Kartelalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kartelalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26.12.14

Sorularla İslamiyet (Kartelalar - 45)

O gün Hz.Âmine'nin yanında Şifa Hatun ile Osman İbn Ebi'l-Âs'ın annesi Fatıma Hatun vardı ve asırlardır dilden dile muştusu dolaşan Son Sultan Hz. Muhammed dünyaya teşrif etti.” Efendimizin âlemleri şereflendirdiği o gün takvimler hangi tarihi gösteriyordu?
Milâdî: 20 Nisan 571 Kamerî: Rabîülevvel ayının 12 'si, Pazartesi günü.

Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) Hz. Hatice ile olan mutlu evliliklerinin, huzurlu yuvalarının semereleri olan çocuklarının isimleri nelerdir?
Kasım, Zeynep, Rukiyye, Ümmü Gülsüm, Fâtıma, Abdullah.

Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.), hakkında, “Ebu Talib’den sonra bana onun kadar iyilik yapan olmadı. Onun üstüne cübbemi, cennet libaslarından giyinsin diye örttüm ve mezarına da, hesabını kolay versin diye kendim indirdim.” Dediği, Hz. Ali’nin
de annesi olan kişi kimdir?
Ebu Talib’in eşi Hz. Fatıma

Mekkeliler, yeni doğan çocukları daha gürbüz büyümeleri, güzel bir dil öğrenmeleri, cahiliyeye ait çirkinliklerle bulaşmamaları için Mekke dışında yaşayan sütannelere veriyorlardı. Beni Sa’d’dan Mekke’ye gelerek Peygamberimizi ala sütanne ve eşi kimlerdir?
- Halîme/Hâris

Efendimiz (s.a.s.)’in “Cennet şu üç insana kavuşmak için iştiyak içindedir: …” sözü hangi sahabe efendilerimizden bahsetmektedir?
Hz. Ali, Hz. Selmân, Hz. Ammâr

Bedir’den sonra Safvân İbn Ümeyye’yle Efendimiz’e suikast planları yapan, suikastı gerçekleştirirse çocuklarına bakacağına dair Safvân’dan söz alan, huzura geldiğinde Efendimiz’in niyetini bildiğini görüp, şehadet getiren ve Müslüman olan kişi kimdir?
Umeyr İbn Vehb

Efendimiz’in (s.a.s.), anne tarafından akrabalığı nedeniyle, “dayım” diye seslendiği, “Böyle dayısı varsa gelsin beriye!” diye iltifat ettiği sahabedir. Kendisi Müslüman olduğunda, annesi tarafından dinini bırakması konusunda manevi baskılara maruz kalan bu sahabe kimdir?
Sa’d İbn Ebî Vakkas

Efendimiz’in Hz. Ebu Bekir’in tavsiyesiyle Hendek savaşı sırasında karşı tarafın durumunu öğrenip haber getirmesi için gönderdiği, başına bir şey gelmemesi için dua ettiği sahabe
efendimiz kimdir?
Hz. Huzeyfe

Şu hadisteki boş yerleri sırasıyla doldurunuz: “Ben, atam …’in duası, kardeşim …’nın müjdesi
ve …’in de rüyasıyım.”
İbrahim (r.a.) – İsa (r.a.) – annem

Peygamberimize bütün halinde inen ilk sure hangisidir?
Müddesir suresi

Efendimiz, Hz. Hatice validemizden sonra ilk olarak hangi hanım sahabiyle evlenmiştir?
Sevde Binti Zem’a

Yahudilerin ileri gelenlerinden yirmi kadar kişi Mekke’ye gidip oradaki bütün Arap kabilelerini Allah Resûlü’ne ve mü’minlere karşı savaşmaya ikna etmişlerdi. Hendek savaşı, kabilelerden toplama bir ordu olması yönüyle başka nasıl isimlendirilmişti?
Ahzâb

Efendimiz “Şayet Zeyd şehit olursa orduyu Cafer İbn Ebî Talib, Cafer de şehid olursa Abdullah İbn Revâha kumanda etsin” demişti. Bu üç sahabenin de şehit olduğu savaş hangisidir ve en son sancağı kim teslim almıştır?
Mûte, Halid İbn Velid

Racî’de tuzağa düşürülen, müşriklerin eline düşüp hapsedilen, Allah yolunda darağacına konularak idam edileni şehadetinden önce gönderdiği selamı Efendimiz’in Medine’den aldığı muallim sahabe efendimiz kimdir?
Hz. Hubeyb İbn Adiyy

Hz. Hamza Müslüman olmadan önce yanına giderek Efendimiz’in maruz kaldığı zulmü ona haber veren sahabe Efendimiz kimdir?
Abdullah İbn Cüd’ân

Uhud Savaşı’nda Efendimiz’in yanına kadar gelip bizzat savaşarak O’nu korumaya çalışan hanım sahabe kimdir?
Nesibe Binti Ka’b

İnsanlığın Efendisi’nin sütannesiyle kaldığı yıllarda, sütkardeşleriyle oynarken iki meleğin yanına gelip, mesajı bütün insanlığı kucaklayacak olan Allah Resûlü’nün kalbini açarak zemzemle yıkadıkları hadisenin adı nedir?
Şakk-ı Sadr Hadisesi

Hayber’de bir gün Efendimiz, “Yarın sancağı öyle birisine vereceğim ki, o Allah’ı Allah da onu sever” buyurmuş, Hayber’in bir gün sonra fethedileceğinin müjdesini vermişti. Sancağı taşıyacak bu Allah dostu kimdi?
Hz. Ali

Peygamberimiz ilk vahyi aldıktan sonra başından geçenleri Hz. Hatice validemize anlatmıştı. Hz. Hatice de bunları danışmak için devrin bilgelerinden olan amcaoğlunun yanına gitmişti. Beklediği Nebi’nin haberleri karşısında heyecanlanan yaşlı bilge kimdir?
Varaka İbn Nevfel

Perygamberimizin hem süt kardeşi, hem de amcası olan zat kimdir?
- Hz. Hamza

Hristiyan Araplar, Bizans kralı Hirakl’e mektup yazmış onu Müslümanlara karşı kışkırtmışlardı. Lahm, Cüzam, Amile ve Gassan gibi kabileler de ayaklanmışlar, Bizans’ın yanında yer alacaklarını söylemişlerdi. Müslümanlar aşırı sıcakta hazırlıklara başladılar. Bu sefer nereye yapılacaktı?
Tebük

Medine’de bayram yaşanıyordu. Medine ahalisi yollara dökülmüş Efendimiz’i kendi evinde misafir etme yarışına girmişlerdi. Devesi Kasva’nın oturacağı yerde konaklayacağını söyleyen Allah Resulü’nün 7 ay boyunca misafir olduğu ev
hangi sahabi efendimize aitti?
- Ebu Eyyub el-Ensari

Medine’de birçok kabilenin bir arada yaşamasından kaynaklanan kabileler arası anlaşmazlıklar ortaya çıkıyordu. Ticari hayat durma noktasına gelmiş, güvensizlik baş göstermişti. Çözüm için Efendimiz, önce Evs ve Hazreç kabileleri ile sonra da oradaki Yahudilerle hangi tarihi anlaşmayı imzaladı?
- Medine Anlaşması

Efendimiz, Allah tarafından gönderilen mesajlara hüsn’ü kabul gösterecek yeni simalara ulaşmak için, Şevval ayının bir gününde Zeyd b. Harise’yle Mekke dışına gitti. Burada hiç hoş karşılanmamış, taşa tutulmuş, başı gözü yarılmış ve üstelik kovulmuştu. Efendimiz’i çok üzen bu hadise nerede gerçekleşmiştir?
- Taif

Ebu Talib ve Efendimiz’in de katıldığı Şam ticaret kervanı, Busra şehrinin yakınlarında mola vermişti. Efendimiz’in son nebi olduğunu O’nu takip eden buluttan anlayan, O’nun güvenliğini sağlaması için de Ebu Talib’e nasihatler veren
Hristiyan alimin adı nedir?
- Rahip Bahira

Mekke ileri gelenleri Abdullah ibn Cüd’an’ın evinde bir araya gelerek mazlumun hakkını zalimden alarak adaleti tesis edeceklerine dair aralarında kalıcı bir söz vermişlerdi. Peygamberimiz de bu harakete katılmış ve destek vermişti. Bu
sözleşmenin ismi nedir?
- Hılfü’l-Fudul

Allah Resulü Mekke’nin üst taraflarındayken Cibril geleren O’na abdest ve namazı öğretmişti. Efendiler Efendisi hane-i saadetlerine dönerek abdest ve namazı ilk olarak kime öğretmiş ve
kiminle namaz kılmıştı.
- Hz. Hatice

Münafıklar nifaklarını dolduracakları bir mescid yapmışlardı. Tebükten önce Efendimiz’e gelip orada namaz kıldırmasını istemişlerdi. Efendimiz bunu sonraya bırakmıştı. Tebük dönüşü Cibril orada namaz kılmaması gerektiğini söylemişti. Efendimiz’in yıktırdığı bu mescidin adı nedir?
- Mescid’i Dırar

Hicretten 6 yıl geçmişti. Hudeybiye sonrası Efendimiz ashabına, aralarından bazılarını meliklere elçi olarak göndereceğini açıkladı. O, mektup yazıyor ve mektubu verdiği kişi yola çıkıyordu. İlk elçi kimdi, nereye ve kime gönderilmişti?
Amr İbn Ümeyye, Habeşistan,
- Habeşistan Meliki Necaşi

Bedir'de zafer kazanılırken Medine'de son nefesini veren, Efendimiz'in kızı Hz.Osman'ın
hanımı kimdir?
- Hz.Rukiyye

Uhud'da, Efendimiz'in yüzündeki halkaları dişleriyle kavrayıp çıkarmayı deneyen ve iki dişini de halkalarla beraber düşüren sahabi kimdir?
- Ebu Ubeyde

