31.10.10

Tartışmalı Nutuk - Bursa Nutku

Atatürk'ün Bursa Nutku olarak bilinen nutkun Atatürk'e ait olup olmadığı tartışmalı bir konu. Buraya bakabilirsiniz. Bende nutuğun Atatürk'e ait olmadığı, en fazla buna benzer şeyler söylemiş olsa bile yıllar sonra sözlerinin "makyajlanarak" "piyasaya" sürüldüğü gibi bir izlenim oluştu. Elbette ben bir tarihçi ya da otorite değilim, bende oluşan duyguyu aktarıyorum sadece. Bu noktada durup şöyle bi geriye baktığımda açıkçası hayal kırıklığına uğruyorum. Demek ki birileri bizi temeli sağlam olmayan bir takım metinlerle bir yerlere kanalize etmeye çalışmış.

Bende zamanında çok güçlü duyguların uyanmasına neden olan bu metnin aslında tartışmalı, tartışmanın da ötesinde şaibeli olduğunu görmek şu anda kendimi inanılmaz derecede kötü hissetmeme neden oldu. Resmen bu metinle insanlar gaza getirilmeye çalışılıyor. Burnuma toplum mühendisliği kokuları geliyor.


Artık "Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba atılmış" diyerek, aslını astarını bilmeden sokaklara dökülmeyelim, dedikodularla, kaynağı belli olmayan söylemlerle galeyana gelmeyelim, birilerinin ucuz oyunlarının saf oyuncusu olmayalım. (Bakın: 6-7 Eylül olayları ve Oktay Engin)


Okuyalım, araştıralım, düşünelim, ondan sonra bir yargıya varalım. Zannediyorum ki Atatürk'ün anladığı Türk gençliği de hemen galeyana gelen değil, aklını kullanan, fikri hür, vicdanı hür, tam bağımsız Türk gençliğidir.



İşte Tartışmalı Nutuk:

Türk genci, inkılâpların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve inkılâpları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, ‘Bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır’ demeyecektir. Hemen müdahale edecektir.
Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis henüz inkılâp ve cumhuriyetinin polisi değildir’ diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkûm edecektir. Yine düşünecek, ‘Demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım’.
Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber bana, İsmet Paşa’ya, Meclis’e telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını, kayırılmasını istemeyecek. Diyecek ki: ‘Ben inanç ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebepleri ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir.’
İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği.

28.10.10

İkinci Üniversite - Açıköğretim İşletme

İkinci üniversite olarak açıköğretim okumak bu aralar oldukça popüler. Ben de 2 sene önce başladım, geçen sene bilgisayar mühendisliği derslerime ağırlık vermem gerektiği için bir sene dondurdum. Bu sene ikinci sınıftan devam etmeyi düşünüyorum. İlgilenen olursa başvuruları bu aralar oluyor. Ben İşletme Fak. İşletme Bölümü'ne devam ediyorum. Faydası oluyor mu diyecek olursanız, yüzde yüz faydası olur diyemiyorum. Çalıştığınız alana bağlı. Yönetici pozisyonunda çalışırken faydası olur ancak işin geliştirme aşamasında daha teknik konularla uğraşıyorsanız o zaman fazla da bir faydası olmaz. Örneğin bir test mühendisine(eğer ekip lideri vb. değilse) faydası olmaz. Ancak bir ekip lideriyseniz ya da proje yöneticisiyseniz kesinlikle faydası olur. Kendi işinizi kurarsanız da faydası olur. 



Sonuçta işinize net bir faydası olsun ya da olmasın insanın genel kültürünü arttırıyor ve özellikle bir mühendise farklı bakış açıları kazandırıyor. Her zaman disiplinler arası olmak iyidir, insanı geliştirir.




