30.9.10

UML Nedir?



UML (Unified Modelling Language, Birlesik Modelleme Dili) yazılım modellenmesi ve planlanması için kullanılan bir dildir. UML konusunun anlasılabilmesi için ilk önce modelleme kavramının iyi anlasılması gerekmektedir. Modelleme karmasık bir sistemin kagıt üzerinde sembollerle bir benzerinin çıkartılması, karmasık bir sistemin basite indirgenerek ifadesi seklinde tanımlanabilir. Örnegin Gençlik Parkı üzerinde bir düzenlemeye gidilecegi zaman tasarımcılar Gençlik Parkı’nın bir modeli üzerinde çalısırlar, yapacakları degisikliklerin boyut ve biçimine bu modeller üzerinde karar verirler. Burada tek bir modelden degil birden fazla modelden söz etmek mümkün. 3 boyutlu bir makette model olabilecegi gibi kagıt üzerindeki bir çizim de model olabilir. Burada modellemenin çesitliliginde bahsetmek mümkün, yani bir sistem birden fazla yöntemle modellenebilir. Gençlik Parkı’nda bir degisiklik yapmadan önce model üzerinden çalısılacagından bahsettik. Peki degisikligi Ankara Maltepe Zeytin Cafe’nin yanındaki parkta yapmayı düsünseydik böyle bir modellemeye ihtiyaç duyacak mıydık? Elbette modelleme olmaksızın küçük bir parkta degisiklik gayet rahat yapılabilir. Ancak isler büyüdükçe modelleme kaçınılmaz hale geliyor.


Büyük yazılım projeleri için de modelleme konusu parkların modellenmesinden farksızdır. Modelleme olmaksızın büyük bir projeyi saglıklı bir sekilde hayata geçirmek mümkün degildir. Günümüzde basarıya ulasamamıs büyük yazılım projelerinin çogu daha modelleme asamasındaki hatalardan kaynaklanmaktadır. Modellemede dikkat edilecek baslıca hususlar: modelleme yönteminin iyi seçilmesi, modellerin farklı detay seviyelerine sahip olması, modellerin gerçekçi olması ve farklı modelleme yöntemlerinin birlikte kullanılmasıdır.

UML dünya çapında kabul görmüs, yazılım gelistirilirken kullanılan bir modelleme dilidir. Modelleme dillerinin gelisimi asagıda görülmektedir.















































                                                                                                                              M.Ali      

10 Büyük Yalan



Mark W. Lewis tasarım ve yazılım işi ile uğraşanlara en çok söylenen 10 yalanı listelemiş. Bu maddelerden en az bir yada bir kaçı bu işlerle uğraşan hemen herkesin başına gelmiştir:

1- Bunu bizim için ucuza yada ücretsiz yap, bir dahakinde telafi edelim!
Saygın hiç bir iş sahibi, daha sonra ödenmek üzere yada ücretsiz olarak emeğini ve zamanını vermez.
Bir tesisat ustasına "Bu seferlik lavaboyu bedava ver ve yerine monte et, bir dahaki lavabo ihtiyacımızda telafi ederiz!" dediğinizi hayal edebiliyoırmusunuz ?
Bu tip müşteriler muhtemel bir sonraki işte zaten sizi aramayacaklardır.

2- Son halini görmeden asla ücret ödemeyiz!
Bu müşterilerin sizden avans istemenizi engellemek için kurduğu bir tuzaktır. Heme her tür işte önce avans verilir ve ondan sonra işler devam eder.
Müşterinizle devamlılık arzeden bir ilişkiniz olması durumunda farklı davranabilirsiniz, ancak yeni bir müşteri hiç bir zaman çalışmalarınızı ücretinizin bir kısmını ödemeden görmemeli.

3- Bu işi bizim için yap, senin için iyi referans olur, işlerin açılır!
En büyük yalanlardan biri. Aynı şeyi lavabocuya söylediğinizde, size vereceği yanıt, "İşimi kusursuz yapsam bile farkedilmek için bunu size bedavayamı yapmam gerek?" olacaktır.
Ayrıca işi bu şekilde yaptıran işveren etrafındakilere projeyi ne kadar ucuza çıkardığını böbürlenerek anlatacaktır.
Çevresinden sizi yeni bir iş için arayan olsa bile muhtemelen size diğer işten aldığınız ücreti önereceklerdir.

4- Demo çalışmalara bakarken "Seninle çalışıp çalışmamaya henüz karar vermedik. Ama malzemeleri burada bırak ben ortağımla,yatırımcımla,karımla,patronumla görüşeyim."
Bunu söyleyen kişi emin olabilirsinizki çalışmalarınızı teslim ettik sonra 15 dakika içinde diğer tasarımcıları arayarak fiyat bilgisi isteyecektir.
Geri aradığınızda size ona verdiğiniz fiyatın çok yüksek olduğunu ve x bir tasarım firmasının daha uygun fiyat vererek işi aldığını söyleyecektir.
Elbette onlar ucuz olacak, çünkü siz zaten saatlerce çalışarak ön çalışma ve danışmanlık hizmetini ücretsiz olarak verdiniz.
Sözleşme yapana kadar hiç bir yaratıcı çalışmayı müşterinin ofisinde bırakmayın !
5- Proje iptal olmadı, sadece ertelendi. Hesabımız açık kalsın 1-2 ay sonra devam ederiz!
Muhtemelen etmeyecektir. İşte duraksama varsa muhtemelen o proje cansızdır. O ana kadar yaptığınız kısmın ücretini almamanız ise büyük hata olacaktır.
2 ay sonra geri aradığınızda o proje ile ilgili olarak başka biri atanmış olabilir, ve bilin bakalım ?! Bu yeni sorumlu kişi sizin adınızı bile duymamış olabilir!

