Hadis-i Şerif etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hadis-i Şerif etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18.10.14

40 Hadiste Helal Kazanç (Kartelalar - 20)

“Helâl bellidir; haram bellidir. İkisinin arasında ise birtakım şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve onurunu korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere bulaşırsa, harama düşmüş olur…”
(Müslim, Müsâkât, 107)

“İnsanın yediği en güzel şey, kendi kazancından olandır.”
(Ebû Dâvûd, Büyû’ (İcâre), 77)

“Sizden birinizin urganını alıp sırtında bir bağ odun getirip satması ve böylece Allah’ın onun itibarını koruması, bir şey verip vermeyecekleri belli olmayan kimselerden dilenmesinden daha hayırlıdır.”
(Buhârî, Zekât, 50)

“Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir yiyecek asla yememiştir. Allah’ın Peygamberi Davud (a.s.) da kendi elinin emeğini yerdi.”
(Buhârî, Büyû, 15)

“Kim helal lokma yer ve Sünnet çerçevesinde amel eder, insanlar da onun kötülüklerinden emin olursa o kişi cennete girer.”
(Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 60)

Ey insanlar! Allah’tan (hakkıyla) sakının ve rızkınızı güzel yoldan arayın. Hiç kimse (Allah’ın kendisine takdir ettiği) rızkı –geç de olsa- elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah’tan (hakkıyla) sakının ve rızkınızı güzel yoldan arayın. Helâl olanı alın, haram olanı bırakın!”
(İbn Mâce, Ticâret, 2)

“Güvenilir, dürüst, Müslüman tacir, kıyamet günü şehitlerle beraberdir.”
(İbn Mâce, Ticâret, 1)

“Allah’ım! Ümmetim için (günün) erken vakitlerini bereketli kıl!”
(İbn Hanbel, I, 153)

“(Meşru) bir işten (helâl rızık) kazanan kimse o işe devam etsin.”
(İbn Mâce, Ticâret, 4)

“Allah’ım acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, elden ayaktan düşmekten ve cimrilikten sana sığınırım.”
(Müslim, Zikir, dua, tevbe ve istiğfar, 76)
“…Bizi aldatan, bizden değildir.”
(Müslim, Îmân, 164)

“Bu dünya malı göz alıcı ve tatlıdır. Kim bu mala gönül hoşluğuyla sahip olursa, kendisi için malı bereketlenir. Ama kim de hırs ve tamahla bu mala sahip olursa, tıpkı doymak bilmeyen bir kimse gibi onun için malın bereketi kaçar. Veren el, alan elden üstündür.”
(Buhârî, Zekât, 50)

“…Sizden birinin ağzına toprak koyması, Allah’ın haram kıldığı bir şeyi yemesinden daha iyidir.”
(İbn Hanbel, II, 258)

“Bir malı satın almak istediğin zaman, sana (istediğin mal) verilse de verilmese de almak istediğin fiyatı söyle. Bir malı satmak istediğinde, versen de vermesen de gerçek satmak istediğin fiyatı söyle.”
(İbn Mâce, Ticâret, 29)

Alışveriş yapanlar ayrılmadıkları sürece (alışverişten cayma konusunda) serbesttirler. Eğer dürüst davranırlar ve (malın durumunu) açıkça söylerlerse, alışveriş bereketlenir. Fakat durumu gizler ve yalan söylerlerse, alışverişin bereketi gider.”
(Ebû Dâvûd, Büyû’, 51)

“Helâl kazançtan bir hurma tanesi tasadduk edenin sadakasını Allah kabul eder ve sizden birinizin tayını veya dişi deve yavrusunu büyüttüğü gibi büyütür. Öyle ki o (sadaka), dağ kadar hatta daha büyük olur.”
(Müslim, Zekât, 64)

Allah ancak abdestli olarak (kılınan) namazı kabul eder. Ve kamu malından aşırılıp verilen sadakayı da kabul etmez.”
(İbn Mâce, Tahâret, 2)

“Helâlinden ye ki duaların kabul olsun.”
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, VI, 310)

