“Recep ayı
girdiği zaman Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle dua ederdi: Allahım!
Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan
ayına ulaştır!”
(Taberânî,
el-Mu’cemü’l-esvat, IV, 189)
“Mübarek
Ramazan ayına kavuştunuz. Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı
farz kıldı, Bu ayda sema (cennet) kapıları açılır, cehennem
kapıları ise kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır.”
(Nesâî,
Sıyâm, 5)
“Ramazan
ayının ilk gecesi olunca, şeytanlar ve azgın cinler zincire
vurulur, cehennem kapıları kapatılır ve hiçbiri açılmaz.
Cennetin kapıları açılır ve hiçbiri kapanmaz. Sonra bir (melek)
şöyle seslenir: ‘Ey hayır dileyen, ibadet ve kulluğa gel! Ey
şer isteyen uzatma, günahlarından vazgeç!’ Allah’ın bu ayda
ateşten azat ettiği nice kimseler vardır ve bu Ramazan boyunca her
gece böyledir.”
(Tirmizî,
Savm, 1)
“Ay yirmi
dokuz gündür. Dolayısıyla siz (Ramazan ayına ait) hilâli
görmedikçe oruç tutmayın, yine (Şevval ayına ait) hilâli
görmedikçe de bayram yapmayın. Eğer hava bulutlu olursa ayı
takdir edin (otuza tamamlayın).
(Müslim,
Sıyâm, 6)
“Peygamber
(s.a.s.) insanların en cömerdi idi. En cömert olduğu anlar ise
Ramazan’da Cebrail (a.s.)’in kendisiyle buluştuğu zamanlardı.
Cebrail (a.s.) Ramazan’ın her gecesinde onunla buluşur ve onunla
Kur’ân’ı müzâkere ederdi. İşte bundan dolayı Resûlullah
(s.a.s.) hayırda, rahmet yüklü rüzgârdan daha cömertti.”
(Buhârî,
Bed’ü’l-vahy, 1)
“Kişi
büyük günahlardan kaçındığı takdirde, beş vakit namazlar,
cumadan cumaya ve Ramazan’dan Ramazan’a, aralarında işlenen
günahlara kefarettir.”
(Müslim,
Tahâret, 16)
“Ramazan’ı
yaşadığı hâlde günahlarını bağışlatamayan kimsenin burnu
yerde sürünsün!”
(Tirmizî,
Deavât, 100)
“İslâm
beş esas üzerine kurulmuştur; Allah’tan başka ilâh olmadığına
ve Muhammed (s.a.s.)’in Allah’ın Resûlü olduğuna şahitlik
etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan
orucunu tutmaktır.”
(Müslim,
Îmân, 21)
“Kim
Allah’a inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek
Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.”
(Buhârî,
Îmân, 28)
“Oruç
(sahibini koruyan) bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın,
ahlâksızca konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya
sövüşmeye kalkışırsa, iki defa, “Ben oruçluyum.” desin.”
(Buhârî,
Savm, 2)
“Canım
elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah
nezdinde misk kokusundan daha hoştur. (Zira Allah buyuruyor ki):
“Oruçlu yemesini, içmesini ve şehvetini sırf benim için terk
ediyor. Bu nedenle onun mükâfatını ben vereceğim. İyiliğin
karşılığı ise on misliyledir.””
(Buhârî,
Savm, 2)
“Yüce
Allah şöyle buyurmaktadır: ‘Âdemoğlunun her ameli
kendisinindir. Yalnız oruç müstesna, o benimdir. Onun mükâfatını
verecek olan da benim’. Canım elinde olan Allah’a yemin ederim
ki oruçlunun ağız kokusu Allah indinde misk kokusundan daha
güzeldir.”
(Müslim,
Sıyâm, 161)
“Her şeyin
bir zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruçtur… Oruç sabrın
yarısıdır.”
(İbn
Mâce, Sıyâm, 44)
“Cennet’te
Reyyân denilen bir kapı vardır. Oruç tutanlar o kapıdan
çağrılacaklardır. Kim oruç tutanlardan ise o kapıdan Cennete
girecektir. Kim de, o kapıdan girerse ebedi olarak susuzluk
çekmeyecektir.”
(Tirmizî, Savm, 55)
(Tirmizî, Savm, 55)
“Yalan
söylemeyi ve yalan amel etmeyi bırakmayanın yemeyi, içmeyi terk
etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur.”
(Buhârî,
Savm, 8)
“Nice
oruçlu vardır ki onun orucu sadece açlık (ve susuzluktur). Nice
gece ibadete kalkan vardır ki onun bu kalkışı sadece
uykusuzluktur.”
(İbn
Mâce, Sıyâm, 21)
“Oruçluyken
unutarak yiyip içen kimse, orucunu tamamlasın. Zira onu ancak Allah
yedirmiş ve içirmiştir.”
(Müslim, Sıyâm, 171)
(Müslim, Sıyâm, 171)
“Yolculukta
oruç tutmak iyilik değildir.”
(Buhârî,
Savm, 35)
“Kim
Ramazan orucunu tutar, sonra buna Şevval ayında altı gün daha
eklerse bütün yıl oruç tutmuş gibi olur.”
