Kudüs etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kudüs etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19.10.24

Kudüs ve Beyt'i Makdis'le İlgili Hadisler

 


-- BEYT’İ MAKDİS’LE İLGİLİ HADİSLER –


İlk Kıblemiz, Beyt-i Makdis

Berâ b. Âzib (r.a.) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.s.) Medîne’ye geldikten sonra on altı ve on yedi ay kadar Beyt-i Makdis’e doğru namaz kıldı. (Tirmizî, Salat, 138)

 

Mescid-i Aksâ: Yeryüzünde İnşa Edilen İkinci Mescid

Ebû Zerr’den rivayet edilmiştir: Ben: “Yâ Rasûlallah! Yeryüzünde ilk kurulan mescit hangisidir?” dedim. O (s.a.s.): “Mescid-i Haram’dır” buyurdular. “Sonra hangisidir?” dedim. O: “Mescid-i Aksâ’dır” buyurdular. “Bunların arasında ne kadar zaman vardır?” dedim.“Kırk sene” dedi. (Müslim, Mesâcid 1)

 

Üç Kutsal Mabed: Mescid-i Nebevî, Kâbe ve Mescid-i Aksâ

Ebû Hüreyre (r.a.) Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “(Namaz kılıp daha fazla sevap almak için) Ancak şu üç mescide yolculuk yapılabilir: Benim bu mescidime, Mescid-i Haram’a ve Mescid-i Aksâ’ya.” (Müslim, Hac, 511)

 

Mescid-i Aksâ: Nesillerin Yetişeceği Bereketli Mekân

Zi’l-Esâbi’ (Sevbân b. Yemred) (r.a.) dedi ki: “Yâ Rasûlallah! Şayet biz senden sonraya kalıp sıkıntıya düşecek olursak bizim nereye gitmemizi emredersin?” O (s.a.s.): “Sana Beyt-i Makdis’e gitmeni tavsiye ederim. Umulur ki Allah sana oradaki mescide gidip gelecek nesiller verir.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 27/190, no: 16632; İbn Sa’d, VII. 296)

 

Mescid-i Aksâ: Etrafı Bereketle Çevrilen Mübarek Mekân

Ebû Ümâme (r.anha) Rasûlallah’ın (s.a.s.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Ümmetimden bir topluluk daima hak üzere olacak ve düşmanlarına kesin bir şekilde üstün gelecektir. Allah’ın emri gelinceye dek şiddetli geçim sıkıntısına düşmeleri durumu hariç, muhalefet edenlerin muhalefeti onlara zarar vermeyecektir.” “Yâ Rasûlallah! Onlar nerededirler?” dediler. O: “Onlar, Beyt-I Makdis’te ve Beyt-i Makdis’in etrafındadırlar” buyurdu.

 (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 36/657, no: 22320)

 

Mescid-i Aksâ: Toplanış ve Diriliş Mekânı

Hz. Peygamber’in azatlı hizmetçisi Meymûne (r.anha): “Yâ Rasûlallah! Beyti Makdis’e gidip gitmeme hakkında bize ne buyurursunuz?” dedim. Allah Rasûlü: “Orası haşr ve dirilişin gerçekleşeceği yerdir. Gidin ve orada namaz kılın! Çünkü orada kılınan bir vakit namaz, başka yerde kılınan bin vakit namaz gibidir” buyurdu. Ben: “Peki oraya gidecek imkan bulamazsam ne dersiniz?” dedim. O: “Oraya aydınlanmada kullanılmak üzere zeytinyağı gönderirsin. Bunu yapan, oraya gitmiş gibi olur” buyurdu. (İbn Mâce, İkâme, 196)

 

