Yakın ve uzak tarihimizde "Türk Gençlerinin Unutmaması Gereken" çok sayıda önemli hadise var, Cumhuriyetimizin ilk havacı şehidi Cengiz Topel'de bunlardan biri. Unutmamak ve unutturmamak adına önceki makalemin devamı olan makalemi paylaşıyorum..
-- PİLOT YÜZBAŞI CENGİZ TOPEL --
Eskişehir 1. Hava Ana Jet Üssü’nde brifing yapıldı. Havadan yapılacak akın
konuşuldu. O gün Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel komutanından talimatları aldı, soru
sormadı,”Haydi arkadaşlar, gidelim.” dedi ve uçak başı yaptılar.[1]
Eskişehir’den kalkan Türk jetleri hızlı bir uçuşla önce Antalya’ya kadar yüksek
irtifadan geldi. Akdeniz’in üstündeyken, Kıbrıs’taki İngiliz radarlarına
yakalanmamak için alçak uçuşa geçtiler. Kalktıktan 40 dakika sonra Erenköy’e
varmışlardı. Kahraman pilotumuz korkusuzca düşman hedeflerine dalıyor,
bombalarını bırakıyordu. O gün 64 Türk jeti Rum’ları darmadağın etmişti.[2]
Ta ki yük gemisine gizlenen o uçaksavar ateş edene kadar. Cengiz Topel’in uçağı
isabet almıştı.
Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel ve kullandığı F-100
uçağı
Paraşütle atlayan Yüzbaşı Cengiz’in uçağı Türk mücahitlerinin bulunduğu mevkiinin
yakınına düşerken rüzgarın etkisiyle pilot yüzbaşı Rum askerlerine yakın tarafa
düştü. Paraşütle asfalta salimen inerken bir taraftan da silahını çekti. Sonuna
kadar direnmeye kararlıydı, mermisi bitene kadar direndi de. İner inmez,
düşmanın eline geçmesin diye, üzerindeki harita ve taktik bilgileri yakarak
imha etti. Hızla Türklere doğru koşmaya başladı ancak askeri jeeplerle gelen
Rum subaylarınca tutuklandı. Rumlar, nafile bir çaba ile pilot yüzbaşıdan bilgi
almaya çalıştılar, Cengiz Topel’e tek kelime dahi ettiremeyince iyice
sinirlenip kontrolden çıktılar. Elleri kelepçeliyken dipçikle saldırdılar
yüzbaşına, sırtından üç el ateş ettiler, vücudunda v şeklinde yaralar açıldı.
Yüzbaşıdan bilgi almaya kararlı Rumlar onu hastaneye kaldırarak tedavi etmeye
çalıştılar. Cengiz Topel çektiği acıyı yok sayıp, başına gelecek her şeye
vatanı uğruna razı olarak suskunluğunu hiç bozmadı. Rumların hiçbir isteğini
yerine getirmedi. Hatta hastanede yanında yatan Türk mücahidinin[3]
“Ben Türk’üm” diyerek konuşmaya çalışmasına dahi aldırış etmedi. Çünkü
kendisini konuşturmaya çalışan bir Rum casusu olabilirdi, risk alamazdı. Türk
mücahide tek ve son söz olarak “Vatan
sağ olsun” diyen kahraman pilotumuz, Rum işkenceleri altında acı şekilde can
verdi.
Rumlar kahraman pilotumuzun sol gözünü tahrip etmişler, tırnaklarını
çekmişler, pazılarını matkapla oymuşlar, edep yerlerini ezmişler, kafatasının
sol tarafına beton çivisi çakmışlar, sol ayağını kırmışlar, boğazından göbeğine
kadar göğsünü yarıp kalp ve ciğerlerini çalmışlar sonra da göğsünü çuval diker
gibi geri dikmişlerdi.[4]
İzmirli Eşref Düşenkalkar, 27 yaşında Kıbrıs’a gelerek mücahitlere katıldı,
vazifesi bombacılıktı. Fotoğrafçılık da yapan mücahit Eşref, yapılan tüm alçak
işkencelerin şahidi mübarek şehit na’şının son şahitlerindendi. Rumlar
tarafından katledilen kahraman pilotumuz Cengiz Topel'in son fotoğrafını çekti.
İzmirli mücahit o günü hayatının en zor günü olarak anlatır.[5]
Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel'e yapılan Rum
işkenceleri
Bu insanlık dışı işkencelerin ve şehidimizin mübarek na’şının son şahitleri
arasında Ada’da bulunan Kızıl Haç görevlileri de vardı. İçlerinden bir İngiliz
hemşire gördüğü manzara karşısında dehşete düşmüş ve şehidimizin işkence görmüş
na’şını fotoğraflamıştı.
Cengiz Topel Cumhuriyet döneminin ilk Hava Şehidi olmuştu. Lefkoşa, Adana,
Ankara ve İstanbul'da düzenlenen törenlerin ardından Edirnekapı Hava
Şehitliği'nde mübarek na’şı toprağa verildi.
[1] TRT Arşivi Cengiz Topel
belgeseli
[2] 10 Ağustos 1964 tarihli Hürriyet Gazetesi Manşet
Haberi
[3] Kıbrıs’lı Mücahit Osman Hasan Gaziler, aldığı yaralar
neticesinde ömrünün sonuna kadar tekerlekli sandalyeye mahkum kalmıştır.
[4] Vehbi Zeki Serter, Kıbrıs’ta Rum - Yunan Saldırıları Ve
Soykırım, s.231-236
[5] Mayıs
2019’da rahmetli olan İzmirli gazi mücahit Eşref vasiyeti üzerine Kıbrıs’a
uğruna çarpıştığı Kıbrıs’a defnedilmiştir.