“Sizden
biriniz kendisi için sevdiğini mü’min kardeşi için de
sevmedikçe gerçek mü’min olamaz.”
(T2515,
Tirmizî, “Sıfatü’l-Kıyâme” 59)
“Mü’minler
birbirlerini sevmede, birbirlerine karşı sevgi ve merhamet
göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği
zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş
çekerler.”
(M6586,
Müslim, “Birr” 66)
“Müslüman,
Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (zalimlere de) teslim
etmez. Kim din kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun
ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın bir sıkıntısını
giderirse, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir.
Kim bir Müslümanın (kusurunu) örterse Allah da kıyamet günü
onu örter.”
(M6578,
Müslim, “Birr”; T1426, Tirmizî, “Hudud” 3)
“Dikkat
edin! Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Müslümana, gönül
rızası olmadan kardeşinin malı helal değildir.”
(T3087,
Tirmizî, “Tefsîru’l-Kur’ân” 9)
“Müslüman,
Müslümanın kardeşidir. Bir Müslümanın din kardeşine maldaki
kusuru açıklamaksızın satması helal değildir.”
(İM2246,
İbn Mâce, “Ticaret” 45)
“Bir
Müslümanın din kardeşlerine karşı şu beş görevi vardır:
Selâmı almak, aksırana “Yerhamukellâh” (Allah sana merhamet
etsin) diye dua etmek, davete katılmak, hastayı ziyaret etmek ve
cenazelere katılmak.”
(M5650,
Müslim, “Selâm” 4)
“Sadakanın
en faziletlisi, Müslüman kişinin ilim öğrenmesi, sonra da onu
din kardeşlerine öğretmesidir.”
(İM243,
İbn Mâce, “Sunne” 20)
“Kim,
gıyabında bir din kardeşi için dua ederse, onun yanındaki
görevli melek: ‘Âmin! Senin için de bir benzeri verilsin’
der.”
(M6928,
Müslim, “Zikir” 87)
“Allah
Resûlü: “Zalim olsun, mazlum olsun din kardeşine, yardım et!”
buyurdu. Bir adam: “Yâ Resûlallah! Mazlum olduğunda ona yardım
ederim, fakat zalim olduğunda nasıl yardım ederim?” dedi.
Resûlullah: “Onu zulümden alıkoyarsın, işte bu da ona
yardımdır.” buyurdu.”
(B6952,
Buhârî, “İkrah” 7; B2444, Buhârî,
“Mezâlim”
4)
“Biriniz
kardeşine sevgi duyduğunda bu sevgisini ona bildirsin.”
(T2391,
Tirmizî, “Zühd” 53)
“Müslüman,
hasta kardeşini ziyaret ettiğinde dönünceye dek cennet
bahçelerinde demektir.”
(M6553,
Müslim, “Birr” 41; T967, Tirmizî, “Cenâiz” 2)
“Müslümanın,
din kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir.
Onlar birbirleriyle karşılaştıklarında birisi yüzünü şu
tarafa, diğeri ise öte tarafa çevirir. Onların en hayırlısı
önce selam verendir.”
(T1932,
Tirmizî, “Birr ve Sıla” 21)
“Zandan
sakının. Zira zan sözün en yalan olanıdır. İnsanların özel
hallerini araştırmayın, konuşmalarını dinlemeye çalışmayın,
birbirinizin alışverişini kızıştırmayın, birbirinize haset
etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin.
Ey Allah’ın kulları kardeşler olun.”
(B6066,
Buhârî, “Edeb” 58; B5143, Buhârî, “Nikâh” 46)
“Kimin
kardeşine karşı yaptığı bir haksızlık varsa, (ahirette)
iyiliklerinden alınıp ona verilmeden önce (dünyada iken) onunla
helâlleşsin. Çünkü kıyamette ne bir dinar ne de dirhem vardır.
Şayet o hakkı karşılayacak iyiliklerinden bulunmazsa, kardeşinin
kötülüklerinden alınır ve o haksızın üzerine atılır.”
(B6534,
Buhârî, “Rikâk”, 48)
“Biriniz
din kardeşine danıştığı zaman, danışılan kişi ona görüşünü
belirtsin.”
(İM3747,
İbn Mâce, “Edeb”, 37)
“Kul, din
kardeşine yardımcı olduğu sürece Allah da onun yardımcısı
olur.”
(HM7461,
Ahmed b. Hanbel, II. 252.)
“Bir kimse
din kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın, onun dünürlüğü
üzerine de –izin vermedikçe- dünür göndermesin.”
(M3812,
Müslim, “Buyû” 8)
“Hizmetçileriniz
sizin kardeşlerinizdir. Allah onları sizin emrinize vermiştir. Her
kimin emrinde din kardeşi varsa, ona yediğinden yedirsin,
giydiğinden giydirsin. Onlara güçleri yetmeyecek işler
yüklemeyiniz. Şayet yüklerseniz, bari onlara yardım ediniz.”
(B30,
Buhârî, “İman” 22)
“Selamı
yayın, yemek yedirin ve Allah’ın (c.c.) size emrettiği gibi
kardeşler olun.”
