“Cebrail
bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, onu mirasçı
kılacak sandım.”
(Müslim,
Birr ve Sıla, 42)
“Komşusu
açlıktan kıvranırken, tok yatan kimse iman etmiş olamaz.”
(İbn
Ebî Şeybe, Musannef, Îmân ve Rü’yâ, 6)
“Sizden
biri kendisi için istediğini din kardeşi için –yahut komşusu
için- de istemedikçe (tam) iman etmiş olamaz.”
(Müslim,
İman, 71)
Bir adam Hz. Peygamber’e
(s.a.s.), “İyi veya kötü yaptığımı nasıl bilebilirim?”
diye sormuş, Hz. Peygamber (s.a.s.) de şöyle buyurmuştur:
“Komşularının, ‘İyi yaptın’ dediğini duyarsan iyi
yapmışsındır; onların, ‘Kötü yaptın’ dediğini duyarsan
da kötü yapmışsındır.”
(İbn
Mâce, Zühd, 25)
Ebû Zer (r.a.) şöyle
demiştir: “Dostum (Hz. Peygamber) (s.a.s.) bana şunu tavsiye
etti: Çorba pişirdiğinde suyunu biraz fazla koy, sonra
komşularının hâline bak da uygun bir şekilde kendilerine ondan
ikram et.”
(Müslim,
Birr ve Sıla, 143)
“Şerrinden
komşusunun emin olmadığı kimse cennete giremez.”
(Müslim,
Îmân, 73)
“Ey
mümin hanımlar! Sizden biri –yanık bir koyun parçası dahi
olsa- komşusunun ikram ettiği şeyi küçümsemesin.”
(Muvatta,
Sıfatü’n-nebî, 10)
Bir Müslüman öldüğünde,
yakın komşularından üç hane halkı onun iyi bir insan olduğuna
şahitlik ederse, Yüce Allah da onun için şöyle der: “Şahitlikte
bulunan kullarımın bildiklerine göre yaptıkları şahitliğini
kabul ettim ve kendi bildiklerimi de bağışladım.”
(Ahmed
b. Hanbel, II, 409)
“Allah’a
ve âhiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun;
Allah’a ve âhiret gününe iman eden komşusunu rahatsız etmesin;
Allah’a ve âhiret gününe iman eden misafirine ikram etsin.”
(Buhârî,
Rikâk, 23)
“İki
kişi birden davet edecek olursa sen kapısı en yakın olana git.
Çünkü kapısı en yakın olan en yakın komşudur. Eğer onlardan
birisi daha önce davet etmişse, onun davetine icabet et.”
(Ebû
Dâvûd, Et’ime, 9)
Resûlullah (s.a.s.) şöyle
demiştir: “Ey Ebû Hüreyre! Şüpheli şeylerden titizlikle sakın
ki insanların en iyi kulluk yapanı olasın. Kanaatkâr ol ki
insanların (Allah’a) en şükredeni olasın. Kendin için sevdiğin
şeyi insanlar için de sev ki (kâmil) mü’min olasın.
Komşularına iyi komşuluk et ki (gerçek) Müslüman olasın. Bir
de az gül, zira çok gülmek kalbi öldürür.”
(İbn
Mâce, Zühd, 24)
Hz. Âişe’nin şöyle
dediği rivayet edilmiştir: Ben Hz. Peygamber’e (s.a.s.) “Ey
Allah’ın Resulü! Benim iki komşum var. (Ziyaret veya hediye
vermede) hangisinden başlayayım?” diye sorduğumda O, şu cevabı
verdi: “Kapısı en yakın olandan.”
(Ebû
Dâvûd, Edeb, 122-123)
Bir
adam Resûlullah’a (s.a.s.) gelerek “Ey Allah’ın Resûlü!
Falan kadının namazının, orucunun ve sadakasının çok
olduğundan ancak diliyle komşusunu rahatsız ettiğinden söz
ediliyor, (ne buyurursunuz?) dedi. Resûlullah; “O cehennemde
olacaktır.” Buyurdu. Adam bu kez “Ey Allah’ın Resûlü! Falan
kadının namazının, orucunun ve sadakasının az olduğundan ancak
diliyle komşusunu rahatsız etmediğinden söz ediliyor, (ne
buyurursunuz?) dedi. Resûlullah; “ O da cennette olacaktır.”
buyurdu.” (Ahmed
b. Hanbel, II, 440)
“Allah
katında arkadaşların en hayırlısı arkadaşına karşı en iyi
olandır; komşuların en hayırlısı ise, komşularına karşı en
güzel davranandır.”
(Dârimî,
Siyer, 3)
“Ev
almadan önce komşu, yola çıkmadan önce de arkadaş arayın.”
(Taberâni,
el-Mu’cemü’l-Kebir, IV, 268)
“Komşu
(komşusunun malını satın almada) öncelik hakkına sahiptir.”
(Buhârî,
Hıyel, 14)
“Bir
arazisi olup ta satmak isteyen kişi onu önce komşusuna teklif
etsin.”
(İbn
Mâce, Şuf’a, 1)
“Zarar
vermek te zarara uğramak ta yoktur. Bir kimse (kendi evine destek
olmak üzere) komşusunun duvarına ağaç dayayabilir.”
(Ahmed
b. Hanbel, I, 313)
Hz. Peygamber (s.a.s.)
şöyle dua ederdi: “Allahım! İkamet ettiğim yerdeki komşunun
şerrinden sana sığınırım.”