Uhud Savaşı'nda Efendimiz'in yüzünü yaralayıp dişini kıran, Allah Resulü'nün de “Allah'ım onun üzerinden bir yıl geçmesin” diye dua ettiği ve çok geçmeden de ölen kişi kimdir?
- Utbe İbn Ebi Vakkas

“Taif'de Efendimiz'in namaz kılıp dua edişinden sonra yanına gelen......... , Peygamberimiz'e üzüm ikram edince Efendimizin ağzından besmele çıkmıştı. Ninovalı bir Hristiyan olduğunu söyleyen bu kişiye Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem), “Salih kardeşim .......'nın memleketi” demişti.” Boş yerlere sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
- Addas – Yunus İbn Mettâ

Hz. Ebu Bekr'in hicret teşebbüsünü öğrenen, bu yüzden Ebu Bekr'e eman veren ve “Ey Kureyş topluluğu! Şüphe yok ki ben, Ebû Kuhâfe'nin oğluna eman verdim. Bundan sonra ona kimse kötü niyet beslemesin.” diyerek Mekke halkına
seslenen kişi kimdir?
- İbn Dügunne

Medine yolculuğunda Efendimiz ve Hz. Ebu Bekir burada konaklayıp bir müddet kalmış ve burada bir de mescid inşa etmişlerdi. Aynı zamanda ilk Cuma namazının kılındığı İslam'daki ilk mescid nerede yapılmıştır?
- Kuba

Aslen Yahudi olan, “Evladım hakkında şüphe edebilirim. Belki, beni, hanımım kandırmıştır. Fakat Allah Resulü'nün son peygamber olduğundan zerre kadar şüphem yoktur.” dedikten bir müddet sonra da Müslüman olan ve bu söz üzerine Hz. Ömer'in kalkıp başından öptüğü sahabî efendimiz kimdir?
- Abdullah b. Selam

Efendimiz'in küçük yaşta vefat eden oğullarından sonra, Rukiyye validemiz de vefat etmişti. Hicri yedincei yılın zilhicce ayıydı. Medine'ye babasına gelirken rahatsızlanan Medine'de vefat eden; Ebu'l As'ın hanımı, Allah Resulü'nün kızı kimdir?
- Hz.Zeyneb

Nice hürlerden önce Müslüman olan, efendisi Ümeyye’nin, Ebu Cehil’in insafına bıraktığı, akıl almaz işkencelere maruz kalan, kızgın kumlardaki bu işkencelere “Ehad… Ehad…” diye cevap veren, Hz. Ebu Bekir tarafından satın alınıp azad edilen sahabi kimdir?
- Bilal-i Habeşi

Cibril aleyhisselam, Efendimizi semalar ötesi alemlere seyahate davet etti. Bir anda mekan başkalaşmış ve iç içe sırlarla dolu doyumsuz bir yolculuğun adımları atılmıştı. Bu yükselme nereden başlamıştı?
- Mescid-i Aksa’dan

Mekke’nin fethi, Huneyn ve Tebük gibi seferlerden sonra, Müslümanlara karşı koyanlar veya gidişatın sonucunu bekleyenler, heyetler halinde gelip teslim oluyorlardı. O yıl Medine’ye farklı sayılarda yaklaşık 350 heyet gelmişti. Bu yıla heyetler yılı manasında
hangi isim verilmişti?
- Senetü’l Vüfud

Vahiy meleği Cibril-i Emin, rahmet peygamberi Muhammedü’l Emin’e risalet vazifesini “Oku” emriyle ne zaman ve nerede tebliğ etmiştir?
- 17 Ramazan 610, Pazartesi günü Nur Dağı, Hira mağarasında

Kabe’ye alternatif olsun diye kendi topraklarında bulunan San’a’da büyük bir mabed yaptıran, hac için Kabe’ye giden insanların yön değiştirip buraya gelmeleri için uğraşan, bunun için fillerin de bulunduğu 60 bin kişilik orduyla Kabe’ye yönelen, meşhur fil hadisesinin müsebbibi Yemen valisinin adı nedir?
- Ebrehe

“Her geçen gün Mekkeliler, daha bir acımasız oluyor ve inananlara, Müslümanca yaşama hakkı tanımıyorlardı. Onun için daha kalıcı bir çözüm gerekliydi.” Efendimiz’in “Keşke oraya gidebilseniz… zira orası güvenli bir yerdir; hem orada bir melik var ki yanında kimseye zulmedilmez.” Dediği Müslümanların
ilk hicret yeri neresidir?
- Habeşistan

Kur’an ve sünnette bildirilen bir mucizedir. Allah Resulü’nün ruh ve bedeniyle gittiği, bir yerden sonra Cibril’i de gerilerde bırakıp semalar üstüne yolculuk yaptığı bu hadisenin adı nedir ve ilk vahyin gelmesinden kaç yıl sonra gerçekleşmiştir ?
- Miraç, 11 yıl sonra gerçekleşmiştir.

“Kureyş’in aslanı denilen Nevfel İbn Huveylid, iki sahabinin karşısına çıkıp, namaz kılmasınlar ve Kur’an okumasınlar diye, onları bir iple birbirine bağlamıştı.” Bu olay nedeniyle “Ayrılmaz iki arkadaş” manasına gelen “Karineyn” ismiyle vasıflanan bu iki sahabi kimlerdir?
- Hz. Talha ve Hz. Ebu Bekir

Mekke’nin fethinde Kabe’nin üzerine ulaşıp burada bulunan putları kaldırabilsin diye Efendimiz hangi sahabiyi mübarek omuzlarına çıkarmıştı?
- Hz. Ali

O yıl, Efendimiz, müşriklere karşı her zaman yanında olan çok sevdiği amcası Ebu Talib’i, ardından da O’na her zaman destek olmuş hanımı Hz. Hatice validemizi kaybetmişti. Ardı ardına yaşanan bu üzücü olaylarla dolu yıla ne isim verilmişti?
- Hüzün Yılı

Medine’den 12 Müslüman Mekke’ye gelip Akabe’de Hz. Peygamber’e; ‘Allah’a ortak koşmayacaklarına, hırsızlık ve zina yapmayacaklarına, çocuklarını öldürmeyeceklerine, iftira etmeyeceklerine, Hz. Peygamber’e itaat edeceklerine’ dair söz verirler. Bu olaya ne isim verilir?
- Birinci Akabe Beyatı

Bu insanların tek hedefi, dine ait meselelerin zayi olmasının önüne geçmek ve Efendimiz’den aldıkları kültürü başka insanlarla da paylaşarak tebliğ sürecini doğru ve kalıcı bir keyfiyetle hızlandırmaktı. Mescid-i Nebevi’de kalan bu sahabilere verilen ortak isim nedir?
- Ashab-ı Suffe

İslamiyet’in ilk yıllarında sadece Allah Resulü için farziyet ifade eden, Ümmet-i Muhammed için ise, kabir ve berzah yolunu aydınlatacağı bildirilen namaz hangisidir?
- Teheccüd Namazı

Allah Resulü’nün, kendisi hakkında, “Her peygamberin bir havarisi vardır; benim havarim de ………‘dir” dediği sahabi efendimiz kimdir?
- Zübeyr İbn Avvam

“Müslümanlara ve onlara destek verenlere baskı her geçen gün artmaktaydı. Efendimiz’in kızları Rukiyye ve Ümmü Gülsüm’le evli olan Ebu Leheb’in oğulları Utbe ve Uteybe, bu baskı sonucunda eşlerini boşamış ve onları yalnız bırakmışlardı. Müşrikler, Allah Resulü’nün kızı Zeynep’in kocasına da baskı yapmışlar fakat o bu baskıya direnmiş ve Hz. Zeynep’i bırakmamıştı.” Efendimiz’in bu damadının adı nedir?
- Ebu’l As

Allah ve resülü'ne gönülden teslim olan ilk dört sahabinin isimlerini, İslam'a girişlerindeki önceliklerine göre sıralayınız?
Hz. Hatice , Hz. Ali, Hz. Zeyd İbn Harise,
Hz. Ebu Bekir

Efendimizin iki kızıyla da evlenme şerefine nail olan Hz. Osman'a ' iki nur sahibi ' manasına gelen hangi isim verilmişti ve Peygamberimiz'in kızları
olan bu validemiz kimlerdi?
Zü'n Nureyn, Hz. Rukiyye, Hz Ümmü Gülsüm

Muhammedü'l-Emin, Hz. Hatice'nin ticaret kervanını Şam'a götürecekti. Hz. Hatice, Onun hakkında duyduğu güzel şeylerden daha fazlasını bilmek istiyordu. Bu yüzden Efendimiz'in bütün hareketlerini takip edip kendisine rapor etmesi için kervanda birisini görevlendirmişti. Bu kişi kimdir?
- Meysere

Bedir'de iman ordusuna karşı savaşmaya gelmiş ve esir alınmış kimselerin arasında Efendimiz'in yakın akrabalarından kimler bulunuyordu?
- Amcası Abbas İbn Abdulmuttalib, Hz. Ali'nin kardeşi Akil, yeğeni Nevfel, damadı Ebu'l As

.................... Hz. Aişe validemizle anne bir kardeş idi. Hizret yolunda Allah Resulü'nün yanında bulunanlardan biriydi. Efendimiz (SAV), Abdullah İbn Uraykıt, Hz. Ebü Bekir ile beraber hicret yolculuğunda bulunan bu kişikimdir?
- Amir İbn Füheyre

Efendimiz'in ' Ben, Saba rüzgarıyla helak edilmiştir.' buyurduğu, müşriklerin de bu kuvvetli rüzgar sebebiyle geri çekilmeye başladığı savar hangisidir?
- Hendek Savaşı

“ Doğrusu biz Sana, aşikar bir fetih ve zafer ihsan ettik...” diye başlayan, Hudeybiye Anlaşması'yla alakalı nazil olan ve Efendimiz'in, hakkında “ Nefsim yed-i kudretinda olana yemin olsun ki mutlaka bu bir fetihtir.” buyurduğu sure hangisidir?
- Fetih suresi