Etrafımda görüyorum, mühendislik okuyanlar sosyal bilimlerden, sosyal bilimler okuyanlar da mühendislikten bi haberler. Bu konuda dengeyi yakalamış az sayıda bölüm var, endüstri mühendisliği ve işletme mühendisliği gibi. Bir mühendis işletme okursa ya da yüksek lisansını işletme alanında yaparsa endüstri mühendisinin yaptığı işi tahmini olarak %70 oranında, işletme mühendisinin yaptığı işi de %85-90 oranında yapar diye düşünüyorum.




    27.10.10

    Network Analiz Araçları

    Bitirme projesini birlikte yaptığım Nail Göksel'in network analizi yapan yazılımlarla ilgili yaptığı bir araştırmanın raporunu ekliyorum. Umarım faydalı olur. Bu arada Wireshark ile MSNMS prtokolünü filtreleyip ağı dinlerseniz MSN'e çevrim dışı girenleri de görebiliyorsunuz. Şimdi burada uzun uzun anlatmayacağım, boş vaktim olursa belki anlatırım ama çok da önemli bi bilgi değil sanırım. Biraz boş bir işmiş gibi geliyor bana. İsteyen ç.dışı girsin isteyen ç.içi ne fark eder yani? Ancak mesaj içerikleri de çok net gözüküyor. Bu içeriğin ağda neden şifrelenmeden taşındığı beni düşündürüyor. Bir şehirdeki herkesin msn yazışmalarını dinlemek hiç de zor bir iş değilmiş, onu anladım. Bilgisayarlarımızı bizim için önemli yapan da, güvensiz yapan da ağ bağlantımız, bunu unutmayalım.

    1.         GİRİŞ

    Network analizi ile ilgili başlıca yazılımlar; network akışı ile ilgili bilgi toplamaya yarayan sniffer programları ve saldırı tespit ve önleme sistemleridir. Network analizi ile ilgili sık kullanılan yazılımlar tespit edilerek, amaçları ve fonksiyonları aşağıdaki gibi listelenmiştir.

    2.         MEVCUT YAZILIMLAR

    2.1.     Wireshark

    Wireshark programı ile, kurulu olduğu bilgisayarın veri giriş/çıkış arayüzleri kullanılarak paket analizi yapılabilir. Aşağıdaki gibi arayüzleri otomatik olarak tespit eder (Şekil  1.1).


    Şekil 1.1 Ağ arayüzlerinin görüntülenmesi

    Seçilen arayüze ait verileri aşağıdaki gibi canlı olarak görüntülemeye başlar (Şekil  1.2).


     Şekil 1.2 Yakalanan paketlerin görüntülenmesi

    Yakalanan paketlerin içerikleri istenildiği takdirde ayrıntılı olarak görüntülenebilmektedir (Şekil  1.3).

      
    Şekil 1.3 Paketlerin ayrıntılı analizi

    Bunun yanı sıra incelenecek paketler eklenip çıkartılabilmektedir. Yapılan analizler daha sonra incelenmek üzere kaydedilebilmektedir. Kayıt altına alınacak protokol listesi değiştirilebilmektedir (Şekil  1.4)[1].


    Şekil 1.4 Desteklenen Protokoller

    2.2.     Snort

    Snort dünya üzerinde birçok kullanıcısı bulunan bir saldırı tespit ve önleme sistemidir. Snort'un fonksiyonları arasında, paket izleme, günlük kaydı oluşturma, saldırı tespit ve önleme bulunmaktadır [2].


    Şekil 1.5 Snort

    2.3.     Ipscan

    IPSCAN programı temel olarak aşağıdaki fonksiyonları yerine getirir;
    Network üzerindeki cihazlara (bilgısayar, yazıcı vs..) erişilip erişilemediğini kontrol eder, bunun için aşağıdaki metodları kullanır.

              ICMP echo paketlerini kullarak network cihazının varlğını kontrol eder.
              Network cihazının portlarına UDP paketleri göndererek herhangi bir cevap alınıp alınamadığını kontrol eder.
              TCP 80 portu üzerınden bağlantı kurmaya çalışır [3].


