Temîm ed-Dârî anlatıyor: “Hz. Peygamber (s.a.s.) ‘Din nasihattir (samimiyettir).’ buyurdu. Biz, ‘Kime karşı?’ deyince, ‘Allah’a, Kitabı’na, Resûlü’ne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara.’ dedi.”
(Müslim,
Îmân, 95)
“Allah,
ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul
eder.” (Nesâî,
Cihâd, 24)
“Allah
sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve
amellerinize bakar.”
(Müslim,
Birr, 34)
“…Allah’ım!
Ey Rabbimiz ve her şeyin Rabbi! Beni ve ailemi dünya ve âhirette
her an sana ihlâsla bağlı kıl. Ey yücelik ve ikram sahibi!...”
(Ebû
Dâvûd, Vitir, 25)
“Kim
hiçbir ortağı olmayan, tek olan Allah’a ihlâsla ibadet ederek,
namazı dosdoğru kılarak, zekâtı vererek dünyadan ayrılırsa,
Allah kendisinden razı olduğu hâlde ölmüş olur.”
(İbn Mâce,
Sünnet, 9)
“Üç
şey kimde bulunursa o kişi imanın tadına ermiş olur: Allah ve
Resûlü’nün ona bu ikisi dışındaki şeylerden daha sevimli
olması, bir kimseyi ancak Allah için sevmesi ve cehenneme
atılmaktan korktuğu gibi küfre dönmekten korkması.”
(Buhârî,
Îmân, 9)
“Ameller
niyete göredir. Herkes sadece niyetinin karşılığını alır. Kim
Allah ve Resûlü için hicret ederse, hicreti Allah ve Resûlü’nedir.
Kim de erişeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından
dolayı hicret ederse, onun hicreti de hicretine sebep olan şeyedir.”
(Müslim, İmâre, 155)
Resûlullah
(s.a.s.) namazda rükûa eğildiği zaman şöyle derdi: “Allah’ım,
sadece senin önünde eğildim, sana inandım, sana teslim oldum.
Kulağım, gözüm, iliklerim, kemiklerim ve sinirlerim sana karşı
huşû hâlindedir.”
(Tirmizî,
Deavât, 32)
“Kabul
edileceğine gerçekten inanarak Allah’a dua edin. Bilin ki Allah,
ciddiyetten uzak ve umursamaz bir kalp ile yapılan duaları kabul
etmez.”
(Tirmizî,
Deavât, 65)
“Yüce
Allah buyuruyor ki, ‘Oruç benim içindir. Onun mükâfatını ben
veririm. (Çünkü oruç tutan kimse) nefsî arzularını, yemeyi ve
içmeyi sırf benim için terk eder...’”
(Buhârî,
Tevhîd, 35)
“Allah’ın
emri olduğunu kabul ederek beş vakit namazı rükûları,
secdeleri, abdestleri ile vakitlerinde kılmaya devam eden kimse
cennete girer.”
(İbn
Hanbel, IV, 266)
“Kulun
Rabbine en yakın olduğu (an) secde hâlidir. Öyleyse (secdede
iken) çokça dua ediniz.”
(Müslim,
Salât, 215)
“Amellerin
en faziletlisi Allah için sevmek ve Allah için nefret
etmektir.”(Ebû Dâvûd, Sünnet, 2)
Kulum,
kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana
yaklaşamaz. Kulum nafile ibadetlerle de bana yaklaşmaya devam eder,
ta ki ben onu severim. (Sevince de) artık onun işiten kulağı,
gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benden isterse
muhakkak ona (istediğini) veririm. Bana sığınırsa muhakkak onu
korur ve kollarım…’”
(Buhârî,
Rikâk, 38)
“Şu
dört özellik kimde bulunursa o, tam bir münafık olur. Kimde bu
niteliklerden biri bulunursa onu terk edinceye kadar kendisinde
münafıklıktan bir özellik vardır: Kendisine bir şey emanet
edildiğinde hıyanet eder. Konuştuğunda yalan söyler. Söz
verdiğinde cayar. Husumet sırasında haktan sapar.”
(Buhârî,
Îmân, 24)
“Kıyamet
günü Allah katında insanların en kötülerinin ikiyüzlüler
olduğunu görürsün. (Onlar) şunlara bir yüzle, bunlara diğer
bir yüzle gelirler!” (Buhârî, Edeb, 52)
Bir
bedevi Hz. Peygamber’e (s.a.s.) şöyle sordu: ‘Bir adam var,
ganimet elde etmek için savaşıyor, bir adam da kahramanlığı
duyulsun diye, diğeri de görülsün diye savaşıyor. Bunlardan
hangisi Allah yolundadır?’ Allah Resûlü ona, ‘Kim Allah’ın
(tevhid) mesajını yüceltmek için savaşırsa işte o Allah
yolundadır.’ buyurdu.
(Buhârî,
Farzu’l-humus, 10)
“Allah’ım!
Görülsün ve duyulsun diye yapılmayan bir hac eyle.” (İbn Mâce,
Menâsik, 4)
“İnanarak
ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan’da oruç tutan kimsenin
geçmiş günahları bağışlanır. İnanarak ve sevabını
Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ihya eden kimsenin de geçmiş
günahları bağışlanır.” (Buhârî, Fadlü leyleti’l-kadr, 1)
“Kul,
namazında etrafıyla ilgilenmediği sürece, Yüce Allah kuluna
yönelir. Kul namazında etrafıyla ilgilenmeye başladığında,
Allah da ondan
yüz
çevirir.”