Ebu Lehebi yeğeni Muhammed'in doğumunu haber vereb bir kişiyi sevinçten özğürlüğüne kavuşturmuştu. Aynı zamanda Efendimizin ilk sütannesi olan bu kişi kimdir?
- Süveybe

Hayber'de esir alınanlar arasında yer alan, Hz. Harun soyundan gelen Huveyy İbn Ahtab'ın kızı olan, Efendimiz'in kendisine eş olarak
seçtiği validemiz kimdir?
- Hz. Safiyye

Peygamber Efendimiz (SAV) 'in Kur'an, İncil ve Tevrat'ta geçen isimleri sırasıyla hangileridir?
- Kur'un'da Muhammed, İncil'de Ahmed,
Tevrat'ta Ahyed

Hudeybiye'de Hz. Osman ve on sahabinin şehit edildiğine dair yalan haberler ulaşır ulaşmaz Allah Resülü “Herhalde Kureyş'le savaşmadan buradan ayrılmayacağız” diyerek ashabını beyata çağırdı. Hz. Osman'ın gıyabında beyat eden Efendimiz ve cennetle müjdelenen ashabının bu beyatının adı nedir?
- Rıdvan Beyatı

Efendimiz, vefatından önce Bizans'a karşı konulacak ordunun sancağı kime emanet demişti?
- Hz. Usame

Efendimiz'in annesi Ebva köyünde vefat edince, O'nun analık ve bablık görevini üstlenen, onların yoklullarını hissetimemeye çalışan, bu sebepten dolayı Allah resülü'nün(SAV), kendisi için “Annemden sonra ikinci annem”
ifadesini kullandığı zat kimdir?
- Ümmü Eymen

Hendek savaşı öncesi Efendimiz ashabıyla istişare yapıyorsu. Hendek açılmasını tavsiye eden ve Efendimiz'in “........... Ehl'i Beyt'tendir” iltifatına mazhar olan sahabi efendimiz kimdir?
- Selman-ı Farisi

Mustalikoğullarının liderinin kızıydı. Beni Mustalik'le yapılan savaştan sonra Müslümanlara esir düşmüştü. Burada İslam'ı benimseyip Müslüman oldu. Efendimiz'in hürriyetine kavuşturduktan sonra kendisinin de isteği ile nikahına aldığı validemiz kimdir?
- Hz. Cüveyriye

Aslen hür bir ailenin çocuğu iken, annesiyle birlikte gittikleri ana ocağında baskına uğramış ve köle pazarlarında satılmıştı. Ukaz panayırında onu, Hz. Hatice validemizin yeğeni Hakim İbn Hizam satın almış ve halasına getirmişti. Hz. Hatice'nin Efendimiz ile evliliği gerçekleşinceye kadar, bir müddet öylece onun hizmetine devam etmişti. Kimdi bu saadet
 hücresinin kutlu sakini?
- Zeyd ibn Harise

.................., aşere-i mubeşşreden meşhur sahabi Said b. Zeyd'in babası, Zeyneb ;Binti Cahş'ın ağabeyi ve Hz Ömer'in amcasıydı. Hz. İbrahim'den kalma bir inanca sahip Haniflerdendir. Bu sebeple, putlardan yüz çeviriyor ve her fırsatta onların, hiçbir fayda ve zarara güç yetiremeyeceğini haykırıyordu. Sadece Allah adına kesileni yiyor, harama el sürmüyordu. Bu sahabi Efendimiz kimdir?
- Zeyd İbn Amr

Uhud Savaşında Efendimiz, elindeki kılıcı göstererek “Bu kılıcın hakkını kim verecek.” diye sormuş, kılıcın hakkının da eğilip bükülene kadar savaşmak olduğunu söylemişti. Kılıcı alarak hakkını veren sahabi efendimiz kimdi?
- Ebu Dücane

Efendimiz'in süt annesi Halime-i Sa'diye'nin kocasının künyesi olan bir isim vardı. Mekke müşrikleri, Efendimiz'i (SAV) küçümsemek için bu ismi kullanıyordu. Şakk-ı Kamer hadisesi ortaya çıkınca bunun Efendimiz'in sihrinden başka birşey olmadığını söylerlerkende bu ifadeyi kullanmışlardı. Bu ifade (isim) nedir?
- İbn Ebi Kebşe

Rabbini inkar etmekten, Resulullah’ın aleyhinde söz sarfetmekten kaçınan ve bu yüzden Ebu Cehil’in mızrağına hedef olan ve şehitlik mertebesine ulaşan İslam’ın ilk şehidi kimdir?
- Hz. Sümeyye





18.12.14

Günlük Zikirler (Kartelalar - 44)

Kim her namazdan sonra 33 defa sübhânellâh, 33 elhamdulillâh, 33 Allâhu ekber ve bir kere de
Okunuşu: la ilâhe ille’l-lâhu vahdehû lâ şerîke lehû, lehû’l-mülkû ve lehû’l-hamdu ve hüve alâ külli şey’in kadir.
Manası: Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’na mahsustur. Her şeye kudret yeten O’dur.
tehlilini söylerse, hata ve günahları denizlerin köpükleri kadar çok da olsa bağışlanır.
(İbnü’s-Sünni, Amelü’l-Yevmi ve’l-Leyle, nr. 10)

Kim, sabah namazından sonra diz çökmüş durumda hiçbir şey konuşmadan on kere,
Okunuşu: “Lâ ilahe illallâhu vahdehû lâ şerike leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümîtü ve hüve alâ külli şey’in kadir”
Manası: Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur sadece Allah vardır. O tektir Onun ortağı yoktur. Saltanat Ona aittir. Hamd Ona mahsustur hayat verip öldüren de O’dur. Onun her şeye gücü yeter.
derse kendisine on sevap yazılır on günahı silinir. On derece yükseltilir. O gün boyunca her türlü kötülüklerden korunur. Şeytandan korunur. Allah’a şirk koşmaz ise işleyeceği hiçbir günah ona zarar vermez; günahları silinmiş olur.”
(Tirmizî, Sünen, nr. 3474)

Câbir’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre;
Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kim,
Okunuşu: “Sübhanallahi’l-azîmi ve bihamdihi”
Manası: Büyükler büyüğü Allah’ı hamdiyle tesbih ederim,
derse kendisi için cennette bir hurma ağacı dikilir.
(Tirmizî, Süneni nr. 3464; Hâkim, el-Müstedrek, 1/501, 502)

Kim sabah namazından sonra 3 defa
Okunuşu: E’ûzûbillâhi’s-semîi’l-‘alîmimine’ş-şeytâni’r-racîm.
Manası: Tardedilmiş(kovulmuş) şeytandan İşiten ve Bilen Allah’a sığınırım.
deyip, haşır süresinin son üç ayetini (lev enzelna) okursa;
 Allah (c.c.) o kimse için 70 bin melek görevlendirir; bu melekeler akşama kadar o kişiye hayır duada bulunurlar. Akşam namazından sonra okursa yine sabaha kadar hayır dua ederler. Bu arada vefat ederse şehid sevabı alır.
(Tirmizî, İbnî Sünnî)

Kim efendimiz’e (s.a.s.) bir salâvât okursa
Okunuşu: Allâhümme salli alâ seyyidina muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed.
Manası: “Allahım! Muhammed’e ve Muhammed’in âline (aile efradına) rahmet bereket ihsan eyle!.”
Allah (c.c.) da ona on salât getirir, on dileğini karşılar.
(İbnî Sünnî, Nesâî)

Allah’ın (c.c.) en çok hoşlandığı zikir
Resûl-i Ekrem (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “İki kelime vardır, bunlar dilde hafif, terazide ağır, Rahman’a sevgilidirler:
Okunuşu: Sübhâne’l-lahi ve bihamdihi, Sübhane’l-lahi’l-‘azîm
Manası: Allahım! Seni hamdinle tesbih ederim, yüce Allah’ım seni tenzih ederim.
kelimeleridir.”
(Buhârî, Sahîh, nr. 6406; Müslim, Sahîh, nr. 2694)

Benim nazarımda üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha üstün ve sevimlisi;
Okunuşu: Sübhâne’l-lâhi ve’l-hamdû lillâhi ve lâ ilâhe ill’l-lâhû va’l-lâhû ekber. zikridir.
Manası: “Hamd Allah’a mahsustur, Allah’tan başka ilâh yoktur ve Allah en büyüktür.”
Bu zikri okuyana cennette kendisine okuduğunca meyve ağacı dikilir. Kimse onun daha üstünü ile gelemez.
(Müslim)

Kim günde 100 defa
Okunuşu: “La ilâhe illallâhü vahdehü lâ şerike leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr
Manası: “Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Onun ortağı yoktur. Mülk Onundur. Hamd de Ona mahsustur. O, her şeye kadirdir.”
derse (bu zikir) onun için (sevap bakımından) İsmail’in (a.s.) evladından bir köle âzat etmeye denk olur. Ayrıca o kimse için on iyilik (sevabı) yazılır, on (küçük) günahı silinir. (Cennetteki yeri) on derece yükseltilir. Akşama kadar şeytandan korunmuş olur. Eğer bu kelimeleri akşamleyin söyleyecek olursa onun için aynı şeyler sabaha kadar olur.”
(Ebû Dâvûd, Sünen, nr. 5077; İbn Mâce, Sünen, nr. 3867; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/59)

Efendimiz’in (s.a.s.) peş peşe 3 defa okumasını tavsiye ettiği zikir
Okunuşu: “Sübhânellâhi adede halkıhî. Sübhânellâhi rıdâ nefsihî. Sübhânellâhi zinete arşihî. Sübhânellâhi midâde kelimâtihî”
Manası: “Allah’ı mahlûkatı sayısınca noksanlıklardan tenzih ederim. Allah’ı nefsinin rızasınca noksanlıklardan tenzih ederim. Allah’ı arşının ağırlığınca noksanlıklardan tenzih ederim. Allah’ı (sonsuz) kelimelerinin sayısınca noksanlıklardan tenzih ederim.”
(Müslim, Sahîh, nr. 2726)