(İM3252,
İbn Mâce, “Et’ime” 1)
“Cennetin
kapıları, Pazartesi ve Perşembe günleri açılır. Din kardeşi
ile arasında düşmanlık olan kimse hariç Allah’a hiçbir şeyi
eş koşmayan her Müslüman kul bağışlanır. ‘Bu iki kişiyi
aralarında anlaşıncaya kadar bekletiniz, barışıncaya kadar
bekletiniz!’ denilir.”
(MU1652,
Muvatta, “Husnu’l-Hulk” 4)
“Müslüman
kardeşini hakir görmesi kişiye kötülük olarak yeter. Her
Müslümanın kanı, malı ve onuru Müslümana haramdır.”
(M6541,
Müslim, “Birr” 32)
“Kardeşinle
(gereksiz) tartışmaya girme, onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma
ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme.”
(T1995,
Tirmizî, “Birr” 58)
“Her
iyilik, bir sadakadır. Kardeşini güler yüzle karşılaman,
kovandan ihtiyacı olan bir şeyi kardeşinin kovasına boşaltman da
bu tür iyiliklerdendir.”
(T1970,
Tirmizî, “Birr” 45)
“Din
kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa hiçbir iyiliği
küçük görme!”
(M6690,
Müslim, “Birr” 144)
“Beni
yaşatan (Allah)’a yemin ederim ki, iman etmedikçe cennete
giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.
Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim
mi? Aranızda selamı yayın.”
(HM10180,
Ahmed b. Hanbel, II, 478)
“Biriniz
kardeşinde beğendiği bir şey gördüğünde, ona bereketli olması
için dua etsin.”
(İM3509,
İbn Mâce, “Tıb” 32)
“Kişi
yerine getirme niyetiyle kardeşine söz verir de yerine getiremez ve
zamanında sözünü tutamazsa günahkâr olmaz.”
(D4995,
Ebû Dâvûd, “Edeb” 82)
“Kardeşi
özür dilediği halde özrünü kabul etmeyen kişiye onun hatası
gibi hata yazılır.”
(İM3718,
İbn Mâce, “Edeb” 23)
“Kim din
kardeşinin onurunu korursa Allah da kıyamet gününde onun yüzünü
cehennem ateşinden korur.”
(T1931,
Tirmizî, “Birr ve Sıla” 20)
“Bir konuda
seni tasdik ettiği hâlde kardeşine yalan söylemen, ne kadar büyük
bir ihanettir!”
(D4971,
Ebû Dâvûd, “Edeb” 71)
“Yâ
Resûlullah! Gıybet nedir?” denildi. Resûlullah: ‘Kardeşini
hoşlanmadığı bir şey ile anmandır.’ buyurdu. ‘Ya kardeşimde
o söylediğim durum varsa ne dersin?’ denilince Resûlullah:
‘Söylediğin şey eğer onda varsa gıybet etmişsindir. Şayet
yoksa ona iftira etmiş olursun.’ buyurdu.”
(D4874,
Ebû Dâvûd, “Edeb” 35)
“Biriniz
kardeşini illâ medh edecekse ve şayet onun öyle olduğu
biliniyorsa, “Falanın şöyle olduğunu zannediyorum, Allah’a
karşı kimseyi temize çıkaramam.” desin.”
(M7502,
Müslim, “Zühd ve Rekâik” 66)
“Kardeşinin
başına gelen bir şeye sevinip gülme. Sonra Allah ona merhamet
edip seni (o şeyle) imtihan eder.”
(T2506,
Tirmizî, “Sıfatü’l-kıyâme” 54)
“Kim
Müslüman kardeşini bir günahtan dolayı ayıplarsa, kendisi de o
günahı işlemeden ölmez.”
(T2505,
Tirmizî, “Sıfatü’l-kıyâme” 53)
“Her kim
kardeşine bile bile doğru olmayan bir görüş bildirirse ona
ihanet etmiş olur.”
(D3657,
Ebû Dâvûd, “İlim” 8)
“Sizler,
kardeşlerinizin yanına gidiyorsunuz. Bineklerinize iyi bakın,
kıyafetlerinizi de düzeltin ve böylece insanların gözdesi olun!
Allah çirkin görünümü ve çirkinleşmeyi sevmez.”
(D4089,
Ebû Dâvûd, “Libâs” 25)
“Her kimin
tarlası varsa onu eksin; kendisi ekmezse onu din kardeşine
(karşılıksız) ektirsin!”
(M3917,
Müslim, “Buyû” 88)
“İki
Müslümandan biri, din kardeşine silâh çekerse, ikisi de
cehennemin kenarındadırlar. Biri diğerini öldürüşe, ona ikisi
birden girerler.”
(M7255,
Müslim, “Fiten” 16)
“Davalarınızla
bana başvuruyorsunuz. Ben de bir insanım. Belki biriniz delilini
diğerinden daha güzel ifade eder ve ben ondan duyduğuma göre
(onun lehine) hüküm veririm. Bu şekilde kime (yanlışlıkla)
kardeşinin hakkından bir şey vermişsem, asla onu almasın. Zira
böyle bir durumda ona ben ancak bir ateş parçası vermiş olurum.”
(B7169
Buhârî, “Ahkâm” 20; N5403, Nesâî, “Âdâbu’l-Kudât” 13)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder