Ağır ol ey nefis ağır ol!
Namazı acele kılmak istiyorsun, ağır ol.
Hükümdarlar hükümdarı Allah-ı zül-Celal vel Kemal'in huzurundasın ağır ol.
Seni eşrefi mahlukat olarak yaratıp huzuruna kabulle şereflendirmiş,
Huzurda niye acele edersin, ağır ol.
Bir dünya hükümdarının karşısına çıksan ondan ayrılmak istemezsin ama,
Hükümdarlar hükümdarının karşısında neden acele edersin.
Seni muhatap almış, müslüman edip huzuruna çıkartmış, uzat da uzat o zaman, çünkü O senden değil sen Ondan şeref buluyorsun,
Huzuruna çıkmana o değil sen muhtaçsın,
"Şu sağ elindeki nedir ey Mûsâ?" diye sorulduğunda;
Hz. Mûsâ dedi ki:
"O benim değneğimdir.
Ona dayanırım,
onunla koyunlarıma yaprak silkelerim.
Onunla başka işlerimi de görürüm." dedi.
O benim asamdır deyip bitirmedi, uzun uzun söyledi Rabbine.
Uzun uzun durmaya çalıştı huzurda.
Sen de ders al Kur'andaki bu güzel kıssadan, bu güzel misalden.
Acele etme namazında, subhane rabbiyel azim'inde, subhane rabbiyel ala'nda.
Kusur etme tadil-i erkanında, huşuda, ihlasta.
Bilirsen bu kendin için en hayırlısı, en güzelidir.
Ey kalbim, aceleciliği emretse de sen nefse uyma!
islam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
islam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
26.4.19
16.1.19
İSRAFLA MÜCADELEDE 40 AYET VE HADİS
"O,
çardaklı-çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri, çeşit çeşit hurmalıkları ve
ekinlen, zeytini ve narı, birbirine benzer ve her biri birbirinden farklı
biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin. Hasat günü de
hakkını (zekatını) verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri
sevmez."
(En'am, 6/141)
"Ey
Ademoğulları! Her mescid(e gidişiniz)de güzel elbiselerinizi giyin, yiyin, için
fakat israf etmeyin. Çünkü o (Allah) israf edenleri sevmez."
(A'raf, 7/31)
"Onlar,
harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu
ikisi arası dengeli bir harcamadır."
(Furkan, 25/67)
"De ki: Ey
kendileri aleyhine israf eden (haddi aşan) kulların! Allah'ın rahmetinden
ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar.
Çünkü O, çok
bağışlayandır, çok merhamet edendir."
(Zümer, 39/53)
"Eli sıkı
olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın."
(İsra,17/29)
"Akrabaya,
yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp
savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük
etmiştir."
(İsra, 17/26-27)
"Onların
sözleri ancak, "Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki israfımızı (taşkınlıklarımızı)
bağışla ve ayaklarımızı (senin yolunda) sağlam tut. Kafir topluma karşı bize
yardım et." demekten ibaretti.
(Al-i İmran, 3/147)
"İnsana
bir sıkıntı dokundu mu, gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerek ayakta
iken (her halinde bu sıkıntıdan kurtulmak için) bize dua eder. Ama biz onun bu
sıkıntısını ondan kaldırdık mı, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize
hiç yalvarmamış gibi geçer gider. İsraf edenlere (haddi aşanlara), yapmakta
oldukları şeyler işte
böyle hoş gösterilmiştir."
(Yunus, 10/12)
"Ey iman
edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temizi nimetleri kendinize haram
etmeyin ve (Allah'ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları
sevmez."
(Maide,5/87)
"Yetimleri
deneyin. Evlenme çağına erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz
mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye
israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin."
(Nisa, 4/6)
"Kim
azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse şüphesiz, cehennem onun varacağı
yerdir."
(Naziat, 79/37-39)
"Allah bir
kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.
Onun kazandığı
iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır."
(Bakara, 2/286)
"İşte bu,
benim dosdoğru yolum. Artık
ona uyun. Başka
yollara uymayın.
