Dini Görselleri barındıran dinigorsel.blogspot.com.tr sitesine ya da tüm görsellere (bir kısmının kırpma işi henüz bitmemiş haliyle de olsa 4000'e yakın) http://kaabalive.net/diniGorseller/ adresinden de erişebilirsiniz.
sünnet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sünnet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
26.12.17
Günün Ayet Hadis ve Hikmetleri - 2
Dini Görselleri barındıran dinigorsel.blogspot.com.tr sitesine ya da tüm görsellere (bir kısmının kırpma işi henüz bitmemiş haliyle de olsa 4000'e yakın) http://kaabalive.net/diniGorseller/ adresinden de erişebilirsiniz.
12.2.12
Unutulan Bir Sünnet Daha - Yemeğe Tuzla Başlamak
Unutulan Bir Sünnet Kaplama Mesh 'den sonra unutulan başka bir sünnet daha öğrendik, ondan bahsetmek istiyoruz.
Yemeğe tuzla başlamak ve yemeği tuzla bitirmek de unutulmuş sünnetlerdendir. Tabii unutmayan unutmuyor ama toplumun genelinde maalesef unutulmuş olduğunu üzüntüyle gözlemliyoruz.
Sünnetlere sarılmalıyız, unutulmuş sünnetlere daha da sıkı sarılmalıyız. Çünkü bir hadis-i şerifte mealen(anlamca) buyruluyor ki:
"(Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz şehid sevabı vardır.) [Hakim]"
Bir de şöyle bir kolaylık da var: tuza niyet edilerek (içerisinde tuz bulunduğundan) zeytin ya da ekmek yenilse de yine sünnete uyulmuş oluyor.
Bu konuda www.dinimizislam.com sitesinden aldığımız soru-cevap şeklindeki bir yazıyı aşağıda istifadenize arz ediyoruz:
Yemeğe tuzla başlamak |
Sual: Yemeğe tuzla başlamak sünnettir. Sofrada tuzlu zeytin falan oluyor. Zeytinle başlasak sünnet yerine geçer mi? Böyle sünnetlere uymasak günah olur mu? CEVAPEvet geçer. Hatta ekmekteki tuza niyet ederek bir lokma ekmek yemekle de bu sünnet yerine getirilmiş olur. Bu sünnetlere uyulmasa günah olmaz. Ancak bir sünnete uymak dünyadaki her şeyden daha kıymetlidir. Unutmazsak, imkanımız varsa sünnetlere uymaya çalışmalıyız. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Yemeğe tuzla başlamak ve bitirmek 70 hastalığa şifadır.)[R.Nasıhin] Yemeğe tuz ile başlayıp tuz ile bitirmenin tıbben de çok faydalı olduğu bildirilmektedir. Her sünnette bir çok hikmetler vardır. Sual: Doktorlar, üç zararlı şeyden birinin tuz olduğunu söylüyorlar. Bunun için yemeğe tuzla başlamanın sünnet olması yanlıştır. Çünkü Peygamberimiz sağlığa zararlı bir şeyi tavsiye etmez. Ayrıca, büyük hadis âlimleri Elbanî ile Abdülfettah Ebu Gudde, yemeğe tuzla başlamanın sünnet olmadığını bildirmişlerdir. Hâlâ tuzu bırakmayacak mıyız? CEVAPBu iddialar, dinî yönden de, tıbbî yönden de ilmî [bilimsel] değildir ve yanlıştır. Tıbbî yönden: Tuz, un ve şeker için üç zararlı şey deniyor. Un zararlı olunca, ekmek de zararlı olur. Her şey gibi, un da fazla kullanılırsa zararlı olur. Tuz da böyledir. Doyduktan sonra yemek yemek, tıbben zararlı, dinen haramdır. Bu, ekmek yemek zararlı ve haram demek değildir. Fazlası zararlı demektir. Her şeyin fazlası zararlıdır. Tuz olmazsa insan sağlıklı olamaz. Vücuttaki tuz miktarı düşünce hâlsizlik, yorgunluk olur. Daha da düşerse epilepsi nöbetlerine yol açar. Kalb çalışması zorlaşır. Sinir iletimi