Yürüyen ilden ile dolanıp gezen
Ol şimdi cehaletine yanıp duran
Varmış onda çokça sır sırdan içeri
Unuttum beni, benliği, bencilliği
Kardeşimi bildim, cânımı bildim
Cananım varmış gördüm candan içeri
Ben gitti ikilik gitti kibir gitti.
* * *
Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı Yunus Emre Divanını okuyorum bu aralar. Kitabın başında Yunus Emre hakkında malumat da mevcut. İnsanın ruhunu doyuruyor şiirleri, gözünü açıyor düşünceleri, örnek oluyor-ibret oluyor hikayesi. Tavsiye ederim,
Yunus divanı bir hazine
Saçılmış sere serpe
Sesleniyor sağa sola
Rağbet eden yok mudur
Malım hep yağma..
Kitabın ilk bölümünde Yunus Emre'nin hayatı, Türk-islam edebiyatına katkıları, ondan etkilenen şair ve yazarlar, şiirlerinin nasıl bir mektep olduğu, menkıbeleri ele alınıyor. Bu topraklarda yaşayıp da Yunus'u tanımamak bilmemek, ismen değil ama, kültürel olarak, öz olarak bilmemek gerçekten üzülüncek şey. Bizim Yunus'u gönüllerimizde de Bizim Yunus yapmanın yolu bilmekten tanımaktan geçiyor sanırım.
Beni en çok etkileyen dörtlüklerden birini de paylaşmadan geçemeyeceğim.
Elif okuduk ötürü
Pazar eyledik götürü
Yaradılanı severiz
Yaradandan ötürü
Yaradılanı severiz yaradılandan ötürü kısmı aşina olduğumuz veciz ve güzel bir sözü Yunusun. Elif okuduk ötürü/ Pazar eyledik götürü kısmı ise apayrı güzel. Elif ötreli okununca 'O' anlamına gelir, kastedilen Allah'tır. Pazar eyledik götürü ise neyimiz var neyimiz yoksa hepsinden geçtik manasındadır. Her yerde O'nu gördük O'nu okuduk, canımız dahil ne varsa bize ait hepsinden geçtik, tüm yaratılmışları kardeş bildik, sevdik hepsini de Yaradandan ötürü.
İleride Allah nasip ederse Yunus Emre hakkında daha fazla yazmak, bu gönül deryasına daha çok dalmak, bu ummanda daha da yürümek gezmek istiyorum. Şimdilik bu kadar.