Yoksa o yollar
sizi ayrılığa düşürüp O'nun
yolundan
ayırır. İşte (Allah) size
bunları
sakınasınız diye emretti."
(En'am, 6/153)
"Öyle ise
emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru
olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O yaptıklarınızı hakkıyla görür."
(Hud, 11/112)
"De ki:
“Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin. Daha önce
sapmış, birçoklarını da saptırmış ve dümdüz yoldan şaşmış bir milletin arzu ve
keyiflerine uymayın"
(Maide, 5/77)
"Böylece,
sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit
(ve örnek) olsun diye sizi orta (mutedil) bir ümmet yaptık"
(Bakara, 2/143)
"Allah
size kolaylık diler, zorluk dilemez."
(Bakara, 2/185)
"Size
rızık olarak verdiğimiz şeylerin temiz ve helal olanlarından yiyin. Bu konuda
aşırı da gitmeyin, yoksa üzerinize gazabım iner. Gazabım da kimin üzerine
inerse o muhakkak helak olmuş demektir."
(Taha, 20/81)
"Allah'ın
size rızık olarak verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine
inanmakta olduğunuz Allah'a karşı gelmekten sakının."
(Maide, 5/88)
"Allah'ın
sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın
sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme.
Çünkü Allah, bozguncuları sevmez."
(Kasas, 28/77)
"Allah
annelere isyankar davranmayı, kız çocuklarını diri diri gömmeyi ve (vermeniz
gereken şeyleri) vermeyip (hakkınız olmayan şeyleri) almayı size haram
kılmıştır. Dedikodu etmeyi, anlamsız yere çok soru sormayı ve malı israf etmeyi
sizin için hoş karşılamamıştır."
(Buhari, İstikraz, 19)
"Ademoğlu
‘benim malım, benim malım’ der. Ey Ademoğlu! Acaba yiyip tükettiğinden, giyip
eskittiüinden ve sadaka verip biriktirdiginden başkası senin malın mıdır?"
(Müslim, Zühd ve rekaik, 3)
Bir gün Sa'd
(b. Ebu Vakkas) abdest alırken Resulullah (sav) onun yanına uğramıştı. "Bu
ne israf?" buyurdu. Sa'd, "Abdestte de mi israf olur?" diye
sorunca, Resulullah (sav), "Evet, akan bir nehirde bile olsan (israf
olur)." diye cevap verdi.
(İbn Mace, Taharet,48)
"İsraf’a
kaçmadan ve kibre düşmeden yiyin, sadaka verin ve giyinin!"
(Nesaî, Zekat, 66)
"İki nimet
vardır ki insanların çoğu bu ikisi hakkında aldanmıştır: Sağlık ve boş
vakit."
(Buhari, Rikak, l)
"Allah'ım!
Dört şeyden; fayda vermeyen ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten ve
kabul edilmeyen duadan sana sığınırım."
(Nesaî, İstiaze, 18)
"Velime
(düğün yemeği) vermek ilk gün görevdir, ikinci gün meşrudur. Üçüncü gün riya ve
gösterişti."
(İbn Mace, Nikah, 25)
"Nikahın
en hayırlısı, en kolay (maddi külfeti en az) olanıdır."
(Ebu Davud, Nikah,30-31)
Hz. Ali (ra)
şöyle demiştir: "Resulullah (sav) Fatıma için çeyiz olarak kadıfe kumaş,
su tulumu ve içi izhir otuyla doldurulmuş bir yastık hazırlamıştı."
(Nesaî, Nikah, 81)
"Allah
Resulü'nün (sav) ashabı bir gün onun yanında dünya nimetleri hakkında
konuştular.
Bunun üzerim Resulullah (sav), 'Duymuyor musunuz, duymuyor musunuz? Sadelik
imandandır, sadelik imandandır.' buyurdu."
