yardım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yardım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9.7.19

Ekmek İsrafını Önlemek Mümkün


Ülkemizdeki ekmek israfı malumunuzdur.

Ekmek israfının önüne geçecek bir proje arz edeceğim.

TRT Belgesel kanalındaki “Müslüman Gibi Yaşamak” isimli belgesel programını izleyince bu fikir aklımda canlandı.

Belgeselde, Ankara Keçiören’de Necat Bilezikçi amcamız tanıdığı fırın sahiplerinden her gece satılmamış ekmek/poğaça/simit’leri aracıyla toplayıp ihtiyaç sahiplerine mahallelerinde ücretsiz dağıtıyor. Sadece 4-5 fırın ve büfeden topladığı unlu mamullerin adedi ayda 20 bin ile 30 bin arasında olmaktadır. Tek başına gücü ancak bu kadarına yetebilmektedir.

Necat amcamızın kendi imkânlarıyla ve tek başına yaptığı bu işi belediyelerimiz organize ve sistemli bir şekilde yapabilir. Şehir merkezlerinde, ilçelerde ve semtlerde ekmek toplama merkezleri kurulabilir. Toplanan ekmeklerin ve unlu mamullerin durumuna göre tanzim edildikten sonra ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtılacağı ya da duruma göre 10 kuruş, 25 kuruş gibi cüz’i fiyatlarla satılabileceği satış/dağıtım noktaları kurulabilir. Kötü durumdaki ekmekler ise kurutularak hayvan yemi yapılmak suretiyle değerlendirilebilir/ekonomiye kazandırılabilir. Bu yolla ülkemizdeki ekmek israfının önemli oranda önlenebileceği, bu yolda çalışacak insanların istihdamı ile yeni iş imkânlarının oluşabileceği, çoğu ithal hammaddeye dayanan hayvan yemi tüketiminde az da olsa yerli imkânların payının arttırılabileceği, bir kuru ekmeğe muhtaç düşmüş fakir fukaranın, ailesi çok kalabalık olduğu için ekmek yetiştiremeyen kişilerin bir nebze de olsa yükünün hafifleyebileceği düşünülmektedir.  

Ekmek dar gelirli vatandaşımız için, özellikle de kalabalık aileler için en büyük giderlerden biridir. 12-13 kişilik bir aile günde 10 ekmeğe, ayda 300 ekmeğe ihtiyaç duyar. 1.25 tl’den ekmeği alsa 400 tl sırf ekmek masrafı olur. Çoğu zaman asgari ücretle bile iş bulamayan bu insanları en azından ekmek masrafından kurtarmak onların hayatları için önemli bir katkı ve taşıdıkları ağır yüke bir destek olacaktır.

Belgeselde izlediğimiz Necat amcamızın kendi sınırlı imkân ve gayretleriyle ayda 30 bine yakın ekmek dağıtılabiliyorsa, belediyelerimizin sahip olduğu görece daha geniş imkânlarla çok daha yüksek rakamlara ulaşılabileceği açıktır.

Önerimin değerlendirmeye alınarak hiç değilse olurluluk çalışmalarının yapılmasını, tahmini maliyet hesapları ile toplama ve dağıtım güzergâhlarının belirlenerek sağlayacağı faydanın hesaplanmasını, ulaşacağı toplam insan sayısı ile ne kadar ekmeğin israf edilmekten kurtarılacağının belirlenmesini ve tüm bunlardan sonra projenin hayata geçirilip geçirilmeyeceğine karar verilmesini saygılarımla dikkatlerinize arz ederim.

21.12.13

Afrikadaki Kardeşlerimiz Hazreti İnsansa Bu Duyarsızlıkla Biz Neyiz?


Burası Mars değil, burası Ay değil, burası uçakla belki çoğu yerden 3-4 saat mesafedeki Afrika.


Bunlar ağaç değil, bunlar yırtıcı ya da Allah'ın insanın emrine verdiği herhangi başka bir mahlukat değil, bunlar Eşrefi Malukat olan Hazreti İnsan.

Orası yanıbaşımızdaki Afrikaysa ve aşağıdaki videolarda izleyebileceğiniz kişiler de bizim kardeşlerimizse, insansa, acaba bu körlük ve duyarsızlıkla BİZ NEYİZ?
