    Şekil 1.6 Ipscan arayüzü

    IPSCAN programı kullanılacak erişim yönteminin seçilebildiği, açık portların tespit edilebildiği ve sonuçların kaydedilebildiği bir programdır.


    Şekil 1.7 Analiz sonuçları

    3.         SONUÇ VE ÖNERİLER

    İncelenen mevcut yazılımlar göz önüne alındığında, proje konusu olması düşünülen yazılımın özellikleri aşağıdaki gibi listelenmiştir.

              Protokoller arası seçim yapılabilecektir.
              Canlı olarak seçili protokollere ait paketler görüntülenebilecektir.
              Paket içerikleri ayrıntılı olarak görüntülenebilecektir.
             Sonuçlar kayıt altına alınabilecektir.
             Seçilen ip aralığındaki ağı tarayarak erişilebilir durumdaki cihazları listeleyip, istenildiğinde kayıt altına alınabilecektir.

    4.         KAYNAKLAR

    23.10.10

    Mevlana'dan 7 Öğüt



    Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol,

    Şevkat ve merhamette güneş gibi ol,

    Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol,

    Hiddet ve asabiyette  ölü gibi ol,

    Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol,

    Hoşgörürlükte deniz gibi ol,

    Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.









    Seven advice of RUMI :
    In generosity and helping others be like a river ,
    In compassion and grace be like a sun ,
    In concealing other's faults be like night, 
    In anger and fury be like dead ,
    In modesty and humility be like earth ,
    In tolerance be like a sea ,
    Either exist as you are or be as you look. 





    20.10.10

    PMD (Açık Kaynak Kodlu Kod Analiz Aracı)

    Mart 2010 tarihinde hazırladığım bir yazıyı paylaşmak istiyorum. 

    Doğrulama ve test yazılım geliştirme sürecinin önemli bir parçasıdır. Testin kalitesi yazılımın kalitesiyle paralellik sergiler. Bu süreçte kullanılabilecek bir araç olarak PMD'den nasıl faydalanıldığı kısaca aşağıda anlatılmıştır.

    PMD java için yazılmış açık kaynak kodlu kod analiz aracıdır. 

    http://sourceforge.net/projects/pmd/files/ adresinden indirilebilmektedir. Bu adreste JDeveloper, Eclipse, Netbeans gibi çeşitli IDE’ler için uygun indirme yapılabilmektedir. Ben Netbeans üzerinde çalıştığım için Netbeans versiyonunu indirdim. Daha sonra eklentiyi IDE’me kurdum. Bu işlemi Tool>Plugins>Downloaded>Add Plugins..>pmd.nbm adımlarını izleyerek yaptım. Eklentiyi kurduktan sonra bir projeye sağ tıkladığımda Tools bölümünden Run PMD çalıştırılarak ya da Ctrl+Alt+P kısayoluyla çalıştırılabilmektedir.


    Şekil 1

    PMD’nin kodu analiz ederken hangi kriterlere bakacağını da ayarlamamız mümkün. Buna göre kodun şu şu özelliklerine bakılsın, şunlara bakılmasına gerek yok şeklinde bir ayarlama yapılabiliyor. Aynı zamanda eski ayarların saklanıp tekrar kullanılması, farklı senaryolar için farklı ruleset’lerin kullanılması mümkün. İlk önce Tools>Options>Miscallaneous>PMD penceresini açılır.(Şekil-2)


    Şekil 2
    Buradan “Manage Rules” butonuna basıldığında Rule editor tablosu gelir. Buradan rule’lar kullanıcı tarafından belirlenir. “>>” tuşu ile tüm rule’ların yüklenmesi de sağlanabilir.