(Ebu Davud, Tereccül, l)
"İnsanoğlu
kıyamet günü Rabbi katmda beş şeyden hesaba çekilmedikçe ayakları hiçbir yere
hareket edemeyecektir; ömrünü ne yolda tükettiğinden, gençliğini ne uğurda
yıprattığından, malını nereden kazanıp nerde harcadığından ve öğrendiği
bilgilerle nasıl amel ettiğinden."
(Tirmizi, Sıfatü'l-kıyame, l)
"Canım
elinde olan Allah'a yemin ederim ki kıyamet günü şu nimetlerden hesaba
çekileceksiniz:
Serin bir gölge, güzel bir hurma ve soğuk bir su!"
(Tirmizi, Zühd, 39)
"Kanaatkar
ol, o zaman insanların (Allah'a) en çok şükredeni olursun. Kendin için
istediğin şeyi insanlar için de iste, o zaman mümin olursun."
(İbn Mace, Zühd, 24)
"Müslüman
olan, kendisine yetecek kadar rızık verilen ve Allah'ın ona verdikleriyle
kanaatkar kıldığı kimse kurtuluşa ermiştir."
(Müslim, Zekat, 125)
"Ademoğlunun
şunlardan başka hakkı (ihtiyacı) yoktur: Oturacağı bir ev, vücudunu örtecek bir
elbise, ekmek ve su."
(Tirmizi, Zühd, 30)
"Bizi
doyurup suya kandıran, ihtiyaçlanmızı gideren ve bizi barındıran Allah'a
hamdolsun. İhtiyaçlarını karşılayacak ve kendismı barındıracak kimsesi olmayan
nice insanlar var!"
(Müslim, Zikir ve dua ve tevbe ve
istiğfar, 64)
"Zenginlik
mal çokluğu değil, gönül toklugudur."
(Buhari, Rikak, 15)
"İşlerinizde
ifrat ve tefritten kaçının, dinde aşınya gitmeyin, sabah ve akşam ile gecenin
bir bölümünü ibadetle geçirin. Her hal ve davranışınızda ifrat ve tefritten
uzak durarak orta yol üzere bulunun ki, Allah'ın rızasına eresiniz"
(Buhari, Rikak, 39, 18)
"Ademoğlu
ihtiyarlar ancak iki özelliği genç kalır: Mal hırsı ile uzun yaşama
hırsı."
(Tirmizi, Sıfatü'l-Kıyame, 48, 22)
"Dış
görünüş ve ahlak güzelliği, teenni ile hareket etme ve hal ve hareketlerde
ifratla tefritten kaçınarak dengeli olma peygamberlerin güzel ahlakının yirmi
dört parçasından biridir."
(Tirmizi, Birr ve sıla, 66)
8.3.18
Ümmetin Umudu Türkiye ve Afrin'deki Beka Mücadelemiz
Burada gördüm ki ümmetin umudu Türkiye.
Gaflet uykusundaki ümmeti tutup kaldırmakla vazifeliler Türkler.
Durmadan çalışacak, kazanacak, zenginleşecek, kalkınacak, kuvvetlenecek, "Allah'ın güçlü kuvvetli kulları" olacak olanlar Türklerdir. Bu güç kuvvetle islama, Allah ve Resulüne hizmetkar olacak olanlar Türklerdir.
Mümine şevkatli, küffara şiddetli olacak olanlar Türklerdir.
Haçlı Ordusu Versiyon 2.0'ın kalleş ordularını ve gafletteki hain işbirlikçilerini, ecdadımızın kanıyla sulanmış şu mubarek topraklarda, ana dolu Anadolu'da, Allah'ın izniyle bir kez daha, bir kez daha ve kıyamete kadar kaç defa gerekiyorsa o kadar daha durdurması gereken yine Türklerdir! Ve durdurmaktadır da Allah'ın izniyle Afrin'de, Akdeniz'de ve nerede gerekiyorsa orada!
Müslüman kardeşim gaflette olma! Çok çalışalım! Kalkınalım, kalkındıralım. Birlik olalım! Fitneye ve tefrikaya müsade etmeyelim, haine geçit vermeyelim! Son ordusudur ordumuz islamın; tersanelerine girilmemiş, içine fitne sokulamamış, başındakileri satın alınmamış, ipleri küffara teslim edilmemiş, yüreğinden imanı ve merhameti silinmemiş son ordusudur islamın! Galip et Ya Rab! Galip et Ya Rab! Galip et Ya Rab!