Sad b. Ebî Vakkâs (r.a.) anlatıyor: Bizler Resûlullah’ın (s.a.s.) yanındaydık. Bir ara bizlere, “Sizler her gün bin sevap kazanmaktan âciz misiniz?” buyurdu. Oturanlardan biri, “Bizler (günde) bin sevabı nasıl kazanırız?” diye sordu. Resûlullah (s.a.s.), “Yüz kere tesbih çekene bin sevap yazılır. Yahut ondan bin günahı silinir,” buyurdu.
Okunuşu: Sübhâne’l-lâh
Manası: “Allah’ım Seni noksanlıklardan tenzih ederim.”Desin.
(Müslim, Sahîh, nr. 2968)

Cehennem azabından korunma duası
Okunuşu: Allâhümme ecirnî mine’n-nâri.
Manası: “Allahım! Beni cehennem azabından koru.”
Kim sabah ve akşam namazından sonra 7 kere okursa; cehennem azabından korunmuş olur.
(Ebû Dâvûd)

Günahları silen zikir:
Enes b. Mâlik’in (r.a.) rivayet ettiğine göre Nebî (s.a.s.) buyurmuştur ki: “Herkim Cuma günü sabah namazının farzından önce, üç defa;
Okunuşu: “Estağfirullâhellezî lâ ilâhe illâ hüve’l-hayye’l-kayyûme ve etûbü ileyhi”
Manası: “O daima diri olan (Hayy), bütün varlığın idâresini yürütendir (Kayyûm), kendisinden başka ilâh olmayan Allah’tan bağışlanmamı diler ve ona tövbe ederim,
derse, günahları denizlerin köpükleri kadar çok da olsa, Allah Teâlâ onu bağışlar.”
(İbnü’s-Sünni, Amelü’l Yevmi ve’l-Leyle, nr. 82)

Efendimiz (s.a.s.) vitir namazından sonra 3 defa;
Okunuşu: Sübhâne’l meliki’l kuddûsi
Manası: “Mukaddes ve her şeyin sahibi olan Allahım!”
zikrini okurdu.
(Ebû Dâvûd, Nesâî)

Tehlike anında okunacak zikir
Okunuşu: “Bismillâhirrahmânirrahîm, velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm.”
Manası: “Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Güç, kuvvet ve kudret yalnız yüce ve her şeyden büyük olan Allah’a mahsustur.”
Kişi bunu söylediğinde, Allah Teâlâ onu her türlü bela ve musibetten korur.
(İbnü’s-Sünni, Amelü’l Yevmi ve’l-Leyle, nr. 331)

Zor durumdayken okunacak zikir
Okunuşu: “Hasbünellâhu ve ni’me’l-vekîl”
Manası: “Allah bize yeter! O ne güzel bir vekildir.”
(Ebû Dâvûd)

Bunu söyleyen kişiye Allah (c.c.) “kulum doğru söyledi” der.
Okunuşu: Lâ ilâhe ille’l-lâhû vallâhû ekber.
Manası: “Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. O Allah en büyüktür.”
Kişi hasta olarak bu zikri yaptığı zaman iyileşmeden vefat ederse cehennem ateşi ona dokunmaz.
(Tirmizî)

Efendimiz (s.a.s.) tarafından cennet hazinelerine benzetilen zikir
Ebû Musa el-Eşarî (r.a.) anlatıyor: Bir gün Resûlullah (s.a.s.) bana, “Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstermemi ister misin?” buyurdu. Ben, “Elbette isterim ey Allah’ın Resûlü!” dedim. O da;
Okunuşu: Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh.
Manası: “Güç kuvvet ve kudret yalnızca Allah’a mahsustur.”
dedi.
(Buhârî, Sahîh, nr. 4205; Müslim, Sahîh, nr. 2704)
  
Hz. Yunus (a.s.)’ın balığın karnında ettiği zikir
Okunuşu: Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine’zâlimin.
Efendimiz (s.a.s.) tarafından hem dua hem de zikir olarak tavsiye edilmiştir.
(Tirmizî)

Mağlubiyet anında yapılması istenen zikir
İbn Abbas’tan (r.a.) rivayet olunduğuna göre, Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz sıkıntılı zamanlarında şöyle dua etmiştir:
Okunuşu: “Lâ ilâhe illâllâhu’l-azîmu’l-halîmu. Lâ ilâhe illâllâhu Rabbü’l-Arşi’l-azîmi. Lâ ilâhe illâllâhu Rabbü’s-semâvâti ve Rabbu’l-ardı ve Rabbu’l-arşi’l-kerîm”
Manası: “Azim ve Halîm olan Allah’tan başka ilâh yoktur. Büyük arşın Rabbi olan Allah’tan başka ilâh yoktur. Göklerin Rabbinden, yerin Rabbinden ve yüce arşın sahibi olan Allah’tan başka ilâh yoktur.”
(Buhârî, Sahîh, nr. 6345; Müslim, Sahîh, nr. 2730)

Efendimiz (s.a.s.) tarafından çokça tekrarı tesviye edilen zikir
Okunuşu: “Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn”
Manası: “Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Doğrusu ben yapılması gerekeni yapmamak suretiyle kendime haksızlık edenlerdenim!”
(İbnü’s-Sünni, Amelü’l Yevmi ve’l-Leyle, nr. 345; Nesâî, Amelü’l Yevmi ve’l-Leyle, nr. 655)

Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor;
Okunuşu: Yâ erhame’r-râhimîn
Diyenlerden sorumlu bir meleği vardır. Kim 3 defa bu zikri tekrarlarsa, sorumlu melek; “merhamet edenlerin en merhametlisi olan Allah sana bakıyor ne istiyorsan hemen iste!” der
(Hakîmi Müstedrek)

Efendimiz’in (s.a.s.) bir oturuşta 100 defa tekrar ettiğini sahabe (r.a.) rivayet etmiştir;
Okunuşu: Rabbi’ğfir lî ve tüb aleyye inneke ente’t-tevvâbu’r-rahîm.
İstiğfara devam edenin Allah (c.c.) sıkıntılarını giderir, darlıktan çıkarır ve geniş rızık verir.
(Ebû Dâvûd, Tirmizî)

Kur’ân-ı Kerîm’i okumanın fazileti
Kim Kur’ân-ı Kerim’den bir harf okursa onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da 10 sevaptır. Ben “elif lâm mim” bir harftir demiyorum, bilakis elif 1, lâm 1 ve mim de 1 harftir.
(Tirmizî)

Mülk Sûresi’nin fazileti
Kur’ân’da 30 ayetten ibaret bir sûre bir adama şefaat etti ve o kişi bağışlandı. O Sure Mülk Sûresi’dir.
(Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn Mâce)

Amenâr-rasûlü’nün fazileti
Bakara Sûresi’nin son iki ayetini (amenâ’r-resûlü) yatsı namazından sonra okuyan kimseye bu okuduğu yeter.
(Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd)

Allah (c.c.)’ın en çok sevdiği kelam ve melekler için seçtiği zikir;
Okunuşu: Sübhâne rabbi ve bihamdihi.
Manası: “Allahım seni hamdinle tesbih ederim.”
(Müslim, Tirmizî)

Allah’ın (c.c.) en çok hoşlandığı zikir
Okunuşu: Sübhâne’l-lâhi ve bihamdihi.
Manası: “Allahım seni hamdinle tesbih ederim.”
Kim günde 100 kere okursa günahları deniz yüzeyindeki köpük kadar fazlada olsa silinir.
(Buhârî, Müslim)

Câbir b. Abdullah diyor ki;
Ben Resûlullah’ın (s.a.s.) şöyle dediğini işittim:
“Zikirlerin en üstünü,
Okunuşu: Lâ ilâhe ille’l-lâh
Manası: “Allah’tan başka ilâh yoktur.”
kelime-i tevhididir.”
(Tirmizî, Sünen, nr. 3383)

Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki;
Okunuşu: Radîtü billâhi rabben ve bil’islâmi dînen ve bimuhammedin rasûlâ
Manası: “Rabb olarak Allah’tan, Peygamber olarak Hz. Muhammed’den, din olarak da İslam’dan razı oldum.”
demelidir, böyle derse; cennete girmesi vacip olur.
(Ebû Dâvûd, Nesâî)

Ayet-el Kûrsi’nin fazileti
Efendimiz (s.a.s.) buyurdu ki;
“Her kim, farz namazların arkasından Ayet-el Kûrsi’yi okursa, Cennet’e girmekten onu ancak ölüm men eder. Her kim onu yatacağı zaman okursa, Allâhu Teâlâ ona kendi evi, komşusunun evi ve etraftaki evler hakkında güvence verir.”
(Beyhâki)

Kur’an okuyunuz!
Çünkü Kur’an kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir.
(Müslim, Ahmed b. Hanbel)

Yasin Sûresi’nin fazileti
Kim bir gün ve gecede yalnız Allah rızası için Yasin Sûresi’ni okursa onun günahları bağışlanır.
(İbn Sünnî)

Vakıâ Sûresi’nin fazileti
Kim her gece Vakıâ Sûresi’ni okursa kendisine fakirlik isabet etmez.
(İbn Sünnî)

Efendimiz (s.a.s.) buyurdu;
Okunuşu: Sübhâne’l-lâhi ve’l hamdu lillâhi
Zikri yer ile gök arasını sevap ile doldurur.
(Müslim, Tirmizî)

İhlas, Felak ve Nas Sûreleri’nin fazileti
Sabah-akşam üç kere “İhlas” ile “Muavvizeteyn”i (felak-nas) okumak, bela ve sıkıntılardan korur.
(Tirmizî)

Peygamber Efendimizin (s.a.s.) tavsiye ettiği dua
Ey Muâz! Allah’a yeminle söylüyorum ki, ben seni seviyorum. Ey Muâz, sana tavsiyem olsun; her namazın peşinden;
Okunuşu: “Allâhümme e’inni alâ zikrike ve şukrike ve hüsni ibâdetike”
Manası: Allahım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibâdet etmek için bana yardım et.”
duasını okumayı sakın ihmal etme.
(Ebû Dâvûd, Sünen, nr. 1522)