6-Sözleşme mi ? Ne sözleşmesi, biz arkadaş değilmiyiz ?
Birşeyler yanlış gidene dek elbette arkadaşız. Akabinde senin takım elbiseli aşağılık benimde gerzek tasarımcı olmamam için sözleşme şart.
Ancak yaptığınız işler için para ödenmemesini bekliyorsanız o sizin bileceğiniz iş.
Saygın her iş sahibi mutlaka sözleşme yapar. Sizde yapmalısınız.

7- Faturayı iş üretildikten sonra kesip gönder!
Daha çok basılı grafik işlerinde, eğer uygulama yada basımını sizin yapmadığınız bir iş için, neden başkasının iş bitiş tarihini bekleyesenizki.
Siz zaten tasarımınızı teslim ettiniz ve kabul edildi. O zaman faturanızı kesebilirsiniz. Bu sizi başka türlü bir bekletme taktiği olabilir. Müşteriniz işin tasarım sonrası aşamalarında ortaya çıklacak sorunları çözebilmek için sizi bekletiyor olabilir.

8- Senden önceki şu kadara yapmıştı…
Tamamen alakasız bir söylem. Eğer daha önceki çok iyi bir iş çıkarmış olsa şu an sizinle değil onunla konuşuyor olmaları gerekirdi.
Bir öncekinin ne kadar ücret aldığı yada talep ettiği sizi hiç ilgilendirmemeli. Piyasanın altında ücret talep edenler yakında bu piyasadan ayrılacak demektir ya iflas edeceklerdir yada sektör değiştireceklerdir.

9- Bizim bütçemiz bu kadar diyen firmalar
İnanılmaz değilmi ? Adam araba almak istiyor hiç araştırmadan alacağı araba için ne harcayacağını biliyor.
Her proje belli ölçekte bir ücrete karşılıktır. Daha az paraları varsa sizde karşılığında daha az çalışarak işi çıkarabilirsiniz. Ama bunu onların anladığından emin olun.
İşi basitleştirerek sunacağınız bütçeyi kısın.

10- Finansal sorunlar yaşıyoruz, işi teslim et, biz biraz kazandıktan sonra ödemeni yapalım!
Tabii ki, ancak ödeme yapılacaklar listesinde en alt sıralarda olduğunuzu bilin. Bir firma kötü gittiğini açıklayabiliyorsa emin olun göründüğünden çok daha kötü durumdadırlar.
Ayrıca bir banka olmadığınızı unutmayın geciken ödemeler ile ilgili olarak size ek ödeme yapılmasını isteyin.

28.9.10

Interrupt Çeşitleri, Kullanılma Alanları ve Farklı Mimarilerde Performansı

Kasım 2009 tarihinde hazırladığım bir araştırma ödevi:

Mikroişlemci tasarımı bilgisayarın ve işlemcinin performansını etkileyen önemli faktörlerden biridir. Mikroişlemci tasarımı konusunda çalışmalar devam etmektedir. Günün imkan ve ihtiyaçlarına göre çeşitli zamanlarda çeşitli mimariler öne çıkmıştır. Bunlar sınırlı donanımsal kaynaklardan maksimum faydayı elde etmek amacıyla geliştirilmişlerdir. Bu ödevde CISC RISC ve EPIC mimarilerinden kısaca bahsedilecek, bunlar arsındaki farklar ortaya konacak, interrupt performansları değerlendirilecek.




Şekil-1


Şekil-2

Interruptlar temelde ikiye ayrılır:
1. Mask Edilemeyen Interruptlar: bu tür interruptlar herhangi bir program tarafından engellenemez. Örneğin bilgisayar kasası üzerindeki reset tuşuna basıldığında bu interruptı hiçbir program engelleyemez. Bu tür interruptlara mask edilemeyen interruptlar denir.


  1. Mask Edilebilen Interruptlar: Programlarla manüple edilebilen interruptlardır.


Karmaşık komut setli bilgisayar (Complex instruction set computer) olarak açılır. İşlemcideki komutların tipi mimarinin isminden de anlaşılacağı üzere complexdir. Bu mimari hafızanın dar ve pahalı olduğu yıllarda ortaya çıkmıştır. Bu nedenle de hafızanın verimli kullanılması öncelikli olarak tasarımda etkisini göstermektedir. CISC mimarisinin bilgisayar endüstrisinde kullanılması RISC ve EPIC mimarilerinden eskidir. Hafıza elemanlarının kapasiteleri artıp fiyatları düştükçe CISC mimarisi yavaş yavaş gözden düşmüştür.