(İbn
Hibbân, es-Sahîh, III, 307)
“Merhametlilere,
Rahman merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki
göktekiler de size merhamet etsin! ‘Rahim’ (akrabalık bağı)
Rahman kökünden türemiş bir ağaçlıktır. Kim akrabalık
ilişkisini sürdürürse Allah da onunla ilişkisini sürdürür;
kim de bu ilişkiyi koparırsa Allah da o kimseyle ilişkisini
koparır.”
(Tirmizî,
Birr ve Sıla, 16)
“Allah,
‘Ben Rahman’ım, o (akrabalık bağlarının) adı da rahimdir.
Ona kendi ismimden türeyen bir isim verdim. Onunla ilişkiyi
sürdürenle ben de ilişkimi sürdürür, onunla ilişkiyi kesenle
ben de keserim.’ buyurdu.”
(Ebû
Dâvûd, Zekât, 45)
“Kim
rızkının bollaştırılmasını yahut ecelinin geciktirilmesini
arzu ederse, akrabalık ilişkilerini sürdürsün!”
(Buhârî,
Edeb, 12)
“Allah’a
ve âhirete inanan, misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve âhiret
gününe inanan, akrabalık ilişkilerini sürdürsün…”
(Buhârî,
Edeb, 85)
“Akrabalarla
ilişkiyi sürdüren, akrabasından gördüğü iyiliğe iyilikle
karşılık veren kimse değil, akrabası kendisine iyiliği
kestiğinde dahi onlarla ilişkiyi sürdürendir.”
(Buhârî,
Edeb, 15)
“Akrabalarla
ilişkiyi kesen, cennete giremez.”
(Müslim,
Birr ve Sıla, 19)
“Bir
adam yakınından ihtiyaç fazlası eşyasını ister ve o da
yanındaki bu eşyayı ona vermezse kıyamet gününde o eşya
zehirli yılan olarak karşısına çıkar.”
(Ebû
Dâvûd, Edeb, 119-120)
“Herhangi
bir yoksula verilen sadaka, bir sadaka sayılırken; yoksul akrabaya
verilen, biri sadaka, diğeri ise sıla-i rahim olmak üzere iki
sadaka sayılır.”
(Nesâî,
Zekât, 82)
“Akrabalık
ilişkilerinizi sürdürebilmeniz için soyunuzu tanıyınız. Zira
akrabalar arası bağların sürdürülmesi, aile içinde sevgiye,
malda bolluğa ve ömrün bereketlenmesine sebeptir.”
(Tirmizî,
Birr ve Sıla, 49)
“Sevabı
en hızlı verilecek hayır, iyilik etmek ve akraba ile ilişkiyi
sürdürmektir. Cezası en çabuk verilecek kötülük de, azgınlık
yapmak ve akraba ile iyi ilişkiyi kesmektir.”
(İbn
Mâce, Zühd, 23)
“Ruhlar,
bir araya gelmiş topluluklardır. Birbirleriyle uyuşanlar kaynaşır,
uyuşmayanlar ise anlaşamayıp ayrılır.”
(Müslim,
Birr ve Sıla, 159)
“Mümin
cana yakındır. Başkalarıyla kaynaşmayan ve kendisiyle
kaynaşılamayan kimsede hayır yoktur.”
(Ahmed
b. Hanbel, II, 400)
“Kişi
dostunun dini üzeredir. Şu halde sizden biri kiminle dostluk
kuracağına dikkat etsin.”
(Tirmizî,
Zühd, 45)
“İyi
arkadaşla kötü arkadaşın örneği, misk taşıyan kimse ile
körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder
yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku
duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan
kötü bir koku alırsın!”
(Müslim,
Birr ve Sıla, 146)
“Sadece
müminle arkadaş ol, yemeğini de takva sahibi olan yesin.”
(Ebû
Dâvûd, Edeb, 16)
Resûlullah’ın (s.a.s.)
huzuruna bir adam geldi ve; “Yâ Resûlullah! Bir topluluğu seven
ama henüz onların aralarına katılmamış kimse hakkında ne
dersin?” diye sordu. Resûlullah (s.a.s.); “Kişi sevdiği ile
beraberdir” cevabını verdi.
(Buhârî,
Edeb, 96)
“Sevdiğini
ölçülü sev, belki bir gün nefret edebilirsin. Nefret ettiğinden
de ölçülü nefret et, belki bir gün dostun olabilir.”
(Tirmizî,
Birr ve Sıla, 60)
“Sizden
biri, din kardeşini sevdiği zaman bunu ona bildirsin.”
(Tirmizî,
Zühd, 54)
“Bir
kimse biriyle arkadaşlık kuracağı zaman ona ismini, babasının
ismini ve kimlerden olduğunu sorsun. Çünkü bu sevgiyi
pekiştirir.”
(Tirmizî,
Zühd, 54)
“İyiliklerin
en iyisi, kişinin baba dostuna yaptığı iyiliktir.”
(Müslim,
Birr ve Sıla, 12)
“(Din)
kardeşinle (gereksiz) tartışmaya girme, onunla (incitici biçimde)
şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme.”
(Tirmizî,
Birr ve Sıla, 58)
Yukarıdaki Mübarek Hadis-i Şerifleri Yazdırılabilir Pdf Formatında İndirmek İçin Buraya Tıklayınız..