12.5.13

Bir Öneri : Zekatın Vergiden Düşülmesi

"Devlet Yönetiminde İnovasyon" üst başlığı altında bir önerimiz var.

Öneri : Zekatın Vergiden Düşülmesi


Önerimiz: Müslümanların verdikleri zekatı vergiden düşmesi. 

Zekat dinen zengin sayılan her müslümana farzdır. Müslümanlar mallarının zekatlarını dinen fakir sayılanlara verirler. Bu verilen zekatların dini yönü burada konu edilmese de, sosyal açıdan; sosyo-ekonomik dengeyi sağlamada çok önemli bir fonksiyona sahiptir. Öyleki zekat müessesesinin hakkıyla uygulandığı kimi devirlerde zekat verilecek fakir müslümanın bulunamadığı tarihi bir vakıadır. Zekatın sosyal fonksiyonu, anayasamızda belirtilen devletin sosyal devlet olması ile örtüşmektedir.  



Zekat müessessi sosyal devlet anlayışını bütünüyle desteklemekte,
devletin sosyal devlet olma sorumluluk ve ödevlerini, devletin müslüman kimliğe sahip vatandaşlarına da zenginlikleri nispetinde pay ederek devletin sorumluluk ve ödevlerinden doğan yükünü nispeten hafifletmektedir. Bu bağlamda, zekatın vergiden düşülmesi yönünde yapılacak yasal düzenleme ve uygulamalar anayasanın ve devletin ruhuyla örtüşecek, aynı zamanda sosyal devlet anlayışının ziyadeleşmesine vesile olacaktır.



Önerimizde kısaca: Zekatın vergiden düşülmesi için devlet, verilen zekatın belgelendirilmesini öngörür, zekat toplama lisansı-izni verdiği kamu yararına çalışan kurum, kuruluş ve derneklere zekat olarak yapılan bağışları belgelendirilmek şartıyla vergiden düşürür. Açıklamalı bağış makbuzu, ya da açıklamalı banka dekontu ibrazı ile zekat veren verdiği zekatın belgelendirmesini yapar.


Zekatın vergiden düşürülmesini bir örnekle somutlayacak olursak, örneğin bir kişi ya da kuruluşun devlete 100 tl vergi vermesi gerekiyor. Bu şahıs daha önceden kamu yararına çalışan ve "vergi mufiyeti statüsü" kazanmış kuruluşa yaptığı ve belgelendirdiği 30 tl'lik bağışını, devlete ödemesi gereken 100 tl'lik vergiden düşer ve devlete 30 tl'lik bağışının belgesini de ibraz etmek kaydıyla 70 tl vergi öder. 


Zekatın vergiden düşülmesi uygulamasının yürürlüğe konulması sürecinde laikliğe aykırı olduğu iddiasında bulunanlar, bu nedenle önerilen uygulamaya karşı çıkanlar olabilir. Uygulama laikliğe aykırı değildir. Zira devlet bu uygulamayı dini esaslara dayanarak değil, sosyal devlet ilkesine dayanarak yürürlüğe koyacağından laikliğe aykırı bir tarafı bulunmamaktadır. Nasıl ki Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Başbakanlığa bağlı bir devlet kuruluşu olması, camiler yaptırması ve bu camilerdeki görevlilerin yetiştirilmesinin ve maaşlarının ödenmesinin devlet tarafından icra edilmesi laikliğe aykırı değilse, sosyal devlet anlayışı gereği yapılacak zekatın vergiden düşülmesi uygulaması da laikliğe aykırı olmayacaktır. Kaldıki günümüzde zekat da toplayan ve kamu yararına çalışan dernek sıfatına haiz bir takım kuruluşlara yapılan bağışlar 30.07.2003 tarihli ve 4962 sayılı Kanunun 20.maddesine göre kazançtan istisna edilebilmektedir. Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendine göre kamu yararına çalışan dernek ve vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin yüzde 5’ini (kalkınmada öncelikli yörelerde % 10’u) aşmamak üzere makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirilir. Kurumlar Vergisi Kanununun mükerrer 14. üncü maddesinin 1/b alt bendine göre kamu menfaatlerine yararlı sayılan dernek ve vakıflara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5' ine kadar olan kısmı kurum kazancından indirim konusu yapılabilir. Hasılı, günümüzde yürürlükte olan vergi muafiyeti uygulaması, önerdiğimiz uygulamanın bir nev'idir ve bu cihetiyle, benzerinin halihazırda uygulanıyor olması, önerdiğimiz düzenlemelerin de uygulanabileceğinin en açık göstergesi ve ispatıdır. Zaten anayasaya aykırı bir uygulama yürürlüğe alınamaz. Biz, yukarıda izah ettiğimiz gerekçelerle anayasaya aykırı olmadığı görüşündeyiz.