    Şekil 3
    Kuralları bu şekilde ayarladıktan sonra artık kodları test edebiliriz. Test işlemi için yaz stajında yazdığım “Çoklu Server Client” programımı seçtim. Bu program ağ üzerinden bilgisayarların haberleşmesini sağlayan, aynı bilgisayarda birden fazla server ve client oluşturulmasına imkan veren bir programdır. Run PMD yapılınca PMD 128 adet uyarı verdi. Bunlardan biri de EmptyCatchBlock hatasıydı. Hatanın yanında açıklaması var. Daha detaylı bir
    açıklama ve kod örneğine “Rule editor” penceresinde hata seçildiğinde ulaşılabilmektedir. Bu kadar çok uyarı çıkmasının nedeni tüm kuralları geçerli kılmam oldu.


    Şekil 4

    Şimdi de daha önceden hazırlanmış bir ruleset’in kullanılmasında bahsedeceğim. Bu sefer Options Penceresinden (Bkn Şekil-2) Manage rulesets butonuna basıyoruz. Add ruleset butonuna basarak bir xml dosyası yüklüyoruz.(Bkn Şekil-5) Bu dosyada kural ayarlarımız mevcut. Bu xml dosyasını kendimiz değiştirebiliyor, ihtiyaca göre edit edebiliyoruz. Ya da daha önceden başkalarının yazdığı bir ruleset’i kullanabiliyoruz. Aşağıda kullandığım ruleset’in içi gözükmektedir.

    <?xml version="1.0" ?>
    - <ruleset name="Custom ruleset" xmlns="http://pmd.sf.net/ruleset/1.0.0"
    xmlns:xsi="http://www.w3.org/2001/XMLSchema-instance"
    xsi:schemaLocation="http://pmd.sf.net/ruleset/1.0.0 http://pmd.sf.net/ruleset_xml_schema.xsd"
    xsi:noNamespaceSchemaLocation="http://pmd.sf.net/ruleset_xml_schema.xsd">
    <description>Imagine PMD Rule Set</description>
    <rule ref="rulesets/basic.xml" />
    <rule ref="rulesets/codesize.xml" />
    <rule ref="rulesets/clone.xml" />
    <rule ref="rulesets/coupling.xml" />
    <rule ref="rulesets/finalizers.xml" />
    <rule ref="rulesets/imports.xml" />
    <rule ref="rulesets/logging-java.xml" />
    <rule ref="rulesets/logging-jakarta-commons.xml" />
    <rule ref="rulesets/naming.xml" />
    <rule ref="rulesets/optimizations.xml" />
    <rule ref="rulesets/strings.xml" />
    <rule ref="rulesets/sunsecure.xml" />
    <rule ref="rulesets/unusedcode.xml" />
    - <rule ref="rulesets/codesize.xml/CyclomaticComplexity">
    - <properties>
    <property name="reportLevel" value="8" />
    </properties>
    </rule>
    - <rule ref="rulesets/strictexception.xml">
    <exclude name="SignatureDeclareThrowsException" />
    </rule>
    </ruleset>


    Şekil 5

    İnternetten indirdiğim custom ruleset ile projemde tekrar test başlattığımda bu sefer bana 26 uyarı verdi.(Bkn Şekil-6)


    Şekil 6
    Bu uyarıları düzelterek daha kaliteli bir program oluşturmak mümkün. Projenin tamamına test uyguladım ancak class’lara tek tek uygulamak da mümkün. Hatalarımı göstermesi bakımında benim için çok yararlı oldu. Anlayamadığım hatalarda açıklamalara ve örnek kodlara bakmak da tecrübe kazandırdı. Bu sayede ileride yazdığım programlarda günden güne daha az hata mesajı alacağımı düşünüyorum.

    19.10.10

    İnsanlardan Bazıları

    İnsanlardan bazıları….

    İnsanlardan bazıları (100 sene sonra toprağın altındaki çürümüş bedenini düşünmeden) boyuyla posuyla caka satıyor, satmasın.

    İnsanlardan bazıları kendisine verilen şekli değiştiriyor, değiştirmesin.

