Dikkatimizi çekiyor, özellikle imanın ve tevhidin zayıf olduğu, ahlaksızlığın olağanlaştığı memleketlerde doğum oranlarında önemli bir düşüş var. Hükümetleri ne yaparsa yapsın bir türlü bu düşüşü engelleyemiyorlar. Nüfuslarında ciddi azalmalar var. Nüfusları artıyor gözükenlerin ise çoğu doğal yollarla değil, aldığı dış göçlerle nüfuslarını arttırıyorlar. Bu durum Allah'ın dilemesiyle, Allah'ın işaretlerinden bir işareti akla getirdi.
Kevser Suresi |
Sizlerin bizlerden daha iyi bildiğiniz gibi bu sure-i celilenin sonunda mealen "Asıl soyu kesik olan onlardır" "Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir." lafzı bulunuyor. Evet, asıl soyu kesik olanlar o ahlaksızlık yapıp dini yalanlayanlar ve bununla da kalmayıp peygamberimize ve onun takipçileri olan biz müslümanlara hınç besleyenlerdir. Soylarının nasıl kesildiğini, sayılarının, nüfuslarının nasıl azaldığını görüyoruz. Görmeye de devam edeceğiz. Herhalde bu tabloyu ahir zamanın da ahirindeki müslümanlar bizlerden daha da net göreceklerdir ve tefekkür edeceklerdir.
Müslüman memleketler böyle mi? Elhamdülillah nüfusumuz her ülkede artıyor ve hatta artarak artıyor. Elhamdülillah soyu kesik olanlar bizler değiliz, asıl soyu kesik olanlar onlar, inanmayanlar. Allah cümlemize hayırlı salih evlatlar ve hayırlı bir zürriyet nasip etsin. Bizleri ve evlatlarımızı doğru yola iletsin ve doğru yoldan ayırmasın.
Kur'an-ı Kerim gençliğini, Rabbimizin asırları aşan Rahmani ve Rabbani hitabıyla bir kez daha gösterdi, Allah hayretimizi arttırsın. İşte gözümüzün önündeki mucize. İşte gerçek bir mucize olarak Kur'an. Ne mutlu görenlere. Yazıklar olsun o nefislerine uyup helak olanlara.
İnsanın nefsi bazen diyor ve diyebilir ki: "Ah bi mucize görseydim de sen beni o zaman görseydin, Rabbime nasıl da kulluk ediyordum, nasıl da hemen namaza başlıyor, nasıl da oruç tutuyordum, malımı nasıl da yoksullara dağıtıyordum. Bir mucize görseydik." Ey gafil nefis, mucize gözünün önünde ya. Bu Kur'an'ın her bir harfi bir mucize değil mi, her bir nurlu beyanı, her bir suresi, her bir cüzü ve tamamı birer mucize değil mi? İçinde hiç bir çelişkinin bulunmaması bir mucize değil mi? Haber verdiği şeylerin bir bir olması birer mucize değil mi? Her asra ve her asrın insanına hitap etmesi bir mucize değil mi? Tüm insanlığa hitap etmesi bir mucize değil mi? Bir insanın manevi olarak ihtiyaç duyduğu her şeye cevap vermesi bir mucize değil mi? Toplumu ve toplumsal hayatı en ince noktasına kadar ustalıkla düzenlemesi bir mucize değil mi? Her bir cümlesinin dibi bulunamayan bir derinlikte olması bir mucize değil mi? Belagati bir mucize değil mi? Sen tüm bu mucizelere yetişip bir de mucize görseydim mi diyorsun? Ey nefsim, sen körsen ben ne yapayım. Senin gözünde perdeler varsa ben ne yapayım. Gözündeki perdeleri bu kadar hakikata rağmen, bu kadar ispat ve delile rağmen ve bu kadar işarete rağmen aralayamıyorsan, yırtıp atamıyorsan, kendini gerçeğe kapatıyorsan, deve kuşu gibi kafanı toprağa gömüyorsan ben ne yapayım?
Allah hepimizi hak ve hakikati hakkıya görenlerden eylesin.