Mescid-i Aksâ: Şayet Gidemezsen, Bari Orayla İlgilen

Hz. Peygamber’in azatlı hizmetçisi Meymûne (r.anha): “Yâ Rasûlallah! Beyti Makdis’e gidip gitmeme hakkında bize ne buyurursunuz?” dedi. Allah Rasûlü: “Gidin ve orada namaz kılın!” diye cevap verir. Fakat o zaman orada (Bizans ile Persler arasında) savaş vardı ve bunu dikkate alan Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Şayet oraya gidemez ve orada namaz kılmazsanız, bari oranın kandillerini aydınlatacak yağ gönderin!” buyurdu.” (Ebû Davûd, Salât 14)

 

Mescid-i Aksâ: Adak Adanılacak Mübarek Mekân

Câbir b. Abdullah’ın (r.a.) rivayet ettiğine göre bir adam: “Yâ Rasûlallah! Ben, Allah sana fethi nasip ederse Beyt-i Makdis’te namaz kılacağım diye adakta bulundum, ne dersiniz?” dedim. O: “İşte burada kıl!” buyurdu. Adam sözünü üç defa tekrarlayınca Hz. Peygamber: “Öyleyse sen bilirsin (git adağını yerine getir)” buyurdu. (Dârimî, Nüzûr 4)

 

Mescid-i Aksâ: Daralana Ferahlık Vadeden Mekân

Şeddâd b. Evs’in (r.a.) anlattığına göre kendisi Rasûlullah’ın (s.a.s.) yanındaydı ve can çekiştirmekteydi. O (s.a.s.): “Ey Şeddâd! Neyin var?” diye sordu. O: “Bana dünya dar geldi!” dedi. O: “Hayır, dünya sana dar gelmeyecek, aksine Suriye bölgesi ve Beyt-i Makdis fethedilecek de inşallah sen ve çocukların oradakilere önderler olacaksınız.” (Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, VII. 289, no: 7162)

 

Kudüs’ten Yapılan Umre, Kefarettir Günahlara

Hz. Peygamber’in eşi Ümmü Seleme (r.anha) Rasûlullah’ın (s.a.s.) buyurduğunu rivayet etti: “Kim Beyt-i Makdis’ten umre yaparsa, bu onun önceki günahları için kefaret olur.” (İbn Mâce, Menâsik, 49)

 

Mescid-i Aksâ’daki Hıtta Kapısı, Saygı ve İstiğfar Kapısıdır

Ebû Hüreyre (r.a.) Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: İsrâiloğulları’na: “(Beyt-i Makdis) kapısından secde ederek (saygı ile) giriniz ve ‘hıtta’ = ‘Hata (ettik Yâ Rabbi, affet bizi)!’ deyiniz” (Bakara, 2/58) denildi. Onlar, kalçaları üzerinde sürünerek girdiler ve bu emri değiştirerek (hıtta yerine) ‘habbetun fî şearatin’ ‘Arpadaki tane!’ dediler. (Buhârî, Tefsir, 7/4, Enbiyâ, 28)

 

Ağlama Duvarı Değil, Burak Duvarı

Büreyde’den (r.a.) rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: Beyt-i Makdis’e vardığımızda Cibril parmağıyla kayayı delerek Burak’ı oraya bağladı. (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 17)

 

Mescid-i Aksâ’da Kılınan Namaza Kat Kat Sevap

Enes b. Mâlik’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kişinin evinde kıldığı namaza bir, kabile mescidinde kıldığı namaza yirmi beş, cuma namazı kılınan yerlerde kıldığına da beş yüz namaz sevabı verilir. Mescid-i Aksâ’da kıldığı namaza elli bin; benim mescidimde kıldığı namaza da elli bin; Mescid-i Haram’da kıldığı namaza ise yüz bin namaz sevabı verilir.” (İbn Mâce, İkâme, 198)

 