    İnsanlardan bazılar gecenin gizlediğini gündüz açığa çıkartıyor, çıkartmasın.

    İnsanlardan bazıları (o kimsenin süsü görmeyeceği günü unutarak) aşırı süsleniyor, süslenmesin.

    İnsanlardan bazıları boş işlerle uğraşıyor, uğraşmasın.

    İnsanlardan bazıları yapacağım diyor, yapamayacağını demesin.

    İnsanlardan bazıları verdiği hediyeyi geri istiyor, istemesin.

    İnsanlardan bazıları trafikte haddi aşıyor, aşmasın.

    İnsanlardan bazıları -mış gibi yapıyor, yapmasın.

    İnsanlardan bazıları kibirleniyor, kibirlenmesin.

    İnsanlardan bazıları üç kuruşluk menfaat peşinde koşuyor, koşmasın.

    İnsanlardan bazıları yalan söylüyor, söylemesin.

    İnsanlardan bazıları kalp kırıyor, kırmasın, yıkmasın.

    İnsanlardan bazıları güzel olanı bırakıp çirkine gidiyor, gitmesin.

    İnsanlardan bazıları elindekinin kıymetini bilmiyor, yazık ediyor, etmesin.

    İnsanlardan bazıları kendisine bakmadan diğerine akıl veriyor, verdiği akıl akıl değilse hiç vermesin.

    İnsanlardan bazıları yarı yolda bırakıyor, bırakmasın.

    İnsanlardan bazıları hayatlarında verdikleri en büyük sözü bozuyor, bozmasın.

    İnsanlardan bazıları yaptıklarını başa kakıyor, kakmasın.

    İnsanlardan bazıları gösteriş için saçıyor, saçacaksa hak için saçsın.

    İnsanlardan bazıları esirgiyor, esirgeyecekse dolandırıcıdan esirgesin.

    İnsanlardan bazıları hak görününce kızıyor, kızmasın, üzülsün.

    İnsanlardan bazıları pişman oluyor, sonra yine haddi aşıyor, sonra da unutuyor, unutmasın.

    İnsanlardan bazıları şimdiyle seviniyor, çok sevinmesin, gelecekle üzülsün.

    İnsanlardan bazıları altın çatal bıçakla oynuyor, onları dünyadaki sahiplerine bıraksın.

    İnsanlardan bazıları devletten çalıyor, çalmasın.

    İnsanlardan bazıları çaldığını bilmiyor, bilmiyorsa öğrensin.

    İnsanlardan bazıları bilmediği işe giriyor, girmesin.

    İnsanlardan bazıları haddi aşanları dost ediniyor, edinmesin.

    İnsanlardan bazıları gidip boyun eğiyor, sonra da gelip baş kaldıranların koluna giriyor, girmesin.

    İnsanlardan bazıları yaptıklarının boşa gitme ihtimalini hiç düşünmüyor mu, kendisine sorsun.

    İnsanlardan bazıları söz veriyor, veriyorsa tutsun.

    İnsanlardan bazıları başkalarına duygu sömürüsü yapıyor, yapmasın.

    İnsanlardan bazıları akrabadan yüz çeviriyor, çevirmesin.

    İnsanlardan bazıları kapıdan kovuyor, kovmasın.

    İnsanlardan bazıları yok sayıyor, saymasın.

    İnsanlardan bazıları sinsice planlıyor, O’nun da bir planı olduğunu unutmasın.

    İnsanlardan bazıları kapılara dayanıyor, dayanmasın.

    İnsanlardan bazıları kötü konuşuyor, konuşmasın.

    İnsanlardan bazıları evladını düşünüyor,  diğerinin de evlat olduğunu düşünsün.

    İnsanlardan bazıları haddi aşıyor, aşmasın.

    İnsanlardan bazıları para biriktiriyor, biriktirecekse daha güzelini biriktirsin.