Onurlu olmak isteyeni Allah onurlu kılar. Kimseye muhtaç olmak istemeyeni Allah (c.c.) o ihtiyaçtan kurtarır.”
(Buhârî, Zekât, 18)

“Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Müslümanın, kusurlu bir malı, kusurunu açıklamadan din kardeşine satması helâl olmaz.”
(İbn Mâce, Ticâret, 45)

“Her ümmetin bir imtihanı vardır. Benim ümmetimin imtihanı da mal iledir.”
(Tirmizî, Zühd, 26)

“Servetini arttırmak için insanlara el açan istediği az ya da çok olsun, gerçekte kor ateş dilenir.”
(Müslim, Zekât, 105)

“Kim başkalarından bir şey dilenmeyeceğini bana garanti ederse, ben de ona cenneti garanti ederim.”
(Ebû Dâvûd, Zekât, 27)

“…Birbirinizin pazarlığı üzerine pazarlık yapmayın ve müşteri kızıştırmayın!”
(Buhârî, Büyû’, 64)

“Hediyeyi, hediye olduğu sürece alın. Borç karşılığında bir rüşvete dönüşünce onu sakın almayın!”
(Taberânî, el-Mu’cemü’s-sağîr, II, 42)

“Resûlullah (s.a.s.) faizi yiyene, yedirene, yazana ve bunun iki şahidine lânet etti ve ‘hepsi (günahta) eşittir.’ buyurdu.”
(Müslim, Müsâkât, 106)

“Faiz yoluyla mal çoğaltan hiç kimse yoktur ki sonunda durumu (malında) azalmaya dönüşmesin.”
(İbn Mâce, Ticârât, 58)

“Allah’ın lâneti, rüşvet verenin ve rüşvet alanın üzerinedir.”
(İbn Mâce, Ahkâm, 2)

“Kim hakkı olmadığı hâlde bir karış yeri alırsa,
Allah kıyamet günü yedi kat yeri onun boynuna dolar.”
(Müslim, Müsâkât, 141)

“Hz. Peygamber’e, “En faziletli kazanç hangisidir?” diye sorulduğunda O, “Helâl / Makbûl bir alış veriş ve kişinin el emeğiyle kazandığıdır.” diyerek cevap vermiştir.”
(İbn Hanbel, III, 467)

“Kimi bir işte görevlendirip (yaptığı işin karşılığı olarak) bir ücret verdiysek, onun bu ücret dışında alacağı her şey (kamuya) hainliktir.”
(Ebû Dâvûd, Harâc, 9-10)

“Kayıp bir hayvanı duyurmadan sürüsüne katan, gerçekte kendisi yolunu kaybetmiştir.”
(Müslim, Lukata, 12)

“Allah bir topluma bir şeyi yemeyi haram kıldığında, onlara bedelini de haram kılar.”
(Ebû Dâvûd, Büyû’, 64)

“Mümin, alın teriyle ölür.”
(Tirmizî, Cenâiz, 10)

“Resûlullah (s.a.s.) içki konusunda şu on sınıf kimseye lanet etti: (İçki yapmak için) meyveyi sıkan ve sıktıran, içkiyi içen, taşıyan, taşıtan, dağıtan, satan, parasını yiyen, satın alan ve aldıran.”
(Tirmizî, Büyû’, 59)

“(İnsanı) helak eden şu yedi şeyden kaçının…: Allah’a şirk koşmak, büyü yapmak, Allah’ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından kaçmak, ve suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak.”
(Buhârî, Vesâyâ, 23; Müslim, Îman, 145)

“Sizden kimi bir işte görevlendirirsek ve o da bizden bir iğneyi yahut daha küçük bir şeyi gizlerse, bu kamu malına ihanet olur ve kıyamet günü onu (kendi elleriyle) getirir.”
(Müslim, İmâre, 30)

“Bir dinarı iki dinar karşılığında, bir dirhemi iki dirhem karşılığında satmayın!”
(Müslim, Müsâkât, 78)

“Yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur!”
(Buhârî, Savm, 8)

“Allah’ım! Bana helal rızıklarından nasip ederek haramlarından koru! Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme.”
(Tirmizî, Deavât, 110)






6.10.14

40 Hadiste Yardımlaşma ve Dayanışma (Kartelalar - 16)

"Bir mümin, aç bir mümini doyurursa, Allah da o kimseyi cennet meyveleriyle doyuracaktır. Yine bir mümin, susuz kalan bir mümine bir şeyler içirip susuzluğunu giderirse, Allah kıyamette ona (misk ile mühürlenmiş lezzetli bir içecek olan) 'Rahîk-ı Mahtûm'dan içirecektir. Yine bir mümin, elbiseye ihtiyacı olan bir mümini giydirirse, Allah da ona cennetin yemyeşil elbiselerinden giydirecektir."
(Tirmizî, Kıyâme, 18)

Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ey ademoğlu, sen infak et, ben de sana infak edeyim!"
(Buhari, Nafakât,1)

"Güneşin doğduğu her gün insanın bütün eklemleri için sadaka vermesi gerekir. İki kişinin arasını düzeltmen sadakadır. Bir kimseyi kaldırarak hayvanına binmesine yardımcı olman ve eşyasını ona yüklemen sadakadır. Güzel söz de sadakadır. Namaza giderken attığın her adım sadakadır. Yoldaki rahatsızlık veren şeyi kaldırman sadakadır."
  (Müslim, Zekât, 56)

Hz.Peygamber, "Hangi sadaka en faziletlidir?" diye sorulunca şöyle demiştir : "Malı az olanın gücüne göre verdiği (sadaka!)" 
(Dârimî,Salât,135)

"Kim helal kazancından bir hurma miktarı sadaka verirse -ki Allah sadece helâl olanı kabul eder- Allah o sadakayı büyük bir hoşnutlukla kabul eder. Sonra onu sahibi için, sizden birinizin tayını yetiştirdiği gibi (özenle) dağ gibi olana kadar büyütür (bereketlendirir).
(Buhari, Zekat, 8)

"Kulların sabaha eriştiği her gün (yeryüzüne) iki melek iner. Bu iki melekten biri, 'Allah'ım, malını hayır yolunda harcayan kişiye (harcadığı malın yerine) yenisini ver.' der. Diğeri de, 'Allah'ım, malını (hayır yollarında harcamayarak) elinde tutan (cimrilik eden) kişinin malını telef et.'der."
(Buhari,Zekat,27)

"Allah için size sığınan kimseye sığınak olun. Allah için isteyen kimseye verin. Sizi davet edene icabet edin, size bir iyilik yapana karşılığını verin. Eğer onun karşılığını verecek bir şey bulamazsanız, karşılıkta bulunduğunuzu kanaat getirinceye kadar ona dua edin." 
(Ebu Dâvud, Zekat, 38)

"Dul bir kadının ve fakirin işleri için koşturan kimse, Allah yolunda cihat eden yahut geceyi namazla gündüzü oruçla geçiren kimse gibidir." 
(Buhari, Nafaka,1)

"Çorba pişirdiğinde suyunu biraz fazla koy, sonra komşularına bak, uygun bir şekilde çorbadan onlara ikram et."
(Müslim, Birr, 143)

Resûlullah(s.a.v.) şöyle buyurdu: "Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et." Bunun üzerine birisi, "Ey Allah'ın Resûlü! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim?" dedi. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu: "Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun. İşte bu ona yapacağın yardımdır." 
(Buhari, İkrah, 7)

Hz.Âişe'den rivâyet edildiğine göre, Peygamber hanımları bir koyun kesmişlerdi de Resûlullah(s.a.v): "Koyundan ne kadarı kaldı?" diye sordu. Âişe, dedi ki: "Sadece kürek kemiği bölgesi kaldı! Gerisini dağıttık" deyince; Resûlullah(s.a.v.) şöyle buyurdu: "Küreğinden başka hepsi bize (sevap olarak) kaldı."
(Tırmizi, Kıyame, 33)