Mescid-i Aksâ’da Namaz Kılan, Doğmuş Gibi Olacak Anasından

Abdullah b. Amr (r.a.), Hz. Peygamber’den şöyle rivayet etmiştir: Hz. Dâvud’un oğlu Süleyman (a.s.) Beyt-i Makdis’in binasını bitirince Allah Teâlâ’dan üç dilekte bulundu: 1. “İlâhî hükme uygun bir hüküm verme kudreti; 2. Kendisinden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat; 3. Namaz kılmak için Mescidi Aksâ’ya gelen kimsenin annesinden doğduğu gün gibi günahlarından çıkması.” Peygamber (s.a.s.) buyurdu ki: “Süleyman’ın (a.s.) dilediği ilk iki şey kendisine verilmiştir. Üçüncü dileğinin de kendisine verilmiş olmasını umarım.”  (İbn Mâce, İkâme, 196)

 

Kubbetu’s-Sahra’daki Kaya, Cennettendir

Râfi’ b. Amr el-Müzenî (r.a.), Rasûlullah’ın (s.a.s.) şöyle buyurduğunu işittim demiştir: “Acve hurması ve (Beyt-i  Makdis’deki) kaya, cennettendir.” (İbn Mâce, Tıb, 8)

 

Mescid-i Aksâ: Peygamber Dilinde Mesafe Ölçüsü

Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.), Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Benim (cennette) Kâbe ile Beyt-i Makdis arası kadar genişlikte süt gibi beyaz, yıldızlar sayısınca kapları olan bir havuzum vardır. Ve ben, kıyamet günü, peygamberler içerisinde tabiîleri en çok olan kimse olacağım.” (İbn Mâce, Zühd, 36)

 

Hz. Mûsâ’nın Kabri, Beyt-i Makdis’e Çok Yakın

Ebu Hüreyre (r.a.) şöyle rivayet etti: “Hz. Mûsâ’ya (a.s.) ölüm meleği gönderildi… O, Allah’dan cesedini mukaddes bölgeye bir taş atımı mesafeye yaklaştırmasını istedi.” Ebu Hüreyre Rasûlullah’ın (s.a.s.) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Şayet ben orada olsaydım, size o yoğun kırmızı topraklı bölgede yola yakın yerdeki kabrinisize mutlaka gösterirdim.” (Buhârî, Ehâdisü’l-Enbiyâ, 31)

 

Beyt-i Makdis: Semaya Açılan Pencere

Huzeyfe b. el-Yemân, Rasûlullah’ın (s.a.s.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Bana beyaz, uzun bir binek olan Burak getirildi. Ayağını gözün göreceği en uç noktaya koymaktaydı. Ben ve Cibrîl onun sırtında Beyt-i Makdis’e vardık ve bize semanın kapıları  açıldı da ben cennet ve cehennemi gördüm.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 38/356, no: 23332)

 

Kabe’ye de, Mescid-i Aksâ’ya da Arkanı Dönme

Ma’kıl b. Ebî Ma’kıl el-Esedî (r.a.) şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.s.) bize büyük ve küçük abdest bozarken Ka’be’ye ve Beyt-i Makdis’e yönelmeyi yasakladı.” (Ebû Davûd, Tahâre, 4)

Mescid-i Aksâ’da Fıtratın Seçilmesi ve Semaya Geçilmesi

Enes b. Mâlik (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.s.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Bana merkepten büyük, katırdan küçük, beyaz, uzun bir binek olan Burak getirildi. Ayağını gözün göreceği en uç noktaya koymaktaydı. Ona bindim ve Beyt-i Makdis’e vardım. Onu önceki peygamberlerin bağlamış olduğu halkaya bağladım. Sonra mescide girip orada iki rekat namaz kılıp çıktım. Derken bana Cibrîl (a.s.) bir kap şarap ile bir kap süt getirdi. Ben sütü seçtim. Bunun üzerine Cibrîl (a.s.): “Fıtratı seçmiş oldun” dedi ve bizi semaya çıkardı.” (Müslim, Îmân,259)

 