19.5.13

Vakıf Taksi - Hayırlı Yolculuklar - Hayırlı Taksi - Taksi Hayır

Hayırda inovasyon. Nasıl olur hayırda inovasyon? Örneğin bir taksiyi-bir dolmuşu fisebilillah vakfetmekle olur hayırda inovasyon. Ve onu hayra çağıran reklamlarla süslemekle. Ve onun şöförünü iyiliğe çağıran gönüllü bir iyilik elçisi yapmakla olabilir mesela. Taksiye binenlere broşür-kitapçık-dergi-cd vermekle olabilir, birebir anlatmakla olabilir.

Öneri - VAKIF TAKSİ 

1.1-) Hayır sahipleri bir taksi alır ve bunu hayır kuruluşlarına bağışlar. Hayır kuruluşu bu taksiyi işletir. Şöförü mümkün olduğunca gönüllülerden oluşur. Taksinin dışında hayır kuruluşunun reklamı, iletişim bilgileri bulunur. Taksinin üzerinde de dikkat çekici tanıtım aparatı ile hayır kuruluşunun tanıtımı yapılır. Taksi şöförü-gönüllü, taksiye binen kişiye dernek faaliyetlerini anlatır, hayır kuruluşunun tanıtımını yapar, içinde bulundukları taksinin hayır sahipleri tarafından derneğe hibe edildiğini gelirinin derneğe bağışlandığından bahseder, dernek broşürünü müşteriye verir. Hatta ufak bir kitapçık da hazırlanıp verilebilir. Taksi duraklı bir taksi değil; gezen bir taksi olmalıdır. Bu sayede farklı farklı ve daha fazla insana ulaşılabilir. Bazı taksi duraklarıyla bila ücret anlaşılabilir, örneğin 26 durakla anlaşılır senenin 2 haftasında aynı durakta olacak şekilde şehrin farklı noktalarında insanlara ulaşılır. Taksinin içine tanıtım filmi oynatılacak ekranlar yerleştirilebilir. Ayrıca taksinin içine bir de hayır kumbarası konabilir, müşteri anında bu kumbaraya bağış yapabileceği gibi taksi ücretinden artan bozukları da bu kumbaraya atabilir. Bozukları atabileceği taksi şöförü tarafından yolcuya hatırlatılabilir.

1.2-) Devletimiz nasıl ki kamu yararına çalışan bazı hayır kurumlarına vergi muafiyeti veriyor vergi imtiyazı sağlıyor, aynı şekilde ulaşım alanında da imtiyaz sağlayabilir. Şöyle ki; belli bir sayıda ticari taksi çalıştırma ruhsatını hayır kurumuna verebilir. Normalde bilindiği üzere özel plakalar taksi olarak kullanılabiliyor, örneğin T plaa ya da TJK gibi T ile başlayıp üç harf sahibi olanlar. Önerilen imtiyaz ile kamu yararına çalışan hayır kurumuna gelir sağlaması ve halka kendisini daha iyi tanıtabilmesi adına ticari olmayan plaka ile ticariymişçesine taksi çalıştırma imtiyazı verilir. İmtiyaz hakkı kanunla verilir. Derneğin yerine getirmesi gereken şartlar ve uyması gereken kurallar imtiyaz veren makam(Maliye Bakanlığı olabilir) tarafından yönetmeliklerle belirlenir. Örneğin aracın dışında arasın yüzde doksanını kaplayacak şekilde hayır kuruluşunun görsel tanıtımının olması, aracın üzerinde de sonradan eklenen ışıklı bir tanıtım platformu ile hayır kuruluşunun tanıtımının yapılması devlet tarafından şart koşulabilir. Ya da belli saatlerde belli yollara müşterisi olmaksızın girmesine sınırlama getirilebilir. Hayır kuruluşuna kazanılan paradan vergi muafiyeti getirilir. Bu konuda devlet yetkilileri ile hayır kuruluşlarından temsilciler bir araya gelerek istişare yaparlarsa daha pek çok hayırlı fikir ortaya çıkar kanaatindeyiz. Bilhassa terminal ve havaalanlarına bu "hayır taksiler" yerleştirilebilir. Belediyeler, valilikler, hastaneler gibi yerlerde de sadece hayır taksilere mahsus olmak üzere özel durak yerleri ayrılabilir.

Bu tür taksilere: hayır taksi, taksi hayır, vakıf taksi, hayırlı taksi gibi isimler konabilir, kamu spotu tanıtım filmleriyle halka tanıtılabilir. Milletimizin "hayırlı yolculuklar" yapması sağlanabilir.



Her Taksiye Broşür ve Kumbara

2.1-) Yukarıdaki iki öneri orta-kısa vadede uygulanabilir. Önerilerin içerisinden seçilebilecek bazı uygulamalar ise derhal hayata geçirilebilir nitelikte. Örneğin her taksiye broşür ve kumbara uygulaması yapılabilir. Hayır kuruluşu tarafından hazırlanacak koltuk arkalığı ve kumbara taksici esnafına dağıtılır(federasyonca toplu dağıtımı yapılabilir, ya da dernek durak durak dolaşarak dağıtabilir), ayrıca broşür-cd-kitapçık gibi tanıtım dökümanları da taksicilere verilir. Taksicilere dökümalar bittiğinde isteyebilecekleri ya da gidip alabilecekleri irtibat noktalarının iletişim bilgileri de verilir. Bu uygulama Türkiyede ve yabancı ülkelerde onbinlerce taksiye rahatlıkla uygulanabilir. Taksi arkalıklarının ve kumbaraların üretiminde de gönüllülerin katkı sunacağı çalışma ortamları hazırlanabilir. Düşük maliyet ile kaliteli bir iş çıkartmak ve geniş kitlelere ulaşmak temel düsturlar olmalıdır.

2.2-) Her taksiye hayır kuruluşlarının broşürü ve kumbarasının konulması uygulaması taksiciler için devlet tarafından yasal bir zorunluluk haline de getirilebilir. Şöyle ki; sosyal devlet ilkesine uygun olarak, taksiciler dilerse Türk Kızılay'ının broşür ve kumbaralarını, dilerlerse kamu yararına çalışan özel hayır kuruluşlarının broşür ve kumbaralarını koyabilirler. Her takside kumbara ve broşür bulundurulması zorunlu tutulur. Uygulamayı trafik polisleri denetler. Bulundurmayanlara en düşük trafik cezası kesilir. Hangi kuruluşun kumbarasını ve  broşürünü koyacağını taksici kendisi seçebilir. Kumbara ve koltuk arkası broşür koyma aparatı birer seri numarasına sahip olurlar ve taksiciye zimmetlenirler. Kumbara kilitli olarak taksiciye teslim edilir. Kilit sadece hayır kuruluşu tarafından açılabilecek, kumbara; içerisinden para çekilemeyecek ve araca vida ile monte edilebilecek şekilde tasarlanır. Aynı şekilde otobüs ve dolmuşlarda da en az bir broşür-kumbara-A3 boyutlarında reklam uygulaması zorunlu tutulabilir. Önerimiz kısaca budur. Devletin ilgili kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çalışmalar ve toplantılar yapmaları sağlanarak önerilen uygulamanın detaylandırılması kolaylıkla yapılabilir.

Böyle hayırlı uygulamaları toplumumuzda yaygınlaştırırsak; toplumsal dayanışmız, yardımlaşmız, farkındalık ve bilincimiz artacaktır. Bu şekilde gayretlerin içinde olan bir milleti inşaallah Allah bereketlendirir, kuvvetlendirir, zayi etmez. Yukarıda kısa ya da orta vadede , tamamen halk tarafından ya da devletin yasal düzenlemeleriyle uygulanabilecek temelde dört farklı  öneri bulunmaktadır. 1.1 ve 2.1 kısımlarında bahsedilen öneriler devlet bir düzenleme yapmasa da özel olarak şahısların ve derneklerin yapabileceği uygulamalardır. 1.2 ve 2.2 önerileri ise ancak devletin yapacağı düzenlemeler ve halkın da buna katkılarıyla hayata geçirilebilecek projeler-önerilerdir. Umarım devletimiz sosyal devlet olmanın getirdiği anlayış ile önerilen adımları atar.

Selam ve saygılarımızla.

12.5.13

Bir Öneri : Zekatın Vergiden Düşülmesi

"Devlet Yönetiminde İnovasyon" üst başlığı altında bir önerimiz var.

Öneri : Zekatın Vergiden Düşülmesi


Önerimiz: Müslümanların verdikleri zekatı vergiden düşmesi. 

Zekat dinen zengin sayılan her müslümana farzdır. Müslümanlar mallarının zekatlarını dinen fakir sayılanlara verirler. Bu verilen zekatların dini yönü burada konu edilmese de, sosyal açıdan; sosyo-ekonomik dengeyi sağlamada çok önemli bir fonksiyona sahiptir. Öyleki zekat müessesesinin hakkıyla uygulandığı kimi devirlerde zekat verilecek fakir müslümanın bulunamadığı tarihi bir vakıadır. Zekatın sosyal fonksiyonu, anayasamızda belirtilen devletin sosyal devlet olması ile örtüşmektedir.  



Zekat müessessi sosyal devlet anlayışını bütünüyle desteklemekte,
devletin sosyal devlet olma sorumluluk ve ödevlerini, devletin müslüman kimliğe sahip vatandaşlarına da zenginlikleri nispetinde pay ederek devletin sorumluluk ve ödevlerinden doğan yükünü nispeten hafifletmektedir. Bu bağlamda, zekatın vergiden düşülmesi yönünde yapılacak yasal düzenleme ve uygulamalar anayasanın ve devletin ruhuyla örtüşecek, aynı zamanda sosyal devlet anlayışının ziyadeleşmesine vesile olacaktır.



Önerimizde kısaca: Zekatın vergiden düşülmesi için devlet, verilen zekatın belgelendirilmesini öngörür, zekat toplama lisansı-izni verdiği kamu yararına çalışan kurum, kuruluş ve derneklere zekat olarak yapılan bağışları belgelendirilmek şartıyla vergiden düşürür. Açıklamalı bağış makbuzu, ya da açıklamalı banka dekontu ibrazı ile zekat veren verdiği zekatın belgelendirmesini yapar.


Zekatın vergiden düşürülmesini bir örnekle somutlayacak olursak, örneğin bir kişi ya da kuruluşun devlete 100 tl vergi vermesi gerekiyor. Bu şahıs daha önceden kamu yararına çalışan ve "vergi mufiyeti statüsü" kazanmış kuruluşa yaptığı ve belgelendirdiği 30 tl'lik bağışını, devlete ödemesi gereken 100 tl'lik vergiden düşer ve devlete 30 tl'lik bağışının belgesini de ibraz etmek kaydıyla 70 tl vergi öder. 


Zekatın vergiden düşülmesi uygulamasının yürürlüğe konulması sürecinde laikliğe aykırı olduğu iddiasında bulunanlar, bu nedenle önerilen uygulamaya karşı çıkanlar olabilir. Uygulama laikliğe aykırı değildir. Zira devlet bu uygulamayı dini esaslara dayanarak değil, sosyal devlet ilkesine dayanarak yürürlüğe koyacağından laikliğe aykırı bir tarafı bulunmamaktadır. Nasıl ki Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Başbakanlığa bağlı bir devlet kuruluşu olması, camiler yaptırması ve bu camilerdeki görevlilerin yetiştirilmesinin ve maaşlarının ödenmesinin devlet tarafından icra edilmesi laikliğe aykırı değilse, sosyal devlet anlayışı gereği yapılacak zekatın vergiden düşülmesi uygulaması da laikliğe aykırı olmayacaktır. Kaldıki günümüzde zekat da toplayan ve kamu yararına çalışan dernek sıfatına haiz bir takım kuruluşlara yapılan bağışlar 30.07.2003 tarihli ve 4962 sayılı Kanunun 20.maddesine göre kazançtan istisna edilebilmektedir. Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendine göre kamu yararına çalışan dernek ve vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin yüzde 5’ini (kalkınmada öncelikli yörelerde % 10’u) aşmamak üzere makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirilir. Kurumlar Vergisi Kanununun mükerrer 14. üncü maddesinin 1/b alt bendine göre kamu menfaatlerine yararlı sayılan dernek ve vakıflara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5' ine kadar olan kısmı kurum kazancından indirim konusu yapılabilir. Hasılı, günümüzde yürürlükte olan vergi muafiyeti uygulaması, önerdiğimiz uygulamanın bir nev'idir ve bu cihetiyle, benzerinin halihazırda uygulanıyor olması, önerdiğimiz düzenlemelerin de uygulanabileceğinin en açık göstergesi ve ispatıdır. Zaten anayasaya aykırı bir uygulama yürürlüğe alınamaz. Biz, yukarıda izah ettiğimiz gerekçelerle anayasaya aykırı olmadığı görüşündeyiz.

Yukarıda atıfta bulunduğumuz mevcut uygulama, bağışın vergiye esas teşkil eden gelirden düşülmesidir. İndirim vergiden değil kurum kazancından yapılmaktadır. Bizim önerimiz ise bağışın, bilhassa zekat özelliklerine sahip ve sosyo-ekonomik dengeyi düzeltme etkisi yüksek olan bağışın Maliye Bakanlığı'nca Diyanet İşleri Başkanlığı(D.İ.B.) ile koordineli olarak belirlenecek olan belli şartlar altında vergiden düşülmesidir. Zekat da bir mal bağışıdır. Ancak alelade bir bağış gibi değildir, zekatın şartlarına bakılacak olursa doğrudan fakir kimseye verildiğinden sosyal dengesizliği kıyısından köşesinden değil tam merkezden kavrayan ve düzelten bir yapıdadır. Mevcut uygulama toplumumuz terminolojisinde sadaka olarak geçen bağışın vergiye esas gelirden düşülmesi iken, bizim önerimiz sadakadan belli şartlarla ayrık özellik gösteren zekatın, sosyal devlet ilkesine doğrudan hizmet etmesi hasebiyle, direkt olarak vergiden düşülmesidir.