Bu gelen haçlı ordusudur, bu gelen Malazgirt'te, Çanakkale'de, Sakarya'da gelenle aynıdır, yedi düveldir, küffardır, haçlı zihniyetinin postmodern halidir. Uyanık olalım. Yılanın başı küçükken ezilmezse planları milletimizin kanını dökmek, bekasına kastetmektir. Bugün bizim parasıyla alamadığımız silahları bedava verenler yarın nükleer silah da verir, arka da çıkar, her şeyi yapabilir. Allah'ın da bir planı vardır elbet, bize düşen, sünnete uygun olarak, azim gayret ve cehtde sabır ve sebat göstermektir.
Bize düşen gayrettir, zafer Allah'tandır. Dil ile, bilek ile, gönül ile gayrettir. Duada gayrettir. Birlik olmakta gayrettir. Tetik çekmekte, iha üretmekte, havaalanı yapmakta, fabrikalar, barajlar , tesisler kurmakta, silah üretmekte, tank, helikopter, füze, uçak üretmekte, tank olup, silah olup, cirit füzesi olup düşmana ölüm kusmakta gayrettir, Biiznillah.
Rabbim sayımızı arttırsın, imanımızı arttırsın, kuvvetimizi arttırsın, imanımızda boğalım küffarı. Yedi düvel gelse de üzerimize, üzerimizden eksik olmasın Çanakkale'de gökten inen yardım. Allah'ın görünür görünmez kulları koşsun milletimin yardımına! Çelik gelip çarptımı imana, o imanda toz olur, çünkü batıl zail olmaya mahkumdur. Gerçekten inanırsak asıl güçlü olanlar, galip olanlar bizleriz.
Bizden hakkıyla iman etmiş olanlar az dahi olsa onlardan çoğuna galip gelir, ilahi müjdedir! İşittik ve itaat ettik! Sen ayaklarımızı düşman karşısında sabit tut Ya Rab! Senin hizmetinden bizleri ve milletimizi geri bırakma Ya Rab! Ordumuzu milletimizi ve ümmetimizi muzaffer eyle Ya Rab! Muzaffer eyle Ya Rab! Muzaffer eyle Ya Rab!
Bize düşen gayrettir, zafer Allah'tandır. Dil ile, bilek ile, gönül ile gayrettir. Duada gayrettir. Birlik olmakta gayrettir. Tetik çekmekte, iha üretmekte, havaalanı yapmakta, fabrikalar, barajlar , tesisler kurmakta, silah üretmekte, tank, helikopter, füze, uçak üretmekte, tank olup, silah olup, cirit füzesi olup düşmana ölüm kusmakta gayrettir, Biiznillah.
Rabbim sayımızı arttırsın, imanımızı arttırsın, kuvvetimizi arttırsın, imanımızda boğalım küffarı. Yedi düvel gelse de üzerimize, üzerimizden eksik olmasın Çanakkale'de gökten inen yardım. Allah'ın görünür görünmez kulları koşsun milletimin yardımına! Çelik gelip çarptımı imana, o imanda toz olur, çünkü batıl zail olmaya mahkumdur. Gerçekten inanırsak asıl güçlü olanlar, galip olanlar bizleriz.
Bizden hakkıyla iman etmiş olanlar az dahi olsa onlardan çoğuna galip gelir, ilahi müjdedir! İşittik ve itaat ettik! Sen ayaklarımızı düşman karşısında sabit tut Ya Rab! Senin hizmetinden bizleri ve milletimizi geri bırakma Ya Rab! Ordumuzu milletimizi ve ümmetimizi muzaffer eyle Ya Rab! Muzaffer eyle Ya Rab! Muzaffer eyle Ya Rab!