Hz. Âişe’den (r.anh) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.), rükûda ve secdede şöyle dua etmiştir:
Okunuşu: “Sübbûhun kuddûsün, rabbü’l-melâiketi ve’r-rûhi”
Manası: “Cebrail’in ve meleklerin Rabbi olan Allahım! Sen her şeyden münezzehsin. Çok yüce ve mukaddessin.”
(Müslim, Sahîh, nr.487)

Hz. Âişe’den (r.anh) rivayet edildiğine göre, ayrıca Resûl-u Ekrem (s.a.s.), rükû ve secdelerinde şöyle de dua etmiştir:
Okunuşu: “Sübhânekellâhümme rabbenâ ve bihamdik. Allahümme’ğfir lî”
Manası: “Allah’ım, sana hamd-ü sena edersek bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Sen bizim Rabbimizsin. Allahım beni bağışla.”
(Buhârî, Sahîh, nr. 794, Müslim, Sahîh, nr. 484)

Peygamber Efendimizin (s.a.s.) tavsiye ettiği günlük zikir
Ebû-Derdâ’nın (r.a.) rivayet ettiğine göre, Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Herkim, sabah kalktığında ve akşama erdiğinde, yedi defa,
Okunuşu: “Hasbiyallâhu lâ ilâhe illâ hüve, aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbü’l-arşi’l-azîm.”
Manası: Allah bana yeter! O’ndan başka ilâh yoktur. Ben ona tevekkül ettim. Allah büyük Arş’ın Rabbidir,
derse, Allah Teâlâ onun hem dinine hem de dünyasına yeter.”
(Ebû Dâvûd, Sünen, nr. 5081; İbnü’s-Sünnî, Amelü’l-Yevmi ve’l-Leyle, nr. 70)




15.12.14

Kırk Hadiste Komşuluk Akrabalık ve Dostluk (Kartelalar -41)

Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, onu mirasçı kılacak sandım.”
(Müslim, Birr ve Sıla, 42)

Komşusu açlıktan kıvranırken, tok yatan kimse iman etmiş olamaz.”
(İbn Ebî Şeybe, Musannef, Îmân ve Rü’yâ, 6)

Sizden biri kendisi için istediğini din kardeşi için –yahut komşusu için- de istemedikçe (tam) iman etmiş olamaz.”
(Müslim, İman, 71)

Bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.s.), “İyi veya kötü yaptığımı nasıl bilebilirim?” diye sormuş, Hz. Peygamber (s.a.s.) de şöyle buyurmuştur: “Komşularının, ‘İyi yaptın’ dediğini duyarsan iyi yapmışsındır; onların, ‘Kötü yaptın’ dediğini duyarsan da kötü yapmışsındır.”
(İbn Mâce, Zühd, 25)

Ebû Zer (r.a.) şöyle demiştir: “Dostum (Hz. Peygamber) (s.a.s.) bana şunu tavsiye etti: Çorba pişirdiğinde suyunu biraz fazla koy, sonra komşularının hâline bak da uygun bir şekilde kendilerine ondan ikram et.”
(Müslim, Birr ve Sıla, 143)

Şerrinden komşusunun emin olmadığı kimse cennete giremez.”
(Müslim, Îmân, 73)

Ey mümin hanımlar! Sizden biri –yanık bir koyun parçası dahi olsa- komşusunun ikram ettiği şeyi küçümsemesin.”
(Muvatta, Sıfatü’n-nebî, 10)

Bir Müslüman öldüğünde, yakın komşularından üç hane halkı onun iyi bir insan olduğuna şahitlik ederse, Yüce Allah da onun için şöyle der: “Şahitlikte bulunan kullarımın bildiklerine göre yaptıkları şahitliğini kabul ettim ve kendi bildiklerimi de bağışladım.”
(Ahmed b. Hanbel, II, 409)

Allah’a ve âhiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun; Allah’a ve âhiret gününe iman eden komşusunu rahatsız etmesin; Allah’a ve âhiret gününe iman eden misafirine ikram etsin.”
(Buhârî, Rikâk, 23)

İki kişi birden davet edecek olursa sen kapısı en yakın olana git. Çünkü kapısı en yakın olan en yakın komşudur. Eğer onlardan birisi daha önce davet etmişse, onun davetine icabet et.”
(Ebû Dâvûd, Et’ime, 9)

Resûlullah (s.a.s.) şöyle demiştir: “Ey Ebû Hüreyre! Şüpheli şeylerden titizlikle sakın ki insanların en iyi kulluk yapanı olasın. Kanaatkâr ol ki insanların (Allah’a) en şükredeni olasın. Kendin için sevdiğin şeyi insanlar için de sev ki (kâmil) mü’min olasın. Komşularına iyi komşuluk et ki (gerçek) Müslüman olasın. Bir de az gül, zira çok gülmek kalbi öldürür.”
(İbn Mâce, Zühd, 24)

Hz. Âişe’nin şöyle dediği rivayet edilmiştir: Ben Hz. Peygamber’e (s.a.s.) “Ey Allah’ın Resulü! Benim iki komşum var. (Ziyaret veya hediye vermede) hangisinden başlayayım?” diye sorduğumda O, şu cevabı verdi: “Kapısı en yakın olandan.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 122-123)

Bir adam Resûlullah’a (s.a.s.) gelerek “Ey Allah’ın Resûlü! Falan kadının namazının, orucunun ve sadakasının çok olduğundan ancak diliyle komşusunu rahatsız ettiğinden söz ediliyor, (ne buyurursunuz?) dedi. Resûlullah; “O cehennemde olacaktır.” Buyurdu. Adam bu kez “Ey Allah’ın Resûlü! Falan kadının namazının, orucunun ve sadakasının az olduğundan ancak diliyle komşusunu rahatsız etmediğinden söz ediliyor, (ne buyurursunuz?) dedi. Resûlullah; “ O da cennette olacaktır.” buyurdu.” (Ahmed b. Hanbel, II, 440)

Allah katında arkadaşların en hayırlısı arkadaşına karşı en iyi olandır; komşuların en hayırlısı ise, komşularına karşı en güzel davranandır.”
(Dârimî, Siyer, 3)

Ev almadan önce komşu, yola çıkmadan önce de arkadaş arayın.”
(Taberâni, el-Mu’cemü’l-Kebir, IV, 268)

Komşu (komşusunun malını satın almada) öncelik hakkına sahiptir.”
(Buhârî, Hıyel, 14)

Bir arazisi olup ta satmak isteyen kişi onu önce komşusuna teklif etsin.”
(İbn Mâce, Şuf’a, 1)

Zarar vermek te zarara uğramak ta yoktur. Bir kimse (kendi evine destek olmak üzere) komşusunun duvarına ağaç dayayabilir.”
(Ahmed b. Hanbel, I, 313)

Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle dua ederdi: “Allahım! İkamet ettiğim yerdeki komşunun şerrinden sana sığınırım.”
(İbn Hibbân, es-Sahîh, III, 307)

Merhametlilere, Rahman merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin! ‘Rahim’ (akrabalık bağı) Rahman kökünden türemiş bir ağaçlıktır. Kim akrabalık ilişkisini sürdürürse Allah da onunla ilişkisini sürdürür; kim de bu ilişkiyi koparırsa Allah da o kimseyle ilişkisini koparır.”
(Tirmizî, Birr ve Sıla, 16)

Allah, ‘Ben Rahman’ım, o (akrabalık bağlarının) adı da rahimdir. Ona kendi ismimden türeyen bir isim verdim. Onunla ilişkiyi sürdürenle ben de ilişkimi sürdürür, onunla ilişkiyi kesenle ben de keserim.’ buyurdu.”
(Ebû Dâvûd, Zekât, 45)

Kim rızkının bollaştırılmasını yahut ecelinin geciktirilmesini arzu ederse, akrabalık ilişkilerini sürdürsün!”
(Buhârî, Edeb, 12)

Allah’a ve âhirete inanan, misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve âhiret gününe inanan, akrabalık ilişkilerini sürdürsün…”
(Buhârî, Edeb, 85)

Akrabalarla ilişkiyi sürdüren, akrabasından gördüğü iyiliğe iyilikle karşılık veren kimse değil, akrabası kendisine iyiliği kestiğinde dahi onlarla ilişkiyi sürdürendir.”
(Buhârî, Edeb, 15)

Akrabalarla ilişkiyi kesen, cennete giremez.”
(Müslim, Birr ve Sıla, 19)

Bir adam yakınından ihtiyaç fazlası eşyasını ister ve o da yanındaki bu eşyayı ona vermezse kıyamet gününde o eşya zehirli yılan olarak karşısına çıkar.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 119-120)

Herhangi bir yoksula verilen sadaka, bir sadaka sayılırken; yoksul akrabaya verilen, biri sadaka, diğeri ise sıla-i rahim olmak üzere iki sadaka sayılır.”
(Nesâî, Zekât, 82)

Akrabalık ilişkilerinizi sürdürebilmeniz için soyunuzu tanıyınız. Zira akrabalar arası bağların sürdürülmesi, aile içinde sevgiye, malda bolluğa ve ömrün bereketlenmesine sebeptir.”
(Tirmizî, Birr ve Sıla, 49)

Sevabı en hızlı verilecek hayır, iyilik etmek ve akraba ile ilişkiyi sürdürmektir. Cezası en çabuk verilecek kötülük de, azgınlık yapmak ve akraba ile iyi ilişkiyi kesmektir.”
(İbn Mâce, Zühd, 23)

Ruhlar, bir araya gelmiş topluluklardır. Birbirleriyle uyuşanlar kaynaşır, uyuşmayanlar ise anlaşamayıp ayrılır.”
(Müslim, Birr ve Sıla, 159)

Mümin cana yakındır. Başkalarıyla kaynaşmayan ve kendisiyle kaynaşılamayan kimsede hayır yoktur.”
(Ahmed b. Hanbel, II, 400)