Mescid-i Aksâ’da Fıtrat ve Ümmet

Ebû Hüreyre (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s.) İsrâ gecesi götürüldüğünde kendisine birinde şarap diğerinde süt olan iki bardak getirildi. Rasûlullah onlara baktı ve sütü aldı. Bunun üzerine Cibrîl (a.s.), ‘Seni fıtrata (insan tabiatına) uygun olanı almaya yönlendiren Allah’a hamdolsun. Eğer şarabı alsaydın ümmetin azgınlaşırdı.’ dedi.” (Nesâî, Eşribe, 41)

 

İsrâ Dönüşü Ümmete Verilen Semavî Hediyeler

Abdullah (b. Mes’ûd) (r.a.) şöyle demiştir: “İsrâ olayı gerçekleştiğinde Rasûlullah’a (s.a.s.) üç şey verilmiştir: 1. Beş vakit namaz verildi; 2. Bakara Sûresi’nin son âyetleri verildi; 3. Ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların büyük günahları mağfiret olundu.” (Müslim, Îmân, 279)

 

İsrâ ve Mirac’da Hz. Peygamber’e Öteler Ötesinden Gösterilenler

Câbir b. Abdullah’tan (r.a.) nakledildiğine göre, Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “(İsrâ konusunda) Kureyş beni yalanlayınca Hıcr’de ayağa kalktım ve Allah Beyt-i Makdis’i gözümün önüne getirdi. Ben de ona bakarak özelliklerini Kureyş’e anlatmaya başladım.” (Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr, 41)

 

İsrâ’da Hz. Peygamber’in Gördüğü Peygamberler

Ebu Hüreyre (r.a.) Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “(İsrâ gecesi) yürütül-düğümde ayaklarımı Beyt-i Makdis’te  Peygamberlerin basmış olduğu yerlere koydum. Derken bana Meryem oğlu İsa arz edildi. Bir de baktım ki o insanlar içinde en çok Urve b. Mes’ud’a benziyor. Sonra bana Mûsâ arz edildi. Gördüm ki o da Yemen’in Ezd-Şenüe kabilesindeki adamlardan bir adama benzemektedir. Ardından da bana İbrahim arz edildi. O da insanlar içinde en çok arkadaşınıza (bana) benzemektedir.”  (Ahmed b. Hanbel, Müsned, XVI, 484, no:10830)

 

Hz. Peygamber’e Gösterilen, Rüya Değil, Gerçeğin Ta Kendisi

İbn Abbas (r.a.) şöyle demektedir: “Sana gösterdiğimiz rüyayı ancak insanlar için bir sınama yaptık” (17 İsrâ 60) âyetinde sözü edilen “rüya”, Beytü’l-Makdis’e yapmış olduğu gece yolculuğunun sonradan Hz. Peygamber’e gözü ile gösterilmesidir. (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 17, no: 3134)

 

Allah Rasûlü: Burak’a Binenlerin En Hayırlısı

Enes b. Mâlik’in (r.a.) anlattığına göre Hz. Peygamber’e (s.a.s.) İsrâ gecesi gemlenmiş ve eğerlenmiş olarak Burak getirildiğinde onun binmesine zorluk çıkardı. Bunun üzerine Cibrîl: “Muhammed’e bu yapılır mı?! Sana Allah katında ondan daha değerli kimse binmemiştir!” deyince (Burak’tan) ter boşandı.  (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 17, no: 3131)

 