11.12.15
Hadissiz Hadsizler
Hadisi inkar eden, hadisle mücadele eden bir guruh çıktı. Bunlar yüzlerce yıldır alimlerin üzerinde ittifak ettiği meseleleri kendileri yeni bir şey bulmuş gibi inkar ediyorlar, küçük görüyorlar, çarptırıyorlar, bozuyorlar. Rabbim bizleri ve evlatlarımızı bunların fitnesinden muhafaza buyursun.
Gelinen bu noktada, bunlarla ciddi anlamda ilmi mücadele vermek, dini bozmaya çalışmalarının önüne set çekmek, her müslümanın gücünün yettiğince boynunun borcudur.
Nasıl mücadele edebiliriz? Bu konuyu yakınlarımızla konuşarak. Yakınlarımıza hadis kitapları hediye ederek. Sosyal medya üzerinden ve telefon mesajları ile hadisler paylaşarak. Zira öyle hadisler var ki insana "Subhanallah, Bunu bir peygamberden başkasının söylemesine imkan ihtimal yok!" dedirtiyor.
Kura'dan sonra en büyük ikinci dini kaynağımız olan Sahih-i Buhari'nin daha geniş kitlelere ulaşması için çaba sarf edebiliriz. Bunun için bir muhtasar hazırlanıp uygun fiyatlarla insanlara sunulsa geniş kitlelerin daha fazla istifade etme olanağı olabilir.
Bunlar, hadis yoktur batıl davasını güdenler, öyle tahmin ediyorum ki bin senelik projelerin, islamın ilk gününden beri süregelen bozma ve bozgunculuk çabalarının bir sonucu olarak uzun vadede islamı bitirmeyi amaçlayan şer odaklarının desteklediği ya da organize ettiği bir takım projeler. 300 senede insanlara hadisin olmadığına inandırsa, diğer 300 senede de Kuran'da namaz tarif edilmiyor diyerek müslümanlara namazını terk ettirse bu dinin deforme olmuş bozulmuş dinlerden ne farkı kalır? Klana 300 sene de de kendi dinlerine geçirmeye çalışırlar. Böylece 1000 senelik emellerine ulaşmış olurlar akıllarınca. Bu din, bu ezan, bu kuran, bu hadisler sahipsiz değildir. Allah'ın izniyle buna güçleri yetmeyecektir. Ancak bunların farkında olup var gücümüzle ilmi mücadele ve ilmi cihat içerisinde olmak bizlerin boynumuzun borcudur.
Hadislerle ilgili birkaç link aşağıdadır.
Rabbim bizleri hadisleri yayan, muhafaza eden, evlatlarına aktarabilen, yaşatabilen ve yaşayabilen kullarından eylesin.
http://hadis.diyanet.gov.tr/
http://hadis.diyanet.gov.tr/dosyalar/se%C3%A7me%20hadisler.pdf
http://www.diyanet.tv/bir-ayet-bir-hadis
http://hadis.diyanet.gov.tr/UserFiles/Files/40hadis40yorum.pdf
http://muhaddis.org/
“ … Allah resulü s.a.v şöyle buyurdular : “ Benden bir şey dinleyip de işittiği şekilde onu ulaştıranın yüzünü ağartsın. Çünkü nice kendisine bilgi ulaştırılan kimse vardır ki, aktarandan daha iyi beller. ”
İbni Mace : 1.c.232.n – Ebu Davud : 4.c.3660.n
Bu hadisin, başka şekillerde geçen lafızları daha vardır.
Suyuti “ el-Ezhâr ” da bu hadisi şu yollardan getirmiştir :
1. Zeyd b. Sâbit
2. Abdullah ibn Mes’ud
3. Cübeyr b. Mut’im
4. Nu’mân b. Beşîr
5. Babası Beşîr
6. Sa’d b. Ebi Vakkâs
7. Enes
8. Câbir b. Abdullah
9. Umeyr b. Katâde el-Leys
10. Muâz b. Cebel
11. Ebu’d-Derdâ’
12. Ebu Karsâfe
13. Ebu Saîd el-Hudrî
14. Rebîa b. Osman et-Teymî
15. Abdullah ibn Ömer
16. Zeyd b. Hâlid el-Cüheni
İbn Mende “ Tezkire ” adlı kitabında belirttiğine göre ; bu hadisi, Peygamber s.a.v’den, 24 sahabi rivayet etmiştir. Daha sonra da bu sahabilerin isimlerini tek tek sıralamıştır.