Kişi dostunun dini üzeredir. Şu halde sizden biri kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin.”
(Tirmizî, Zühd, 45)

İyi arkadaşla kötü arkadaşın örneği, misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku alırsın!”
(Müslim, Birr ve Sıla, 146)

Sadece müminle arkadaş ol, yemeğini de takva sahibi olan yesin.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 16)

Resûlullah’ın (s.a.s.) huzuruna bir adam geldi ve; “Yâ Resûlullah! Bir topluluğu seven ama henüz onların aralarına katılmamış kimse hakkında ne dersin?” diye sordu. Resûlullah (s.a.s.); “Kişi sevdiği ile beraberdir” cevabını verdi.
(Buhârî, Edeb, 96)

Sevdiğini ölçülü sev, belki bir gün nefret edebilirsin. Nefret ettiğinden de ölçülü nefret et, belki bir gün dostun olabilir.”
(Tirmizî, Birr ve Sıla, 60)

Sizden biri, din kardeşini sevdiği zaman bunu ona bildirsin.”
(Tirmizî, Zühd, 54)

Bir kimse biriyle arkadaşlık kuracağı zaman ona ismini, babasının ismini ve kimlerden olduğunu sorsun. Çünkü bu sevgiyi pekiştirir.”
(Tirmizî, Zühd, 54)

İyiliklerin en iyisi, kişinin baba dostuna yaptığı iyiliktir.”
(Müslim, Birr ve Sıla, 12)

(Din) kardeşinle (gereksiz) tartışmaya girme, onunla (incitici biçimde) şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme.”

(Tirmizî, Birr ve Sıla, 58)










11.12.14

Büyüklerden Hikmetli Sözler - 2 ( Kartelalar 40 )

Câfer-i Sâdık :
İyi ahlak sahibi kimselere yakın ol, çünkü kötü huylu olanlar susuz bir çöl, yeşermeyen bir ağaçtır.

İmam-ı Rabbânî :
Toprak ol toprak ki, gül bitsin sende, Topraktan başka yok, kavuşan güle.

Emîr Sultan :
Allahü teâlânın yolunda olan bir kimsenin kalbinde, Allahü teâlâya kavuşmaktan başka bir arzu bulunmaz.

Hazret-i Ebû Bekr (ra) :
Resûlullah efendimizin doğumuna dâir yazılanların okunması için bir dirhem harcayan, Cennette bana arkadaş olur.

Hazret-i Ömer (ra) :
Resûlullah efendimizin doğum zamanına kıymet veren, islâma kıymet vermiştir.

Câfer bin Muhammed :
Pek çok kötülüğün anahtarı, sinirlenmektir.

İmâm-ı Mâlik :
Kendine hayrı olmayan kimsenin, başkasına hayrı olmaz.

İmâm-ı Rabbânî :
Allahü teâlânın aydınlatmadığı kimseye, kimse ışık veremez.

Yunus Emre :
Ana rahminden indik pazara, Bir kefen aldık döndük mezara.

İmam-ı Rabbân :
Dertler, belâlar, sıkıntılar; Muhabbetin, sevginin, şaşmıyan şâhidleridir.

İmâm-ı Mâverd :
Âlimle sohbet eden aziz; cahille düşüp kalkan zelil olur.

Ömer bin Abdülazîz :
Kim cenneti seviyorsa, Cehennemden kaçar.

Hazret-i Ali :
İnsan, söylemediği sözün hakimi, söylediği sözün mahkûmudur.

İmâm-ı Rabbânî :
Bu dünya çalışma yeridir. Ücret alınacak yer, ahirettir.

Ebû Turâb-ı Nahşebi :
İki şeyi istersiniz ama, bulamazsınız. Bunlar, neşe ve rahatlık olup, ikisi de Cennette olur.

İbrâhim bin Edhem :
Temiz ve helâl ye de, ister sabaha kadar (nafile)ibâdet et, ister uyu.

Hazreti Ömer (ra) :
Sâdık arkadaşlar edin, gölgelerinde yaşarsın. Çünkü sâdık dostlar, huzurlu anlarda süs, sıkıntılı demlerde silahtır.

Haci Bayram Veli :
Kibir bele bağlanan taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur.

İmam-ı Azam :
Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım,başım göğe ererdi.

Şâh Şücâ Kirmânî :
Yalan söylemekten, gıybet etmekten ve hıyanette bulunmaktan uzak durunuz!

İmam-ı Rabbânî :
Gençlik zamânında dînin emirlerine uymak, dünyâ ve âhiret nîmetlerinin en üstünüdür.

Ömer bin Abdülazîz :
Kıyamet günü nereye gitmek istiyorsanız, hazırlığınızı ona göre yapınız.

Hz Ali (ra) :
Adalet, halkın dirliği ve düzeni; idarecilerin ise, süsü ve güzelliğidir.

Hz Ömer (ra) :
Şiddet görmeksizin kuvvetli, zayıflık belirmeksizin yumuşak ol.

Abdullah Harrâz :
Sabrın alâmeti; şikâyeti terk, musibeti ve sıkıntıları gizlemektir.

Yahyâ bin Muâz-ı Râzî :
Hakîki sevgi, iyilik gördüğünde artmayan, kötülük gördüğünde de eksilmeyendir.

İmam-ı Rabbani :
Ölmek felaket değildir. Asıl felaket öldükten sonra başa gelecekleri bilmemektir.

Ebu Zer Gifari :
Yalnızlık kötü arkadaştan, iyi arkadaş da yalnızlıktan iyidir.

Bâyezîd-i Bistâmî :
Gözü harama bakmaktan ve başkalarının ayıplarını görmekten korumalıdır!

İmâm-ı Gâzâli :
Vücudun rahatı az yemekte; rûhun rahatı az günahtadır.

İmam-ı Ahmed bin Hanbel :
İstediklerini vermediğiniz zaman kızan ve küsen hakiki dost değildir

Atâ bin Ebû Rebâh :
Üç gün geçince arkadaşınızı arayınız! Hasta ise ziyaret ediniz! Eğer bir işle meşgûl ise, yardımda bulununuz!

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî :
İnsanların sıkıntılarına katlanmak, Allahü teâlânın beğendiği, Resûlullahın sevdiği ve evliyanın özendiği bir ahlâktır.

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî :
Gıybet edene sus diyene yüz şehîd sevâbı vardır.

Hz Ali (ra) :
Doğruluk, İslâmın direği, îmânın desteğidir.

Hazreti Mevlana :
Acı; tatlı dudakların tesiri ile tatlılaşır. Diken, gül bahçesi nedeni ile gönül çeker hâle gelir.

Hazreti Mevlana :
Kötü yaratılışlı kişi Allah’a yalvaramasın diye Allah ona dert keder vermez. Unutma, Firavun’un başı bir kez bile ağrımadı.

Imam-i Rabbani :
Bu dünyâda hasret ve firâk ateşi ile yanan susuzlar, ancak nemâz çeşmesinin hayât suyu ile serinleyip râhat bulur.

Seyyid Abdülhâkim Arvâs :
Allahü teâlâ bize fadlı, ihsânı ile tecelli etsin; bizi fadlı ile korusun! Adliyle tecelli ederse, yanarız.

Ali Mahallî :
Allahü teâlâ, mümin kulunun işinde sonunun hayır olmasını murâd ettiği zaman, ona biraz acı ve sıkıntı tattırır.

Hazreti Mevlana :
İnsanların uğradıkları bela ve mihnet, dikkâtli bakarsan alışmadıkları şeyden meydana gelir.

Hazreti Mevlana :
Dertli kişinin tereddüt ve elemle dolu gönül evi vardır. Onu dinlemek, o eve pencere açıp havalandırmak demektir.

Hazreti Mevlana :
Dert; Allah’ı gizlice anmana vesile olacaksa tüm dünya malından yeğdir. Dertsiz dua soğuktur. Dertli dua gönülden, aşktan gelir.

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî :
Allahü teâlâya inanan ve güvenen kimse neden mahrumdur? Allah'tan mahrum olan ise neye mâliktir?

Abdullah Mürteiş :
Kalbin, Allahü teâlâdan ve O'nun dostlarından başkasına meyletmesi, o kalbin hasta olduğuna işârettir.

Abdullah-ı Ensârî :
Sıdk ve muhabbetin alâmeti ahde vefâdır.

Bekâ bin Batû :
Kendisinden daha aşağı derecede olan birinin nasihatini kabullenmek, yüksek derecelerden birine sahip olmaya işârettir.

İmâm-ı Rabbân :
Aşk, muhabbet kalpte olur ve kıymetlidir. Gerçek aşk, Allahü teâlâyı ve O'nun sevdiklerini sevmektir.

Bâyezîd-i Bistam :
İrfân sâhibi, ârif odur ki: Seninle yediğini, içtiğini, seninle eğlendiğini görürsün; ne var ki, onun kalbi Allah'a bağlıdır.

Ahmet bin Ebûl-Havâr :
Günah ve dünya sevgisiyle hastalanan kalblerinizi, dünyadan soğuyarak ve günahları terkederek tedâvî ediniz.

Seyyid Abdülhakîm-i Arvâs :
Cemiyetteki ruh hastalıklarının sebebi, îmân eksikliğidir.

Seyyid Abdülhakîm-i Arvâs :
Temiz ve yeni elbise giyiniz.Gittiğiniz yerlerde, ahlâkınızla, sözlerinizle, giyinişinizle İslâmın vekârını,kıymetini gösteriniz

Abdülkadir-i Geylân :
Şükrün esası, nîmetin sahibini bilmek, bunu kalb ile kabul etmek ve dil ile de söylemektir.

Amr bin Osman :
Tesavvuf, kulun her vakitde, o vakit için en iyi olan şey ile meşgûl olmasıdır.

İmâm-ı Mâverd :
Âlim, cahili bilir. Çünkü daha önce kendisi cahildi. Fakat cahil, âlimi bilemez. Çünkü o henüz âlim olmamıştır.