Yukarıda atıfta bulunduğumuz mevcut uygulama, bağışın vergiye esas teşkil eden gelirden düşülmesidir. İndirim vergiden değil kurum kazancından yapılmaktadır. Bizim önerimiz ise bağışın, bilhassa zekat özelliklerine sahip ve sosyo-ekonomik dengeyi düzeltme etkisi yüksek olan bağışın Maliye Bakanlığı'nca Diyanet İşleri Başkanlığı(D.İ.B.) ile koordineli olarak belirlenecek olan belli şartlar altında vergiden düşülmesidir. Zekat da bir mal bağışıdır. Ancak alelade bir bağış gibi değildir, zekatın şartlarına bakılacak olursa doğrudan fakir kimseye verildiğinden sosyal dengesizliği kıyısından köşesinden değil tam merkezden kavrayan ve düzelten bir yapıdadır. Mevcut uygulama toplumumuz terminolojisinde sadaka olarak geçen bağışın vergiye esas gelirden düşülmesi iken, bizim önerimiz sadakadan belli şartlarla ayrık özellik gösteren zekatın, sosyal devlet ilkesine doğrudan hizmet etmesi hasebiyle, direkt olarak vergiden düşülmesidir.

Önerdiğimiz düzenleme sayesinde, devletin aldığı verginin bir kısmını zaten kullanacağı sosyal devlet anlayışıyla yürütülen faaliyetlerin bir bölümü, özel kuruluşlarca, gönüllülük esas alınarak yerine getirilmiş olur. Böylece devletin iş yükü hafifler, verimlilik artar, genel toplamda sağlanan kamu yararı arttırılmış olur. Zaten amaç da kamu yararının arttırılması, sosyal devlet anlayışının güçlendirilmesi ve sosyal adaletin iyileştirilmesi, kamunun sosyal devlet olmasından doğan sorumluluklarının bir kısmının özel kurum ve kuruluşlara paylaştırılması ile verimliliğin ve etkinliğin arttırılmasıdır.

Önerilen düzenlemeyi yapacak makam Maliye Bakanlığı'dır. Maliye Bakanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı ile koordineli olarak çalışabilir, vatandaşın hassasiyetini göz önüne alarak tatminkar ve itimat edilir bir sistem kurmak için D.İ.B.'nın bazı konularda klavuzluğuna başvurabilir.


EK BİLGİ : 

"Zekat ve fitre, hayır kurumlarına verilebilir mi?Aldıkları zekat ve fitreleri bir fonda toplayıp bunu yalnızca Tevbe Suresi'nin 60. ayetinde belirtilen yerlere sarf ettikleri bilinen ve kendilerine her bakımdan güvenilen kimseler eliyle yönetilen dernek, kurum ve yardımlaşma fonlarına zekat ve fitre verilmesinde dinen bir sakınca yoktur. 
Vergi zekat yerine geçer mi? 
Vergi bir vatandaşlık görevidir; zekat ise dinî bir yükümlülüktür.Ayrıca zekat ile vergi, yaptırım kaynağı, temel gaye, oran , miktar ve harcanacağı yerler bakımından birbirinden farklıdır. Bu itibarla, devlete ödenen vergiler zekat yerine geçmez. Zekatın ayrıca verilmesi gerekir. "(1)

Vergi muafiyeti konusunda bakınız : http://www.ihh.org.tr/tr/main/pages/vergi-muafiyeti/143

Kur'an'dan Peygamber Duaları


.: KURAN'I KERİMDEN PEYGAMBER DUALARI :.