"Kıyamet günü müminin serinleyeceği gölgelik (verdiği) sadakasıdır."
  (İbn Hanbel, 4 ,233)

"Müslüman Müslümanın (din) kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu düşman eline vermez (himaye eder). Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bi ihtiyacını giderir. Her kim bir Müslümanın bir sıkıntısını giderirse Allah da onun (bu iyiliği) sayesinde kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Her kim dünyada, bir Müslümanın (ayıbını) örterse Allah da kıyamet günü onun (ayıbını) örter."
  (Mülim, Birr, 58)

"Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer."
  (Müslim, Birr, 66)

Resûlullah(s.a.v.), "Ben ve yetime kol kanat geren kimse cennette böyle (yan yana) olacağız." buyurdu ve aralarını hafifçe açarak işaret parmağıyla orta parmağını gösterdi.
  (Buhari, Talâk, 25)

"Kim darda kalan borçluya zaman tanırsa yahut (alacağının tamamını veya bir kısmını) borçluya bağışlarsa, Allah onu, başka hiçbir gölgenin (himayenin) olmadığı kıyamet gününde kendi arşının gölgesinde (himayesinde) gölgelendirecektir."
(Tırmizi,Büyü',67)

"Müslümanlar arasında kim bir yetimi yiyecek ve içeceğini üstlenecek şekilde sahiplenirse, affedilmeyecek bir günah işlememişse, Allah onu mutlaka cennete koyar." 
(Tırmizi, Birr, 14)

"Bozguncu, cimri ve yaptığı iyiliği başa kakan kimse cennete giremez." 
(Tırmizi, Birr, 41)

"Sizden biriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz" 
(Tırmizi, Sıfatü'l-kıyâme,59)

Peygamber(s.a.v.) bize şu yedi şeyi emretti: "Hastayı ziyaret etmek, cenazeyi (kabre kadar) takip etmek, aksırana Allah'tan rahmet dilemek, zayıfa yardım etmek, mazluma yardım etmek, selâmı yaymak ve yemin edenin yeminini tasdik etmek."
  (Buhari,İsti'zan,8)

"Sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder." 
  (Tırmizi,Cum'a,79)

Size en değerli sadakadan bahsedeyim mi? (Kocasının evinden ayrılarak) senden başka kazancını sağlayacak kimse olmadığı için sana (baba evine) sığınmış kızın (için harcadığın nafaka en faziletli sadakadır)."
  (İbn Mace, Edeb,3)

Bir adam Hz.Peygamber'e(s.a.v.), "Ey Allah'ın Resûlü, hangi sadaka en faziletlidir?" diye sordu. Hz.Peygamber şöyle buyurdu: "Sağlıklı olup, fakirlik endişesi ve zengin olma hırsı ile hareket ederken tasaddukta bulunabilmendir. (Sadaka vermeyi) can boğaza gelip de (son nefesini yaşadığın ana kadar) erteleme."
  (Buhari,Vesâtâ,7)

"Yoksula verilen sadaka bir, akrabaya verilen ise hem sadaka hem de sıla-ı rahim olmak üzere iki sadaka sayılır." (Nesâî,Zekât,82)

"...Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur."
  (Buharî,Zekât,63)

"Öyle insanlar vardır ki (adeta) hayrın anahtarı, şerrin sürgüleri gibidir. Kimisi de şerrin anahtarı, hayrın sürgüleri gibidir. Ne mutlu! Yüce Allah'ın, hayrın anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere! Ve yazıklar olsun Yüce Allah'ın şerrin anahtarlarını ellerine verdiği o kimselere!"
  (İbn Mace, Sünnet, 19)

"Yarım hurma (sadaka) ile bile olsa cehennemden korunun. Eğer bunu da bulamazsanız güzel bir sözle (korunun)."
  (Müslim,Zekat,68)

"Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinize haset etmeyin, biribrinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları, birbirinizle kardeş olun."
(Buhari, Edeb, 62)

"Kim müslüman kardeşinin ırz, namus ve benzeri şeylerinden her türlü kötülüğü savarsa Allah da kıyamet gününde onun yüzünden cehennem ateşini savar."
(Tırmizi,Birr,20)