İndirgenmiş komut takımı bilgisayarı ( Reduced instruction set computer) anlamına gelir. CISC mimarisinden sonra ortaya çıkmıştır. Transistör sayısında bir artış gerçekleştirmeden, mimaride yapılan değişiklikle işlemcilerde performans artışı sağlanmıştır. RISC de hafıza CISC'e göre daha fazla kullanılır, ancak bu o kadar da büyük bir problem değildir. Çünkü RISC mimarisinin getirdiği performans artışı yanında hafıza kullanım artışı göze batmamaktadır. Hem hafıza elemanlarının fiyatı gelişen teknolojiyle düştüğünden bu bir sorun oluşturmaz. Bu mimaride daha az sayıda komut vardır. Daha az sayıda adresleme kipi içerir. Sabit uzunlukta komutlar kullanılır. Doğrudan bellek üzerinde işlem yapan komutlara sahip olmayıp, işlemler iç saklayıcılarda yapılır. Belleğe sadece okuma/yazma işlemleri için erişilir. Komutlar tek çevrimde alınıp yürütülür. RISC mimarisinde komutlar CISC mimarisine göre daha basit olduğundan daha hızlı bir yapı oluşturulmuştur.


EPIC (Explicitly Parallel Instruction Computing) belirtilmiş paralel komutlarla hesaplama anlamına gelir. CISC ve RISC mimarilerinden sonra ortaya çıkan ve onlardan daha başarılı bir mimaridir. İntel İtanium'un temelini EPIC mimarisi oluşturur. Bu mimari mikroişlemcilerde komutların paralel işletimini derleyiciye bırakmaktadır. Bu sayede mikroişlemci içerisinde karmaşık devrelere gerek kalmamaktadır. Bu da mikroişlemcinin performansını arttırmaktadır.

FARKLI MİMARİLERDE INTERRUPT PERFORMANSI

İşlemci performansını gelecekte artırmanın yolu işlemci içerisinde daha fazla paralel işlem yapılmasını sağlamak olacaktır. Bu konuya EPIC mimarisinin yaklaşımı, paralelliği koddan almak şeklindedir. Günümüzde performans artışı paralellikle sağlanmaktadır. Hangi mimari paralelliği daha fazla destekliyorsa daha fazla performans sağlamaktadır. Bu açıdan bakılacak olursa paralelliği en fazla destekleyen mimari EPIC mimarisidir. Bu mimari ile kodda programcı tarafından paralel yazılmayan yerler dahi paralel çalıştırılmaya çalışılmaktadır. Örneğin bir if bloğunu düşünelim. Bu kod paralel bir kod değildir. Ancak EPIC mimarisinde dallanmalar paralel olarak çalıştırılır ve programın nereden akacağına daha kısa bir sürede karar verilip oradan devam edilir.

Şekil-3

Şekil-4

İnterruptlar özellikle bilgisayarlarda birden fazla uygulama çalışıyorsa kullanılır. Yani multitasking ne kadar fazlaysa interrupt kullanımı da o kadar fazladır. Yukarıda bahsettiğimiz üç miamari içerisinde interrupt kullanımının ve performansının en fazla olduğu mimari EPIC mimarisidir. Dikkat edilirse EPIC mimarisinde aynı anda birden fazla işlem işlemci tarafından diğer mimarilere oranla daha fazla gerçekleştiriliyor. Ayrıca EPIC mimarisinde komutların paralel işletilmesi derleyici tarafından halledilmektedir. Komutların paralel işletilebilmesi için de interruptlar kullanılmaktadır. Motorola 680000 işlemcisi bir CISC mimarisine sahip işlemcidir. Bu işlemcide komutların paralel çalıştırılması ya da multitasking aşağıdaki şekilde de görüldüğü gibi karmaşık donanımsal elemalarla sağlanmaktadır.


Şekil-5

CISC mimarisi ise interrupt performansı açışından en geride olan mimaridir. Bu mimari ortaya çıktığı dönemdeki ihtiyaçların farklı olması ve teknolojinin hızla gelişmesiyle artık güncelliğini kaybetmiştir. Ortaya çıktığı dönemde birden fazla işlemin bilgisayarda aynı anda çalıştırılması bugünkü kadar önem taşımadığından interrupt performansı da RISC ve EPIC mimarilerine oranla geridedir. Ancak CISC mimarileri günümüzde tamamen gereksizdir diyemeyiz. Özellikle yoğun network trafiği yöneten işlemcilerde interruptlar sisteme yük olurlar, sistemi oyalarlar. Bu nedenle bu tarz işler CISC mimarisine sahip işlemcilerle halledilir. Hesaplama ağırlıklı alanlarda ve iş istasyonlarında ise RISC mimarili işlemcilerin kullanılması performans açısından daha sağlıklı olacaktır. EPIC mimarili işlemciler ise paralel çalışması durumunda performans artışı alınacak uygulama alanlarında çalıştırılmalıdırlar. Örneğin bir CAD uygulamasında EPIC mimarisi yerine RISC mimarisi kullanılırsa daha mantıklı bir seçim yapılmış olunur.

SONUÇ

Bu araştırma ödevinde CISC, RISC ve EPIC mimarileri incelendi, interrupt performansları değerlendirildi, bunun sonucunda hangi uygulamalarda hangi mimariye sahip işlemcilerin kullanılması gerektiği açıklandı. Mimarilerin ortaya çıkış tarihleri açısından ve performansları açısından bir sıralama yapıldı. Mimarinin performansta ne kadar etkin olduğu ortaya kondu. Ödev hazırlanırken interruptlar hakkında daha geniş bilgi edinildi, özellikle EPIC mimarisinin interrupt performansının nasıl daha yüksek olduğu ve bunun nasıl sağlanıldığı öğrenildi.