Peygamberler ve onlarla birlikte Allah yolunda savaşan, bu konuda gevşeklik göstermeyen ve sabreden Allah dostlarının duası : “Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı sabit kıl, kâfirler güruhuna karşı da bize yardım et!” (Âl-i İmrân, 3/147)

Hz.Âdem (a.s.) ve Eşi Hz.Havvâ’nın duası : “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!” (A’râf, 7/23)

Hz.Nuh(a.s.)'ın duası : “Ey Rabbim! Bilmediğim şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer Sen, beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen ben hüsrana düşenlerden olurum!” (Hûd, 11/47)

Hz.Nuh(a.s.)'ın duası : "Ey Rabbim! (Kavmimin) beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!” (Mü’minûn, 23/26)

Hz.Nuh(a.s.)'ın duası :“Ey Rabbim! Bana, babama, anama, mü’min olarak evime girene ve bütün mü’min erkek ve mü’min kadınlara mağfiret eyle. Zalimlerin de sadece helâkini artır.” (Nûh, 71/28)

Hz.Lût (a.s.)'ın duası : “Rabbim! Beni ve âilemi bunların yaptıklarından kurtar!” (Şu’arâ, 26/169).

Hz.Lût (a.s.)'ın duası : “Ey Rabbim! Bozguncu / ortalığı fesada veren bu kavme karşı bana yardım et.” (Ankebût, 29/30)

Hz.İbrahim (a.s.)’in Duası : “Ey Rabbim! Bana hikmet ver ve beni sâlihler arasına dâhil et.” (Şu’arâ, 26/83)

Hz.İbrahim (a.s.)’in Duası : “Ey Rabbim! Bana sâlihlerden (bir oğul) ihsan et!” (Sâffât, 37/100)

Hz.İbrahim (a.s.)’in Duası : “Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazını dosdoğru kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! Duamı kabul et!” (İbrahim, 14/40)

Hz.İbrahim (a.s.)’in Duası : “Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde beni, ana-babamı ve mü’minleri bağışla!” (İbrahim, 14/41)

Hz.İbrahim (a.s.), oğlu Hz.İsmail (a.s.) ile Kâbe’yi inşa edince şöyle dua etmişlerdir : “Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur, hiç şüphesiz Sen işitensin, bilensin. Ey bizim Rabbimiz! Hem bizim ikimizi yalnız senin için boyun eğen müslümanlar kıl, hem de soyumuzdan yalnız senin için boyun eğen müslüman bir ümmet meydana getir ve bize ibadetimizin yollarını göster, tövbemize rahmetle bakıver. Hiç şüphesiz tövbeleri kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.” (Bakara, 2/128)

Hz.Yusuf(a.s.)'ın duası : “Ey Rabbim! Zindan bana bunların davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer Sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan, ben onların sevdasına düşer, cahillerden olurum.” (Yûsuf, 12/33)

Hz.Yusuf(a.s.)'ın duası : “Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canımı müslüman olarak al ve beni sâlih kulların arasına kat!” (Yûsuf, 12/101)

Hz.Şuayb(a.s.)'ın duası : “Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin en hayırlısısın.” (A’râf, 7/89)

Hz.Şuayb(a.s.)'ın duası : “Başarım ancak Allah’ın yardımı iledir. Ben yalnızca O’na dayandım ve ancak O’na döneceğim.” (Hûd, 11/88)

Hz.Musa(a.s.)'ın duası : “Ey Rabbim! Ben nefsime zulmettim, beni bağışla! dedi. (Allah) onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” (Kasas, 28/16)

Hz.Musa(a.s.)'ın duası : “Ey Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar.” (Kasas, 28/21)

Hz.Musa(a.s.)'ın duası : “Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla! Bizi rahmetinin içine al. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.” (A’râf, 7/151)

Hz.Musa(a.s.)'ın duası : “Rabbim! Dileseydin daha önce beni ve onları yok ederdin, aramızdaki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, Senin imtihanından başka bir şey değildir, bununla dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletirsin; bizim dostumuz Sensin; bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bağışlayanların en iyisisin. Bize bu dünyada da iyilik, güzellik ve nimet yaz, ahirette de. Biz sana yöneldik.” (A’râf, 7/156-157)

“Mûsâ, dedi ki: Ey Rabbim! Göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır, dilimden düğümü çözüver de sözümü iyi anlasınlar. Bana âilemden bir vezir ver; Kardeşim Harun’u, onunla arkamı kuvvetlendir, onu da (elçilik) görevime ortak yap ki Seni çok tesbih edelim ve Seni çok analım. Şüphesiz Sen,
bizi görensin.” (Tâ-hâ, 20/25-35)

Hz.Musa(a.s.)'ın duası : “Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını görür, gözetir.” (Mü’min, 40/44)

Hz.Zekeriya(a.s.)'ın duası : “Ey Rabbim! Bana katından temiz bir soy ihsan eyle, şüphesiz sen duayı işitensin!” (Âl-i İmrân, 3/38)

Hz.Zekeriya(a.s.)'ın duası : “Rabbim! Beni yalnız başıma bırakma (bana bir çocuk ver), Sen varislerin en hayırlısısın.” (Enbiyâ, 21/89)

Hz.Süleyman(a.s.)'ın duası : “Ey Rabbim! Bana ve anama-babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle, beni iyi kulların arasına dâhil et.” (Neml, 27/19)

Hz.Süleyman(a.s.)'ın duası : “Ey Rabbim! Beni bağışla ve bana benden sonra kimseye lâyık olmayacak bir mülk / hükümranlık bahşet. Şüphesiz, Sen çok bahşedicisin.” (Sâd, 38/35)

Hatem-ülEnbiya Hz.Muhammed(s.a.s)'in duası : “Bana Allah yeter. O’ndan başka ilâh yoktur. Ben O’na güvendim ve O, büyük Arş’ın Rabbidir.” (Tevbe, 9/129)

Hatem-ülEnbiya Hz.Muhammed(s.a.s)'in duası : “Ey Rabbim! Aramızda gerçekle(hak ile) hükmet ve Rabbimiz O Rahmân’dır ki, isnat ettiğiniz (yalan) vasıflarınıza karşı yardımına sığınılacak olan ancak O’dur.” (Enbiyâ, 21/112).

Hatem-ülEnbiya Hz.Muhammed(s.a.s)'in duası : “Rabbim! Eğer onlara vaad edilen azabı bana mutlaka göstereceksen, Rabbim! Bu durumda beni, o zalimler topluluğunda bulundurma.” (Mü’minûn, 23/93–94)

Hatem-ülEnbiya Hz.Muhammed(s.a.s)'in duası : “Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım! Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.” (Mü’minûn, 23/97–98)

Hatem-ülEnbiya Hz.Muhammed(s.a.s)'in duası : “Rabbim! Bağışla, merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.” (Mü’minûn, 23/118)

Hatem-ülEnbiya Hz.Muhammed(s.a.s)'in duası : “Rabbim! Gireceğim yere doğrulukla girmemi sağla, çıkacağım yerden de doğrulukla çıkmamı nasip et ve benim için kendi katından yardım edici bir kuvvet ver.” (İsrâ, 17/80)

Hatem-ülEnbiya Hz.Muhammed(s.a.s)'in duası : “Rabbim, ilmimi artır!” (Tâ-hâ, 20/114)


28.4.13

Kur'an'dan 40 Dua (Kartelalar - 2)


Kur'an'dan 40 Dua

Rabbim! Gönlüme genişlik ver. İşimi kolaylaştır. Dilimden (şu) bağı çöz ki sözümü anlasınlar. (Taha 20/25-28)

Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım! Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım Rabbim! (Mü'minun 23/97-98)

Rabbim! Gireceğim yere dürüstlükle girmemi sağla; çıkacağım yerden de dürüstlükle çıkmamı sağla. Bana tarafından, hakkıyla yardımcı bir güç ver! (Isra 17/80)

