40 hadis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
40 hadis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17.1.19

40 Hadiste Birlikte Yaşama Ahlakı


“Ey insanlar! Şunu iyi bilin ki, Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur...”(İbn Hanbel, 5/411)

“Kim bir Müslümanın dünya sıkıntılarından bir sıkıntıyı giderirse, Allah da onun kıyametgünündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim darda kalan bir kimsenin işini kolaylaştırırsa,Allah da dünya ve âhirette onun işlerini kolaylaştırır. Kim bir Müslümanın ayıbını örterse,Allah da dünya ve âhirette onun ayıplarını örter. Kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece,Allah da onun yardımcısı olur.”(Ebû Dâvûd, Edeb, 60)

“Müslüman, dilinden ve elinden insanların selâmette olduğu kişidir. Mümin ise insanlarıncanları ve malları konusunda (kendilerine zarar vermeyeceğinden) emin oldukları kişidir.”(Nesai, İman, 8)

“Hoş gör ki, hoş görülesin.”(İbn Hanbel, 1/249)

“Kişinin, Müslüman kardeşini küçük görmesi kötülük olarak kendisine yeter.”(Müslim, Birr, 32)

“Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşına karşı hayırlı davranandır. Allah katındakomşuların en hayırlısı ise komşusuna karşı hayırlı davranandır.”(Tirmizî, Birr, 28; Dârimî, Siyer, 3)

“Mümin cana yakındır. (İnsanlarla) yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayankimsede hayır yoktur.”(İbn Hanbel, 2/40)

“Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” Bunun üzerine birisi, “Ey Allah’ınResûlü! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim?” dedi.Resûlullah buyurdu ki, “Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun. İştebu ona yapacağın yardımdır.”(Buhârî, İkrâh, 7)

“Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete girmek isterse Allah’a ve âhirete inanırken ölümkendisine erişsin. İnsanların kendisine nasıl davranmalarını istiyorsa, o da onlara öyledavransın.”(Müslim, İmâre, 46)

“Kim zarar verirse Allah da ona zarar verir.Kim (insanlara) güçlük çıkarırsa, Allah da ona güçlük çıkarır.”(Ebû Dâvûd, Kadâ’ (Akdiye), 31)

“İnsanlar bir zalimi görürler de onun zulmüne engel olmazlarsa,Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.”(Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 5; Ebû Dâvûd, Melâhim, 17)

“Allah Teâlâ (kıyamet günü) şöyle buyurur: ‘Nerede benim rızam için birbirlerinisevenler! Gölgem dışında hiçbir gölgenin olmadığı böyle bir günde onları kendi gölgemdegölgelendireceğim. (Benim himayemden başka hiçbir himayenin olmadığı böyle bir gündeonları, özel himayeme alacağım).”(İbn Hanbel, II, 338)

“Peygamber (s.a.s.) bize şu yedi şeyi emretti: Hastayı ziyaret etmek, cenazeyi (kabre kadar)takip etmek, aksırana Allah’tan rahmet dilemek, zayıfa yardım etmek, mazluma yardımetmek, selâmı yaymak ve yemin edenin yeminini tasdik etmek.”(Buhârî, İsti’zân, 8)

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.Size, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selâmı yayın.” (Müslim, Îmân, 93)

“Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi birşey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâka uygun biçimde davran!”(Tirmizî, Birr, 55)

“İnsanlarla bir arada yaşayan ve onların eziyetlerine sabreden mümin, insanlarla bir aradayaşamayan ve onların eziyetlerine sabretmeyen müminden daha büyük ecre nail olur.”(İbn Mâce, Fiten 23; İbn Hanbel, II, 44)

“İnsanların gizli hâllerini araştırırsan ya aralarına fesat sokmuş olursun ya da aralarındaneredeyse fesat çıkmasına sebep olursun.”(Ebû Dâvûd, Edeb, 37)

