2012 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2012 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25.10.12

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun


Arife gününün faziletleri ve zilhicce ayının ilk on gününün faziletlerini yazma fırsatımız olmadı maalesef, inşallah önümüzdeki bayrama. 

Ümmeti Muhammedin kurban bayramı mübarek olur inşallah. Müslümanların zalim diktatörler ya da zalim diktatörlerden kalma baskıcı rejimler altında ezilmediği, özgürce dinlerini ve dünyalarını mamur ettiği bayramlara ulaşmayı inşallah Allah bizlere ve çocuklarımıza nasip eder.

Bayramınız mübarek olsun. 

Aldığım bir bayram mesajını burada paylaşmak istiyorum.



"Kurban bayramınızı en içten dileklerimizle kutlar, sağlık ve esenlikler dileriz. Az kanlı, bol canlı bayramlar dileriz." yazıyordu aldığım tebrik mesajında.


Normalde bayram tebriği aldığında insanın mutlu olması lazım. Yukarıdaki tebrik mesajını aldığımda maalesef mutlu olamadım, olamadığım gibi biraz da üzüldüm. Bu mesaj şunu gösteriyor, insanlardan bazıları maalesef kurban ibadetini sadece kan akıtmak olarak görüyor. Ne kadar acı. Oysa kurban insanı Allah'a yaklaştıran ve arka planında bir çok hikmetin olduğu bir ibadettir. (Hikemtin sözlük anlamı için buraya bakabilirsiniz.) Bu konuyu dini kaynaklar çok güzel açıklamakta ve anlatmakta. Bir şey satın alacağımız zaman internetten nasıl araştırıyorsak bu konuda da işin doğrusunu aynı şekilde araştırabiliriz.

Kurban ibadetini sadece kan akıtmak zannedenlere cevapların en güzelini kitapların en güzeli veriyor: 

“Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah’a ulaşacaktır: Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hacc Suresi; 37)

Kurban sadece kan akıtmak olmadığı gibi sadece et dağıtmak da değildir. Bu ibadetin özü Allah’a yaklaştıran maddi bir fedakarlık ve O’nun emrine bir bağlılıktır. (Buraya bakabilirsiniz)

Bu konuda kısaca söylemek istediğim iki şey daha var.. 

Orta okulda bir öğretmenim diyordu ki :"Ben hayvanın kesilmesini istemiyorum, onun yerine bağış yaparım" Bu da son derece yanlış bir düşünce. Bu şekilde düşünen varsa hemen belirteyim: Din İşleri Yüksek Kurulu, kurban kesmek yerine bedelinin muhtaç kişilere ya da ilgili kurumlara verilmesiyle kurban ibadetinin yerine getirilmiş olamayacağına karar verdi. Bağış ayrı bir şey; bu tür bir bağış dini kaynaklarda sadaka olarak geçer, kurban ise apayrı bir şey.

Bir de vekaletle kurban kestirebildiğin bir takım vakıflar var. Burada özellikle geçen sene çok sık rastladığımız bir durum vardı. Bazı vakıflar bağışçılara soruyordu, kesimli mi kesimsiz mi? Bu zihniyetteki bir vakfa kesinlikle kurban vekaleti verilmemelidir. Çünkü kesimsiz kurban diye bir şey olmaz, onun adı olsa olsa sadaka olur. Sadaka ile kurbanın farkını bilmeyen bir kişi veya kuruma kurban kesimindeki dini gereklilikleri yerine getirip getiremeyeceği konusunda güvenilemez. Bu soruyu soran vakıflara bence güvenilip de vekalet verilmemeli.  2009'da kesimsiz bağış toplayan bazı vakıfların, kesimli bağışların bir kısmını eline yüzüne bulaştırdığını hep birlikte gördük. Dini hassasiyetini gördüğünüz vakıflara vekalet vermeniz çok daha hayırlı olacaktır. Örneğin İHH, Cansuyu, Deniz Feneri gibi dernekler dini hassasiyetleri olan dernekler olarak öne çıkmaktadır. Kimse kör değil, milletimiz artık gelişen iletişim teknolojisiyle daha da bilinçlendi, o yüzden; dini hassasiyeti olmayıp da kurban toplayan dernekleri tek tek zikretmeye, malumu ilana lüzum yok.

Diğer taraftan, bu ibadeti bankadan havale yapmak düzeyine indirmek de hoş değil. Uğraşacak durumun, vaktin, imkanın olmaz; o zaman başka. Şüphesiz dinimiz insana pek çok kolaylıklar sağlamış. Ancak insanın gücü yetiyorsa bu işi kendisinin yapması daha güzel, daha doğru. Bunun yanında imkanı olan Somali'ye, Arakan'a ya da adını dahi bilemediğimiz ama müslümanların Allah Allah dedikleri memleketlere de kurbanını ulaştırabilir, herhalde şu mübarek günde bu kadar güzel başka bir şey olmasa gerek.

