kırk ayette hz.peygamber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kırk ayette hz.peygamber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24.9.14

Kırk Ayette Hz.Peygamber (Kartelalar - 7)

(Ey Resûlüm! Rabb’in) seni yetim bulup da barındırmadı mı? Arayış içerisinde bulup da doğru yola iletmedi mi? Seni muhtaç bulup da ihtiyacını gidermedi mi?
(Duhâ, 93/6-8)

(Ey Resûlüm!) Sen, bu Kitab’ın sana verileceğini beklemiyordun. Ancak o, Rabb’inden bir rahmet olarak sana verildi. Öyle ise sakın inkar edenlere arka çıkma. 
(Kasas, 28/86)

Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar (saldırgan) inkârcılara karşı sert, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde halinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. 
(Feth, 48/29)

Resûl’üm de ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, Allah’ın hepinize gönderdiği Peygamber’iyim. O Allah ki, yer ve göklerin hükümranlığı O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. Şu hâlde Allah’a bir de O’na ve sözlerine inanan Resûl’üne, o ümmi (okuması yazması olmayan) Peygamber’e iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.”
(A’raf, 7/158)

Resûlüm de ki: “Allah’a ve Peygamber’e itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez.” 
(Âl-i İmran, 3/32)

Ey iman edenler! Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve işittiğiniz hâlde (Kur’an’dan) yüz çevirmeyin.
(Enfâl, 8/20)

Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamber’e hainlik etmeyin. Bile bile kendi (aranızdaki) emanetlerinize de hainlik etmeyin. 
(Enfâl, 8/27)

Şüphesiz Firavun’a bir Peygamber gönderdiğimiz gibi, size de şahit(örnek) olacak bir Peygamber gönderdik. 
(Müzemmil, 73/15)

Andolsun ki Allah, mü’minlere kendi içlerinden; onlara ayetlerini okuyan, kötülüklerden arındıran, Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
(Âl-i İmrân, 3/164)

Ey Resûl! Rabb’inden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O’nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, seni insanlardan korur.
(Mâide, 5/67)

Allah, bütün dinlere üstün kılmak için Peygamber’ini rehberlik ve hak din ile gönderendir. Şahit olarak Allah yeter.
(Fetih, 48/28)

Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan yetkililere de. Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüzde onu Allah ve Resûlü’ne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.
(Nisa, 4/59)

Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakkı yoktur. Kim Allah ve Resûlü’ne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık şekilde sapmıştır.
(Ahzâb, 33/36)

Andolsun, Allah’ın Resûlü’nde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.
(Ahzâb, 33/21)

Şüphesiz sen, çok yüce bir ahlâk üzeresin.
(Kalem, 68/1-4)

Andolsun, size kendi içinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.
(Tevbe, 9/128)

Peygamber, mü’minlere kendilerinden daha yakındır. Onun eşleri de mü’minlerin analarıdır…
(Ahzâb, 33/6)

Muhammed, ancak bir Peygamberdir. Ondan önce peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar veremez. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır.
(Âl-i İmrân, 3/144)

Biz, seni alemlere ancak rahmet olarak gönderdik.
(Enbiya, 21/107)

Şüphesiz Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin ve içtenlikle selam edip esenlikler dileyin.
(Ahzap, 33/56)

Biz, senden öncede hiçbir beşere ölümsüzlük vermedik. şimdi sen ölürsen onlar ebedi mi kalacaklar? 
(Enbiya, 21/34)

Şüphesiz biz sana Kevser'i (bol nimetleri) verdik. O halde, Rabb'in için namaz kıl ve kurban kes. Sana kin besleyene gelince , soyu tükenecek olanın ta kendisi işte o dur. (Kevser, 108/1-3)

Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabb'in, kendi yolundan sapanları da doğru yolda olanları da en iyi bilendir.
(Nahl, 16/125)

Allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah'tan bağışlanma dile. (Yapacağın) işlerde onlara danış. (Bir iş yapmaya) karar verdiğin zaman da artık Allah'a güvenip dayan. Şüphesiz Allah, kendisine tevekkül edenleri (güvenip dayananları) sever.
(Al-i İmran, 3/159)

Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir. 
(Şura, 42/51)

Gecenin bir kısmında da kalkarak sana özgü (bir ibadet) olmak üzere teheccüt namazı kıl ki, Rabb'in seni Makam-ı mahmud'a (övgüye şayan bir makama) ulaştırsın. 
(İsra, 17/79)

Hayır! Rabb'ine andolsun ki onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.
(Nisa, 4/65)

Allah, ümmilere (daha önce kendilerine peygamber gönderilmemiş olanlara) içlerinden, ayetlerini okuyan, onları kötülüklerden temizleyen, onlara Kitab'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Halbuki onlar bundan önce apaçık sapıklık içinde idiler. (Cuma,62/2))

Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları resul'e, ümmi (okuması yazması olmayan) peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve çirkin şeyleri haram kılar. Üzerlerine yüklenmiş olan yükü indirir ve onları zincirlerden kurtarır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
(A'raf, 7/157)

Nitekim kendi aranızdan, ayetlerimizi size okuyan, her kötülükten sizi arındıran, Kitab'ı, hikmeti ve bilmediklerinizi size öğreten bir peygamber gönderdik. 
(Bakara, 2/151)

Ey peygamber! Biz seni bir şahit (örnek), bir müjdeleyici, bir uyarıcı, Allah'ın izniyle kendi yoluna çağırn bir davetçi ve ışık saçan bir kandil olarak gönderdik. 
(Ahzap, 33/45,46)

O gün zalim kişi (çaresizlik içinde) ellerini ısırıp şöyle diyecektir; Keşke ben de Peygamber'le beraber bir yol tutsaydım.
(Furkan, 25/27)

Kim, kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra Peygamber'e karşı çıkar, mü'minlerin yolundan başkasına uyarsa, biz onu döndüğü yola çevirir ve (neticede) cehenneme sokarız. Orası varılacak ne kötü bir yerdir.
(Nisa, 4/115)

Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere davet ettiğinde, Allah ve Resulü'nün çağrısına uyun!
(Enfal, 8/24)

Kim Allah'a ve Peygamber'e itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, (özü sözü bir olan) sıddıklarla, şehitlerle ve iyi işler yapanlarla birliktedirler. Ne güzel arkadaştır onlar.
(Nisa, 4/69)

Resulüm de ki; 'Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
(Al-i İmran, 3/31)

Muhammed, sizden hiç kimsenin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.
(Ahzap, 33/40)

(Ey Resulüm!) Sen şu Kur'an'dan önce hiçbir kitap okumuş ve elinle de onu yazmış değildin. Öyle olsaydı batıl peşinde koşanlar elbetteki şüpheye düşeceklerdi. (Ankebut, 29/48)

(Ey Resulüm!) Biz senin (daralan) gönlünü ferahlatmadık mı? Ağırlığı sırtını çatırdatan yükünü kaldırmadık mı? Senin şanını yüceltmedik mi?
(İnşirah, 94/1-4)




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...