“Allah için size sığınan kimseye sığınak olun. Allah için isteyen kimseye verin.Sizi davet edene icabet edin, size bir iyilik yapana karşılığını verin.Eğer onun karşılığını verecek bir şey bulamazsanız,karşılıkta bulunduğunuza kanaat getirinceye kadar ona dua edin.”“Kendisi cehennem ateşine ve cehennem ateşi de kendisine haram olan kişiyisize bildireyim mi? Cana yakın, yumuşak huylu, kolaylaştırıcı kimse.”(Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 45)

“Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı birorganı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşanbir bedene benzer.”(Müslim, Birr, 66)

“Hz. Peygamber (s.a.s.) (Veda Haccı’nda) devesinin üstüne oturdu, bir adam da deveninyularını tutuyordu... Sonra insanlara şöyle hitap etti: “(Ey insanlar!) Bu (Zilhicce) ayınızda,bu (Mekke) şehrinizde bu (arefe) gününüz nasıl mukaddes ise, kanlarınız, mallarınız veırzlarınız (şeref ve namusunuz) da aynı şekilde mukaddestir...”  (Buhârî, İlim, 9; Müslim, Kasâme, 30)

“Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin.Ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslümanın din kardeşiyle üç günden fazlaküs durması helâl olmaz!”   (Buhârî, Edeb, 62)

“Allah katında dünyanın yok olması, bir Müslümanın öldürülmesinden daha hafiftir.”(Tirmizî, Diyât, 7; Nesâî, Muhârebe, 2)

“Mümin, müminin aynasıdır ve mümin, müminin kardeşidir. Onun geçimini muhafazaeder ve onu arkadan çepeçevre sarıp (tehlike ve zararlardan) korur.”(Ebû Dâvûd, Edeb, 49)

“İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.”(Buhârî, Tevhîd, 2; Müslim, Fedâil, 66)

“Kardeşinle (düşmanlığa varan) tartışmaya girme,onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme.”(Tirmizî, Birr, 58)

“Müslüman kardeşine bir sene küs duran kimse, onun kanını dökmüş gibi (vebalde) dir.”  (Ebû Dâvûd, Edeb, 47; İbn Hanbel, IV, 219)


“Pazartesi ve Perşembe günleri cennetin kapıları açılır ve Allah’a şirk koşmayan her kulbağışlanır. Ancak kardeşi ile arasında husumet bulunan kişi müstesna. (Onlar hakkında)şöyle denir: ‘Şu iki kişiyi, birbiriyle barışıncaya kadar bekletin, şu iki kişiyi, birbiriylebarışıncaya kadar bekletin, şu iki kişiyi, birbiriyle barışıncaya kadar bekletin!’”(Müslim, Birr, 35)

“Kardeşinin başına gelen bir şeye sevinip gülme.Sonra Allah ona merhamet edip seni (o şeyle) imtihan eder.”(Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 54)

“Kıyamet günü en şiddetli azap görecek kimseler,dünyada insanlara en çok işkence edenlerdir.”(Tayâlisî, Müsned, II, 11; İbn Hanbel, IV, 90)

“Müslümanlar arasında kim bir yetimi yiyecek ve içeceğini üstlenecek şekilde sahiplenirse,affedilmeyecek bir günah işlememişse, Allah onu mutlaka cennete koyar.”(Tirmizî, Birr, 14)

“Geçmiş toplumların hastalığı size de bulaştı: Haset ve kin beslemek! İşte bunlar, köktenyok edicidir. Saçı tıraş eder demiyorum, aksine dini kökünden kazıyıp yok eder…”(Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 56)

“Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen ve iyiliği emredip/teşvikedip kötülükten sakındırmayan/uzaklaştırmayan bizden değildir.”(Tirmizî, Birr, 15)

“Satarken, satın alırken, alacağını talep ederken hoşgörülü davranıp kolaylık gösterenkimseye Allah rahmetiyle muamele eylesin.”(Buhârî, Büyû’, 16)

“Bizi aldatan, bizden değildir.”(Müslim, Îmân, 164)

