“Helâl
bellidir; haram bellidir. İkisinin arasında ise birtakım şüpheli
şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli
şeylerden sakınırsa, dinini ve onurunu korumuş olur. Kim de
şüpheli şeylere bulaşırsa, harama düşmüş olur…”
(Müslim,
Müsâkât, 107)
“İnsanın
yediği en güzel şey, kendi kazancından olandır.”
(Ebû
Dâvûd, Büyû’ (İcâre), 77)
“Sizden
birinizin urganını alıp sırtında bir bağ odun getirip satması
ve böylece Allah’ın onun itibarını koruması, bir şey verip
vermeyecekleri belli olmayan kimselerden dilenmesinden daha
hayırlıdır.”
(Buhârî,
Zekât, 50)
“Hiç kimse
elinin emeğinden daha hayırlı bir yiyecek asla yememiştir.
Allah’ın Peygamberi Davud (a.s.) da kendi elinin emeğini yerdi.”
(Buhârî,
Büyû, 15)
“Kim helal
lokma yer ve Sünnet çerçevesinde amel eder, insanlar da onun
kötülüklerinden emin olursa o kişi cennete girer.”
(Tirmizî,
Sıfatü’l-kıyâme, 60)
“Ey
insanlar! Allah’tan (hakkıyla) sakının ve rızkınızı güzel
yoldan arayın. Hiç kimse (Allah’ın kendisine takdir ettiği)
rızkı –geç de olsa- elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse
Allah’tan (hakkıyla) sakının ve rızkınızı güzel yoldan
arayın. Helâl olanı alın, haram olanı bırakın!”
(İbn
Mâce, Ticâret, 2)
“Güvenilir,
dürüst, Müslüman tacir, kıyamet günü şehitlerle beraberdir.”
(İbn
Mâce, Ticâret, 1)
“Allah’ım!
Ümmetim için (günün) erken vakitlerini bereketli kıl!”
(İbn
Hanbel, I, 153)
“(Meşru)
bir işten (helâl rızık) kazanan kimse o işe devam etsin.”
(İbn
Mâce, Ticâret, 4)
“Allah’ım
acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, elden ayaktan düşmekten ve
cimrilikten sana sığınırım.”
(Müslim,
Zikir, dua, tevbe ve istiğfar, 76)
“…Bizi
aldatan, bizden değildir.”
(Müslim,
Îmân, 164)
“Bu dünya
malı göz alıcı ve tatlıdır. Kim bu mala gönül hoşluğuyla
sahip olursa, kendisi için malı bereketlenir. Ama kim de hırs ve
tamahla bu mala sahip olursa, tıpkı doymak bilmeyen bir kimse gibi
onun için malın bereketi kaçar. Veren el, alan elden üstündür.”
(Buhârî,
Zekât, 50)
“…Sizden
birinin ağzına toprak koyması, Allah’ın haram kıldığı bir
şeyi yemesinden daha iyidir.”
(İbn
Hanbel, II, 258)
“Bir malı
satın almak istediğin zaman, sana (istediğin mal) verilse de
verilmese de almak istediğin fiyatı söyle. Bir malı satmak
istediğinde, versen de vermesen de gerçek satmak istediğin fiyatı
söyle.”
(İbn
Mâce, Ticâret, 29)
“Alışveriş
yapanlar ayrılmadıkları sürece (alışverişten cayma konusunda)
serbesttirler. Eğer dürüst davranırlar ve (malın durumunu)
açıkça söylerlerse, alışveriş bereketlenir. Fakat durumu
gizler ve yalan söylerlerse, alışverişin bereketi gider.”
(Ebû
Dâvûd, Büyû’, 51)
“Helâl
kazançtan bir hurma tanesi tasadduk edenin sadakasını Allah kabul
eder ve sizden birinizin tayını veya dişi deve yavrusunu büyüttüğü
gibi büyütür. Öyle ki o (sadaka), dağ kadar hatta daha büyük
olur.”
(Müslim,
Zekât, 64)
“Allah
ancak abdestli olarak (kılınan) namazı kabul eder. Ve kamu
malından aşırılıp verilen sadakayı da kabul etmez.”
(İbn
Mâce, Tahâret, 2)
“Helâlinden
ye ki duaların kabul olsun.”
(Taberânî,
el-Mu’cemü’l-evsat, VI, 310)
“Onurlu
olmak isteyeni Allah onurlu kılar. Kimseye muhtaç olmak istemeyeni
Allah (c.c.) o ihtiyaçtan kurtarır.”