Buraya doğru bildiklerimi ve doğrusunu merak edip araştırdıklarımı yazdım, Allah kusurlarımızı affetsin..

Bayramınız mübarek olsun..

4.8.12

Ramazan Kredisi Saçmalığı

Faiz almak da, vermek de, faizli bankada çalışmak da müslüman bir memlekette müslüman bir şahsiyete haramdır: Faizli kredi almak da, vermek de, muamelesini yapmak da haramdır. Bunu Allah ve Resulü böyle söylüyor. İslamın emri faiz almamak, vermemek ve muamelesini de yapmamaktır.

Gel gör ki son zamanlarda televizyonlarda bağışlayın saçmalık diyeceğim, bir kredi saçmalığı çıktı. Ramazan kredisi.

Faizli kredinin her türlüsü haramken, büyük günahken, büyük günahlardan bile büyükken, dini motifli reklamlarla müslümanlara kredi vermeye çalışmak ancak şeytanın aklına gelir.

Aynı zamanda bu teşebbüs kanaatimce müslümanlara da bir hakarettir. Bir müslümana Ramazan kredisi satmaya çalışmak, ona  "Sen faiz almanın da vermenin de haram olduğunu bilmeyecek kadar cahilsin" demek anlamına gelir. Zaten alan da en az, cahil olur.

Bayram kredisi de aynı şekilde. Bayram demek, müslümanların bayramı demektir. Müslümanlar Ramazanda günahlarından arındıkları düşüncesiyle bayram ederler. Bayram dini bir bayramdır, kredi bayramı değildir. Bayram kredisi vereceksen dini olmayan, adına bayram dedikleri bayramlar da var. Benim dini bayramımı haram kredinle kirletme.

Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktır Ramazan kredisi, Bayram kredisi. Derlerse ki sana ne, alan razı veren razı; bize düşen ancak bildiğimizi söylemektir.


Bir hadisi şerif meali:


Bir kötülük gördüğünde gücün yetiyorsa elinle engellemeye çalış. Buna gücün yetmezse dilinle engellemeye çalış. Buna da güç yetiremezsen kalbinle buğz et. Bu üçüncüsü imanın en zayıf noktasıdır.


Başka bir hadisi şerif meali:


Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) faiz yiyene, yedirene, faiz muamelesini yazan-yapan kimseye ve bu muamelenin şahitlerine lanet etti! ve ‘Onlar günahta eşittir!’ buyurdu”
(Müslim , Ebu Davud, Tirmizi )



Şu yazıya da bakabilirsiniz:
Bankada Çalışmanın İslamdaki Yeri - Hükmü - Durum...

28.12.11

Manevi Kariyer Planlaması


Yeni yılda manevi kariyer planlamanızı yaptınız mı?

Her yıl başında insan döner ve arkasına bakar, ben bir sene boyunca ne yaptım. Sonra da der ki; önümüzdeki bir sene ne yapacağım? Ne yapmalıyım? Belki de oturup önündeki bir seneyi planlar. Arabayı değiştir, yeni ev bak, daha iyi bir iş bul, salon takımını yenile vs. vs.

Tıpkı önündeki yılı planladığı gibi önündeki hayatı da planlar, hatta bu amaçla danışmanlık hizmeti alır, kariyer planlama danışmanları vs.vs.

Hepsi çok güzel, planlayacağız tabi, plansız olmaz. Madem öyle, madem bu kadar plan yapıyoruz, o halde manevi kariyer planlamamızı da unutmayalım.

Nedir manevi kariyer planlaması? Adından da anlaşıldığı gibi.. İç dünyamızı zenginleştirecek, kalbimizi temizleyecek, düşünce dünyamızı zenginleştirecek her türlü faaliyet ve iş manevi kariyer planınıza dahil olabilir. Kişiden kişiye değişir; planın şekli, içeriği. Herkesin planı kendine..

Ne olabilir bu manevi kariyer palnının maddeleri? Biraz düşünelim. Ben kendi planımı burada paylaşacak değilim. Ama neler olabilir diye düşündüğümde:

  • İnşallah .... tarihinde meal okumaya başlayacağım ve bunu ... gün/ay içerisinde bitireceğim.
  • İnşallah namaz kılmayı öğreneceğim, Cumaları namaza gitmeye başlayacağım.
  • İnşallah sadece Cuma namazlarına gitmekle yetinmeyip 5 vakit namazımı kılmaya başlayacağım.
  • İnşallah .... tarihinde tefsir okumaya başlayacağım ve bunu ... gün/ay içerisinde bitireceğim.
  • İnşallah önümüzdeki bir yıl içinde Sahih-i Buhari hadis kitabını okuyacağım.
  • İnşallah önümüzdeki Ramazan ayına kadar en az bir adet (peygamberimizin hayatını anlatan) siyer kitabı edinip okuyacağım.
  • İnşallah Kuran-ı Kerim'i arapçadan okumayı öğreneceğim.
  • İnşallah Açıköğretim İlahiyat Ön Lisans programına kayıt yaptıracağım.
  • İnşallah önümüzdeki yıl takvim bastırıp dağıtacağım, müşterilerime hediye edeceğim.
  • İnşallah .... adet hatim CD'si bastırıp dağıtacağım.
  • İnşallah dini içerikli bir site hazırlayıp yayına koyacağım.
  • İnşallah ... sene/ay içerisinde, Allah nasip ederse umreye gideceğim.
  • İnşallah ... sene/ay içerisinde, Allah nasip ederse hacca gideceğim.
  • İnşallah önümüzdeki bir yıl içerisinde en az ... tane yardım organizasyonuna katılacağım.
  • İnşallah Ramazan'da en az .... kişiye iftar yemeği vereceğim.
  • İnşallah her Cuma günü camiye Cuma namazında 1 saat önce gidip hocayı dinleyeceğim.
  • İnşallah Afrikada insanların faydalanması için bir su kuyusu açtıracağım.
  • İnşallah dünyadaki .... hastalığıyla mücadele eden bir yardım kuruluşuna ... lira bağışlayacağım.
  • İnşallah önümüzdeki hafta hasta olan falancayı ziyaret edeceğim.
  • İnşallah her ay rahmetli ....'mın mezarını ziyaret edeceğim.
  • İnşallah Kütüb-i Sitte hadislerini okuyacağım.
  • İnşallah şu şu şu namaz dualarını ezberleyeceğim.
  • Her gün 10 dakika manevi olarak neredeyim, nereye gidiyorum onu düşüneceğim.
  • ............

Bunlara daha bir sürü şey eklenebilir.

Hepsinin başına “İnşallah” koydum, koymak lazım. 18. sure olan Kehf suresinin 23 ve 24. ayetlerinini diyanet meali: "ALLAH'IN DILEMESINE BAĞLAMADIKÇA (INŞÂALLAH DEMEDIKÇE) HIÇBIR ŞEY IÇIN <<BUNU YARIN YAPACAĞIM>> DEME. BUNU UNUTTUĞUN TAKDIRDE ALLAH'I AN VE: <<UMARIM RABBIM BENI, DOĞRUYA BUNDAN DAHA YAKIN OLAN BIR YOLA ILETIR>> DE. "

İnşallah, Allahü teâlâ dilerse olur manasındadır.

Bir de işin “niyet” tarafına bakalım. Bu planları yapmak aslında planınızda geçen maddelere niyet etmek anlamına gelir. Allah'n rahmeti, bereketi ve ihsanı ile hayırlı bir işe niyet etmekte Allah'ın dilemesiyle o işi yapmış gibi sevap vardır. Yani Manevi Kariyer Planlaması yapmak inanan için karlı bir iştir.


Hadis-i şeriflerde ise buyuruldu ki:

(Her kim ki iyi bir işi işlemeye niyet eder de onu yapmazsa, ona tam bir iyilik olarak yazılır. Niyet eder ve yaparsa, on mislinden yediyüz misline kadar, hatta daha fazla bile yazılır. Kötü bir işe niyet edip, de, yapmayana tam bir hasene 
[iyilik] sevabı, niyet edip yapana ise bir günah olarak yazılır.) [Buhari]

(Bir iyiliğe on mislinden 700 misline kadar sevap verilir. Ancak oruç hariç, Allahü teâlâ, onun mükafatını ben 
[hesapsız] veririm buyurdu.)[İbni Huzeyme]

(Rabbiniz, rahimdir. Bir iyilik yapmak isteyip de yapamayana, bir sevap verir. Yapana on mislinden 700 misline kadar veya daha fazla sevap verir. Kötülüğü isteyip de yapmayana bir sevap, yapana ise bir günah yazılır.) 
[Taberani]

Allahü teâlânın rahmeti, ihsanı boldur. Zerre kadar bir iyiliğe dağ kadar sevap verir. Mülk Onundur, dilediğine dilediği kadar ihsan eder. Kimse Ondan hesap soramaz.

Sevap-günah miktarını, göklerin büyüklüğünü, uzaklıkları ve ahiretteki zamanları ve dünyanın yaratılışını ve mahlukların sayısını bildiren rakamlar, miktar sayısını göstermek için değil, miktarın çokluğunu anlatmak içindir. 
(Marifetname)



Dünyadaki hayatımız için bir çok plan ve program yaparken, manevi dünyamız için de bir takım plan ve programlar yapmayı ihmal etmeyelim, unutmayalım. Bunda çok faydalar ve yararlar var, bizim için güzellikler var, bu güzelliklerden istifade edelim, vakit varken faydalanalım, yarın çok geç olabilir..

Not: Geçen sene bu yazı iki ayrı yazı olarak bu sitede yayınlanmıştı, bazı kısımlarını değiştirip ve iki yazıyı birleştirip tekrar yayınlıyoruz.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...