“Kim
Allah’ın rızasını talep ederek bir mescit/cami yaparsa, Allah
da ona cennette bir ev yapar.”
(Müslim,
Mesacid 24)
“Rasûlullah
(s.a.s.), bize mahallelerimizde mescitler/camiler inşa etmemizi,
onları sağlam yapmamızı ve temiz tutmamızı emrederdi.”
(Ebû
Dâvûd, Salât, 13)
“Her
kim namaz için güzelce abdest alır; sonra farz namazı kılmak
için camiye gider ve cemaatle kılarsa Allah o kimsenin günahlarını
affeder.”
(Müslim,
Tahâre, 13)
“Bir
kimse mescide gitme niyetiyle evinden çıktığında, attığı her
adımından biri için kendisine bir sevap yazılırken, diğeri için
bir günahı silinir.”
(Nesâî,
Mesâcid, 14)
“Cemaatle
kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece
faziletlidir.”
(Buhârî,
Ezân, 30)
“Her
kim (namaz için) mescide/camiye gider gelirse, her gidiş gelişte
Allah ona cennetteki yerini hazırlar.”
(Buhârî,
Ezân, 37)
“Karanlıklarda
mescitlere/camilere yürüyenleri, kıyamet gününde tam bir nûr
ile müjdele.”
(Ebû
Dâvûd, Salât, 49)
“Allah,
mescitleri namaz ve zikir için yurt edinen bir Müslümanın
durumuna, gurbetteki bir adamın dönüşüne ailesinin sevindikleri
gibi sevinir.”
(İbn
Mâce, Mesâcid,19)
“Yapıldığında,
Allah’ın dereceleri yükselteceği ve hataları sileceği
hasletleri size göstereyim mi? Mescitlere/camilere gidiş-gelişlerde
atılan çokça adım, bir namazdan sonra diğer namazı beklemek,
zorluklara rağmen güzelce abdest almak.”
(Ahmed
b. Hanbel, Müsned, II, 301)
“Allah’ın
kadın kullarını, Allah’ın mescitlerinden men etmeyin.”
(Ebû
Dâvûd, Salât, 52)
“Bir
adamın mescide devamı alışkanlık haline getirdiğini
gördüğünüzde onun imanına şahitlik yapın. Çünkü Yüce
Allah: “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe
inananlar imar eder” (Tevbe, 9/18) buyurmaktadır.”
(Ahmed
b. Hanbel, Müsned, III, 76)
“Yedi
sınıf insan, Allah’ın (Arş’ının) gölgesinden başka hiçbir
gölgenin bulunmayacağı kıyamet gününde onun gölgesinde
gölgelenecektir: Adaletli yönetici, Allah’a kulluk üzere yetişen
genç, kalbi mescitlere bağlı olan kimseler…”
(Müslim,
Zekât, 91)
“Üç
kişinin bulunduğu bir köy veya kırda cemaatle namaz kılınmazsa
şeytan onları kuşatır. Aman cemaatle namaza devam edin. Çünkü
sürüden ayrılanı kurt yer.”
(Nesâî,
İmâmet, 48)
“(Cemaatle
kılınan) namazın bir rek’atına yetişen, cemaatle namaza
yetişmiş olur.”
(Mâlik,
Muvatta, Vukûti’s-Salât, 3)
“Kim
sabah namazını cemaatle kılarsa Allah’ın koruması altına
girmüş demektir. Öyle ise Allah’ın korumasını bozmayın.”
(Tirmizî,
Salât, 51)
“Yatsı
namazını cemaatle kılan kimse gece yarısını ibadetle geçirmiş
gibi sevap kazanır. Yatsı ve sabah namazını cemaatle kılan kimse
ise geceyi tümüyle ibadetle geçirmiş gibi sevap kazanır.”
(Tirmizî,
Salât, 51)
“Kim
Allah’ın rızasını kazanmak için kırk gün ilk tekbire
yetişecek şekilde cemaate devam ederse, o kimseye birisi ateşten
diğeri münafıklıktan olmak üzere iki kurtuluş yazılır.”
(Tirmizî,
Salât, 64)
“Yeryüzü
bana hem mescit hem de temiz/leyici kılındı. Ümmetimden kim bir
namaz vaktine erişirse orada namazını kılsın.”
(Buhârî,
Salât,56)
“Bir
kul, abdestini bozmaksızın mescitte namazı beklediği müddetçe
namazda (sayılmakta)dır.”
(Buhârî,
Vudû, 34)
“Sizden
biri namaz için beklediği sürece namazda sayılır. Abdestli
olarak mescitte bulunduğu sürece melekler o kimseye “Allah’ım
onu bağışla, ona merhamet et” diye dua ederler.
(Tirmizî,
Salât, 128)
“Biriniz
mescide geldiği zaman oturmadan önce, (Tahıyyatü’l-mescit
denilen) iki rek’at namaz kılsın.”
(Ebû
Dâvûd, Salât, 19)
“Namaz
için çağrıldığında yürüyerek ve sükûnetle gelin!