    İnsanlardan bazıları malını sayıyor, sayacaksa günahını saysın.

    İnsanlardan bazıları dertsiz, dünyayla oyalanıyor, kendine gelsin.

    İnsanlardan bazıları az bir karşılık için çok çalışıyor, çalışacaksa daha hayırlısına çalışsın.

    İnsanlardan bazıları ufak zaferlerinde kendilerini üstün görüyor, bi de çıksın kendisine Ay’dan baksın.

    İnsanlardan bazıları bazı insanları anlatıyor, artık sussun, biraz da kendine baksın, o anlattıklarını kendisinde arasın.

       M.Ali

    16.10.10

    Devlet Görevini Yerine Getirsin

    Devletin en temel görevi vatandaşı yaşatmaktır. Bunun bir adım sonrasıysa vatandaşı daha iyi yaşatmaktır.

    Mal canın yongası. İnsanın daha iyi yaşaması, huzurlu bir ortamda gerçekleşen zenginleşmeyle sağlanır. Zenginleşmenin de bir adım sonrası istikrardır.

    Zenginlik kadar zenginliği korumak da önemlidir. Zenginliği koruma noktasında insanoğlunun elindeki en büyük silahlardan biri sigorta sistemidir.

    Deprem sigortası, hırsızlığa karşı sigorta, arabalarımızın kaskosu, tüm bunlar sahip olduklarımızı korumak için kullandığımız argümanlar. Ancak maalesef bunların büyük bir kısmını özel şirketler sağlamakta ve bizim zenginliğimizi korurken bir taraftan da bizim paralarımızla zenginleşmekteler. Zenginliğimizi korurken bizi biraz daha fakirleştiriyorlar. İşte bu benim canımı sıkıyor.

    Benim devlet anlayışımda vatandaşın zenginliğini korumak devletin asli görevlerinden biridir. Bu noktada önerim şu: devlet karsız sigortacılık yapsın. Ancak dikkat edin, karsız diyorum. Bugün devletin birçok bankası var ancak hepsi de kar amacı güden kuruluşlar. Ben kar amacı güden bir şirketten bahsetmiyorum. Benim bahsettiği konu sigortacılığın devlet tarafından kar sağlamadan yapılması. Örneğin ben arabamın kaskosunu Güneş Sigortaya 600 liraya değil de, devlete, devletin bir kurumuna 350-400 liraya yaptırayım. Benim kazalar vs. karşısında mağdur duruma düşmememi devlet bana hiçbir çıkar gözetmeden sağlasın.

    Türkiye Sigorta ve Güvence Kurumu(TSGK) kurulsun. Hem kısaltması da kulağa hoş geliyor. :)  Bu iş bürokratlarca uzun uzun düşünülsün, planlansın. Sağlam ve güçlü bir sistem tasarlanıp uygulansın. Ben bir vatandaş olarak bunu devletimden istiyorum. Devlet bunu yapmakla bana ihsan etmiş de olmayacak üstelik. Bu, devletin görevi. Zaten yapmak zorunda. Benim zenginliğimi korumak zorunda. Ben onun yasalarına uyuyorsam o da beni mutlu etmek ve mutluluğumu sürdürülebilir kılmak zorunda. Zaten biz devleti o yüzden var ettik, o yüzden yaşatıyoruz.
                                                                                     
