access hadis veritabanı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
access hadis veritabanı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5.4.11

Ayıp Örtmek Hakkında


Soru

İnsanların hangi kusurlarını örtmeliyiz hangilerini örtmemeliyiz?

Cevap

Değerli kardeşimiz;
Kişinin şahsını ilgilendiren bize zararı dokunmayan hatalarını örtmek gerekir. Ancak toplumu fesada verecek kötülüklerini önlemek için yetkili kurumlara şikayet edilebilir.
Başkalarının kusur, eksiklik, utanılacak şey, suç, cürüm, şeref ve haysiyete aykırı davranış, nezaket ve terbiye dışı, fena, kötü, utanç verici şey cinsinden yaptığı işlerin duyulmasını, görülmesini önlemek, yayılmasına mani olmak. Toplumu ve insanları kötülüklerden korumak için işlenen ayıpları örtmek ahlâkî faziletlerin başında gelir. Böylece İslâm'ın övdüğü, müslümanlarda bulunmasını istediği faziletlerden birisi de başkalarının ayıp ve kusurlarını örtmek ve gizlemektir. Buna karşılık; bir müslümanı küçük düşürmek, şahsiyetini lekelemek ve onu rezil etmek için ayıplarını araştırmak ve başkalarına anlatıp açıklamak ise büyük bir ahlâksızlık olup, İslâm tarafından yasaklanmıştır. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

"Müslümanların ayıplarını (ve gizli şeylerini) araştırmayın..." (el-Hucurât, 49/12). Resulullah da bir hadiste: Birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayın" (Müslim, Birr ve Sıla, 30) diye buyurmaktadır.

Resulullah (s.a.s.) başka bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır:

"Her kim bir müslüman kardeşinin ayıp ve kusurlarını, kimsenin görmediği ve görmesini istemediği şeylerini örterse, Allah'u Teâlâ da kıyamet gününde onun ayıplarını örter. Her kim müslüman kardeşinin meydana çıkmasını istemediği birşeyini ortaya çıkarır ve dile verirse; Allah da onun ayıplarını, kimsenin bilmesini istemediği hallerini meydana çıkarır. Bu suretle kendi evi içinde de olsa onu rezil eder. Müslüman kardeşinin ayıplarını örten, bir ölüyü diriltmiş gibidir. " (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58; Tirmizî, Birr ve Sıla, 85)

Müslümanın ayıp araştırması değil, bilâkis gördüğü ayıp ve kusurları örtmesi gerekir. Diğer bir hadis-i şerifte: Kim bir müslümanın ayıbını dilerse Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter. " (Ebû Dâvud, Edeb, 39), Kim bir ayıp görür de örterse sanki kabrine diri gömülmüş bir yavruya can vermiş gibi olur. " (Ebû Dâvud, Edeb, 38) buyurulmuştur.

İnsan başkalarının ayıp ve kusurunu değil, kendi ayıp ve kusurunu görmeye çalışmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.): Kendi ayıbı, insanların ayıbını görmekten alıkoyan kimseye müjdeler olsun. " (Aclûnî, Keşfu'l-Hafa, II, 46) buyurmuştur.

Ayıpların araştırılıp ortaya dökülmesi; insanları birbirine düşürmekten, aralarında kin ve düşmanlık tohumları ekmekten, fenalıkların yayılmasından başka bir şeye yaramaz. İnsanların gizli kalmış kusurlarını açıklamak, herkese duyurmak onların utanma duygularının yok olmasına, sosyal kontrolün azalmasına ve böylece ahlâksızlığın süratle yayılmasına da sebep olur. Resulullah: Müslümanların ayıplarını, gizli hallerini araştırmağa kalkışırsan, onları ifsad eder (ahlâklarını bozar) veya ifsada yaklaştırmış olursun, " (Riyazü's-Sâlihin, III,154) buyurmuştur.

Peygamberimiz ve ashabı, kimsenin ayıplarını araştırmamış ve araştıranları da şiddetle kınamıştır. Peygamberimiz'in: "Din kardeşini bir suçundan dolayı ayıplayan kimse, o suçu (günahı) kendisi de işlemedikçe ölmez. " (Tirmizî, Kıyâme, 53) uyarısını da hiç bir zaman unutmamak gerekir.