"Sayma ve sayarak verme! Yoksa Allah da sana sayarak verir."
(Nesai,Zekat,62)

"Mümin mümin için, parçaları birbirini destekleyen bir bina gibidir."
  (Buhari, Mezalim,5)

"Veren el üstündür. Vermeye, geçimini sağlamakla yükümlü olduğun kimselerden başla. Annene, babana, kız ve erkek kardeşlerine yardım et, sonra yakınlık durumuna göre devam et." 
(Nesai,Zekat,51)

Allah'ı(n hakkını) koru ki Allah da seni korusun. Allah'ı(n hakkını) gözet ki O'nu hep yanında bulasın. Bir şey isteyeceğinde Allah'tan iste. Yardım dileyeceğinde Allah'tan yardım dile. 
(Tırmizi, Kıyame,59)

"Size ancak zayıflarınız sebebiyle yardım ediliyor ve rızık veriliyor değil mi!"
  (Buhari, Cihad,76)

"Ancak iki kişiye gıpta edilir. Bunlar, Allah'ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayan kimse ile Allah'ın kendisine verdiği (ilim ve) hikmete göre karar veren ve onu başkasına öğreten kimsedir." (Buhari,Zekat,5)

Resulullah (s.a.v.) kendisinden bir şey istendiğinde asla "Hayır" demezdi. 
(Müslim, Fedail, 56)

"Kimin yanında iki kişilik yemek varsa üçüncü bir kişiyi, dört kişilik yiyeceği olan beşinci ya da altıncı kişiyi misafir etsin!"
  (Buhari, Mevakit, 41)

"Her Müsliman'ın sadaka vermesi gerekir."
  (Müslim, Zekat, 55)

"Her iyilik bir sadakadır."
(Buhari,Edeb,33)

"Sadaka, Rabb'in gazabını söndürür ve kötü bir şekilde ölmeyi önler."
(Tırmizi, Zekat, 28)


*  *  *






22.9.14

Hz. Peygamber ve İnsan Onuru (Kartelalar - 6)

- Onur, can ve mal gibi dokunulmazdır. -
Müslüman kardeşini küçük görmesi kişiye kötülük olarak yeter. Her Müslüman’ın kanı, malı ve onuru diğer Müslüman’a haram (dokunulmaz)dır. (Müslim, Birr,32.)

- Mü’min, kardeşinin onurunu da korumalıdır. -
Her kim bir Müslüman’ın saygınlığının kaybolacağı, onurunun zayıflayacağı bir yerde yardımsız bırakırsa, Allah da onu kendisine yardım edilmesini arzu ettiği yerde yalnız bırakır. Kim de bir Müslüman’a onurunun zayıflayacağı ve saygınlığının yitirileceği bir yerde yardım ederse, Allah da ona kendisine yardım edilmesini arzu ettiği bir yerde yardım eder. (Ebu Davut, Edep,36.)

- Onur konusunda helalleşmek gerek -
Mal ve onur konusunda kardeşinde herhangi br hakkı bulunup da bu dünyada onunla helalleşen kişiye Allah rahmet etsin. Çünkü kıyamette ne dinar ne de dirhem bulunur. Eğer o kimsenin iyilikleri varsa onlar haksızlık edilen kimseye verilir. Şayet sevapları yoksa haksızlık yapılan kimsenin günahları buna verilir. (Tirmizi, Sıfa)tü'l-Kıyâme,2)

- Kardeşinin anurunu korumak, kişiyi cehennemden korur -
Kim Müslüman kardeşinin onurunu savunursa Allah da kıyamet gününde onun yüzünden cehennem ateşini savar. (Tirmizi, Birr ve Sıla, 20)

- Birinin onuruna ilişmek, en büyük günahlardandır. -
Kişinin haksız yere bir Müslüman’ın onuruna dil uzatması, en büyük günahlardandır. (Ebu Davut, Edep,35.)