KAYNAKLAR

1-http://www.sltf.com/articles/pein/pein9505.htm
2-http://www.sgi.com/products/software/react/react_pro.html
3-http://www.internals.com/articles/protmode/interrupts.htm
4-http://www.pic24micro.com/cisc_vs_risc.html
5-http://www.ifp.illinois.edu/~jones/RISCvCISCvDSP.pdf
6-http://www.ddj.com/architect/184408418
7-http://www.cpushack.net/CPU/cpuAppendA.html






                                                                                                                              M.Ali      

26.9.10

LTV Gelsin, Benzin Ucuzlasın

Ülkemizde kdv ve ötv olmak üzere iki tip vergilendirme var. Bunlardan kdv alınıp satılan hemen hemen herşey için geçerliyken ötv daha özel, yaşamı devam ettirmek için değil de kolaylaştırmak ve güzelleştirmek için alınıp satılan şeylerde geçerli. buzdolabı, televizyon vs.

Vergi, sistemin devamı için alınması gereken, sistemin sağlığı içinse fazla abartılmaması gereken bir konudur. Bir devlet vatandaşından ne kadar az vergi alarak görevlerini yerine getiriyorsa o kadar başarılıdır. 

Bana göre ötv ve kdv vergi adaletini koruyarak halktan vergi toplanması konusunda yetersiz kalmaktadır. Bunlara bir de ltv(lüks tüketim vergisi) eklenmelidir. Özel tüketim tam olarak lüks tüketim manasına gelmemektedir. Temel ihtiyaç ile lüks arasındaki herşey özel tüketime girer. Örneğin televizyon, buzdolabı, bulaşık makine gibi dayanıklı mallar özel tüketime girer. Cip, kürk, pırlanta, piyasaya göre yüksek fiyatlı televizyon, buzdolabı, halı (örneğin iran halısı) lüks tüketime girer. Halkın aldığı buzdolabının vergisini fazla tutarsanız bundan buzdolabı üreticisi etkilenir, üreticinin çalışanları ve yan sanayisi etkilenir ve sonunda tekrar halk etkilenir. ancak ithal edilen ve yüksek fiyattan satılan lüks bir buzdolabının vergisini arttırırsanız bundan halk olumsuz yönde etkilenmez. Bundan sadece ithalatçı ve cari açık olumsuz etkilenir.

Tekrar vurgulamak istiyorum. Ltv gesin tüm vergiler artsın demiyorum. Ltv gelsin, lüks tüketim mallarının vergisi artsın, özel tüketim ve temel tüketim mallarının vergisi düşsün diyorum. Çünkü sanayimiz artık özel tüketim mallarını da üretebilir duruma geldi. Burada yüksek vergi koymak ekonomiyi uzun vadede olumsuz etkiler.

Gelelim benzindeki vergilendirmeye. Biz kalkınmaya çalışan bir ülkeyiz. Dikkat edin, dünyada şu anda belli bir noktada olan ülkelerin hepsi atılımlarını ulaşım sektöründe yaptıkları atılımlara ve yatırımlara borçlular. ABD'deki trenyolu sisteminin kurulması, Osmanlıdaki kervansaraylar, Avrupada ticaret mallarının nehirlerde buharlı gemilerle taşınması vs. Sonuç olarak üretilen mallar tüketiciye ucuza ve hızlı bir şekilde ulaştırıldığında daha geniş kitleler ekonomik hayatın içine daha etkili girerler ve ekonomi daha rahat büyür. Ulaşımı kolaylaştırmadan ve ucuzlatmadan sağlıklı ve yüksek ivmeli bir kalkınma yakalamak neredeyse imkansız. Özallı yıllarda yapılan otobanlar ülkemizin o dönemki kalkınmasına önemli bir katkı sağlamıştır. Yeterli mi, tartışılır. Demir yolu, deniz yolu gibi daha güzel alternatifler var mıydı, o da tartışılır; ancak yine de başarılı diyebiliriz. Bu çerçeveden bugünkü akaryakıt fiyatlarının durumuna baktığımızda oldukça yüksek buluyorum. Öyle ki insanlar bir yerden bir yere gitmeye korkar oldu. Şirketler için ulaşım maliyetleri arttı. Çevrecilik açısından güzel olsa da ekonomi açısından olumsuz bir durum. Bu noktada ülkemizde ya akaryakıt fiyatları herkes için ucuzlatılmalı, ya da şirketler için fazladan vergi indirimleri sağlanmalı. Örneğin şirketler akaryakıt vergi iadesi alabilirler. Ya da doğacak vergi açığı ltv ile kapatılabilir. Ya da vergi toplama sistemimiz daha sağlıklı hale getirilip kayıt dışı ekonominin önüne geçilerek(Bu konuda Fiş meselesi yazıma bakabilirisiniz) artan vergi gelirlerinden bu tarz vergi indirimlerine finansman sağlanabilir.

Vergi devlet için amaç değil, araç olmadıkça sağlıklı bir kalkınma sağlanamaz.


                                                                                                                              M.Ali      

25.9.10

C# Projesi İçinde Java Nasıl Kullanır?

Bu konuyu gece saat 12'ye gelirken ödev yükleme sisteminin kapanmasına dakikalar kala bana öğreten Suat Taşçı'ya sevgilerle.....