Rabbim! Beni bereketli bir yere yerleştir. Sen, ağırlayanların en hayırlısısın. (Mü'minun 23/29)

Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı işleri yapmamı nasip et. Neslimden gelenleri de iyi kimselerden eyle. Ben sana döndüm ve elbette ki Müslünmanlardanım. (Ahkaf 46/15)

Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı işler yapmamı nasip et. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat!(Neml 27/19)

Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; Rabbimiz! Duamı da kabul eyle! (İbrahim 14/40)

Rabbim! Hakkında bilgim olmayan bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum! (Hud 11/47)

Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim. Beni bağışla. (Kasas 28/16)

Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine kabul et. Zira sen merhametlilerin en merhametlisisin! (A'raf 7/151)

Rabbim! Beni bağışla ve merhamet et! Sen merhametlilerin en hayırlısısın. (Mu'minun 23/118)

Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla, zalimlerin de ancak helakini arttır! (Nuh 71/28)

Rabbim! (Onlar hakkında) adaletinle hükmünü ver. Bizim Rabbimiz Rahman'dır. Sizin anlattıklarınıza karşı yardımı umulandır. (Enbiya 21/112)

Rabbimiz! Biz iman ettik, günahlarımızı bağışla, bizi cehennem azabından koru! (Al-i İmran 3/16)

Rabbimiz! İndirdiğine inandık ve Peygamber'e uyduk. Bizi şahitlerden yaz! (Al-i İmran 3/53)

Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet ver. Lütfu en bol olan sensin. (Al-i İmran 3/8)

Rabbimiz! Gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde, insanları mutlaka toplayacak olan sensin. Allah asla sözünden dönmez. (Al-i İmran 3/9)

Rabbimiz! Gerçekten biz, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağıran bir davetçiyi (Peygamber'i) işittik ve hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al, Rabbimiz (Al-i İmran 3/193)

Rabbimiz! Peygamberlerine vadettiklerini bize de ver ve kıyamet gününde bizi rezil etme! Şüphesiz sen sözünden caymazsın! (Al-i İmran 3/194)

Rabbimiz! Bize tarafından rahmet ver ve bize, (şu) durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla! (Kehf 18/10)

Rabbimiz! Biz iman ettik, bizi affet, bize acı! Sen, merhametlilerin en hayırlısısın! (Mü'minun 23/119)

Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin! (Haşr 59/10)

Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır. (Mümtehıne 60/4)

Rabbimiz! Şüphesiz ki bizim gizlediğimizi de açıkladığımızı da sen bilirsin. Çünkü yerde de, gökte de hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz. (İbrahim 14/38)

Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl! (Furkan 25/74)

Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tövebemizi kabul et; zira tövbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin! (Bakara 2/128)

Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahitette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! (Bakara 2/201)

Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve mü'minleri bağışla! (İbrahim 14/41)

Rabbimiz! Sabır yağdır üzerimize, sabit kıl ayaklarımızı ve kafir topluma karşı bize yardım et! (Bakara 2/250)

Rabbimiz! Sabır yağdır üzerimize, Müslüman olarak al canımızı! (A'raf 7/126)

Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutuma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et! (Bakara 2/286)

Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla; ayaklarımızı sabit kıl; Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et! (Al-i İmran 3/147)

Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. (A'raf 7/23)

Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber bulundurma! (A'raf 7/47)

Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı devamlıdır. (Furkan 25/65)

Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tövbe eden ve senin yolunda gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (Mü'min 40/7)

Rabbimiz! Bizi, inkar edenlerin fitnesine düşürme, bizi bağışla! Rabbimiz! Şüphesiz aziz ve hakim olan sensin! (Mümtehıne 60/5)

Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin! (Tahrim 66/8)

Bizden tasayı gideren Allah'a hamdolsun. Doğrusu Rabbimiz çok bağışlayan, çok nimet verendir. (Fatır 35/34)

Kudret ve şeref sahibi olan senin Rabbin, onların nitelendirdiği şeylerden yücedir. Peygamberlere selam, alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun. (Saffat 37/180-182)



  
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...