- İmkanı olduğu halde borcunu ödemeyenin, onur dokunulmazlığı kalkar. -
 Borcunu geciktiren varlıklı kimse, onurunu çiğnetmeye ve cezalanmaya müstahak olur (Ebu Davut,Kada’ (Akdiyye), 29. )

- Onur uğruna yapılanlar sadakadır. -
   Mü’minin onurunu korumak amacıyla yaptıkları, kendisi için sadakadır 
(Tayalisi,Müsned,1,237. )

- Şüpheli şeylerden sakınmak, dini ve onuru korur -
Helal belli, haram da bellidir. İkisi arasında bir takım şüpheli şeyler vardır ki, insanların çoğu bunları bilmezler. Her kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve onurunu tertemiz tutmuş olur. (Buhari,İman,39)

- Onur kırmak haramdır. -
 Usame b.Şerik şöyle demiştir: Bedevilerin Peygamber (s.a.v.) e: “ Şu işi yapmakta bize bir günah var mıdır? Falan şeyde bize bir günah var mıdır?” diyerek soru sormalarına şahit oldum. Peygamber (s.a.v.) onlara şöyle buyurdu: “Ey Allah’ın kulları! Allah sorduğunuz şeyleri işleyenlerden günahı kaldırmıştır. Ancak (din) kardeşinin onurundan bir şey kırpan kimse bu hükmün dışındadır. İşte günah olan budur (İbn Mace, Tıb,1. )

- Gıybet ederek insan onurunu zedelemenin cezası büyüktür -
Rabbim (c.c.) beni Miraca çıkarttığında bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir topluluk gördüm ve "Bunlar kim ey Cirîl?" diye sordum. O: "Onlar (gıtbet ederek) insanların etlerini yiyen ve onların onurlarına ilişenlerdir" buyurdu. (Ahmet b. Hanbel, 3.224)

- Onurlu olmak, mü'minin en önemli özelliğidir -
Mü'min onurlu ve kerem sahibidir. (Ebu Davud, Edeb, 5)

- Dilenmek, onur kırıcı, vermek ise onur vericidir. -
Veren el, alan elden üstündür. Öncelikle geçimini sağlamakla yükümlü olduğun ailenin ihtiyaçlarını karşıla. Sadakanın en iyisi (kişinin karnı tok, sırtı pek iken karşılıksız) verdiğidir. Allah çirkin işlerden uzak durmak isteyeni saygın/iffetli kılar; dilenmekten uzak durmak isteyeni de başkasına muhtaç etmez. (Buhari, Zekat, 18; Müslim, Zekat, 95)

- Mü’min’in onuru, kutsaldır. -
Abdullah b. Amr, Resulullah (s.a.v.)'i tavaf ederken gördüğünü ve şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “ (Ey Kabe!) Ne kadar hoşsun, kokun ne kadar da güzel! Şânın hürmetin ne kadar da yüce! Ama canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah nezdinde müminin hürmeti (dokunulmazlığı), senin hürmetinden daha büyüktür.” ( İbni Mace, Fiten, 2. )

- Onur insanın özündedir -
İnsanlar tıpkı altın ve gümüş madenleri gibidir. Cahiliyede iyi olanlar, anlayışlı olduklarında İslâm'dan sonra da iyidir. (Müslim, Birr ve Sıla, 160 )

- Her insan onurlu doğar -
Her doğan, fıtrat üzerine doğar; sonra anası ile babası onu ya Yahudi ya Hıristiyan yahut Mecusi yaparlar. (Buhari, Cenaiz,92)

- Onur, babalarla değil, takva iledir -
Allah, câhiliye gururunu ve atalarla övünme âdetini ortadan kaldırmıştır. 'Takva sahibi mümin' ve 'bedbaht günahkâr'(ayrımı vardır). İnsanlar Âdem'in çocuklarıdır, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. (Tirmizi, Menakıb, 74)

- Onurlu kişi, insanlara azap etmez. -
Kıyamet günü en çetin azap görecek kimseler, dünyada insanlara en çok işkence edenlerdir.” ( İbn Hanbel, IV,90. )