Bir platformda başka diller kullanmak çoğu zaman işe yarayan bir şey. İş yerinde de arkadaşım C# projesi içinde C kulllanmaya çalışıyordu. Onu çok araştırmadım ama C# içinde Java'nın nasıl kullanıldığını anlatayım.

Uygulama yapılırken IKVM kullanılmıştır. Buradan indirebilirsiniz. Önce java’da bir class ve class içinde method yazdım. Bunları jar dosyası olarak export ettim. Jar uzantılı ve class uzantılı dosyalarımı ikvm programının olduğu dosyaya attım. Class dosyasından exe uzantılı dosyayı ve jar dosyasından dll uzantılı dosyayı oluşturdum. C# projeme oluşturduğum bu iki dosyayı(exe'yi ve dll'i) referans olarak ekledim. Run dediğimde bana IKVM.OpenJDK.Core.dll dosyasını import etmem gerektiği uyarısını verdi, bu dll i  de referans olarak eklediğimde artık c# projemden java class’ıma, bu class içindeki public method ve public değişkenlerime ulaşabilir hale geldim. 


Tutorial'ına da buradan ulaşabilirsiniz.


                                                                                                                              M.Ali      

24.9.10

Aselsan Hakkında Genel Bilgi

Bir staj raporunun şirket hakkındaki bölümünü staj raporu yazan arkadaşlara da faydalı olması dileğiyle ekliyorum. Biliyorum bu bilgileri içeren kitapçık dağıtıldı, bir kısmı da kendi web sitelerinde var; ancak benim ekleyeceğim yazı daha derli toplu, umarım faydalı olur...





1.ASELSAN HAKKINDA

1.1. Genel Bilgi

ASELSAN, 1975 yılı sonunda Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı öncülüğünde Vakıf Kuruluşu bir Anonim Şirket olarak kurulmuştur. Yatırım çalışmalarını kısa sürede tamamlamış ve 1979 yılı başlarında Ankara Macunköy tesislerinde üretim faaliyetine geçmiştir. ASELSAN kuruluş yıllarından bu yana ileri teknolojiye dayalı olarak, programlı bir şekilde müşteri ve ürün yelpazesini genişletmiş olup, bugün modern elektronik cihaz ve sistemler geliştiren, üreten, tesis eden, pazarlayan ve satış sonrası hizmetlerini yürüten entegre bir elektronik sanayi kuruluşu haline gelmiştir.
ASELSAN, farklı yatırım ve üretim yapısı gerektiren proje konularına bağlı olarak Haberleşme Cihazları Grup Başkanlığı (HC), Savunma Sistem Teknolojileri Grup Başkanlığı (SST), Mikroelektronik, Güdüm ve Elektro-Optik Grup Başkanlığı (MGEO), Radar Elektronik Harp ve İstihbarat Grup Başkanlığı(REHİS) olmak üzere dört ayrı Grup Başkanlığı bünyesinde örgütlenmiştir. Ankara'da MACUNKÖY ve AKYURT'ta yerleşik iki ayrı tesiste üretim ve mühendislik faaliyetlerini sürdürmekte olan ASELSAN'ın Genel Müdürlük teşkilatı Ankara Macunköy'de bulunmaktadır. ASELSAN, İstanbul, İzmir Bölge Müdürlükleri ve yurt çapına yayılmış olan satış bayilikleri ile satış sonrası hizmetlerini de başarıyla yürütmektedir. Çeşitli ülkelerde temsilcilikleri bulunan ASELSAN, ilk yurtdışı şirketi olan ASELSAN-BAKÜ şirketini, 1998 yılında Azerbaycan'da kurarak faaliyete geçirmiştir.
Macunköy tesislerinde faaliyetlerini sürdüren, Haberleşme Cihazları Grubunun ana faaliyet alanı askeri ve profesyonel haberleşme sistemleri, Savunma Sistem Teknolojileri Grubunun ana faaliyet alanı ise radar, elektronik harp ve komuta kontrol sistemleridir. Geniş makine-teçhizat parkı ve üstün teknolojik yapıya sahip Macunköy tesislerinde "AR-GE bölümleri", "Elektronik Üretim Bölümleri" ile "Baskı Devre Üretim", "Mekanik Üretim" ve "Kalıp Üretimi" bölümleri bulunmaktadır. Elektronik üretim ünitelerinde askeri standartta ve ağır çevre koşullarını içeren üretim yöntemleri kullanılmakta ve çağdaş teknolojik gelişmeler 2
yakından izlenmektedir. Üretim hatlarında; çok katlı ve esnek baskı devreler yüzey monte teknolojisi, bilgisayar destekli tasarım-üretim teknolojileri başarıyla kullanılmaktadır.
Akyurt tesislerinde faaliyetlerini sürdüren Mikroelektronik, Güdüm ve Elektro-Optik Grubu ise hibrid Mikroelektronik devreler, gece görüş cihazları, lazer işaretleyici ve ataletsel seyrüsefer cihazları ana başlıkları altında, otomasyona dayalı en modern üretim araçlarıyla donatılmış olarak, 2000'li yılların en kritik teknolojileri arasında yer alan Mikroelektronik teknolojili üretim ile elektro-optik alanında üretim gerçekleştirilmektedir.
Bütün gruplarda bilgisayar destekli tasarım (CAD), mühendislik (CAE) ve üretim (CAM) teknolojileri askeri standartlar ve ISO-9000'e uygun olarak başarıyla uygulanmaktadır.

