İnsanlar onun elinden, dilinden ve belinden emin idiler. Zulme uğramaktan Allah'a sığınırdı. Çareyi sebeplerde ve Kur'an'da arardı. Din kardeşiyle alakasını kesmez, kimseyi yarı yolda bırakmazdı. Yabancı bir kadınla yalnız kalmazdı. İnsanların özel hayatlarına saygı gösterir, kimseyi topluluk içinde dışlamazdı. İnsanların sırrını saklar, kimsenin ayıbını araştırmazdı. Sevinenle sevinir, üzülenle üzülürdü. Olduğu gibi görünürdü. Eza vermekten sakınır, insanlara eza veren şeyleri gücü yettiğince berteraf ederdi. Ümmetine çok düşkündü. Kendisini tercih edene kimseyi tercih etmezdi. İnsanlar onu başkalarına tercih ederdi.

İbadetine güvenmez, tefekkürden geri durmazdı. Tefekkürü ibadetine paralel idi. Her işin arkasında mutlaka bir hikmet aradı. Günahın büyüğünden sakındığı gibi küçüğünden de sakınır, hesap verme endişesi taşırdı. Çok dua eder, Allah'tan korkardı, Allah'a karşı hüsnü zan besler, sui zandan kaçardı. Zeki idi, önder idi.

Ordusu hem demirden hem de nurdan bir fatih idi, mücahit idi. Gerekirse hicret ederdi. Müçtehid idi, gerekirse içtihat ederdi. Allah yolunda gözcülük ederdi. İyilerin içinden daima en iyisini seçerdi. İşin başında hüsnü niyet ederdi. Sözünde durur, sıkıntının da rahmet olduğunu bilirdi. Kendisine gelene o da teveccüh ederdi. Kavminden çok çekti, gün geldi herşeyi sineye çekti. Her konuda insanların en cömertiydi.

Açlık ve susuzluktan bir çocukken dahi şikayet etmezdi. Nasihat ederdi. Yaşardı ve yaşatırdı. Hayatı devam ettirirdi. Vesveseye kulak asmaz, şeytanı sevindirmezdi. Rüyayı güzel tabir eder ve hayra yorardı.

Dünyada bir misafir gibi kaldı, bir yolcu gibi yaşadı. Yaratılmışa şefkat ve merhametle, yaradana kulluk ve acziyetle yaklaştı. Lezzetleri acılaştıran ölümü çok anardı.

İlmi ihlasla öğrenir, ihlasla öğretirdi. İlmin faydasızından Allah'a sığınırdı. Hak etmeyene lanet etmezdi. Borçluya kolaylık gösterir, kimseye iftira etmezdi. Sövmezdi, hakaret de etmezdi. Konuşursa yalnız hayır konuşurdu. Konuşurken doğaldı, fasihdi. Tane tane konuşurdu. Kendisini şevkle dinletirdi. Kur'an'ı her gün, güzel sesle ve manasını düşünerek, toplulukta okurdu. Davete icabet ederdi. Bir toplulukla otururken ya da onlardan ayrılırken Allah'ı anardı. Allah'ın anıldığı toplulukları çok severdi. Kur'an'ı müzakere ederdi. Farzına nafile de katar, gece namaza kalkardı. Farz namazlarını cemaatle kılardı. Camii idi.

Yüzüne karşı efendi-seyyid denilmesine razı olmazdı. Kendisi bir topluluğa girdiğinde ayağa kalkılmasından hoşlanmazdı. Topluluğa hizmet ederdi.

Zamanının bir kısmını geçimine, bir kısmını da yalnız Allah'a ayırırdı. Boş oturmayı sevmez, tembellik etmezdi. Bugünün işini yarına bırakmazdı. Verimli idi. İsraf etmezdi. Harcadığında Allah yolunda harcardı. Sadaka olarak ihtiyaçtan arda kalanı verirdi. Anne-babaya ve kardeşe iyilik eder, onların dostlarına ihsan ederdi.

Peygamber Efendimiz emaneti ehline verir, borcu ehlinden alırdı. Yoksulu doyurur, misafire ikram ederdi. Akrabaya iyi davranır, onlarla ilgisini kesmezdi. İyi komşuluk ederdi. Hediyeleşirdi ve tokalaşırdı. Kayırmazdı ve çekişmezdi. Her işi ölçülü idi, aşırılık etmezdi. Kimsenin canını yakmaz, fitne de çıkarmazdı. Dargınları barıştırır, sevdiğine sevdiğini söylerdi. Zalimlerle dost olmaz, çirkini açığa vurmazdı. Hastaları ve kabirleri ziyaret ederdi. Cana kıymaz, kul hakkı yemezdi. Allah'ın önem verdiğine o da önem verirdi. Allah'ın hakkına tecavüz etmez ve ettirmezdi.

Arkadaşlarıyla şakalaşır, onlara dua ederdi. Dua etmek için vesile arar, külli ve kapsayıcı dua ederdi. İyilik yapana teşekkür eder, yardımı yalnız Allah'tan beklerdi. Tanıdık tanımadık herkesle selamlaşırdı. Borcunu vaktinde öderdi. İffetsizliğin her türlüsünden uzak idi. Evlenirdi, evlendirirdi. Kızını müslümana verir, fasığa vermezdi. Kızı evlense de elini üstünden çekmezdi. Öfkesini yenmeyi bilir, ailesinin hakkını verirdi. Avret yerlerini göstermez, dövme yaptırmazdı. Anlaşmalarına sadık kaldı. Kötü adetleri ve hurafeleri kaldırdı. Kimsesizlerin kimsesi, en yakını oldu.