Ebû Abdullah Magribî :
Bir kimse samimi olarak dünyadan yüz çevirirse, Allahü teâlâya yönelirse, dünyanın şerrinden ve sıkıntılarından emin olur.

Hazret-i Hüseyin :
İnsanların en cömerdi, istenmeden veren, en asîli de intikâma gücü yeterken bağışlayandır.

Hazreti Mevlana :
Kimin kalbinde kapı açılırsa, gönül göğünde yüzlerce güneş görür.

Bişr-i Hâfi :
Bir kul Kur'ân-ı kerîmi hatmederse, melekler onun iki gözü arasını öperler.

Vehb bin Münebbih :
Dünya bir leştir, ondan bir şey koparmak isteyen köpeklerle dalaşmaya mecbur kalır.

Evliya Çelebi :
Beraber olduğun, tanıştığın kişilerden asla bir şey isteme. Buna riayet etmezsen seni küçük görürler, itibarını kaybedersin.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz :
Yumuşak söz ve bol selam insanların sevgisini kazandırır.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz :
Dilin adeti, kalbin düşüncesidir. Hakkı zikredeni, Hak da zikreder.

Bişr-i Hafi :
Kardeşlerim, dün öldü, bu gün can veriyor. Yarın henüz doğmadı. Zamanın kıymetini bilin.

Bişr-i Hafi :
Kulağın şükrü bir hayır işitirse onu ezberlemek, şer işitirse onu unutmaktır.

Bişr-i Hafi :
Ölçünüz Allah rızası olsun. Şükredin. Bütün azalarınızla şükrederek gerçek şükredenlerden olun.

Hacı Bayram-ı Velî :
Hiçbir günâhı küçümsemeyin, çok çalışın. Boş gezenler, zengin bile olsa, arkadaşları şeytan, kalbleri şeytanın konağı olur.

Hacı Bayram-ı Velî :
Allah´a isyân yolunda, hiçbir kimseye yardım etmeyiniz.

Sadi Şirazi :
Allah’ın emrinden dışarı çıkma ki, senin emrinden de hiçbir şey dışarı çıkmasın...

Sadi Şirazi :
Hiddetle hemen kılıca sarılan kimse sonra esefle elinin ardını dişler

Hz Mevlana :
Dostlarınızı sıkça ziyaret ediniz. Çünkü üzerinde yürünmeyen yollar, diken ve çalılarla kaplanır.

İmam Azam :
Hakki söyleme konusunda sultan dahil hiç kimseden korkma.

Ebû Hâşim :
İğne ile dağı devirmek, kalbden kibri söküp atmaktan daha kolaydır.

Hz Ali (ra) :
Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi mîras ve ilim gibi şeref olmaz.

Abdullah bin Mübârek :
Allahü teâlâdan korkan kimselerle berâber ol. Bid'at sâhipleriyle oturmaktan sakın!

Bişr-i Hafi :
İnsanlar arasında tanınmak isteyen, âhiretin tadını alamaz.


Ebû Abdullah Dîneverî :
Nefsini hayırlı işlerle meşgul eyle. Aksi halde o seni kötü şeylerle meşgul eder.

Bündâr bin Hüseyin :
Allahü teâlâdan başka her şeyi terk etmeyen, O'na tam kavuşamaz.

Hasan Basrî :
Hiç kimse altın ile Allah katında azîz olmadı. Altını olmayan hiçbir kimse de Allah katında bu sebeple zelîl olmadı.

Süfyân-ı Sevrî :
Allahü teâlânın senin üzerinde hakları vardır. Bu vazîfelerden gâfil olma. Kıyâmet gününde onlardan hesâba çekileceksin.

Ebû Abdullah el-Kureşî :
Dostlarının, arkadaşlarının hukûkunu gözetmeyen, onlarla sohbetin, berâber olmanın bereketine kavuşamaz.

Bündâr bin Hüseyin :
Dünyâ sevgisi bir kalbe girdiği zaman, o kalbi Allahü teâlâya ibâdet etmekten alıkoyar.

Yûsuf bin Hüseyin Râzî :
Nefsin aldatmasına, dünyanın yalancı ve geçici tadına kapılan, hayrın tadını alamaz.

Ahmet bin Ebûl-Havârî :
Kalbinde katılaşma gördüğünde, sâlihlerle sohbet et, yemeği azalt, nefsinin isteklerini yapma ve onu sıkıntılara alıştır.

Bişr-i Hâfi :
Bir kimse gadabını, öfkesini yenmedikçe, takvâ sâhibi olamaz.

Bişr-i Hâfi :
Şâyet insanlar Allahü Teâlânın büyüklüğünü düşünselerdi, O'na isyân etmezlerdi.

Zünnûn-i Mısrî :
İnsanı arzulardan kurtaran dost ikidir. Gözü ve kulağı muhâfaza etmektir.

Hz Ali (ra) :
Takvâ, dîni ıslâh, nefsi muhâfaza eder ve mürüvveti süsler.

Hz Hüseyin (ra) :
Dil gönlün,gönül rûhun, rûh da insanın hakikatinin aynasıdır.

Hz Mevlana :
Gerek yok her sözü laf ile beyana.. Bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana.

İbrahim Hakkı Erzurum :
Dünya harâbdır. Şerbetleri serâbdır. Nimetleri zehirli, safâları kederlidir. Kendini kovalayandan kaçar, kaçanı ise kovalar.



Ahmed bin Hanbel :
İnsana az bir mal yetişir. Çok mal ise kafî gelmez.

Ahnef bin Kays :
Yerine getirilmeyen sözde hayır yoktur. Cömertlik olmayınca malın, vefa olmayınca da arkadaşın hayrı yoktur.

Zünnûn-i Mısr :
“Recep tohum ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasat ayıdır.”

Şah-ı Nakşibend :
Sevgi, bütün sıkıntıları, kirli şeyleri, yok etmese de örter. Sevgi, sevdiği insanın birçok kusurlarını affettirir.

İmam-ı Rabbani :
Bir kapı kapanırsa, üzülme ey gönül, başkası açılır!

Mîrim Halvetî :
Hak yolun yolcusu gönlünü âhirete vermeli, dünyâlıklara kapılmamalıdır. Bir olan Allah'a bağlanmalı,başka şeylere heves etmemelidir.

Hasan-ı Basri :
Eshab-ı kiram öyle insanlardı ki; siz nasıl paranızı acıyarak harcıyorsanız onlar da vakitlerini öyle acıyarak harcarlardı.

Kasım bin Muhammed :
Büyüklerimiz, gelen musibetleri güzellikle karşılamayı, kendilerine verilen nimetleri alçak gönüllülük ederek almayı severlerdi.

İmam-ı Gazali :
Ebedi sultanlık ve saadet yanında, yüz senelik ömrün ne kıymeti vardır ki, insan onunla sevinip, mağrur olsun?

Malik bin Dina :
Ağır hastanın yediği kıymetli gıdalar sağlığına fayda vermediği gibi,dünya sevgisine dalmış kalplere de nasihat fayda vermez.

Abdülganî Nablüsî :
İnsan, ölümü hatırladığı müddetçe, hasedi, kıskançlığı terk eder.

Hasan-ı Basri :
Dinde seninle yarışanla yarış! Dünyalıkta yarışanla yarışma, dünyayı onun kucağına at!

Hatem-i Esam :
Cehennemde, yalancılar köpeğe, hasetçiler domuza, gıybetçiler maymuna çevrilecektir.

İmâm-ı Gazâl :
Dünyâda herkes yolcudur. Geldik gidiyoruz. Yolcuların birbirlerine yardım etmesi, el ele vermeleri, kardeş gibi olmaları lâzımdır.

Hazret-i Mevlana :
İnsan, beyinle ve yürekle sevmemeli, Çünkü yürek durur, beyin unutur. Ruhla sevmeli; Ruh ne durur, ne unutur, ne de ölür.

Vehb bin Münebbih :
Başkalarının elindeki nimetleri kıskanıp, bunun için üzülen, aslında Rabbinin takdirine kızmıştır.

Süfyân bin Uyeyne :
Allahü Teâlâyı seven Allahü Teâlânın sevdiklerini de sever.Allahü Teâlânın sevdiklerini seven,Allahü Teâlânın rızâsı için sever.

Süfyan-ı Sevri :
Bir zamanlar günahlarımız için ağlardık, şimdi Müslümanlık elden gidecek diye endişeleniyorum.

Rûzbehân Baklî :
Kalb, şehvete batarsa, aklın almadığı kederler kendisine yüklenir.

Hazret-i Ali (ra) :
Sonu cennet olan bir hayatta şer yoktur, böyle hayatta kötülük olamaz. Sonu ateş olan bir hayatın da hiçbir kıymeti yoktur.

Selman-ı Faris :
Şaşılır şu kimseye ki, dünyaya sarılır, ama ölüm onu aramaktadır. Güler, ama bilmez ki, Rabbi ondan razı mıdır, değil midir?

Ubeydullah-ı Ahrar :
Allahü teâlânın rızasına giden bütün yolları inceledim, en kestirme yolun, insanları sevindirmek olduğunu gördüm.

Ali bin Muhammed :
Müminde, ihlâs ve pişmanlık bulunursa, Allahü teâlâ onun bütün günahlarını affeder.

Hazret-i Osman :
“Cenab-ı Hak, size bu hayatı ve dünyayı verdi ki onunla ahiretinizi kazanasınız diye. Yoksa dört elle sarılasınız diye değil.”

Hazreti Mevlana :
Nefis üç köşeli dikendir, ne türlü koysan batar.

Hz Ali (ra) :
Hüküm verdiğiniz zaman karşınızdaki dostunuz da düşmanınız da olsa adil davranınız. Verdiğimiz hükümlerden hesaba çekileceğiz.

Şah-ı Nakşibend :
Bizim yolumuzun başı edeb, ortası edeb, sonu yine edebdir. Hiç bir edebsiz, Allah dostu olamaz.

Hz Ali (ra) :
Neşeli olduğunuz zamanda da, kızgın olduğunuz zamanda da söylediğiniz sözlere dikkat ediniz. Daima hak söz söyleyiniz.

İmam-ı A’zam :
Paranın gittiği yerden, geldiği yer belli olur.

Câfer-i Sâdık :
Bir müslümana ait, kötü bir şey duyduğun vakit, bir'den, yetmiş'e kadar özür kapısı ara. Yine de hiç su-i zan etme müslümanlara.

Câfer-i Sâdık :
İyi ahlak sahibi kimselere yakın ol, çünkü kötü huylu olanlar susuz bir çöl, yeşermeyen bir ağaçtır.

İmam-ı Rabbânî :
Toprak ol toprak ki, gül bitsin sende, Topraktan başka yok, kavuşan güle.

Emîr Sultan :
Allahü teâlânın yolunda olan bir kimsenin kalbinde, Allahü teâlâya kavuşmaktan başka bir arzu bulunmaz.

Hazret-i Ebû Bekr (ra) :
Resûlullah efendimizin doğumuna dâir yazılanların okunması için bir dirhem harcayan, Cennette bana arkadaş olur.

Hazret-i Ömer (ra) :
Resûlullah efendimizin doğum zamanına kıymet veren, islâma kıymet vermiştir.

Câfer bin Muhammed :
Pek çok kötülüğün anahtarı, sinirlenmektir.

İmâm-ı Mâlik :
Kendine hayrı olmayan kimsenin, başkasına hayrı olmaz.

İmâm-ı Rabbânî :
Allahü teâlânın aydınlatmadığı kimseye, kimse ışık veremez.

Yunus Emre :
Ana rahminden indik pazara, Bir kefen aldık döndük mezara.

İmam-ı Rabbân :
Dertler, belâlar, sıkıntılar; Muhabbetin, sevginin, şaşmıyan şâhidleridir.

İmâm-ı Mâverd :
Âlimle sohbet eden aziz; cahille düşüp kalkan zelil olur.

Ömer bin Abdülazîz :
Kim cenneti seviyorsa, Cehennemden kaçar.

Hazret-i Ali :
İnsan, söylemediği sözün hakimi, söylediği sözün mahkûmudur.

İmâm-ı Rabbânî :
Bu dünya çalışma yeridir. Ücret alınacak yer, ahirettir.

Ebû Turâb-ı Nahşebi :
İki şeyi istersiniz ama, bulamazsınız. Bunlar, neşe ve rahatlık olup, ikisi de Cennette olur.

İbrâhim bin Edhem :
Temiz ve helâl ye de, ister sabaha kadar (nafile)ibâdet et, ister uyu.

Hazreti Ömer (ra) :
Sâdık arkadaşlar edin, gölgelerinde yaşarsın. Çünkü sâdık dostlar, huzurlu anlarda süs, sıkıntılı demlerde silahtır.

Haci Bayram Veli :
Kibir bele bağlanan taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur.

İmam-ı Azam :
Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım,başım göğe ererdi.

Şâh Şücâ Kirmânî :
Yalan söylemekten, gıybet etmekten ve hıyanette bulunmaktan uzak durunuz!

İmam-ı Rabbânî :
Gençlik zamânında dînin emirlerine uymak, dünyâ ve âhiret nîmetlerinin en üstünüdür.

Ömer bin Abdülazîz :
Kıyamet günü nereye gitmek istiyorsanız, hazırlığınızı ona göre yapınız.

Hz Ali (ra) :
Adalet, halkın dirliği ve düzeni; idarecilerin ise, süsü ve güzelliğidir.

Hz Ömer (ra) :
Şiddet görmeksizin kuvvetli, zayıflık belirmeksizin yumuşak ol.

Abdullah Harrâz :
Sabrın alâmeti; şikâyeti terk, musibeti ve sıkıntıları gizlemektir.

Yahyâ bin Muâz-ı Râzî :
Hakîki sevgi, iyilik gördüğünde artmayan, kötülük gördüğünde de eksilmeyendir.

İmam-ı Rabbani :
Ölmek felaket değildir. Asıl felaket öldükten sonra başa gelecekleri bilmemektir.

Ebu Zer Gifari :
Yalnızlık kötü arkadaştan, iyi arkadaş da yalnızlıktan iyidir.

Bâyezîd-i Bistâmî :
Gözü harama bakmaktan ve başkalarının ayıplarını görmekten korumalıdır!

İmâm-ı Gâzâli :
Vücudun rahatı az yemekte; rûhun rahatı az günahtadır.

İmam-ı Ahmed bin Hanbel :
İstediklerini vermediğiniz zaman kızan ve küsen hakiki dost değildir

Atâ bin Ebû Rebâh :
Üç gün geçince arkadaşınızı arayınız! Hasta ise ziyaret ediniz! Eğer bir işle meşgûl ise, yardımda bulununuz!

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî :
İnsanların sıkıntılarına katlanmak, Allahü teâlânın beğendiği, Resûlullahın sevdiği ve evliyanın özendiği bir ahlâktır.

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî :
Gıybet edene sus diyene yüz şehîd sevâbı vardır.

Hz Ali (ra) :
Doğruluk, İslâmın direği, îmânın desteğidir.

Hazreti Mevlana :
Acı; tatlı dudakların tesiri ile tatlılaşır. Diken, gül bahçesi nedeni ile gönül çeker hâle gelir.

Hazreti Mevlana :
Kötü yaratılışlı kişi Allah’a yalvaramasın diye Allah ona dert keder vermez. Unutma, Firavun’un başı bir kez bile ağrımadı.

Imam-i Rabbani :
Bu dünyâda hasret ve firâk ateşi ile yanan susuzlar, ancak nemâz çeşmesinin hayât suyu ile serinleyip râhat bulur.

Seyyid Abdülhâkim Arvâs :
Allahü teâlâ bize fadlı, ihsânı ile tecelli etsin; bizi fadlı ile korusun! Adliyle tecelli ederse, yanarız.

Ali Mahallî :
Allahü teâlâ, mümin kulunun işinde sonunun hayır olmasını murâd ettiği zaman, ona biraz acı ve sıkıntı tattırır.

Hazreti Mevlana :
İnsanların uğradıkları bela ve mihnet, dikkâtli bakarsan alışmadıkları şeyden meydana gelir.

Hazreti Mevlana :
Dertli kişinin tereddüt ve elemle dolu gönül evi vardır. Onu dinlemek, o eve pencere açıp havalandırmak demektir.

Hazreti Mevlana :
Dert; Allah’ı gizlice anmana vesile olacaksa tüm dünya malından yeğdir. Dertsiz dua soğuktur. Dertli dua gönülden, aşktan gelir.

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî :
Allahü teâlâya inanan ve güvenen kimse neden mahrumdur? Allah'tan mahrum olan ise neye mâliktir?

Abdullah Mürteiş :
Kalbin, Allahü teâlâdan ve O'nun dostlarından başkasına meyletmesi, o kalbin hasta olduğuna işârettir.

Abdullah-ı Ensârî :
Sıdk ve muhabbetin alâmeti ahde vefâdır.

Bekâ bin Batû :
Kendisinden daha aşağı derecede olan birinin nasihatini kabullenmek, yüksek derecelerden birine sahip olmaya işârettir.

İmâm-ı Rabbân :
Aşk, muhabbet kalpte olur ve kıymetlidir. Gerçek aşk, Allahü teâlâyı ve O'nun sevdiklerini sevmektir.

Bâyezîd-i Bistam :
İrfân sâhibi, ârif odur ki: Seninle yediğini, içtiğini, seninle eğlendiğini görürsün; ne var ki, onun kalbi Allah'a bağlıdır.

Ahmet bin Ebûl-Havâr :
Günah ve dünya sevgisiyle hastalanan kalblerinizi, dünyadan soğuyarak ve günahları terkederek tedâvî ediniz.

Seyyid Abdülhakîm-i Arvâs :
Cemiyetteki ruh hastalıklarının sebebi, îmân eksikliğidir.

Seyyid Abdülhakîm-i Arvâs :
Temiz ve yeni elbise giyiniz.Gittiğiniz yerlerde, ahlâkınızla, sözlerinizle, giyinişinizle İslâmın vekârını,kıymetini gösteriniz

Abdülkadir-i Geylân :
Şükrün esası, nîmetin sahibini bilmek, bunu kalb ile kabul etmek ve dil ile de söylemektir.

Amr bin Osman :
Tesavvuf, kulun her vakitde, o vakit için en iyi olan şey ile meşgûl olmasıdır.

İmâm-ı Mâverd :
Âlim, cahili bilir. Çünkü daha önce kendisi cahildi. Fakat cahil, âlimi bilemez. Çünkü o henüz âlim olmamıştır.

Ebû Abdullah Magribî :
Bir kimse samimi olarak dünyadan yüz çevirirse, Allahü teâlâya yönelirse, dünyanın şerrinden ve sıkıntılarından emin olur.

Hazret-i Hüseyin :
İnsanların en cömerdi, istenmeden veren, en asîli de intikâma gücü yeterken bağışlayandır.

Hazreti Mevlana :
Kimin kalbinde kapı açılırsa, gönül göğünde yüzlerce güneş görür.

Bişr-i Hâfi :
Bir kul Kur'ân-ı kerîmi hatmederse, melekler onun iki gözü arasını öperler.

Vehb bin Münebbih :
Dünya bir leştir, ondan bir şey koparmak isteyen köpeklerle dalaşmaya mecbur kalır.

Hazret-i Ali :
Kendisine iyilik ettiğiniz kötü kimsenin şerrinden korunmaya çalışın! 

Şakik ez Zâhid :
Âhiret dünyadan hayırlıdır dediği halde, kazandıklarını Allah için harcamayan, sözünde yalancı değil midir?

Hazret-i Ali :
Kendisine iyilik ettiğiniz kötü kimsenin şerrinden korunmaya çalışın! 

Şakik ez Zâhid :
Âhiret dünyadan hayırlıdır dediği halde, kazandıklarını Allah için harcamayan, sözünde yalancı değil midir? 





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...