Önerdiğimiz düzenleme sayesinde, devletin aldığı verginin bir kısmını zaten kullanacağı sosyal devlet anlayışıyla yürütülen faaliyetlerin bir bölümü, özel kuruluşlarca, gönüllülük esas alınarak yerine getirilmiş olur. Böylece devletin iş yükü hafifler, verimlilik artar, genel toplamda sağlanan kamu yararı arttırılmış olur. Zaten amaç da kamu yararının arttırılması, sosyal devlet anlayışının güçlendirilmesi ve sosyal adaletin iyileştirilmesi, kamunun sosyal devlet olmasından doğan sorumluluklarının bir kısmının özel kurum ve kuruluşlara paylaştırılması ile verimliliğin ve etkinliğin arttırılmasıdır.

Önerilen düzenlemeyi yapacak makam Maliye Bakanlığı'dır. Maliye Bakanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı ile koordineli olarak çalışabilir, vatandaşın hassasiyetini göz önüne alarak tatminkar ve itimat edilir bir sistem kurmak için D.İ.B.'nın bazı konularda klavuzluğuna başvurabilir.


EK BİLGİ : 

"Zekat ve fitre, hayır kurumlarına verilebilir mi?Aldıkları zekat ve fitreleri bir fonda toplayıp bunu yalnızca Tevbe Suresi'nin 60. ayetinde belirtilen yerlere sarf ettikleri bilinen ve kendilerine her bakımdan güvenilen kimseler eliyle yönetilen dernek, kurum ve yardımlaşma fonlarına zekat ve fitre verilmesinde dinen bir sakınca yoktur. 
Vergi zekat yerine geçer mi? 
Vergi bir vatandaşlık görevidir; zekat ise dinî bir yükümlülüktür.Ayrıca zekat ile vergi, yaptırım kaynağı, temel gaye, oran , miktar ve harcanacağı yerler bakımından birbirinden farklıdır. Bu itibarla, devlete ödenen vergiler zekat yerine geçmez. Zekatın ayrıca verilmesi gerekir. "(1)

Vergi muafiyeti konusunda bakınız : http://www.ihh.org.tr/tr/main/pages/vergi-muafiyeti/143

16.2.13

Örtülü Kardeşlik (Bir Öneri)


Bilhassa kurban bayramlarında doğu ve güneydoğu illerimizde çeşitli hayır kurumlarımızca yapılan kurban eti dağıtımları bölgede kurban kesmeyen ve kesemeyen halk üzerinde son derece olumlu etki bıraktığı gözlenmektedir. Kardeşlik, birlik ve beraberlik duygularını güçlendirmektedir. Bizleri yüzyıllardır birbirimize çimento gibi yapıştıran dini ve kültürel ortaklıklarımızı ve birlikteliklerimizi güçlendirmek siyasi birlik ve beraberliğimizi de şüphesiz güçlendirecektir.

Bu tespitin bir sonraki adımı olarak şöyle bir öneri sunuyoruz. Devlet kendisine doğrudan ya da organik yollarla bağlı yardım kuruluşlarını kullanarak birlik ve beraberliğin pekişmesi adına ve sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak doğu ve güneydoğu illerindeki bu tür yardım faaliyetlerini arttırmalı ve yaygınlaştırmalıdır. Hatta yardım faaliyetlerinde bulunan çeşitli vakıf ve derneklere kardeşliğin pekişmesi adına örtülü ödenekten pay da verilebilir. Yardımların daha çok devletten bağımsız çalışan vakıf ve dernekler aracılığıyla yapılması; yardımların esasında siyasi değil insani olduğu mesajı da daha iyi bir şekilde bölge halkına verilmiş olur.

Bu konu "Devlet Yönetiminde İnovasyon Kavramı" başlığı altında sosyal ve kültürel inovasyon altbaşlığında değerlendirilebilir.

Not: Bir siyasi liderin aracının bagajında oyuncaklar taşıması ve hemen hemen her gittiği yerde çocuklara bunları dağıtması-dağıttırması da bu sosyal ve kültürel inovasyon konusunda başarılı bir örnektir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...