İbn Hacer “ Emaliyyu’l-muhrace alâ muhtasarı İbni’l-Hâcib el-Aslî” adlı kitabında bu hadisi nakletmiştir.
“ Şerhu’l-Mevâhibi’l-Leduniyye ” adlı kitapta geçtiğine göre; hafız der ki: “Bu hadis, ( bu şekliyle ) meşhurdur. Üstelik bazı alimler, bu hadisi, mütevatir hadisten saymıştır; çünkü bu hadis, 24 sahabiden rivayet edilmiştir.” Daha sonra hafız, bu sahabilerin isimlerini tek tek sıralamıştır.
Suyûtî “ Şerhu’t-Takrîb ” adlı kitabında der ki : “ Bu hadis, 30 kadar sahabiden gelmiştir.”
Hiç mümkün mü ki bu kadar farklı kollardan gelen bir haber inkar edilebilsin, yalan olsun, bu kadar kişi aynı şey üzerinde doğru olmadığı halde ittifak etsin. Bunun gerçek olmamaması mümkün değildir ve akılla izahı da yoktur. O halde hadisi inkar, bilerek ya da cahilce inkar açık bir yanılgıdır. Çok tehlikeli bir yoldan sapmadır, saptırmadır. Bununla mücadele edilmeli, ilmen bu gafillere galebe çalınmalıdır. Bunlar masum ilmi araştırmalar değil, maksatlı ve planlı bir takım oyunlardır.Bu kadar açık bir hadisede böyle şerli işlerin peşinden gitmek masum bir yanılgıyla izah edilemez, edilmeye çalışılsa bunu akıl kabul etmez. Yalnız beynamaz cahilleri kandırabilir, gayretimiz bilhassa ve ilk planda bunların kurtarılması için olmalıdır. Gayret müslümanlardan tevfik Allah'tan.
Selam ve dualarımızla..
Gelinen bu noktada, bunlarla ciddi anlamda ilmi mücadele vermek, dini bozmaya çalışmalarının önüne set çekmek, her müslümanın gücünün yettiğince boynunun borcudur.
Nasıl mücadele edebiliriz? Bu konuyu yakınlarımızla konuşarak. Yakınlarımıza hadis kitapları hediye ederek. Sosyal medya üzerinden ve telefon mesajları ile hadisler paylaşarak. Zira öyle hadisler var ki insana "Subhanallah, Bunu bir peygamberden başkasının söylemesine imkan ihtimal yok!" dedirtiyor.
Kura'dan sonra en büyük ikinci dini kaynağımız olan Sahih-i Buhari'nin daha geniş kitlelere ulaşması için çaba sarf edebiliriz. Bunun için bir muhtasar hazırlanıp uygun fiyatlarla insanlara sunulsa geniş kitlelerin daha fazla istifade etme olanağı olabilir.
Bunlar, hadis yoktur batıl davasını güdenler, öyle tahmin ediyorum ki bin senelik projelerin, islamın ilk gününden beri süregelen bozma ve bozgunculuk çabalarının bir sonucu olarak uzun vadede islamı bitirmeyi amaçlayan şer odaklarının desteklediği ya da organize ettiği bir takım projeler. 300 senede insanlara hadisin olmadığına inandırsa, diğer 300 senede de Kuran'da namaz tarif edilmiyor diyerek müslümanlara namazını terk ettirse bu dinin deforme olmuş bozulmuş dinlerden ne farkı kalır? Klana 300 sene de de kendi dinlerine geçirmeye çalışırlar. Böylece 1000 senelik emellerine ulaşmış olurlar akıllarınca. Bu din, bu ezan, bu kuran, bu hadisler sahipsiz değildir. Allah'ın izniyle buna güçleri yetmeyecektir. Ancak bunların farkında olup var gücümüzle ilmi mücadele ve ilmi cihat içerisinde olmak bizlerin boynumuzun borcudur.