(Ebû
Dâvûd, Salât, 160-161)
Bir
adam, “Ey Allah’ın Resûlü! Bir kimse bir amel işler ve onu
kimse görmesin diye gizli tutar, fakat sonradan onu başkalarından
öğrenince hoşlanır. (Bu kimsenin durumu nedir?)” diye sorunca
Resûlullah ona şöyle cevap vermiştir: “O kimseye iki mükâfat
vardır: Biri, (amelini gizlediği için) gizlilik sevabı, diğeri
de (başkalarının onu örnek almasına sebep
olacağı
için) işlediği amelin açığa çıkmasının sevabı.”
(Tirmizî,
Zühd, 49)
Kul
namazını, insanlarla birlikteyken de, yalnızken de güzelce
kıldığı zaman Yüce Allah şöyle buyurur: “İşte bu gerçekten
benim kulum.”
(İbn
Mâce, Zühd, 20)
“Yalan
söylemeyi ve yalan ile amel etmeyi bırakmayanın yemeyi içmeyi
terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur!”
(Buhârî,
Savm, 8)
“Oruç
tutan nice kimseler vardır ki oruçtan nasibi sadece aç kalmaktır.
Geceyi ibadetle geçiren nice kimseler vardır ki kıyamdan nasibi
sadece uykusuz kalmaktır.”
(İbn
Mâce, Sıyâm, 21)
Şüphesiz
benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi
olan Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla
emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim. Allah’ım (bu kurban)
sendendir ve Muhammed ile ümmeti tarafından senin (rızan) için
sunulmuştur.”
(İbn
Mâce, Edâhî, 1)
Müslüman,
dilinden ve elinden insanların selâmette olduğu kişidir. Mümin
ise insanların canları ve malları konusunda (kendilerine zarar
vermeyeceğinden) emin oldukları kişidir.”
(Nesâî,
Îmân ve şerâiuh, 8)
“Sizden
biriniz, beni anne-babasından, çocuğundan ve bütün insanlardan
daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz.”
(Buhârî,
Îmân, 8)
“…Bizi
aldatan, bizden değildir.”
(Müslim,
Îmân, 164)
“Allah’ın
kendisine yöneticilik verip de yönettiği kimseleri sadakat ve
samimiyetle koruyup gözetmeyen kimse, cennetin kokusunu alamaz.”
(Buhârî, Ahkâm, 8)
“Kazancın
en hayırlısı, samimi olduğu takdirde çalışanın kendi eliyle
kazandığıdır.”
(İbn
Hanbel, II, 334)
“İzzet
ve celâl sahibi Allah şöyle buyurdu: ‘Kulum iyi bir iş yapmaya
niyet eder de yapmazsa ona bir iyilik (sevabı) yazarım. Ama onu
yaparsa on kattan yedi yüz kata kadar iyilik (sevabı) yazarım.
Eğer (kulum) bir kötülük yapmaya niyet eder de yapmazsa onu (bir
günah olarak) yazmam. Fakat onu yaparsa ona bir kötülük (günahı)
yazarım.’”
(Müslim, Îmân, 204)
“…Kıyamet
gününde şefaatimle en fazla mesut olacak kişi, tüm kalbiyle veya
gönülden ‘Lâ ilâhe illâllah’ (Allah’tan başka ilâh
yoktur.) diyen kişidir.” (Buhârî, İlim, 33)
“Yüce
Allah: ‘Ben şirk konusunda kendisine ortak koşulanların en uzak
(ve yüce) olanıyım. Her kim bir amel işler de benimle birlikte
başkasını ona ortak ederse onu şirkiyle baş başa bırakırım.’
buyurdu.” (Müslim, Zühd, 46)
“Dininde
ihlâslı ol. O zaman sana az amel de yeter.” (Hâkim, Müstedrek,
VIII, 2797 (4/306)
“Allah’a
inandım de, sonra da dosdoğru ol!”
(Müslim, Îmân, 62)
“…Kalbinde
herhangi birine karşı bir aldatma (samimiyetsizlik) bulunmadan
sabahlayabilecek ya da akşamlayabileceksen, bunu yap! Yavrucuğum!
İşte bu benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimi yaşatırsa,
beni sevmiş demektir. Kim de beni severse, cennette benimle birlikte
olur.’”
(Tirmizî,
İlim, 16)
“Kim
içtenlikle Allah’tan şehit olmayı dilerse yatağı üzerinde
bile ölse Allah onu şehitlerin makamlarına ulaştırır.”
(Müslim,
İmâre, 157)
“Kim
Allah için sever, Allah için nefret eder, Allah için verir, Allah
için engel olursa, imanını kemale erdirmiş olur.”
(Ebû
Dâvûd, Sünne, 15)
“Kim,
insanların hoşnutsuzluğuna rağmen Allah’ın rızasını
kazanmayı isterse, Allah onu insanların sıkıntılarından
kurtarır. Kim de Allah’ın hoşnutsuzluğuna rağmen insanların
hoşnutluğunu kazanmak isterse, Allah insanları ona musallat eder.”
(Tirmizî,
Zühd, 64)
Resûlullah
(s.a.s.), “Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey küçük
şirktir.” dedi. “Yâ Resûlallah! Küçük şirk nedir?” diye
sordular. Resûlullah (s.a.s.), “Riyadır.” buyurdu.
(İbn
Hanbel, V, 429)