Bir gün Hz. Ömer'in yanına bir adam geldi ve ona şöyle dedi: "Benim bir kızım var, cahiliye devrinde onu diri diri toprağa gömmüş, sonra da ölmeden çıkarmıştık. İslâmiyet geldikten sonra ben de kızım da müslüman olduk. Fakat kızım Allah'ın yasakladığı bir şeyi yaptı ve had vurulması icab etti. Bunun üzerine, bizim bulunmadığımız bir yerde bıçakla kendisini kesmek istemiş. Biz durumu haber alır almaz koştuk, fakat boyun damarlarından birini kesmişti. Hemen tedavî ettik, iyileşti. Yaptığına pişman oldu. Tövbe ederek bir daha böyle bir şey yapmamaya karar verdi. Bir kabileden dünür geldi. Ben de olanları olduğu gibi anlattım." Hz. Ömer, adamın bu sözlerine kızarak:

"-Allah'u Teâlâ'nın gizlediğini açığa mı vuruyorsun? Vallahi eğer kızın başından geçenleri başka birine daha anlatırsan herkesten önce cezanı ben veririm. Git, kızı diğer müslüman, temiz kızlar gibi evlendir dedi." (Y. Kândehlevî, Hadislerle Müslümanlık, III, 1021).

Müslümanların başkalarının günah ve kusurlarını, işledikleri ayıpları örtmeye çalışmaları nasıl önemli bir ahlâkî görevleri ise; aynı şekilde kendi günah ve kusurlarını da ifşâ etmemeleri gerekir. Aşağıdaki hadîs-i şerif bize bu konuda da titiz davranmamız gerektiğini göstermektedir. Resulullah (s.a.s.) şöyle buyuruyor:

"Fenalıklarını açığa vuranlardan başka bütün ümmetim, halkın dilinden ve elinden salimdir. "

"Bir adam bir gece fenalığı yapıp da Cenâb-ı Hak onu örtmüş iken:

"Ey filânca ben dün gere Şöyle şöyle yaptım demesi, suçunu ilân ve teşhirdir. Halbuki o, geceyi Allah'ın setrine mazhar olarak geçirmişti. Allah'ın örttüğü bu suçu sabahleyin teşhir etmiş, açıklamış bulunuyor. " (Riyazü's-Salihîn, I, 282).

Rabîatü'l-Adeviyye: "Kul Allah'ın sevgisini tattığı zaman, Allah onu kendi kusurlarına muttali kılar, böylece başkalarının kusurunu görmez olur" der.

Bu ayet-i kerime ve hadis-i şerifler, toplum içinde yardımlaşmak, birlikte iyi geçinmek, yapılan fenalıkları ve ayıpları örterek arkadaşlığı, dostluğu kuvvetlendirmek, dostça yaşamayı isteklendirmek ayıp ve günahları teşhir etmeden önlemek gibi insanî ve İslâmî faziletlerimizi belirtmektedir.

Osman ÇETİN
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

29.1.11

Kariyer Planlaması-2

Manevi Kariyer Planlaması-1 yazımda son olarak “İnşallah” kısmında kalmıştık, biraz daha bu konuya alıntılarla değinip “niyet” üzerinden devam edeceğim.


------alıntı-------
İnşallah, Allahü teâlâ dilerse olur manasındadır.

Allahü teâlânın huzurunda itaat edenlerden olmak için, her işte inşallah denmelidir! Hadis-i şerifte, 
(İnsanlar için, inşallah demekten daha faziletli itaat edicilik yoktur) buyuruldu.

Kesin işlerde de inşallah denir. Mescid-i harama girileceğini Allahü teâlâ bildirdiği halde, inşallah denmesini öğretmek için, 
(Mescid-i harama inşallah gireceksiniz) buyurdu. (Feth 27)

İsmail aleyhisselamın, 
(Babacığım, sana emredilen ne ise, onu yap! İnşallah beni sabredicilerden bulursun) dediği de Kur'an-ı kerimde bildirilmektedir. (Saffat 102)

Peygamber efendimiz, duasının kabul olacağını âyet-i kerimeye istinaden kesin olarak bildiği halde şöyle buyurdu:
(Her Peygamberin duası kabul olur. Her Peygamber, ümmeti için dünyada dua etti. Ben ise, Kıyamette ümmetime şefaat izni verilmesi için dua ediyorum. Duam inşallah kabul olacak. Müşrik olmayanların hepsine şefaat edeceğim.) [Müslim]
------alıntı-------





Manevi Kariyer Planlaması yaparken “İnşallah” denmesinin önemi üzerinde de durmuş olduk. Bir de işin diğer tarafına bakalım, “niyet” tarafına.. Bu planları yapmak aslında; inşallah planınızda geçen maddelere niyet etmek anlamına gelir. Allah'n rahmeti, bereketi ve ihsanı ile hayırlı bir işe niyet etmekte Allah'ın dilemesiyle o işi yapmış gibi sevap vardır. Yani Manevi Kariyer Planlaması yapmak inanan için karlı bir iştir.