“ ‘İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik yaparız, zulmederlerse biz de zulmederiz,’ diyenzayıf karakterli kimseler olmayın. Bilâkis iyilik yaptıklarında insanlara iyilik yapmayı,kötülük yaptıklarında ise onlara zulmetmemeyi içinize (bir ilke olarak) yerleştirin.”(Tirmizî, Birr, 63)

“İnsanların en kötüsü, şerrinden dolayı insanların kendisinden çekindiği kimsedir.”                            (Muvatta’, Hüsnü’l-hulk, 1)

“Komşusunun, kendisine kötülük yapabileceği kaygısından kurtulamadığı kimsecennete giremez.”(Müslim, Îmân, 73)

“Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık davası uğruna savaşan bizden değildir. Irkçılıkdavası uğruna ölen bizden değildir.”(Ebû Dâvûd, Edeb, 111-112)

“... İnsanlar Âdem’in çocuklarıdır. Ve Allah Âdem’i topraktan yaratmıştır”(Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 49; Ebû Dâvûd, Edeb, 110-111)

40 Hadiste Hz.Peygamber ve Güven Toplumu


“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin de insanların can ve malları konusunda kendisinden emin oldukları kimsedir.” (Tirmizî, Îmân, 12)

“Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir
arada bulunmaz.”
(İbn Hanbel, II, 349)

“Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur; ahde vefa göstermeyenin ise dini yoktur.” (İbn Hanbel, III, 134)
“Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder, söz verdiği zaman sözünde durmaz.” (Buhârî, Vesâyâ, 8; Müslim, Îmân, 107)

“Şu dört özellik kimde bulunursa o, tam bir münafık olur. Kimde bu niteliklerden biri bulunursa onu terk edinceye kadar kendisinde münafıklıktan bir özellik vardır: Kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder. Konuştuğunda yalan söyler. Söz verdiğinde cayar. Husumet sırasında haktan sapar.” (Buhârî, Îmân, 24)

“Kulun kalbi doğru oluncaya kadar imanı dosdoğru olmaz. Dili doğru oluncaya kadar da kalbi dosdoğru olmaz. Komşusunun kendisinden bir kötülük gelmeyeceğine emin olmadığı
kimse de cennete giremez.”
(İbn Hanbel, III, 199)
Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Din samimiyettir.” “Kime karşı?” diye sorulunca, “Allah’a, kitabına, Peygamberi’ne, Müslümanların yöneticilerine ve bütün Müslümanlara.” buyurdu. (Müslim, Îmân, 95)

“(Ey insanlar!) Bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke) şehrinizde bu (Arefe) gününüz nasıl mukaddes ise, kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız (şeref ve namusunuz) da aynı şekilde mukaddestir.”
(Buhârî, İlim, 9; Müslim, Kasâme, 30)

“Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona hainlik yapmaz, ona yalan söylemez, onu zor
durumda yüzüstü bırakmaz…”
(Tirmizî, Birr, 18)

“Sana bir şey emanet eden kişiye emanetini (hakkıyla koruyarak) iade et. Sana
hainlik edene sen hainlik etme.”
(Tirmizî, Büyû’, 38; Ebû Dâvûd, Büyû’, İcâre, 79)


“Bir konuda seni tasdik ettiği (sana inandığı) hâlde kardeşine yalan söylemen ne kadar
büyük bir ihanettir!”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 71)

“Kıyamet gününde ihanet eden her kişi için bir sancak dikilecek ve bu falanın
ihanetidir’ denilecektir.”
(Müslim, Cihâd, 12)

“Allah’ım, açlıktan sana sığınırım. Şüphesiz o kötü bir arkadaştır.Hıyanetten de sana sığınırım. Çünkü o pek kötü bir sırdaştır.”(Ebû Dâvûd, Vitr, 32)

“Müslümanlar arasında aldatma olamaz!Bizi aldatan, bizden değildir!”
(Dârimî, Büyû’, 10; Müslim, Îmân, 164)