1.2. Faaliyet Alanları

ASELSAN elektronik ürünler ve sistemler tasarlayan, geliştiren, üreten ve ürünlerinin satış sonrası servis hizmetlerini karşılayan; yüksek teknolojili ve çeşitli ürün yelpazesine sahip bir elektronik sanayi kuruluşudur.
ASELSAN'da ürün geliştirme faaliyetlerinde en son elektronik, elektro-optik ve mekanik teknolojiler bilgisayar destekli geliştirme ve üretim altyapısı ile birlikte uygulanmaktadır.
Haberleşme Cihazları :
Taktik Telsizler Taktik Saha Haberleşme Sistemleri Aviyonik, Uydu ve Deniz Haberleşme Sistemleri Kamu Güvenliği Haberleşme Sistemleri 3
Savunma Sistem Teknolojileri:
Silah Sistemleri Komuta Kontrol (C4ISR) Sistemleri Deniz Sistemleri Anayurt Güvenliği İnsansız Sistemler Trafik Sistemleri Radar, Elektronik Harp ve İstihbarat Sistemleri:
Radar Sistemleri Elektronik Harp Kendini Koruma Sistemleri Elektronik Harp İstihbarat ve Taarruz Programları
Mikroelektronik Güdüm ve Elektro-Optik:
Elektro-Optik Güdüm ve Seyrüsefer Aviyonik Mikroelektronik


1.3.Tarihçe

· ASELSAN, 1975 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin haberleşme cihaz ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kuruldu.
· Ocak 1976 'da Sayın M. Hâcim KAMOY Genel Müdür olarak atandı.
· ASELSAN ilk yatırımını Macunköy tesislerine yaptı, bu tesisler 1979 yılında tamamlandı ve bir yıl içinde üretim faaliyeti başladı. 4
· 1980 'de ilk sırt ve tank telsizleri üretilerek müşterilerine teslim edildi.
· 1981 'de ilk el telsizi ve Banka Alarm Sistemlerinin tasarımı yapıldı.
· 1983 ASELSAN'ın ilk ihracatını gerçekleştirdiği yıl oldu. Bu yılda personel mevcudu 186'ı mühendis olmak üzere 1434'e ulaştı.
· ASELSAN ürün yelpazesini 1982-1985 arasında genişletti. Sahra telefonları, bilgisayar denetimli merkezi sistemler ve laser mesafe ölçme cihazları yeni ürünler envanterine katıldı.
· ASELSAN 1986 'da geliştirdiği Elektronik Harp ve Data Terminal cihazları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücüne katkıda bulundu.
· 1987 yılında ASELSAN Stinger Füze üretimi için 4 NATO ülkesinin katıldığı ortak projeye dahil oldu ve kalın film hibrid devre üretimi için gerekli yatırıma başladı.
· 1988 yılında ASELSAN ilk aviyonik cihazını üretti: F-16 uçakları için Ataletsel Seyrüsefer Sistemi (INS) AQAP-4 kalite belgesine sahip oldu ve MSB ile Elektronik İhtirakli Tapa sözleşmesini imzaladı.
· 1989 'da Pakistan'a ilk teknoloji transferi yapıldı.Pakistan'ın NRTC tesislerinde ASELSAN lisansı ile sahra telsiz imalatına başlandı.
· 1990 'da ASELSAN Avrupa'nın Savunma Elektroniği firmaları arasında 47.liğe yükseldi. BAİKS ve TV Göndermeç Cihazlarının üretimi başladı. 1990'da ASELSAN'da 330'u mühendis 2000 kişi çalışıyordu.
· 21.05.1990-19.06.1990 tarihleri arasında ASELSAN hisseleri halka arz edilmiş olup %15.46’sı satılmıştır. 5
· 01.08.1990 tarihinde ASELSAN hisseleri İMKB’de işlem görmeye başladı.
· 1991 'de ASELSAN faaliyet alanında yer alan projeler paralelinde 3 grup halinde reorganize oldu. 'International Defense" dergisinin yaptığı sıralamada dünyadaki savunma sanayii firmaları arasında 127. oldu ve çevre ödülü kazandı.
· 1992 'nin en önemli özelliği Radar sistemlerinin ASELSAN'ın ürün yelpazesine katılmasıydı. Bu yıl ayrıca TKY uygulamalarında yeni bir atılım başlatıldı.
· 1993 'de ASELSAN Akyurt tesislerinin "Elektro-Optik Teknoloji Merkezi" konumuna getirilmesi işlemi başlatıldı. Bu yıl ASELSAN ISO-9001 kalite belgesi aldı.
· 1994 'de ASELSAN'ın sahip olduğu kalite belgesi AQAP-1 olarak yenilendi; Have-Quick telsiz üretim programı başladı.
· 1995 'de ASELSAN mühendisleri ilk tüketici ürünü olan Cep Telefonlarının tasarımını tamamladı. İhracat yapılan ülke sayısı 19'a çıktı ve Güç Elektroniği alanında Demiryolları projelerine başlandı.
· 1996 'da ASELSAN kalite sistemi AQAP-110 olarak yenilendi. Silahlı Kuvvetlerimize en yeni teknolojili haberleşme sistemi sağlayacak TASMUS sözleşmesi imzalandı.
· ASELSAN mühendislerince tasarımlanarak 1997 'de piyasaya sürülen ASELSAN 1919 Cep Telefonu ile Türkiye, GSM cep telefonu geliştiren ilk 9 ülke arasındaki yerini aldı.
· 1998 yılı ASELSAN'ın birçok yeni cihazını üreterek teslim ettiği bir yıl oldu. Termal kameralar, termal silah dürbünü ve termal görüş cihazları ile hedef koordinat belirleme cihazları TSK'nın hizmetine sunuldu. Köprü ve otoyol geçişlerini önemli ölçüde rahatlatacak "Otomatik Geçiş Sistemi" tasarımı tamamlandı ve üretimine 6
geçildi. Telsiz Genel Müdürlüğü ihtiyacı için "Milli Monitor Sistemi" sözleşmesi imzalandı. ASELSAN, LN-93 Ataletsel Seyrüsefer Sistemi üretimi için Amerikan Hükümetinden "Onaylı Üretici" belgesi aldı.
· 1999 yılı ASELSAN tasarımı cihazların başarılarının bir kez daha kanıtlandığı bir yıl oldu. ASELSAN cihazları çeşitli yurtdışı ihalelerde kalite, performans ve fiyat olarak en önde yer aldı. ASELSAN tasarımı "Kaideye Monteli Stinger Sistemi" atış testlerinde %100 başarı elde edildi. Yeni model cep telefonunun tasarımı tamamlanarak Avrupa tip onayı alındı. TSK ile önemli yeni projelerin sözleşmesi imzalandı. Bunlar arasında Hava Savunma Erken İkaz ve Komuta Kontrol Sistemi Projesini, MILSIS Elektronik Harp ve X-Band Uydu Haberleşme Sistemi Projelerini sayabiliriz.
· 2000 yılında sanayi sektörünün karşı karşıya kaldığı olumsuz koşullardan etkilenmiş, ancak buna rağmen satışlarını 140,6 Trilyon TL’ye yükseltmiştir.
· 2000 yılında ihracat, ağırlıklı olarak Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelmiştir. Azerbaycan, Belçika, Gürcistan, İngiltere, İran, Pakistan, Tunus, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne de ihracat gerçekleştirilmiştir.
· 2000 yılında açıklanan İstanbul Sanayi Odası “Türkiye’ nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listesinde 1999 yılı değerleriyle Özel sanayi kuruluşları arasında 34., yarattığı brüt katma değer açısından ise 7. olmuştur.
· 2000 Yılında Genel Müdürümüz Sayın M. Hacim Kamoy emekliğe ayrılmıştır. Yerine 9 Kasım 2000 tarihinde Sayın Necip Kemal Berkman Genel Müdür olarak atanmış ve göreve başlamıştır.
· 2001 yılının son ayları itibariyle sözleşmeye bağlanmış yıllara sari projelerin toplam tutarı 898 Milyon $ olmuştur. Belirtilen büyüklükler itibariyle, ASELSAN 7
gerçek bir dünya şirketi olmanın koşullarını zorlayabileceğini kanıtlamış bulunmaktadır.