etkilenir. Tuzun sayılamayacak kadar faydası vardır. Bir de tuzun içine zararlı başka şeyler konursa elbette zararlı olur. Mesela rafine tuz zararlıdır. Rafine tuz zararlı diye, diğer doğal tuzlara da zararlı demek yanlıştır. Çok tuz zararlıysa da, az tuz zararlı değildir. Tıp yetkilileri diyor ki: Rafine tuz sağlığa zararlıysa da, ihtiyaç kadar kullanıldığı takdirde, doğal tuz yani kaya tuzu veya deniz tuzu çok faydalı ve şifa kaynağıdır. Himalaya tuzu daha iyidir. Tuzun bazı faydaları şöyledir: Tuz, vücudun asit - baz dengesini korur. Vücudun elektrolit dengesini sağlar. İdrar oluşumunu sağlar. İdrar oluşmazsa, metabolizmanın tehlikeli olan son ürünleri dışarı atılamaz. Tuz antiseptik, yani mikrop öldürücüdür. Tuz dile dokunduktan sonra, tükürük bezleri hemen çalışmaya başlar. Salgı yayar. Bu salgı, hazım için önemlidir, hazma yardım eder ve kolaylaştırır. Yemeğe tuzla başlanırsa, beyin tarafından gönderilen bir uyarı sayesinde, midede mukus denilen sindirimi kolaylaştırıcı bir tabaka oluşur ve midenin sindirime hazırlıksız yakalanmasını önler. Yemeği tuzla bitirince de, yine hazım için lüzumlu olan salgı salınır. Bu önemli salgı, sadece tuzla çıkar. Tuz yemeklerimize, bazı gıdalara tat verir. Tuzsuz yemekler saman gibi olur. İyotlu tuz: İyotlu tuz önemlidir. İyot, boynumuzda bulunan tiroit bezinden hormon salgılanması için çok önemli olan bir mineraldir. Vücudumuzun gelişmesini beyin ve sinir sistemimizin çalışmasını, aktivitelerimizin ve vücut ısımızın sürmesini sağlayan tiroit bezi hormonlarının yapımı için iyot gereklidir. Ülkemizin büyük bir bölümünde sudaki iyot yetersizdir. Vücudumuz için bu kadar önemli olan iyot yeterli alınmadığından çeşitli hastalıklar oluşur. Gebelikte iyot eksikliği, anne karnındaki bebeğin, hem beyin hem de beden gelişimini olumsuz etkilediği gibi, düşüklere, ölü doğumlara, bebeğin özürlü doğmasına, bebeklerde zekâ geriliğine ve cüceliğe sebep olur. Çocukluk döneminde iyot yetersizliği bedeni ve zihni gelişme geriliğine sebep olur. Yetişkinlerde iyot yetersizliği guatrın yanı sıra beden ve zihin fonksiyonlarında dengesizliklere ve bozukluklara da yol açar. İhtiyaç kadar kullanılan iyotlu tuz, sağlığa zararlı değildir ve yan etkisi de yoktur. Dinî yönden: Mezhepsiz Elbani ile Ebu Gudde ve onlara uyan bazı mezhepsizler, yemeğe tuzla başlamanın sünnet olmadığını söylüyorlarsa da, bu iddiaları, muteber fıkıh kitaplarına aykırıdır. Mesela kıymetli bir fıkıh kitabı olan (Fetava-i Hindiyye)’de, (Yemeğe tuzla başlayıp, tuzla bitirmek sünnettir. Hulâsa'da da böyledir) buyuruluyor. (Tatarhaniyye)fetva kitabında yemeğe tuzla başlamanın sünnet olduğu bildiriliyor. Hindiyye’de, Hulâsa’da, Tatarhaniyye’de böyle açıkça yazarken mezhepsizlerin sözlerinin ne kıymeti olur ki? (Yâ Ali, yemeğe tuzla başla, çünkü tuz yetmiş hastalığa şifadır)hadis-i şerifi, (Tarikat-i Muhammediyye şerhi Berika), (Şir’a-tül islam şerhi), (Tıbbın Nebi), (Rıyad-ün nasıhin), (Menâkıb-i çihâr yâr-ı güzîn), (S. Ebediyye) ve (Miftah-ül cennet) kitapları ile daha başka birçok muteber kitapta bildirilmektedir. Ömer Nasuhi Bilmen Hoca da, yemeğe tuzla