Bir günü bir önceki günüyle aynı olmazdı. Düşmanın kalbine korku salar, savaştan kaçmazdı. İnsanlar Peygamber Efendimize taabiyetle övündü, taabiyetle şeref kazandı. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırdı. Kurban keser, umre yapardı. İlmin yayılması için gayret gösterirdi. Köle azad eder, güçsüzü evlat edinirdi. Tüccar idi. Çobanlık da yapmıştı. Ticarette kandırmaz, fiyatı kızıştırmazdı. Pazarlık etmeyi sever, alıcıya kolaylık gösterirdi. Kahkahayla gülmez, ahlaksız şarkılar söylemezdi. Az yer ve az uyurdu. Ses tonu orta idi. Her işi dengeliydi. Akla ve vicdana uygun hareket ederdi. Önemli sözleri üç defa tekrar ederdi. Hayırlı işlerde acele ederdi. Usandırmamaya dikkat eder, herkese durumuna göre muamele ederdi. Spor yapar, düşmanlarının silahıyla silahlanırdı. Gözleri uyur fakat kalbi uyumazdı. Lüksü sevmez, ahirete bırakırdı.

Zengin fakir ayırmazdı. Kalp kırmaz, söz kesmezdi. Kendi işini kendi yapardı. Kadınlara karşı nazik, ev işlerine yardımcı idi. Azarlamazdı. İntikamı sevmezdi. Affediciydi, affetmeyi severdi. Sadeydi. Dünyadan sakınırdı. Bir fakir gibi yaşadı, bir fakir gibi öldü. Tevazuu sahibiydi. Kendini öven değil, övülen oldu. Olanı söyledi.

Yüksek binaları sevmezdi. Mescit yapardı, yaptırırdı. İslamın alametlerini ihya ederdi.

Şeytana, nefsine ve düşmana karşı uyanık ve dikkatli idi. Küçük cihaddan büyük cihada dönerdi. Dindar idi. Allah'ın ipine yapışırdı. Fedakarlık gösterir, başkalarını kendi nefsine tercih ederdi. Kolaylaştırırdı, güçleştirmezdi. Müjdelerdi, nefret ettirmezdi. Şüpheli olandan kaçar, şüphesizi tercih ederdi. Şüphe uyandırmazdı. Bilmediği bir soruya öğrenmeden cevap vermezdi. Cevapları ikna edici ve makbul idi. İsteyeni boş çevirmez, yoksa da vaad ederdi. Hediyeyi kabul buyurur, sadakayı yemezdi. Verene mukabelede bulunurdu. Irkçılık yapmazdı. Arabı-kavmini-vatanını severdi. İnsanları ayırmazdı. Yetimi gözetirdi. Kendisi de yetim idi.

Ahlakı Kur'an'dı. Hayatı duaydı. Allah'ın ahlakıyla ahlaklanır, yaratılışına uygun yaşardı. Onun faziletlerini tarih kaydetti, düşmaları dahi ikrar ve itiraf etti. Çıkar miraca Rabbi ile konuşur, iner evde söküğünü dikerdi. O, kainata hatib, reis, seyyid ve imam idi. Yeryüzünde Allah'ın halifesi ve habibiydi. Ve bugün de öyle. Allah'ın izniyle. Güneşin doğup battığı her yerde, onun nuru parlar, güneşten ziyade.

Ya Resulallah, seni hakkıyla anlatamadık, affet. Seni anlatanları hakkıyla dinleyemedik, affet. Anlatılanları hakkıyla düşünemedik, affet. Yüzümüz yok ama, yine de affet. 

Allah'ım, Resulünü kendi ahlakınla ahlaklandırdığın gibi, bizi de Resulünün ahlakıyla ahlaklandır. Bizleri, şu ahir zamanda, habibinin sünnetini yaşayanlardan, yaşatanlardan, yayanlardan ve sünnete yapışanlardan eyle. Bize ahir zamanda asrı saadeti yaşat. (Amin.)



-----------------------
Dip Notlar:
Necdet: Olağanüstü hallerde dahi sabırlı, sebat gösteren, soğukkanlı.
Şecaat: Hukuku korumada canını verebilecek seviyede yiğitlik.
İsmet: Günahsızlık ve masumiyet.
Fetanet: Olağanüstü derecede ileri görüşlülük.
Fasih: Açık, düzgün ve anlaşılır konuşan.
Camii: Birleştirici, bütünleştirici, kaynaştırıcı, bir araya getirici.
Zulüm: Eziyet, cefa
Eza: Üzme, sıkıntı verme, eziyet
Mücahit: Allah yolunda mücadele eden, çokça gayret gösteren, savaşan.
Müçtehid
Teveccüh: Bir tarafa yönelme/ Güler yüz gösterme, kibirden uzak bir şekilde ilgi alaka ve yakınlık gösterme
İhlas: Sırf Allah rızasını gözetmek, içtenlik, samimiyet.
Cihat: Kutsal savaş.
İkrar: Saklamayıp doğruyu doğruca söyleme.
Mukabele: Karşılık verme.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...