(Buhârî,
Zekât, 18)
“Müslüman,
Müslüman’ın kardeşidir. Müslümanın, kusurlu bir malı,
kusurunu açıklamadan din kardeşine satması helâl olmaz.”
(İbn
Mâce, Ticâret, 45)
“Her
ümmetin bir imtihanı vardır. Benim ümmetimin imtihanı da mal
iledir.”
(Tirmizî,
Zühd, 26)
“Servetini
arttırmak için insanlara el açan istediği az ya da çok olsun,
gerçekte kor ateş dilenir.”
(Müslim,
Zekât, 105)
“Kim
başkalarından bir şey dilenmeyeceğini bana garanti ederse, ben de
ona cenneti garanti ederim.”
(Ebû
Dâvûd, Zekât, 27)
“…Birbirinizin
pazarlığı üzerine pazarlık yapmayın ve müşteri
kızıştırmayın!”
(Buhârî,
Büyû’, 64)
“Hediyeyi,
hediye olduğu sürece alın. Borç karşılığında bir rüşvete
dönüşünce onu sakın almayın!”
(Taberânî,
el-Mu’cemü’s-sağîr, II, 42)
“Resûlullah
(s.a.s.) faizi yiyene, yedirene, yazana ve bunun iki şahidine lânet
etti ve ‘hepsi (günahta) eşittir.’ buyurdu.”
(Müslim,
Müsâkât, 106)
“Faiz
yoluyla mal çoğaltan hiç kimse yoktur ki sonunda durumu (malında)
azalmaya dönüşmesin.”
(İbn
Mâce, Ticârât, 58)
“Allah’ın
lâneti, rüşvet verenin ve rüşvet alanın üzerinedir.”
(İbn
Mâce, Ahkâm, 2)
“Kim hakkı
olmadığı hâlde bir karış yeri alırsa,
Allah kıyamet günü yedi kat yeri onun boynuna dolar.”
Allah kıyamet günü yedi kat yeri onun boynuna dolar.”
(Müslim,
Müsâkât, 141)
“Hz.
Peygamber’e, “En faziletli kazanç hangisidir?” diye
sorulduğunda O, “Helâl / Makbûl bir alış veriş ve kişinin el
emeğiyle kazandığıdır.” diyerek cevap vermiştir.”
(İbn
Hanbel, III, 467)
“Kimi bir
işte görevlendirip (yaptığı işin karşılığı olarak) bir
ücret verdiysek, onun bu ücret dışında alacağı her şey
(kamuya) hainliktir.”
(Ebû
Dâvûd, Harâc, 9-10)
“Kayıp bir
hayvanı duyurmadan sürüsüne katan, gerçekte kendisi yolunu
kaybetmiştir.”
(Müslim,
Lukata, 12)
“Allah bir
topluma bir şeyi yemeyi haram kıldığında, onlara bedelini de
haram kılar.”
(Ebû
Dâvûd, Büyû’, 64)
“Mümin,
alın teriyle ölür.”
(Tirmizî,
Cenâiz, 10)
“Resûlullah
(s.a.s.) içki konusunda şu on sınıf kimseye lanet etti: (İçki
yapmak için) meyveyi sıkan ve sıktıran, içkiyi içen, taşıyan,
taşıtan, dağıtan, satan, parasını yiyen, satın alan ve
aldıran.”
(Tirmizî,
Büyû’, 59)
“(İnsanı)
helak eden şu yedi şeyden kaçının…: Allah’a şirk koşmak,
büyü yapmak, Allah’ın haram kıldığı bir canı haksız yere
öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından
kaçmak, ve suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak.”
(Buhârî,
Vesâyâ, 23; Müslim, Îman, 145)
“Sizden
kimi bir işte görevlendirirsek ve o da bizden bir iğneyi yahut
daha küçük bir şeyi gizlerse, bu kamu malına ihanet olur ve
kıyamet günü onu (kendi elleriyle) getirir.”
(Müslim,
İmâre, 30)
“Bir dinarı
iki dinar karşılığında, bir dirhemi iki dirhem karşılığında
satmayın!”
(Müslim,
Müsâkât, 78)
“Yalanı ve
yalanla iş yapmayı terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına
Allah’ın ihtiyacı yoktur!”
(Buhârî,
Savm, 8)
“Allah’ım!
Bana helal rızıklarından nasip ederek haramlarından koru!
Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme.”
(Tirmizî,
Deavât, 110)