- Zalime hakkı haykırmak, onurun gereğidir. -
En erdemli cihat, zalim yöneticinin karşısında hakkı dile getirmektir. (Ebu Davud, Melahim,17)

- Onurlu kişi, değerleri uğruna canını dahi verir. -
Kim malını korurken öldürülürse şehittir, kim dini uğruna öldürülürse şehittir, kim uğruna öldürülürse şehittir. Kim ailesi uğruna öldürülürse o da şehittir.” (Tirmizi, Diyât,21. )

- Onurlunun yemeği, elinin emeğidir. -
Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir yemek yememiştir. (Buhari, Büyû',15)

- Onur, mal çokluğunda değil, gönül tokluğundadır. -
Zenginlik mal çokluğu değildir; asıl zenginlik gönül tokluğudur” (Buhari, Rikak, 15. )

- Ölmüşlerin onuru da korunmalıdır. -
Ölülerinizin iyiliklerini anın, kötülüklerini dillendirmekten kaçının.”(Ebu Davut,Edep,42; Tirmizi, Cenâiz.)

- İnsanın dirisi de, ölüsü de saygındır. -
Allah Resulü(s.a.v.)'inn yanından bir cenaze geçmişti, (hürmeten) hemen ayağa kalktı. Kendisine “O bir Yahudi'dir” denilince, Allah Resulü (s.a.v.): “ O da bir can değil mi?” buyurdu.” (Müslim,Cenaiz,81: Buhari, Cenaiz,49. )

- Onurlu yaratılan insan, kendi onurunu kaybetmemelidir. -
Birgün Resulullah (s.a.v.) hutbesinde şöyle buyurdu: “Bakınız! Rabbim, bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti ve buyurdu ki: “ Bir kula verdiğim her mal helaldır. Ben kullarımın hepsini hanîf olarak (tertemiz bir fıtrat üzerine) yarattım. Ama şeytanlar onlara gelerek kendilerini bu dinlerinden alıp götürdüler. Benim kendilerine helal kıldıklarımı, onlara yasakladılar…” (Müslim, Cennet, 63. )

- Mü'min, onurunu koruyandır -
"Mü'minin kendisini küçük düşürmesi uygun değildir." Ashâb: "O kendini nasıl küçük düşürür?" diye sordular. Resulûllah (s.a.v.) : "Kendini altından kalkamayacağı sıkıntılı işlere sokar." buyurdu. (Tirmizi, Fiten,67)

- Onurlu olmak, hayâlı olmaktır -
İnsanların ilk peygamberlikten beri duyageldikleri sözlerden biri: 'Utanmazsan dilediğini yap!' sözüdür. (Buhari,Ehadisü'l-Enbiya,54)

- Müslüman, daima onurlu davranmalıdır. -
Birbirinize buğz etmeyin! Birbirinize haset etmeyin! Ve birbirinize sırt çevirmeyin! Ey Allah'ın kulları kardeş olun! (Müslim, Birr,23)

- Onur, kalptedir ve kardeşliği gerektirir -
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz, onu küçük görmez. Sonra üç defa kalbine işaret ederek "Takva buradadır" buyurdu. (Müslim, Birr, 32.)

- Onur, görünüşte değil, gönüldedir -
Allah sizin görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz; lakin kalplerinize ve amellerinize bakar. (Müslim, Birr,34)

- Küs durmak, Müslüman onuruyla bağdaşmaz. -
Bir Müslüman’a kardeşine üç geceden fazla küsmesi helâl değildir. Birbirleriyle karşılaşırlar, o yüz çevirir; bu da yüz çevirir. Bunların en hayırlısı, ilk selâm verendir.” (Müslim, Birr, 25.)

- Onuru zedeleyici tartışmalar ve şakalaşmalar yasaklanmıştır. -
Kardeşinle (düşmanlığa varan) tartışmaya girme, onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme. (Tirmizi, Birr, 58.)