Hadislerle ilgili birkaç link aşağıdadır.
Rabbim bizleri hadisleri yayan, muhafaza eden, evlatlarına aktarabilen, yaşatabilen ve yaşayabilen kullarından eylesin.
http://hadis.diyanet.gov.tr/
http://hadis.diyanet.gov.tr/dosyalar/se%C3%A7me%20hadisler.pdf
http://www.diyanet.tv/bir-ayet-bir-hadis
http://hadis.diyanet.gov.tr/UserFiles/Files/40hadis40yorum.pdf
http://muhaddis.org/
“ … Allah resulü s.a.v şöyle buyurdular : “ Benden bir şey dinleyip de işittiği şekilde onu ulaştıranın yüzünü ağartsın. Çünkü nice kendisine bilgi ulaştırılan kimse vardır ki, aktarandan daha iyi beller. ”
İbni Mace : 1.c.232.n – Ebu Davud : 4.c.3660.n
Bu hadisin, başka şekillerde geçen lafızları daha vardır.
Suyuti “ el-Ezhâr ” da bu hadisi şu yollardan getirmiştir :
1. Zeyd b. Sâbit
2. Abdullah ibn Mes’ud
3. Cübeyr b. Mut’im
4. Nu’mân b. Beşîr
5. Babası Beşîr
6. Sa’d b. Ebi Vakkâs
7. Enes
8. Câbir b. Abdullah
9. Umeyr b. Katâde el-Leys
10. Muâz b. Cebel
11. Ebu’d-Derdâ’
12. Ebu Karsâfe
13. Ebu Saîd el-Hudrî
14. Rebîa b. Osman et-Teymî
15. Abdullah ibn Ömer
16. Zeyd b. Hâlid el-Cüheni
İbn Mende “ Tezkire ” adlı kitabında belirttiğine göre ; bu hadisi, Peygamber s.a.v’den, 24 sahabi rivayet etmiştir. Daha sonra da bu sahabilerin isimlerini tek tek sıralamıştır.
İbn Hacer “ Emaliyyu’l-muhrace alâ muhtasarı İbni’l-Hâcib el-Aslî” adlı kitabında bu hadisi nakletmiştir.
“ Şerhu’l-Mevâhibi’l-Leduniyye ” adlı kitapta geçtiğine göre; hafız der ki: “Bu hadis, ( bu şekliyle ) meşhurdur. Üstelik bazı alimler, bu hadisi, mütevatir hadisten saymıştır; çünkü bu hadis, 24 sahabiden rivayet edilmiştir.” Daha sonra hafız, bu sahabilerin isimlerini tek tek sıralamıştır.
Suyûtî “ Şerhu’t-Takrîb ” adlı kitabında der ki : “ Bu hadis, 30 kadar sahabiden gelmiştir.”
Hiç mümkün mü ki bu kadar farklı kollardan gelen bir haber inkar edilebilsin, yalan olsun, bu kadar kişi aynı şey üzerinde doğru olmadığı halde ittifak etsin. Bunun gerçek olmamaması mümkün değildir ve akılla izahı da yoktur. O halde hadisi inkar, bilerek ya da cahilce inkar açık bir yanılgıdır. Çok tehlikeli bir yoldan sapmadır, saptırmadır. Bununla mücadele edilmeli, ilmen bu gafillere galebe çalınmalıdır. Bunlar masum ilmi araştırmalar değil, maksatlı ve planlı bir takım oyunlardır.Bu kadar açık bir hadisede böyle şerli işlerin peşinden gitmek masum bir yanılgıyla izah edilemez, edilmeye çalışılsa bunu akıl kabul etmez. Yalnız beynamaz cahilleri kandırabilir, gayretimiz bilhassa ve ilk planda bunların kurtarılması için olmalıdır. Gayret müslümanlardan tevfik Allah'tan.
Selam ve dualarımızla..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)