devlet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
devlet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23.1.14

Nufus Cüzdanlarına Organ Bağışı Alanı Eklenmeli

Nufus Cüzdanlarımız üzerinde "dini" bilgisi, "kan grubu" bilgisi gibi bilgiler bulunmakta. Bunların yanına Organ bağış bilgisi de eklenmelidir.

Organlarını bağışlamak isteyen ancak nasıl bağışlayacağını bilemediği için organlarını bağışlamamış gözüken milyonlarca vatandaşımız var. Nüfus Cüzdanlarının üzerine bu alan eklenirse senede on binlerce insanımıza umut olabilir.

Organ bağış bilgisi ehliyetlerin üzerinde var ancak nüfus cüzdanlarının üzerinde henüz yok. Halbuki ehliyet nüfus cüzdanı gibi yoğun kullanılan bir belge değil. Türkiyede 2013 yılı sonu itibarıyla 23 milyon ehliyeti olan vatandaş bulunuyor, bunların 4,5 milyonu bayan, 18,5 milyonu erkek. Bu da demek oluyor ki kimliğinde organ bağışı bilgisi olmayan erkeklerde yaklaşık 19 milyon, kadınlarda ise yaklaşık 33 milyon vatandaşımız var. Önerimiz tatbik edilirse kimliğinde organ bağışı bilgisi olmayan yaklaşık 34 milyon vatandaşımızın kimliğine organ bağışı bilgisi eklenecektir. Bu da şüphesiz organ bağışı noktasında ülkemizi ileriye taşıyacak, on binlerce canın kurtulmasına, organ bağışı sırasında organ beklerken yitirilen binlerce canın kurtarılmasına vesile olacaktır. Türkiye Organ ve Doku Bilgi Sistemi verilerine göre 30 bine yakın vatandaşımız şu anda organ beklemektedir.


Organ sırası bekleyen kişinin ya da o kişinin yakınının yerine kendimizi koyarsak, evladımız için uygun organ beklediğimizi hayal edebilirsek, Nufus Cüzdanlarındaki bu ufak değişikliğin insanların hayatını nasıl etkileyebileceğini ve konunun önemini daha iyi anlayabiliriz.

Uygulama mevcut nüfus cüzdanlarında derhal uygulamaya konmalı, hazırlanan çipli nüfus cüzdanlarında da mutlaka yer almalıdır.

Bu konuda ilgili dernekler, milletvekilleri, basın yayın kuruluşları ve toplumumuz nezdinde kamuoyu oluşturulmalıdır. Yetkililer bir an önce harekete geçmelidir.

Detaylandırma faaliyetlerini icra koltuklarında oturan sorumlulara havale etmekle birlikte, milletimizin refah ve saadeti adına yukarıda çerçevesini kabaca çizmeye çalıştığımız hizmetleri devletimizden talep eder, yetkililerin ve kamuoyunun bilgilerine arz ederiz.

Not: Bu yazı Devlet Yönetiminde İnovasyon Kavramı ile de ilgilidir. Konuyla ilgili olarak ayrıca 

24.3.11

Devlet Kumarı Bıraksın

Devletimiz şahsi olarak kumar oynayanlara ve oynatanlara sembolik bir ceza kesiyor. Diğer taraftan ise kendi eliyle kumar oynatmaya devam ediyor. Sayısal loto devletin kendi eliyle vatandaşına kumar oynatmasından başka bir şey değildir. Ancak, loto da kumar olmasına rağmen devlet sayısal loto oynayanlara ceza kesmiyor.

Bu tarz oyunlar umut pazarlayarak insanların kafasını meşgul ediyor. Çalışarak kazanmak yerine kolayca kazanma duygusunu toplumda yayıyor. Yenilik, icat, girişim düşünecek beyinler bunlar yerine bilmem kaç milyon lira para çıksa ne yapacaklarını düşünüyor, hangi arabayı alacağını düşünüyor, nereleri gezeceğini düşünüyor. İşte bu, kaynak israfından başka bir şey değildir. En değerli kaynağımızı, zihnimizi, düşüncelerimizi israf etmeyelim.

Keşke piyango, loto, şans topu, on numara gibi oyunları iktidara geldiğinde kaldıracağını söyleyen bir parti olsaydı da önümüzdeki seçimlerde ona oy verseydik.

Bir de bu kumardan toplanan vergilerle eğitime yapılan katkılardan falan bahsediyorlar. Bu insanlar az bir karşılığa çok şey kaybedildiğinin farkında olmayan insanlar. Belki eğitime aktarılan birkaç milyon lira ile yeni masalar sandalyeler alınıyor okullarımıza, ancak o sandalyelerde oturan, o masalarda dirsek çürütenlerden kaçının zihnini bulandırıyor bu kumar illeti, o taze beyinleri ne kadar meşgul ediyor bir kupon ile kazanabileceği milyonlar. Hiç bunun hesabını yapmadan eğitime aktarılan üç beş kuruşun hesabını yapıyorlar. O paranın eğitime aktarılması için illa kumar mı oynatmak gerekiyor? Arttırırsın sigaranın vergisini, yine aktarırsın eğitime parayı. Çok mu zor yani eğitime para aktaracak kaynak bulmak? Ordan olmazsa öbür taraftan aktarırsın, neticede nereden aktarırsan aktar halkın cebinden çıkan parayı aktarıyorsun. Kumardan aktarınca halkın cebinden çıkmıyor mu o para?

Sömürü düzenine karşı çıkıyoruz, haksızlığa karşı çıkıyoruz, adaletsizliğe karşı çıkıyoruz. Hem de sonuna kadar. Peki soruyorum: bu kumar halkın duygularını sömürmek değil mi, tüm toplanan paranın bir kişiye geri dönmesi haksızlık değil mi, birisinin parasını kaybederken öbürünün bundan haksız şekilde para kazanması adaletsizlik değil mi?

Eğer muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacaksak bizim kumarla, daha açık konuşursak, lotoyla, piyangoyla, bilmem ne topuyla işimiz olmaz, olamaz. Bizim işimiz bilimle, sanatla, düşünceyle, icatla, yenilikle, girişimcilikle olmalı.

16.10.10

Devlet Görevini Yerine Getirsin

Devletin en temel görevi vatandaşı yaşatmaktır. Bunun bir adım sonrasıysa vatandaşı daha iyi yaşatmaktır.

Mal canın yongası. İnsanın daha iyi yaşaması, huzurlu bir ortamda gerçekleşen zenginleşmeyle sağlanır. Zenginleşmenin de bir adım sonrası istikrardır.

Zenginlik kadar zenginliği korumak da önemlidir. Zenginliği koruma noktasında insanoğlunun elindeki en büyük silahlardan biri sigorta sistemidir.

Deprem sigortası, hırsızlığa karşı sigorta, arabalarımızın kaskosu, tüm bunlar sahip olduklarımızı korumak için kullandığımız argümanlar. Ancak maalesef bunların büyük bir kısmını özel şirketler sağlamakta ve bizim zenginliğimizi korurken bir taraftan da bizim paralarımızla zenginleşmekteler. Zenginliğimizi korurken bizi biraz daha fakirleştiriyorlar. İşte bu benim canımı sıkıyor.

Benim devlet anlayışımda vatandaşın zenginliğini korumak devletin asli görevlerinden biridir. Bu noktada önerim şu: devlet karsız sigortacılık yapsın. Ancak dikkat edin, karsız diyorum. Bugün devletin birçok bankası var ancak hepsi de kar amacı güden kuruluşlar. Ben kar amacı güden bir şirketten bahsetmiyorum. Benim bahsettiği konu sigortacılığın devlet tarafından kar sağlamadan yapılması. Örneğin ben arabamın kaskosunu Güneş Sigortaya 600 liraya değil de, devlete, devletin bir kurumuna 350-400 liraya yaptırayım. Benim kazalar vs. karşısında mağdur duruma düşmememi devlet bana hiçbir çıkar gözetmeden sağlasın.

Türkiye Sigorta ve Güvence Kurumu(TSGK) kurulsun. Hem kısaltması da kulağa hoş geliyor. :)  Bu iş bürokratlarca uzun uzun düşünülsün, planlansın. Sağlam ve güçlü bir sistem tasarlanıp uygulansın. Ben bir vatandaş olarak bunu devletimden istiyorum. Devlet bunu yapmakla bana ihsan etmiş de olmayacak üstelik. Bu, devletin görevi. Zaten yapmak zorunda. Benim zenginliğimi korumak zorunda. Ben onun yasalarına uyuyorsam o da beni mutlu etmek ve mutluluğumu sürdürülebilir kılmak zorunda. Zaten biz devleti o yüzden var ettik, o yüzden yaşatıyoruz.
                                                                                 
Ekim 2010 – Mehmet Ali Demir
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...