kısa hadis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kısa hadis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17.1.19

40 Hadiste Hz.Peygamber ve Güven Toplumu


“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin de insanların can ve malları konusunda kendisinden emin oldukları kimsedir.” (Tirmizî, Îmân, 12)

“Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir
arada bulunmaz.”
(İbn Hanbel, II, 349)

“Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur; ahde vefa göstermeyenin ise dini yoktur.” (İbn Hanbel, III, 134)
“Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder, söz verdiği zaman sözünde durmaz.” (Buhârî, Vesâyâ, 8; Müslim, Îmân, 107)

“Şu dört özellik kimde bulunursa o, tam bir münafık olur. Kimde bu niteliklerden biri bulunursa onu terk edinceye kadar kendisinde münafıklıktan bir özellik vardır: Kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder. Konuştuğunda yalan söyler. Söz verdiğinde cayar. Husumet sırasında haktan sapar.” (Buhârî, Îmân, 24)

“Kulun kalbi doğru oluncaya kadar imanı dosdoğru olmaz. Dili doğru oluncaya kadar da kalbi dosdoğru olmaz. Komşusunun kendisinden bir kötülük gelmeyeceğine emin olmadığı
kimse de cennete giremez.”
(İbn Hanbel, III, 199)
Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Din samimiyettir.” “Kime karşı?” diye sorulunca, “Allah’a, kitabına, Peygamberi’ne, Müslümanların yöneticilerine ve bütün Müslümanlara.” buyurdu. (Müslim, Îmân, 95)

“(Ey insanlar!) Bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke) şehrinizde bu (Arefe) gününüz nasıl mukaddes ise, kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız (şeref ve namusunuz) da aynı şekilde mukaddestir.”
(Buhârî, İlim, 9; Müslim, Kasâme, 30)

“Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona hainlik yapmaz, ona yalan söylemez, onu zor
durumda yüzüstü bırakmaz…”
(Tirmizî, Birr, 18)

“Sana bir şey emanet eden kişiye emanetini (hakkıyla koruyarak) iade et. Sana
hainlik edene sen hainlik etme.”
(Tirmizî, Büyû’, 38; Ebû Dâvûd, Büyû’, İcâre, 79)


“Bir konuda seni tasdik ettiği (sana inandığı) hâlde kardeşine yalan söylemen ne kadar
büyük bir ihanettir!”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 71)

“Kıyamet gününde ihanet eden her kişi için bir sancak dikilecek ve bu falanın
ihanetidir’ denilecektir.”
(Müslim, Cihâd, 12)

“Allah’ım, açlıktan sana sığınırım. Şüphesiz o kötü bir arkadaştır.Hıyanetten de sana sığınırım. Çünkü o pek kötü bir sırdaştır.”(Ebû Dâvûd, Vitr, 32)

“Müslümanlar arasında aldatma olamaz!Bizi aldatan, bizden değildir!”
(Dârimî, Büyû’, 10; Müslim, Îmân, 164)

Resûlullah (s.a.s.) “Size oruç, namaz ve sadakadan daha faziletli olan şeyi bildireyim mi?” diye sordu. Sahâbe “Elbette ey Allah’ın Resûlü.” dediler. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu: “İki kişinin arasını düzeltmektir. İki kişinin arasını bozmak ise (imanı) kökünden kazır.”
 (Ebû Dâvûd, Edeb, 50; Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 56)

“Ara bozuculuk yapan, yaptığı iyiliği başa kakan ve cimri olan kimse cennete giremez.”
(Tirmizî, Birr, 41)

“Bana kendi adınıza altı şeyin güvencesini verin, ben de size cennetin güvencesini vereyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin, söz verdiğinizde sözünüzü tutun, size (bir şey) emanet edildiğinde ona riayet edin, iffetinizi koruyun, gözlerinizi (bakılması yasak olandan) sakının ve
ellerinizi (haramdan) çekin.”
(İbn Hanbel, V, 323)

“Öyle insanlar vardır ki (adeta) hayrın anahtarları, şerrin sürgüleri gibidir. Kimisi de şerrin anahtarları ve hayrın sürgüleri gibidir. Ne mutlu! Yüce Allah’ın, hayrın anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere! Ve yazıklar olsun Yüce Allah’ın şerrin anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere!”
(İbn Mâce, Sünnet, 19)

“İnsanların en kötüsü, şerrinden dolayı insanların kendisinden çekindiği kimsedir.”
(Mâlik, Muvatta’, Hüsnü’l-hulk, 1)

Dört özellik vardır ki bunlar sende varsa dünyada elde edemediklerine üzülme: emaneti korumak, doğru sözlü olmak, güzel ahlak ve helal rızıkla beslenmek. (İbn Hanbel, II, 177)

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun! Allah’a ve âhiret gününe iman eden komşusuna eziyet etmesin! Allah’a ve âhiret gününe iman eden misafirine ikram etsin!” (Buhârî, Rikâk, 23)

“Kıyamet günü Allah katında (hesabı sorulacak) en büyük ihanetlerden biri, kişinin eşiyle birlikte olduktan sonra onun sırrını ifşa etmesidir.”
 (Müslim, Nikâh, 124)

“Dikkat edin! Yalancılıktan kaçının. Çünkü ister ciddi olsun, isterse şaka yollu olsun yalan söylemek Müslüman’a yakışmaz. Sakın kimse yerine getirmeyeceği bir şeyi küçük yaştaki çocuğuna (bile) vaat etmesin (bu davranış da yalancılığa girer).” (İbn Mâce, Sünnet, 7)

Abdullah b. Âmir şöyle anlatır: “Bir gün Resûlullah (s.a.s.) evimizde otururken annem, (bana) ‘Yanıma gel. Bak sana ne vereceğim!’ diyerek beni çağırdı. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.), ‘Çocuğa ne vereceksin?’ diye sordu. Annem, ‘Ona hurma vereceğim.’ deyince, Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: Dikkat et! ‘Eğer çocuğa bir şey vermeseydin, bu söz (amel defterine) bir yalan olarak yazılacaktı.’”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 80)

“‘İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik yaparız; zulmederlerse biz de zulmederiz’, diyen zayıf karakterli kimseler olmayın. Bilâkis iyilik yaptıklarında insanlara iyilik yapmayı, kötülük yaptıklarında ise onlara zulmetmemeyi içinize (bir ilke olarak) yerleştirin.” (Tirmizî, Birr, 63)

“Birbirinize nefret ve düşmanlık beslemeyin. Birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun! Bir Müslüman’ın (din) kardeşine üç günden fazla küsmesi helâl değildir.”
(Buhârî, Edeb, 57)

“Kardeşinle (düşmanlığa varan) tartışmaya girme, onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme.” (Tirmizî, Birr, 58)

“Ey diliyle iman edip, kalbine iman girmemiş olan kimseler! Müslümanların gıybetini yapmayın ve onların gizli hâllerini araştırmayın. Çünkü her kim onların gizli hallerini araştırırsa Allah da onun gizli hâlini araştırır. Allah kimin gizli hâlini araştırırsa onu evinde bile (gizlice yaptıklarını
 ortaya çıkararak) rezil eder.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 35)

“El sıkışın içinizdeki kin gitsin, birbirinize hediyeler verin sevginiz artsın ve 
düşmanlıklar yok olsun.”
(Mâlik, Muvatta’, Hüsnü’l-hulk, 4)

“Şüphesiz ben de bir insanım. Sizler bana davalarınızı arz ediyorsunuz. Olabilir ki sizden biri delilini diğerinden daha düzgün ifadelerle savunur, ben de duyduklarıma dayanarak onun lehine hükmederim. Ben kimin lehine kardeşinin hakkından bir şeye hükmetmiş isem o kimse bunu almasın. Çünkü ben ona ancakateşten bir parka vermişimdir.”
(Buhârî, Hıyel, 10)

“Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacağınıza, zina etmeyeceğinize, hırsızlık yapmayacağınıza, Allah’ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmeyeceğinize biat edin…”
(Müslim, Hudûd, 41)

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Biri arkadaşına hainlik etmediği müddetçe, ben iki ortağın üçüncüsüyüm (onlara yardım eder ve onları korurum). Ama onlardan birisi diğerine hainlik ederse, ben aralarından çekilirim.” (Ebû Dâvûd, Büyû’, 26)

“Sözü ve muamelesi doğru, dürüst tüccar; (kıyamet gününde) peygamberler, peygamberleri tasdik eden doğru kimseler ve şehitlerle beraber olacaktır.” ( Tirmizî, Büyû’, 4)

“Alışveriş yapanlar birbirlerinden ayrılmadıkları sürece (alışverişi kabul edip etmeme konusunda) serbesttirler. Eğer dürüst davranırlar ve (malın kusurunu) açıkça söylerlerse, alışverişleri bereketlenir. Fakat kusuru gizler ve yalan söylerlerse, (yaptıkları) alışverişin bereketi gider.” (Ebû Dâvûd, Büyû’, 51)

Ebû Hüreyre’nin (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.s.), (bir bedevinin kıyametin ne zaman kopacağını sorması üzerine) şöyle buyurdu: “Emanet zayi edildiği vakit kıyameti bekle!” Bunun üzerine bedevi, “Emanetin zayi edilmesi nasıl olur yâ Resûlallah?” diye sorunca, Hz. Peygamber “Yönetim, ehli olmayan kimseye verildiğinde kıyameti bekle.” buyurdu. (Buhârî, Rikâk, 35)

“Aman dikkat edin! Anlaşmalı olarak Müslüman topraklarında yaşayan gayrimüslimlerin mallarını haksız yere ellerinden almak helâl değildir...”
 (Ebû Dâvûd, Et’ime, 32)

“Bilesiniz ki! Kim Allah’ın ve Resûlü’nün güvencesi altında bulunan anlaşmalı bir kimseyi (zimmîyi) öldürürse, Allah’a verdiği sözü bozmuş olur ve cennetin kokusunu dahi alamaz.” (Tirmizî, Diyât, 11)

“Kim birine can güvenliği konusunda teminat verip de daha sonra onu öldürürse kıyamet gününde zulüm sancağını taşıyacaktır.”
(İbn Mâce, Diyât, 33)

“Kim şu üç şeyden uzak olarak ölürse cennete girer: Kibir, ganimet malına hainlik ve borç.”
(Tirmizî, Siyer, 21)

“Emanete ihanet eden erkek ve kadının, had cezasına çarptırılanın ve (din) kardeşine kin besleyenin şahitliği caiz değildir.”
(İbn Mâce, Ahkâm, 30)

40 Hadiste Tevhit ve Vahdet


“İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve
Ramazan orucunu tutmak.”
(Buhârî, Îmân, 2)

“İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir.
Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.”
(Müslim, Îmân, 1)

“İmanın yetmiş küsur şubesi vardır. Bunların en üstünü ‘Lâ ilâhe illâllah’ (Allah’tan başka
ilâh yoktur.) sözüdür. En alt derecesi ise, yoldaki eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Hayâ da
imanın bir şubesidir.”
(Nesâî, Îmân, 16)

“Allah’tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah’ın Rasûlü olduğuma şehâdet edip buna
kalbiyle kesin bir şekilde inanarak ölen herkesi Allah mağfiret eder.”
(İbn Mâce, Edeb, 54)

“Kim kalbiyle tasdik ederek Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü
olduğuna şehâdet ederse Allah ona
cehennemi haram kılar.”
(Buhârî, İlim, 49)

“Her kim, ‘Şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur, O tektir, ortağı yoktur; Muhammed O’nun kulu ve elçisidir; İsa da Allah’ın kulu ve Allah’ın kullarından bir kadının oğlu, Meryem’e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve Allah tarafından (gelen) bir ruhtur.Cennet haktır, cehennem haktır.’ derse Allah onu, cennetin sekiz kapısından hangisini dilerseoradan cennetine koyar.”
(Müslim, Îmân, 46)

“… Kim Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim onlara isyan ederse
ancak kendisine zarar verir. Allah’a hiçbir
şekilde zarar veremez.”
(Ebû Dâvûd, Salât, 221, 223)

“Ey insanlar! Yüce Allah, yalnızca kendisine kullukta bulunmanızı ve O’na şirk koşmamanızı emrediyor ...”
(İbn Hanbel, III, 492)

Abdullah (b. Mes’ûd) (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah’a (s.a.s.) “Allah katında en büyük günah
nedir?” diye sordum. “Seni yaratmış olduğu hâlde Allah’ın bir dengi
 olduğunu iddia etmendir.” buyurdu.
(Buhârî, Tefsîr, (Furkân) 2)

“Kim kabilecilik/ırkçılık propagandası yaparak veya kabileciliğe/ırkçılığa destek vererek gayesi belirsiz bir topluluğun bayrağı altına girip öldürülürse, onun ölümü Câhiliye ehlinin ölümü gibidir.”
(Müslim, İmâre, 57)

“İman; kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve
Organlar  ile amel etmektir.”
(İbn Mâce, Sünne, 9)

“Son sözü ‘Lâ ilâhe illallâh’ (Allah’tan başka
 ilah yoktur) olan kimse cennete girer.”
(Ebû Dâvûd, Cenâiz, 15-16)

“Allah’ı inkâr etmiş olarak ölen kimse hariç,
Allah’ın her günahı bağışlayacağı umulur.”
(Nesâî, Muhârebe, 1)

“Her kim Allah’a bir şeyi ortak koşarak ölürse cehenneme girer.”
(Müslim, Îmân, 150)

Yedi helâk ediciden sakının!” buyurdu. Sahâbîler, “Yâ Rasûlallah! Bunlar nelerdir?” diye sordular. Rasûlullah şöyle cevap verdi: “Allah’a şirk koşmak, büyü yapmak, Allah’ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından kaçmak ve zinadan uzak duran, hiçbir şeyden haberi olmayan mümin kadınlara zina isnad etmektir.”
(Buhârî, Hudûd, 44; Müslim, Îmân, 145)

“Kim düğüm yapar sonra ona üflerse sihir yapmış olur. Kim sihir yaparsa şirk koşmuş olur. Kim de (kendisini koruması için nazarlık ve benzeri) bazı şeyler takarsa o taktığı şeyin korumasına havale edilir.” (Nesâî, Muhârebe, 19)

“Şu üç haslet vardır ki, bunlar kimde bulunursa o kimse imanın tadını alır: Allah ve Rasûlü’nü
her şeyden çok sevmek, bir kimseyi yalnızca Allah rızası için sevmek, Allah kendisini küfürden
kurtardıktan sonra tekrar ona dönmeyi ateşe
atılırcasına korkunç görmek.”
(Müslim, Îmân, 67)

“Kim Allah için sever, Allah için nefret eder, Allah için verir, Allah için engel olursa, imanını kemale erdirmiş olur.”
(Ebû Dâvûd, Sünne, 15)

“Bir Müslüman, bir Müslüman’a ‘kâfir’ dediğinde, şayet o gerçekte kâfirse (söz yerini bulmuş olur). Fakat eğer o kâfir değilse bunu söyleyen kâfir olur.”
(Ebû Dâvûd, Sünnet, 15)

“Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir
şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâka uygun biçimde davran!”
(Tirmizî, Birr, 55)

“Sizden biri, kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemedikçe gerçek anlamda mümin olamaz.”
(Buhârî, Îman, 7)

“Din kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa, hiçbir iyiliği küçük görme!”
(Müslim, Birr, 144)

“Ey İnsanlar! Allah sizden Câhiliye gururunu ve atalarla övünme âdetini gidermiştir. İnsanlar iki gruptur: İyi, takva sahibi, Allah katında değerli kişi ve günahkâr, bedbaht Allah katında değersiz kişi. İnsanlar Âdem’in çocuklarıdır. Ve Allah Âdemi, topraktan yaratmıştır.”
(Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 49)

 “Kabileciliğe/Irkçılığa çağıran bizden değildir. Kabilecilik/Irkçılık davası uğruna savaşan
bizden değildir. Kabilecilik/Irkçılık davası uğruna ölen bizden değildir.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 111-112)

“Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” Bunun üzerine birisi, “Ey Allah’ın Rasûlü! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim?” dedi. Rasûlullah buyurdu ki, “Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun.
İşte bu ona yapacağın yardımdır.”
(Buhârî, İkrâh, 7)

“Allah katında dünyanın yok olması, bir Müslüman’ın öldürülmesinden daha hafiftir.”
(Tirmizî, Diyât, 7; Nesâî, Muhârebe, 2)

“Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete girmek isterse Allah’a ve âhirete inanırken ölüm kendisine erişsin. İnsanların kendisine nasıl davranmalarını istiyorsa,
o da onlara öyle davransın.”
(Müslim, İmâre, 46)

“Kim din kardeşinin onurunu korursa Allah
da kıyamet gününde onun yüzünü
cehennem ateşinden korur.”
(Tirmizî, Birr, 20 )

 “Kardeşinle (gereksiz) tartışmaya girme, onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma ve ona yerine
getiremeyeceğin sözü verme.”
(Tirmizî, Birr, 58)

“Müslüman kardeşini hakir görmesi kişiye kötülük olarak yeter. Her Müslümanın kanı, malı ve onuru
 Müslümana haramdır.”
(Müslim, “Bir” 32)

“Zandan uzak durun. Zira zan, sözün en yalanıdır. Birbirinize kulak misafiri olmaya
çalışmayın, birbirinizin özel hâllerini araştırmayın, birbirinizle üstünlük yarışı içine girmeyin,
birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın
kulları! Kardeş olunuz.”
(Müslim, Birr, 28)

“Mümin cana yakındır. (İnsanlarla) yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan
kimsede hayır yoktur.”
(İbn Hanbel, 2/40)

“Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.”
(Müslim, Birr, 66)

 “Kim bir Müslüman’ın dünyada sıkıntısını giderirse, Allah da onu kıyamet gününde bir
sıkıntıdan kurtarır. Kim dünyada, darda kalan birisinin işini kolaylaştırırsa, Allah da dünya
ve âhirette onun işlerini kolaylaştırır. Kim bir Müslüman’ın ayıbını dünyada örterse, Allah da
dünya ve âhirette onun ayıplarını örter. Kişi, kardeşinin yardımına koştuğu sürece Allah da
onun yardımcısı olacaktır.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 60)

“Peygamber (s.a.s.) bize şu yedi şeyi emretti: Hastayı ziyaret etmek, cenazeyi (kabre kadar)
takip etmek, aksırana Allah’tan rahmet dilemek, zayıfa, mazluma yardım etmek, selâmı
yaymak ve yemin edenin yeminini tasdik etmek.”
(Buhârî, İsti’zân, 8)

“(Ey insanlar!) Bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke) şehrinizde bu (arefe) gününüz nasıl
mukaddes ise, kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız (şeref ve namusunuz) da aynı şekilde
mukaddestir...”
(Buhârî, İlim, 9; Müslim, Kasâme, 30)

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kişi misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kişi komşusunu rahatsız etmesin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kişi ya hayır söylesin ya da sussun.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 122, 123)

“Müslümanın, din kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir. Onlar birbirleriyle karşılaştıklarında birisi yüzünü şu tarafa, diğeri ise öte tarafa çevirir. Onların en hayırlısı önce selam verendir.”
(Tirmizî, Birr, 21)

“Allah Teâlâ (kıyamet günü) şöyle buyurur: ‘Nerede benim rızam için birbirlerini sevenler! Gölgem dışında hiçbir gölgenin olmadığı bir günde onları kendi gölgemde
gölgelendireceğim. (Benim himayemden başka hiçbir himayenin olmadığı bir günde onları,
özel himayeme alacağım).”
(İbn Hanbel, II, 338)

“Ey insanlar! Dikkat edin, Rabbiniz bir, atanız da birdir. Takva dışında ne Arap’ın Arap olmayana ne de Arap olmayanın Arap’a; ne beyazın siyaha, ne de siyahın beyaza bir üstünlüğü vardır ...”
(İbn Hanbel, 5/411)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...