------alıntı-------
(Mallarını Allah yolunda harcayan kimselerin hâli, yedi başak bitiren ve her başağında yüz tane bulunan bir tohuma benzer. Allah, dilediğine daha fazla da verir. O vâsi ve âlimdir.) [Bakara 260]

(Allah, 
[kötülüğün cezasını adaletle verir] zerre kadar haksızlık etmez, zerre kadar iyiliğin sevabını da kat kat artırır ve ayrıca büyük mükafat verir.) [Nisa 40]
Sabredenlere verilecek sevap da hesapsızdır. Sabredenlere o kadar çok sevap verilir ki, bunun miktarını Allahü teâlâdan başka kimse bilmez. Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Sabredenlere mükafatları hesapsız verilecektir.) [Zümer 10]

Hadis-i şeriflerde ise buyuruldu ki:

(Her kim ki iyi bir işi işlemeye niyet eder de onu yapmazsa, ona tam bir iyilik olarak yazılır. Niyet eder ve yaparsa, on mislinden yediyüz misline kadar, hatta daha fazla bile yazılır. Kötü bir işe niyet edip, de, yapmayana tam bir hasene 
[iyilik] sevabı, niyet edip yapana ise bir günah olarak yazılır.) [Buhari]

(Bir iyiliğe on mislinden 700 misline kadar sevap verilir. Ancak oruç hariç, Allahü teâlâ, onun mükafatını ben 
[hesapsız] veririm buyurdu.)[İbni Huzeyme]

(Rabbiniz, rahimdir. Bir iyilik yapmak isteyip de yapamayana, bir sevap verir. Yapana on mislinden 700 misline kadar veya daha fazla sevap verir. Kötülüğü isteyip de yapmayana bir sevap, yapana ise bir günah yazılır.) 
[Taberani]

Allahü teâlânın rahmeti, ihsanı boldur. Zerre kadar bir iyiliğe dağ kadar sevap verir. Mülk Onundur, dilediğine dilediği kadar ihsan eder. Kimse Ondan hesap soramaz.

Sevap-günah miktarını, göklerin büyüklüğünü, uzaklıkları ve ahiretteki zamanları ve dünyanın yaratılışını ve mahlukların sayısını bildiren rakamlar, miktar sayısını göstermek için değil, miktarın çokluğunu anlatmak içindir. 
(Marifetname)
----------alıntı-----------


Dünyadaki hayatımız için bir çok plan ve program yaparken, manevi dünyamız için de bir takım plan ve programlar yapmayı ihmal etmeyelim, unutmayalım. Bunda çok faydalar ve yararlar var, bizim için güzellikler var, bu güzelliklerden istifade edelim, vakit varken faydalanalım, yarın çok geç olabilir..

5.12.10

Hadis Veritabanı


Hadis Programı başlıklı yazımda bahsettiğim hadis veritabanını aşağıdaki linkten indirebilirsiniz. Veritabanını www.muhaddis.org adresinden txt formatında aldım, aşağıdan indirebileceğiniz dosyada bu txt orjinal formatı da var. Bir de txt formatı access formatına çevirdim, bunu da dosyaya ekledim.

Bu veri tabanı Kütüb-i Sitte hadislerini içermektedir. Veritabanında hadis metninin yanında, fasıl, konu, ravi gibi bilgilerin bulunduğu alanlar da mevcuttur.


Kütüb-i Sitte: Altı Kitap anlamına gelmektedir. Altı sahih hadis kitabı, hadis kitapları içinde en sahihleri olarak kabul edilir. Bunlar: Buhârî ve Müslim'in el-Câmiu's-Sahih'leri ile Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî ve ibn Mâce'nin Sünen'leridir. Hadis tasnifinin altın çağı olan Hicrî üçüncü yüzyılda hazırlanmıştır. Mümkün mertebe sahih hadisleri içerirler. 


Hadis ilimleri ile ilgili bir yazıyı buradan okuyabilirsiniz.

Hadis Veritabanını(access ve txt formatlarında) buradan indirebilirsiniz. (Hadis Veritabanı indir.)

Google'da hadis veritabanı olarak aratıldığında insanların veritabanına daha rahat ulaşabilmeleri için bu şekilde bir yazıyla siteme eklemek istedim, umarım faydalı olur, hayırlara vesile olur.



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...