“(Allahım!)
Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.”
(Fâtiha,
1/5)
“Halbuki
onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler
olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı
vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.”
(Beyyine,
98/5)
“O
diridir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde sadece Allah’a
itaat ederek (samimi olarak) O’na ibadet edin. Hamd, âlemlerin
Rabbine mahsustur.”
(Mü’min,
40/65)
“Hayır,
öyle değil! Kim ‘ihsan’ derecesine yükselerek özünü Allah’a
teslim ederse, onun mükâfatı Rabbinin katındadır. Artık onlara
korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.”
(Bakara,
2/112)
“(Ey
Muhammed!) Şüphesiz biz o Kitab’ı sana hak olarak indirdik. Öyle
ise sen de dini Allah’a has kılarak O’na kulluk et.”
(Zümer,
39/2)
“Onların
etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin
takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır.
Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu
gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik
edenleri müjdele.”
(Hac,
22/37)
De
ki: “Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O’na)
doğrultun. Dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. Sizi
başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.”(A’râf,
7/29)
“Allah’ın
rızasına uyan kimse, Allah’ın gazabına uğrayan ve varacağı
yer cehennem olan kimse gibi midir? O ne kötü varılacak yerdir!”
(Âl-i
İmrân, 3/162)
“Allah’a
ve Resûlüne karşı sadık ve samimi oldukları takdirde,
güçsüzlere, hastalara ve (seferde) harcayacakları bir şey
bulamayanlara (sefere katılmadıkları için) bir günah yoktur.
İyilikte bulunan kimselerin (kınanması) için de bir sebep yoktur.
Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
(Tevbe,
9/91)
“İyi
bilin ki onlar, O’ndan gizlenmek için, kalplerindeki düşmanlığı
gizliyorlar. Yine iyi bilin ki, elbiselerine büründükleri zaman
bile, Allah onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da
bilir. Çünkü O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla
bilendir.” (Hûd, 11/5)
“Ey
iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabbiniz sizin
kötülüklerinizi örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman
edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar
akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından
aydınlatır, gider. ‘Ey Rabbimiz! nûrumuzu bizim için tamamla,
bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter’
derler.”
(Tahrîm,
66/8)
“Siz
ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız.
Ancak Allah’ın halis kulları başka. İşte onlar için belli bir
rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.”
(Saffât,
37/39-42)
Ey
Muhammed! De ki: "Şüphesiz benim namazım da, diğer
ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah
içindir.”
(En’âm,
6/162)
“Kim
Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur,
genişlik de. Kim Allah’a ve Peygamberine hicret etmek amacıyla
evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse, şüphesiz onun
mükâfatı Allah’a düşer. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok
merhamet edicidir.”
(Nisâ,
4/100)
(Hûd
şöyle dedi:) “Ey kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret
istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni yaratana âittir. Hâlâ
aklınızı kullanmayacak mısınız?”
(Hûd,
11/51)
“(Ey
Muhammed!) Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim’i, İshak’ı
ve Yakub’u da an. Şüphesiz biz onları, ahiret yurdunu düşünme
özelliği ile (temizleyip) ihlâslı kimseler kıldık.”
(Sad,
38/45-46)
“Erkek
veya kadın, kim mü’min olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş
bir hayat yaşatacağız ve onların mükafatlarını yapmakta
olduklarının en güzeli ile vereceğiz.”
(Nahl, 16/97)
"Kim
Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine
ibadette kimseyi ortak koşmasın.”
(Kehf, 18/110)
“Kim
iyilik yaparak kendini Allah’a teslim ederse, şüphesiz en sağlam
kulpa tutunmuştur. İşlerin sonu ancak Allah’a varır.” (Lokmân,
31/22)
“(İblis)
dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde
kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa
erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım”
dedi.”
(Hicr,
15/39, 40)
“Şüphesiz
ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar.
Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın. Ancak tövbe edenler,
durumlarını düzeltenler, Allah’ın kitabına sarılanlar ve
dinlerini Allah’a has kılanlar müstesnadır. Bunlar mü’minlerle
beraberdirler. Allah mü’minlere büyük bir mükafat verecektir.”
(Nisa, 4/145, 146)
“Rabbinin
adını an ve bütün benliğinle O’na yönel.”
(Müzzemmil,
73/8)
“O,
hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı
iyiliği) Ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).” (Leyl, 92/19-20)
“Yoksa
biz iman edip salih ameller işleyenleri, yeryüzünde fesat
çıkaranlar gibi mi tutacağız? Yoksa Allah’a karşı gelmekten
sakınanları yoldan çıkan arsızlar gibi mi tutacağız?” (Sâd,
38/28)
“Ey
iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde
insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi,
sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa
çıkarmayın.” (Bakara, 2/264)
“Bunlar,
mallarını insanlara gösteriş için harcayan, Allah’a ve ahiret
gününe de inanmayan kimselerdir. Şeytan kimin arkadaşı olursa, o
ne kötü arkadaştır.” (Nisâ, 4/38)
“Münafıklar,
Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını
başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel
kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az
anarlar.” (Nisâ, 4/142)
“Yazıklar
olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar.
Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar.” (Mâûn, 107/4-6)
“İnsanlardan
öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını kazanmak için kendini
feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir.” (Bakara, 2/207)
Hakka
yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah’ın
insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın
yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru
dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler. (Rum,30/30)
“Muhammed,
Allah’ın Resülüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı
çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve
secde halinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini
görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir.”
(Fetih, 48/29)
“Öyle
ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de
dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz
O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.” (Hûd, 11/112)
“Şüphesiz
Rabbimiz Allah’tır” deyip sonra da dosdoğru olanlara hiçbir
korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de.” (Ahkâf, 46/13)
“Kim
âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de
dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun
ahirette hiçbir payı yoktur.” (Şûrâ, 42/20)
“Bunlar,
tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû’
ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve
Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır.
Mü’minleri müjdele.” (Tevbe, 9/112)
“Rabbiniz
içinizde olanı en iyi bilendir. Eğer siz iyi kişiler olursanız,
şunu bilin ki Allah tövbeye yönelenleri çok bağışlayandır.”
(İsra, 17/25)
“İçinizden
kim Allah’a ve Resülüne itaat eder ve salih bir amel işlerse,
ona mükafatını iki kat veririz. Biz ona bereketli bir rızık
hazırlamışızdır.” (Ahzâb, 33/31)
“(Kulların)
diriltilecekleri gün beni utandırma!” “O gün ki ne mal fayda
verir ne oğullar!” “Allah’a arınmış bir kalp ile gelen
başka.”
(Şuarâ,
26/88-89)
“Allah’a
yönelen, O’na ortak koşmayan kimseler (olun). Kim Allah’a ortak
koşarsa, sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor
veya rüzgar onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir.”
(Hac,
22/31)
“Allah’ın
rızasını kazanmak arzusuyla ve kalben mutmain olarak mallarını
Allah yolunda harcayanların durumu, yüksekçe bir yerdeki güzel
bir bahçenin durumu gibidir ki, bol yağmur alınca iki kat ürün
verir. Bol yağmur almasa bile ona çiseleme yeter. Allah,
yaptıklarınızı hakkıyla görendir.”
(Bakara, 2/265)
* * *
Kaynak : Diyanet İşleri Başkanlığı