Yetişebildiğiniz kadarını (imamla) kılın, kaçırdığınızı
da (kendiniz) tamamlayın!”
(Buhârî,
Ezân, 20, 21, 23)
“Biriniz
camiye girdiğinde; “Allah’ım, bana rahmetinin kapılarını aç”
desin, (oradan) çıktığında ise “Allah’ım, ben senden, senin
lütfunu istiyorum” desin.
(Dârimî,
İsti’zân, 56)
“(Namazda
imamın hatasını bildirmek için) erkekler “Sûbhanalah” der;
kadınlar ise el çırpar.”
(Nesâî,
Sehiv, 15)
“Herhangi
bir cemaat camilerden birinde toplanıp Kur’an okur ve onu
aralarında müzakere ederlerse, onların üzerine huzur iner; onları
rahmet kaplar, melekler kuşatır ve Allah kendi nezdindeki meleklere
onlardan bahseder.”
(Müslim,
Zikir, 38)
“İnsanlar,
ezân okumanın ve ilk safta durmanın ne denli faziletli olduğunu
bilseler ve bunlara nâil olmak için başka çare bulamasalardı
mutlaka aralarında kur’a çekerlerdi. Namaza erken gitmenin ne
kadar faziletli olduğunu bilselerdi, bu hususta mutlaka yarış
ederlerdi. Yatsı ile sabah namazlarının faziletini bilselerdi
onlara emekleyerek dahi olsa giderlerdi.”
(Müslim,
Salât, 129)
“Saflarınızı
düzgün tutun, çünkü safların düzgün olması namazın
kemalindendir.”
(Ebû
Dâvûd, Salât, 94)
“Namazlarda
safları düzgün tutun. Çünkü safların düzgün olması, namazın
güzelliğindendir.”
(Buhârî,
Ezân, 74)
“Eğer
namaz kılanın önünden geçen kişi, bunun vebalini bilse, tam
kırk (gün, yıl) beklemesi, onun önünden geçmesinden daha
hayırlı olurdu.”
(Buhârî,
Salât, 101)
“Kim
Ezânı dinlerken şöyle dua ederse kıyamet günü şefaatim helal
olur: “Ey bu tam davetin ve kılınacak namazın Rabbi olan
Allahım! Muhammed (s.a.s.)’e vesile ve fazilet ver. Ve onu vaat
ettiğin övülmüş makama iletiver.”
(Buhârî,
Ezân, 8)
“Biriniz
halka namaz kıldırdığında hafif kıldırsın! Çünkü onların
içinde zayıf, hasta ve yaşlı olanlar vardır. Tek başına
kıldığında ise namazını dilediği kadar uzatsın.”
(Buhârî,
Ezân, 62)
“İmam
“Âmîn” dediği zaman, siz de “Âmîn” deyin. Zira kimin
“Âmîn” demesi, meleklerin “Âmîn” demesine denk düşerse,
geçmiş günâhları bağışlanır.”
(Buhârî,
Ezân, 111)
“İmamı
(safın önüne ve) ortaya durdurun, (safta bulunan) boşlukları da
doldurun.”
(Ebû
Dâvûd, Salât, 98)
“Rasûlullah
(s.a.s.) namazda iken annesiyle beraber bulunan çocuğun ağlayışını
işitince hafif yahut kısa bir sûre okurdu.”
(Müslim,
Salât, 191)
“İnsanlara
Allah’ın Kitabını en iyi okuyan namaz kıldırır. Şayet
kıraatte eşit iseler, sünneti en iyi bilen kıldırır…”
(Tirmizî,
Salât, 60)
“İmamlar,
sorumlu; müezzinler güvenilir kimselerdir. Allah, imamlara doğru
yolu göstersin, müezzinleri de bağışlasın.”
(Şafıî,
Müsned, No: 126, I.33)
“Müezzinler,
kıyamet günü boy/unları en uzun insanlardır.”
(Ahmed
b. Hanbel, Müsned, IV, 98)
“Müezzin,
sesi ulaşacağı yer kadar (günahı olsa da) bağışlanır. Sesini
duyan yaş ve kuru her şey ona şahitlik eder. Cemaatle namazda
bulunan kişiye yirmi beş hasene yazılır ve iki namaz arasındaki
(küçük) günahları silinir.”
(Ahmed
b. Hanbel, Müsned, II, 411)
“Ezânı
duyduğunuz zaman siz de müezzinin dediğini deyin.”
(Müslim,
Salât, 10)
“İmam,
ancak kendisine uyulan kimsedir. Öyleyse onun yaptıklarına aykırı
davranmayın. O tekbir getirdiğinde, siz de tekbir getirin; o rükû
ettiğinde siz de rükû edin. O “Semia’llâhu limen hamideh =
Allah kendisine hamd edeni işitir” dediğinde siz: “Allâhümme
Rabbenâ leke’l-hamd = Rabbimiz olan Allahım! Hamd sanadır”
deyin. O secde ettiğinde, siz de secde edin.”
(Buhârî,
Ezân, 74, 82)