- Bir toplantıda konuşulanların korunması, onurun korunması demektir. -
Sohbet meclislerinde konuşulan (özel) sözler birer emanettir. (Ebu Davud, Edeb,32)

- Gıybet ve iftira, onur kırıcı olumsuz davranışlardandır. -
Resulullah (sav) ashabına: “Gıybet nedir bilir misiniz?” diye sordu. Onlar: “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dediler. Bunun üzerine Peygamber (sav): “ Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır!” buyurdu. “Ya kardeşimde o söylediğim durum varsa ne dersin? “ sorusuna ise, “ Söylediğin şey eğer onda varsa gıybet etmişsindir. Şayet onda yoksa ona iftira etmiş olursun.” Cevabını verdi”. (Müslim, Birr, 70; Tirmizi, Birr, 23. )

- Birisini taklit etmek, onur kırıcı olumsuz davranışlardandır.
Karşılığında bana dünyayı verseler bile kimsenin taklidini yapmak istemem. (Tirmizi, Sıfatu’l-Kıyame, 51. )

- Zan, onuru zedeleyebilir -
Zandan sakının! Çünkü zan, sözün en yalanıdır. (Müslim, Birr, 28)

- Zulüm, en büyük onursuzluktur -
Resulûllah'ın (s.a.v.)'ın naklettiğine göre Yüce Allah şöyle buyurur: Ben zulmü kendime ve kullarııma haram kıldım. O hâlde siz de birbirinize zulmetmeyin. (Müslim, Birr, 55)

- Düşman karşısında onurlu olunmalıdır -
Resulûllah(s.a.v.) orduya bir komutan tayin ettiğinde ona özel olarak ve beraberindeki Müslümanlara Allah'a karşı takvalı olmalarını söyler ve şu hayırları tavsiye ederdi: Allah'ın adıyla ve Allah yolunda savaşın. Allah'ı inkâr edenlerle savaşın. Savaşın fakat hainlik yapmayın, zulmetmeyin, öldürdüğünüz kimselerin organlarını kesmeyin ve çocukları öldürmeyin! (Tirmizi, Diyât, 14)

- Tedbir, takva ve güzel ahlâk, onurluluktandır -
Tedbir gibi bir akıl, nefsi (şüpheli şeylerden) alıkoymak gibi bir vera, huy güzelliği gibi bir şeref yoktur. (İbn Mace, Zühd, 24)

- Onur, adaletli olmayı gerektirir. -
Sizden önceki ümmetleri ancak şu helak etmiştir: İçlerinde şerefli biri hırsızlık yaptığında onu cezasız bırakırlar, fakat zayıf kimseler aynı şeyi çaldığı zaman onlara ceza verirlerdi. Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in kızı Fatıma da hırsızlık etse, onu cezasız bırakmazdım. ( Buhari, Ehadisu’ı-Enbiya, 54. Buhari, Hudud, 12. Müslim, Hudud, 8. )

- Anne Babaya sövmek, onursuzluktur. -

Bir kimsenin ebeveynine sövmesi büyük günahlardandır. Ashap: “ Ya Resulellah! Hiç insan ebeveynine söver mi?” dediler. Resulullah (s.a.v.): “Evet, kişi bir adamın babasına söver; o da onun babasına söver. (Adamın) anasına söver; o da onun anasına söver.” (Müslim, İman, 146. )



15.12.12

Kur'an-ı Kerim Platformu Programı (Online)

Programla ilgili istek öneri ve şikayetlerinizi aşağıdaki yorum bölümüne yazarak bize iletebilirsiniz. 

İNDİRME LİNKLERİ:

http://www.kaabalive.net/indir/KuranP/KuraniKerimPlatformuSetup.msi


http://www.kaabalive.net/indir/KuranP/setup.exe 



Kuranı Kerim Bölümü



Risalei Nur(Tefsir) Bölümü



Ve Diğer Bölümler:
  • Hadis-i Şerif Bölümü
  • Dua Bölümü
  • Canlı İzleme Bölümü
  • Video Bölümü 
  • Kütüphane Bölümü
  • Araçlar(Yazdırma Seçeneği İle)
  • Yardım
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...