    Ekim 2010 – Mehmet Ali Demir

    15.10.10

    Büyük Nasihat

    Şeyh Edebali’nin Osman Bey'e nasihati ünlü Osmanlı tarihçisi Mustafa Cenabi'nin "Cenabî Tarihi" adıyla da bilinen "el-Hâfilü'l-Vâsıt ve Aylemü'z-Zâhirü'l-Muhît" adlı Arapça eserinin Süleymaniye Kütüphanesi'nde kayıtlı bir nüshasında yer almaktadır.
    Mustafa Cenabi, 1540-1590 yılları arasında yaşamıştır, kendisi bütün kaynaklara göre Arap'tır, ondan önce kimse Edebali'nin böyle bir vasiyetinden söz etmemiştir.
    Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana.. Ey Oğul! Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teala yardımcın olsun. Beyliğini mübarek kılsın. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin. Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin. Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de düşünce, fikir ve dualarla bize vaat edilenin önünü açmalıyız. Tıkanıklığı temizlemeliyiz. Oğul! Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin.. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!.. Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir. Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır. İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Dünya, senin gözlerinin gördüğügibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir... Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki alime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı! Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervasız, kahraman, gözü pek) derler. En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir. Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir. Ülke sadece idare edene aittir. Ölünce, yerine kim geçerse, ülkenin idaresi onun olur. Vaktiyle yanılan atalarımız, sağlıklarında devletlerini oğulları ve kardeşleri arasında bölüştüler. Bunun içindir ki, yaşayamadılar.. (Bu nasihat Osmanlıyı 600 sene yaşatmıştır.) İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkmaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar. Laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflah etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir!.. Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar. Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur. Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı... Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli. Savaşı sevmem. Kan akıtmaktan hoşlanmam. Yine de, bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir. Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır. Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir. Bey memleketten öte değildir. Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz. Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü, zaman yok, süre az!.. Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin. Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!.. Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın.
    Şeyh Edebali 13. Yüzyıl, Söğüt-Bilecik-Türkiye


    11.10.10

    Sen Ki Fransa Vilayetinin...





    Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner resmi ziyaret için Türkiye'ye gelmiş. Fransa denince artık aklıma Montaigne ya da Eyfel gelmiyor, garip bir şekilde Sarkozy'nin Türkiye ile ilgili yaptığı tuhaf çıkışlar geliyor. 

    Sen ki Fransa vilayetinin cumhurbaşkanı Sarkozy'sin, ağzından çıkanlara dikkat et.

    Türkiye ile Fransa arasında diplomatik ilişkiler, 1525 senesinde Fransa Kralı I. Fransuva'nın Habsbourg İmparatorluğu'na karşı Kanuni Sultan Süleyman'dan yardım istemesiyle başlamıştır. Almanya İmparatoru Şarlken'e Paive'de esir düşen Fransa kralının annesinin Kanuni'ye mektup göndererek yardım istediği söylenir.

    Bakın imparatorluğumuzun, o zamanlar vilayetlerimizden bir vilayet gibi gördüğümüz Fransa'nın esir kralına gönderdiği mektup.

    Kanuni'nin I. Fransuva'ya mektubu

    Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah'ın yeryüzündeki gölgesi Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım. Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Fransuva'sın. Hükümdarların sığındığı kapıma elçinizle mektup gönderip, ülkenizi düşman istila edip, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip, kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep ediyorsunuz. Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur. Her şeyden haberdar oldum. Yenilmek ve hapsolunmak hayret edilecek bir şey değildir. Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz. Böyle bir durumda atalarımız düşmanları mağlup etmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri kalmamışlardır. Biz de atalarımızın yolundayız ve daima memleketler ve alınmaz kaleler fetheylemekteyiz. Gece gündüz daima atımız eyerlenmiş ve kılıcımız belimizde kuşatılmıştır. Yüce Allah hayırlara bağışlasın. Allah'ın istediği ne ise olur. Bundan başka haberleri gönderdiğiniz adamınızdan öğrenesiniz. Böyle biliniz. (Dr. Erhan Afyoncu tarafından sadeleştirilmiştir.)

    Yabancı hayranı arkadaşlar biraz tarihimizi okusun. Belki o zaman akılları başlarına gelir. 


    Ben burada biz şöyleyiz böyleyiz edebiyatı yapmıyorum. Sadece diyorum ki eskiden başardık, yine başarırız, yalnız tek bir şeye ihtiyacımız var, çalışkan olmak.

    Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...