Mucizeye İnanmayanlara Verilen İbretlik Ders

İbn Abbas’ın (r.a.) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Ben bu gece götürüldüm.” “Nereye?” dediler. O: “Beyt-i Makdis’e” dedi. “Sonra sabahleyin aramıza katıldın, öyle mi?!” dediler. O: “Evet” dedi. (İbn Abbas) dedi ki: Bunun üzerine onun yalan bir iddiada bulunduğuna şaşırarak kimi el çırptı, kimi elini başına koydu. “Peki, bize oradaki mescidi anlatabilir misin?” dediler. Topluluğun içinde o beldeye gitmiş ve mescidi görmüş kimseler vardı. Rasûlullah (s.a.s.) buyurdu ki: “Ben anlatmaya başlamıştım. Derken bazı yerleri karıştırdım. Tam o sırada mescid Ikâl veya Ukayl’ın evinin önüne getirildi ve ben ona bakarak orayı anlattım.” (İbn Abbas) dedi ki: Bununla birlikte bir anlatım vardı ama ben ezberlemedim. Sonunda topluluk: “Vallahi doğru anlattı!” dedi.  (Ahmed b. Hanbel,Müsned, V, 28, no: 2819)

 

Hz. Peygamber’in, Peygamberlere İmamlık Yaptığı Kutsal Mabed

Enes b. Mâlik (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.s.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Beyt-i Makdis’e girdim. Peygamberler (s.a.s.) benim için burada toplandı. Cibrîl beni ileri geçirdi ve onlara imamlık yaptım. Sonra da dünya semasına yükseltildim.” (Nesâî, Salât, 1)

16.10.24

Diyanet TV'nin Kudüs Belgeseli: Tüm Bölümler

Kudüs, tarihi ve dini önemiyle tüm insanlık için büyük bir anlam taşımaktadır. Diyanet TV, bu eşsiz şehrin derinliklerine inen ve izleyicilere Kudüs'ün tarihini, kültürünü ve manevi değerlerini anlatan bir belgesel serisi hazırladı. Bu belgesel, Kudüs'ün kutsal mekanlarını, toplumsal dinamiklerini ve tarihsel olaylarını gözler önüne seriyor.

Bu özel belgeselin tüm bölümlerini tek bir sayfada topladık. Amacımız, izleyicilere Kudüs’ü daha iyi anlamaları için kolay bir erişim sağlamaktır. Aşağıda, Diyanet TV’nin Kudüs belgeselinin tüm bölümlerine ulaşabilirsiniz. 

Kudüs, sadece bir şehir değil; bir ruh ve kimliktir. Bereketin merkezidir.

İyi seyirler.

Bir Öneri : Kudüs Belgeseli Okullarda Din Derslerinde Öğrencilere Gösterilsin

Kudüs ve Beyt-i Makdis'in Türk ve İslam tarihindeki yeri ve önemine binaen ortaokul ve liselerimizde DiyanetTV tarafından hazırlanan "Peygamberler Şehri Kudüs Belgeseli" nin Din Kültürü ve Ahlak Dersi kapsamında izlettirilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Hem dini hem milli varlığımızın çok önemli bir parçası olan Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın gelecek nesillere hakkıyla anlatılması ve aktarılması, halihazırdaki konjonktür düşünüldüğünde, tarihte belki de hiç olmadığı kadar boynumuza borç olmuştur. Bu bağlamda öğrencilere sınıflarda ya da konferans salonlarında birkaç sınıf birden olacak şekilde bu belgesel serisinin tamamı ya da orjinalinden kesitler alınarak hazırlanan özel bir bölümü mutlaka izlettirilmelidir kanaatindeyim.


13.12.17

Güçlü Olan İmanı Olandır! Kanayan Yara Kudüs


Dünya 5'ten büyüktür demek,

Zulme susmamak,

Güçlünün karşısında Hakk'ı savunmak,

Zalime karşı mazlumu savunmak,

Batıla karşı Hakk'ı tutup kaldırmak,

Umut olmak,

Dayanak olmak, destek olmak, yoldaş olmak,

Kardeş olmak..

Cebini değil namusunu düşünmek,

Parayı ve refahı değil şerifi ve haysiyeti seçmek.

İşte Türk milletinin işte müslümanın karakteri budur.

Güçlü olan silahı parası çok olan değildir, 

Güçlü olan nükleer başlığı gemisi olan değildir,

Güçlü olan haklı olandır,

Güçlü olan adil olandır,

Güçlü olan imanlı olandır!


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...