Resûlullah (s.a.s.) “Size oruç, namaz ve sadakadan daha faziletli olan şeyi bildireyim mi?” diye sordu. Sahâbe “Elbette ey Allah’ın Resûlü.” dediler. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu: “İki kişinin arasını düzeltmektir. İki kişinin arasını bozmak ise (imanı) kökünden kazır.”
 (Ebû Dâvûd, Edeb, 50; Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 56)

“Ara bozuculuk yapan, yaptığı iyiliği başa kakan ve cimri olan kimse cennete giremez.”
(Tirmizî, Birr, 41)

“Bana kendi adınıza altı şeyin güvencesini verin, ben de size cennetin güvencesini vereyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin, söz verdiğinizde sözünüzü tutun, size (bir şey) emanet edildiğinde ona riayet edin, iffetinizi koruyun, gözlerinizi (bakılması yasak olandan) sakının ve
ellerinizi (haramdan) çekin.”
(İbn Hanbel, V, 323)

“Öyle insanlar vardır ki (adeta) hayrın anahtarları, şerrin sürgüleri gibidir. Kimisi de şerrin anahtarları ve hayrın sürgüleri gibidir. Ne mutlu! Yüce Allah’ın, hayrın anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere! Ve yazıklar olsun Yüce Allah’ın şerrin anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere!”
(İbn Mâce, Sünnet, 19)

“İnsanların en kötüsü, şerrinden dolayı insanların kendisinden çekindiği kimsedir.”
(Mâlik, Muvatta’, Hüsnü’l-hulk, 1)

Dört özellik vardır ki bunlar sende varsa dünyada elde edemediklerine üzülme: emaneti korumak, doğru sözlü olmak, güzel ahlak ve helal rızıkla beslenmek. (İbn Hanbel, II, 177)

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun! Allah’a ve âhiret gününe iman eden komşusuna eziyet etmesin! Allah’a ve âhiret gününe iman eden misafirine ikram etsin!” (Buhârî, Rikâk, 23)

“Kıyamet günü Allah katında (hesabı sorulacak) en büyük ihanetlerden biri, kişinin eşiyle birlikte olduktan sonra onun sırrını ifşa etmesidir.”
 (Müslim, Nikâh, 124)

“Dikkat edin! Yalancılıktan kaçının. Çünkü ister ciddi olsun, isterse şaka yollu olsun yalan söylemek Müslüman’a yakışmaz. Sakın kimse yerine getirmeyeceği bir şeyi küçük yaştaki çocuğuna (bile) vaat etmesin (bu davranış da yalancılığa girer).” (İbn Mâce, Sünnet, 7)

Abdullah b. Âmir şöyle anlatır: “Bir gün Resûlullah (s.a.s.) evimizde otururken annem, (bana) ‘Yanıma gel. Bak sana ne vereceğim!’ diyerek beni çağırdı. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.), ‘Çocuğa ne vereceksin?’ diye sordu. Annem, ‘Ona hurma vereceğim.’ deyince, Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: Dikkat et! ‘Eğer çocuğa bir şey vermeseydin, bu söz (amel defterine) bir yalan olarak yazılacaktı.’”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 80)

“‘İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik yaparız; zulmederlerse biz de zulmederiz’, diyen zayıf karakterli kimseler olmayın. Bilâkis iyilik yaptıklarında insanlara iyilik yapmayı, kötülük yaptıklarında ise onlara zulmetmemeyi içinize (bir ilke olarak) yerleştirin.” (Tirmizî, Birr, 63)

“Birbirinize nefret ve düşmanlık beslemeyin. Birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun! Bir Müslüman’ın (din) kardeşine üç günden fazla küsmesi helâl değildir.”
(Buhârî, Edeb, 57)

“Kardeşinle (düşmanlığa varan) tartışmaya girme, onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme.” (Tirmizî, Birr, 58)