(Müslim,
Sıyâm, 204)
“Oruçlu
için biri iftar ettiğinde, diğeri ise Rabbiyle karşılaştığında
olmak üzere iki sevinç zamanı vardır.”
(Müslim,
Sıyâm, 164)
“Her iftar
vaktinde Allah tarafından (Cehennemden) azat edilenler vardır ve bu
(Ramazan’ın) her gecesinde böyledir.”
(İbn
Mâce, Sıyâm, 2)
“Her kim
bir oruçluya iftar verirse, kendisine onun sevabı kadar sevap
verilir; oruçlunun ecrinden de hiçbir şey eksilmez.”
(Tirmizî,
Savm, 82)
“Hz.
Peygamber (s.a.s.) insanlarla birlikte iftar ettiğinde şöyle
derdi: “Yanınızda oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler
yesin ve üzerinize melekler insin.”
(Dârimî,
Savm, 51)
“Peygamber
(s.a.s.) Efendimiz iftar açtığı zaman şöyle buyururdu:
“Susuzluk gitti, damarlar suya kavuştu. İnşallah orucun ecri de
hâsıl olmuştur.”
(Ebû
Dâvûd, Sıyâm, 22)
“İnsanlar
(vakti girince) iftar etmekte acele ettikleri sürece hayır
üzeredirler.”
(Buhârî,
Savm, 45)
“Resûlullah
(s.a.s.), akşam namazını kılmadan önce orucunu birkaç taze
hurma ile şayet yoksa kuru hurma ile iftar ederdi, o da yoksa birkaç
yudum suyla açardı.”
(Ebû
Dâvûd, Sıyâm, 21)
“Hz.
Peygamber (s.a.s.) iftar ederken şöyle dua ederdi: Allah’ım
Senin rızan için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açtım.”
(Ebû
Dâvûd, Sıyâm, 23)
“Sahur
yemeği yiyiniz. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.”
(Buhârî,
Savm, 20; Müslim, Sıyâm, 45)
“Allah’ın
Resulü (s.a.s.), kesin bir şekilde emretmeksizin insanları Ramazan
geceleri namaz kılmaya teşvik eder ve şöyle buyururdu: “İnanarak
ve karşılığını Allah’tan umarak Ramazan gecelerini namazla
ihya eden kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.”
(Nesâî,
Siyam, 39)
“İnanarak
ve karşılığını Allah’tan umarak Ramazan gecelerini namaz
kılarak ihya eden kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.”
(Müslim,
Salâtü’l-müsâfirîn, 173)
“Resûlullah
(s.a.s.) vefat edinceye kadar Ramazan’ın son on gününü itikâfta
geçirmişti.”
(Buhârî,
İ’tikâf, 1)
“Hz.
Peygamber (s.a.s.), (Ramazan’ın) son on günü geldiğinde, ibadet
hususunda gayretini daha da artırır, gecesini ihya eder ve ailesini
uyandırırdı.”
(Buhârî,
Leyletu’l-Kadr, 5)
“İtikâfa
giren, günahlardan uzak kalır ve kendisine tüm iyilikleri işleyen
gibi sevap yazılır.”
(İbn
Mâce, Sıyâm, 67)
“Her kim
inanarak ve karşılığını Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni
ibadetle ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır.”
(Buhârî,
Savm, 6)
“Resûlullah
(s.a.s.), Ramazan’ın son on gününde itikâfa gireceği yere
çekilir ve; “Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on gününde
araştırın” derdi.”
(Buhârî,
Fadlu Leyleti’l-kadr, 3)
“Kadir
Gecesi’ni (Ramazan’daki) son yedi (gece) içerisinde arayınız.”
(Ebu
Dâvûd, Şehru Ramazan, 5)
“Hz. Âişe:
“Ey Allah’ın Resûlü! Kadir Gecesi olduğunu bilirsem hangi
duâyı okumamı tavsiye edersin?” dedim, bana “Şöyle de!”
buyurdu: “Allah’ım sen affedicisin, ikram sahibisin, affetmeyi
seversin beni de affet.”
(Tirmizî,
Deavât, 84)
“Resûlullah
(s.a.s.) fıtır sadakasını, oruçluyu faydasız ve müstehcen söz
ve fiiller(in vebalin)den temizleyici, fakirlere de yiyecek olmak
üzere belirledi. Kim onu bayram namazından önce verirse, o kabul
olunmuş bir zekâttır. Kim de onu bayram namazından sonra verirse,
o sadakalardan bir sadakadır.”
(Ebû
Dâvûd, Zekât, 18)
“Hz.
Peygamber (s.a.s.) fıtır sadakasının insanlar bayram namazına
çıkmadan önce verilmesini emretti.”
(Buhârî,
Zekât, 76)
“Ramazan
orucundan sonra hangi oruç daha üstündür” diye sorulunca
Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Ramazan’ı tazim için
tutulan Şaban ayındaki oruç.” Sonra hangi sadaka daha
faziletlidir? diye sorulunca; “Ramazan’da verilen sadakadır.”
buyurdu.”
(Tirmizî,
Zekât, 28)