başlayıp tuzla bitirmenin, sünnet olduğunu kitaplarında bildirmektedir. Yemeğe tuzla başlamanın, sünnet olduğunu bildiren kitapların yanlış olduğunu söylemek, eski âlimleri, eski kitapları kötülemek olur. Eski âlimleri suçlamak moda hâline gelmiştir. Her gün, TV’lerde, dinin bir hükmü sorgulanmaktadır. Eski âlimlerin cahil olduğu iddia edilmektedir. Âhir zamanda böyle şeylerin olacağını Peygamber efendimiz mucize olarak bildirmiştir. Bir hadis-i şerif şu mealdedir: (Âhir zamanda, sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacaktır.) [İbni Asakir] Bugün hemen her konuda, eski âlimlerin bildirdiği hususlar, birer birer kötülenmektedir. Bunları görüp de, imkânı olanın susması helâl olmaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Bu ümmetin, son zamanlarında gelenleri, önceki âlimleri kötülediği zaman, ilmini gizleyen, Allah’ın indirdiği Kur’anı gizlemiş olur.) [İbni Mace, İbni Adiy, İbni Asakir] Kur'anı gizlememek için, eski âlimleri kötüleyenlere karşı duyarlı olmalı, Ehl-i sünnet bilgilerini her yere yaymaya çalışmalıdır. |
Unutulan başka bir sünnet için ayrıca bakabilirsiniz:
Unutulan Bir Sünnet Kaplama Mesh
Allah bizleri unutulan sünnetleri yaşayan ve çevresini de yaşamaya teşvik edenlerden eylesin.
7.10.11
Unutulan Bir Sünnet Kaplama Mesh
Başı mesh etmenin abdestin farzlarından olduğu çoğu kişinin malumu. Ancak her farzın olduğu gibi bu farzın da sünnete uygun bir şekli var.
Kaplama Mesh ile ben de az önce tanıştım. Bir sünnetle bu yaşımda yeni tanışıyor olmam kendi adıma üzücü bir durum. Gerçekten de unutulmuş bir sünnet, en azından kendi çevrem adına konuşayım; pek fazla kimsenin bildiğini ve ya riayet ettiğini zannetmiyorum. Tabii bu zannım cahilliğimden de kaynaklanıyor olabilir.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sitesinden aldığım; Kaplama Mesh'in tarifi aşağıda:
KAPLAMA MESH
Sözlükte "mesh, dokunmak, silmek" gibi anlamlara gelmektedir. Dinî literatürde ise, abdest alırken ıslak elin, başa ya da mestlerin veya sargının üzerine dokundurulması; teyemmümde toprağa vurulan ellerle kolların ve yüzün sıvazlanması demektir. Kaplama mesh ise, abdestte başın tamamının, kulakların ve ensenin bir su ile meshedilmesini ifade etmek için kullanılır. Kaplama mesh abdestin sünnetlerindendir. Eller ıslatıldıktan sonra işaret ve baş parmaklar ayrılır, diğer parmaklar ile başın üst tarafı, avuç ayası ile başın yanları olmak üzere başın ön tarafından enseye doğru tamamı meshedilir. Daha sonra işaret parmakları ile kulaklar, baş parmak ile de kulakların arkası, parmakların üstü ile de ense meshedilir. Boyun mesh edilmez. Baş mesh edildikten sonra ellerde yaşlık kalmamışsa kulakları ve enseyi mesh etmek için yeniden eller ıslatılır. (İ.P.)
Evet, bir de aşağıdaki görselden uygulanışını inceleyebiliriz;
Görseli buradan aldım.
Allah bizleri unutulan sünnetleri yaşayan ve çevresini de yaşamaya teşvik edenlerden eylesin.
Ayrıca Bakabilirsiniz: Unutulan Bir Sünnet Daha - Yemeğe Tuzla Başlama
Ayrıca Bakabilirsiniz: Unutulan Bir Sünnet Daha - Yemeğe Tuzla Başlama
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)