“Ey diliyle iman edip, kalbine iman girmemiş olan kimseler! Müslümanların gıybetini yapmayın ve onların gizli hâllerini araştırmayın. Çünkü her kim onların gizli hallerini araştırırsa Allah da onun gizli hâlini araştırır. Allah kimin gizli hâlini araştırırsa onu evinde bile (gizlice yaptıklarını
 ortaya çıkararak) rezil eder.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 35)

“El sıkışın içinizdeki kin gitsin, birbirinize hediyeler verin sevginiz artsın ve 
düşmanlıklar yok olsun.”
(Mâlik, Muvatta’, Hüsnü’l-hulk, 4)

“Şüphesiz ben de bir insanım. Sizler bana davalarınızı arz ediyorsunuz. Olabilir ki sizden biri delilini diğerinden daha düzgün ifadelerle savunur, ben de duyduklarıma dayanarak onun lehine hükmederim. Ben kimin lehine kardeşinin hakkından bir şeye hükmetmiş isem o kimse bunu almasın. Çünkü ben ona ancakateşten bir parka vermişimdir.”
(Buhârî, Hıyel, 10)

“Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacağınıza, zina etmeyeceğinize, hırsızlık yapmayacağınıza, Allah’ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmeyeceğinize biat edin…”
(Müslim, Hudûd, 41)

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Biri arkadaşına hainlik etmediği müddetçe, ben iki ortağın üçüncüsüyüm (onlara yardım eder ve onları korurum). Ama onlardan birisi diğerine hainlik ederse, ben aralarından çekilirim.” (Ebû Dâvûd, Büyû’, 26)

“Sözü ve muamelesi doğru, dürüst tüccar; (kıyamet gününde) peygamberler, peygamberleri tasdik eden doğru kimseler ve şehitlerle beraber olacaktır.” ( Tirmizî, Büyû’, 4)

“Alışveriş yapanlar birbirlerinden ayrılmadıkları sürece (alışverişi kabul edip etmeme konusunda) serbesttirler. Eğer dürüst davranırlar ve (malın kusurunu) açıkça söylerlerse, alışverişleri bereketlenir. Fakat kusuru gizler ve yalan söylerlerse, (yaptıkları) alışverişin bereketi gider.” (Ebû Dâvûd, Büyû’, 51)

Ebû Hüreyre’nin (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.s.), (bir bedevinin kıyametin ne zaman kopacağını sorması üzerine) şöyle buyurdu: “Emanet zayi edildiği vakit kıyameti bekle!” Bunun üzerine bedevi, “Emanetin zayi edilmesi nasıl olur yâ Resûlallah?” diye sorunca, Hz. Peygamber “Yönetim, ehli olmayan kimseye verildiğinde kıyameti bekle.” buyurdu. (Buhârî, Rikâk, 35)

“Aman dikkat edin! Anlaşmalı olarak Müslüman topraklarında yaşayan gayrimüslimlerin mallarını haksız yere ellerinden almak helâl değildir...”
 (Ebû Dâvûd, Et’ime, 32)

“Bilesiniz ki! Kim Allah’ın ve Resûlü’nün güvencesi altında bulunan anlaşmalı bir kimseyi (zimmîyi) öldürürse, Allah’a verdiği sözü bozmuş olur ve cennetin kokusunu dahi alamaz.” (Tirmizî, Diyât, 11)

“Kim birine can güvenliği konusunda teminat verip de daha sonra onu öldürürse kıyamet gününde zulüm sancağını taşıyacaktır.”
(İbn Mâce, Diyât, 33)

“Kim şu üç şeyden uzak olarak ölürse cennete girer: Kibir, ganimet malına hainlik ve borç.”
(Tirmizî, Siyer, 21)

“Emanete ihanet eden erkek ve kadının, had cezasına çarptırılanın ve (din) kardeşine kin besleyenin şahitliği caiz değildir.”
(İbn Mâce, Ahkâm, 30)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...