· 2001 yılındaki sanayi sektörünün karşı karşıya kaldığı olumsuz koşullardan etkilenmesine rağmen, net satışlarını 261,5 Trilyon TL’ye yükselterek, net satışlarını en çok artıran şirketler arasında yer almıştır. Bu tutar, geçen yıla göre %85 oranında bir artışı ifade etmektedir.
· 2001 yılında ASELSAN MİKES A.Ş.’nin %72 hissesi devralmıştır.
· ASELSAN 2002 yılında net satışlarını 318,8 Trilyon TL’ye yükseltmiştir. Bu tutar, geçen yıla göre %22 oranında bir artışı ifade etmektedir.
· 2002 yılında şirketin özsermayesi geçen yıla oranla iki buçuk kat büyümüş ve toplam kaynakların yaklaşık dörtte biri oranına ulaşmıştır.
· ASELSAN 2002 yılında 11 ülkeye (İtalya, Belçika, K.K.T.C., Cezayir, Pakistan, A.B.D., Almanya, Azerbaycan, Gürcistan, İngiltere, İspanya) 12,3 Milyon $ tutarında dış satım gerçekleştirmiştir.
· 2003 yılı ASELSAN için; 2001 ve 2002 yıllarında imzalanmış olan büyük sözleşmelerin teslimatının yoğunlaştığı, yeni büyük sözleşmelerde 2004 ve sonraki dönemde yapılacak teslimata yönelik üretim faaliyetlerinin hız kazanmaya başladığı, köklü organizasyon değişikliklerinin yaşandığı bir yıl olmuştur.
· 2003 yılında ASELSAN Yüksek teknoloji alanında kendisine yeni ufuklar kazandırmaya amaçlayan ASELSAN, bu amaçla bünyesinde “ASELSAN Teknoloji Üst Kurulu” oluşturmuş ve bu alandaki çalışmalarına hız vermiştir ve ASELSAN’ın bu konuda yaptığı çalışmalar TÜSİAD, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ve TÜBİTAK tarafından da takdirle karşılanmış ve kuruluşumuz 2003 yılı içerisinde “5. Teknoloji Büyük Ödülü” ile ödüllendirilmiştir. 8
· ASELSAN; 2003 yılı içerisinde Hava Savunma Erken İkaz Radarı, SPEWA-II F-16 Elektronik Harp Kendini Koruma Sistemi, Jandarma Entegre Muhabere ve Bilgi Sistemi gibi büyük projeler için uzun dönemi kapsayan sözleşmeler imzalanmıştır.
· 2003 yılı şirketimiz için başarılı bir yıl olmuştur. ASELSAN; 2003 yılını da ülkemiz savunma sanayiinde lider konumunu sürdürerek 209,9 Milyon $ tutarında teslimat gerçekleştirmiştir. Bunun yanı sıra 2003 yılında ASELSAN, toplam 32,8 Milyon $ tutarında ihracat gerçekleştirmiştir.
· 2004 yılı ASELSAN için; 2002 ve 2003 yıllarında imzalanmış olan büyük sözleşmelerin teslimatlarının yoğunlaştığı, yeni büyük sözleşmelerin imzalandığı, 2005 ve sonraki dönemde yapılacak teslimatlara yönelik üretim faaliyetlerinin yoğun biçimde sürdürüldüğü bir yıl olmuştur.
· 2004 yılı şirketimiz için başarılı bir yıl olmuştur. ASELSAN; 2004 yılında da ülkemiz savunma sanayiinde lider konumunu sürdürerek 261,1 Milyar $ tutarında teslimat gerçekleştirmiştir.
· Pazar Geliştirme Direktörlüğü’nün 2004 yılında çeşitli ülkelerde yürüttüğü yoğun tanıtım ve pazarlama faaliyetleri sonucunda, içlerinde dünya ekonomisinde söz sahibi olan ülkelerin de yer aldığı; ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, Tunus, Pakistan, Azerbaycan, ve KKTC’ ye toplam 33.2 Milyon $ tutarında ihracat gerçekleştirmiştir.
· 2005 yılı ASELSAN için; tamamen özgün tasarımla üretilen sistem entegrasyon ağırlıklı projelerin teslimatlarının başarıyla gerçekleştirildiği, imzalanan yüksek teknoloji ürünü savunma sistemleri projelerinin kesintisiz devam ettiği ve 2005 yılı için öngörülen hedeflere ulaşıldığı bir yıl olmuştur.
· ASELSAN, 2005 yılında 428.7 Milyon YTL (312 Milyon $) tutarında net satış gerçekleştirmiştir. 2005 yılında % 20 oranında artan net satışların, 29.4 Milyon YTL 9
(22 Milyon $)’lık kısmı ihracat, 399.3 Milyon YTL’si (290 Milyon $) yurtiçi satış gelirlerinden oluşmaktadır.
· 2000 yılından bu yana ASELSAN A.Ş. Genel Müdürlüğü görevini yürüten Necip Kemal BERKMAN, 1 Ocak 2006 itibariyle görevini ASELSAN Mikroelektronik, Güdüm ve Elektro- Optik Grubu Başkanı Cengiz ERGENEMAN’a devretmiştir. 3 Şubat 2006’da gerçekleştirilen devir teslim töreni ile Mikrodalga ve Sistem Teknolojileri Grup başkanı olarak görevini tamamlayan Mahmut KARADENİZ’in yerine Fuat AKÇAYÖZ, Haberleşme Cihazları Grup Başkanı olarak görevini tamamlayan Zeki KOCABIYIKOĞLU’nun yerine Dr. Faik EKEN atanmıştır.
. 1 Ocak 2008 tarihi itibarı ile Mikrodalga Sistem Teknolojileri Grup Başkanlığı, Savunma Sistem Teknolojileri ve Radar Elektronik Harp ve İstihbarat Sistemleri Grup Başkanlığı olarak yeniden yapılandırılmıştır.1 Ocak 2006 tarihinden itibaren Mikrodalga Sistem Teknolojileri Grup Başkanı olarak görev yapan Fuat AKÇAYÖZ, Savunma Sistem Teknolojileri Grup Başkanlığı görevine, Mikrodalga Sistem Teknolojileri Grup Başkanlığında Direktör olarak görev yapan Ergun BORA Radar Elektronik Harp ve İstihbarat Sistemleri Grup Başkanlığı görevine atanmıştır.

Extreme Programming

XP (EXTREME PROGRAMMİNG) ve YAZILIM GELİŞTİRMEDE GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

Günümüzde özellikle ülkemizde bu yazılım konusunda en güncel yaklaşım extreme programming(xp) yaklaşımıdır.
XP, küçük veya orta ölçekli yazılım geliştirme grupları tarafından kullanılabilen, çok karmaşık olmayan, etkin, esnek, düşük-riskli ve öngörülebilir bir yazılım geliştirme yaklaşımıdır. Özellikle ürün gereksinimlerinde ve pazar koşullarında sık değişikliklerin meydana geldiği veya belirsizliklerin fazla olduğu yazılım projelerinde etkin olarak kullanılabilmektedir (Beck, 2000)
XP’nin 12 prensibi vardır. Bunlar:
1. Planlama: Projenin başında bir plan yapılır ve ihtiyaca göre şekillendirilir.
2. Küçük Sürümler (Small Releases): Hızlı feedback için hızlıca geliştirilen küçük sürümlerle çalışmak.
3. Metafor: Bütün geliştirme sürecinin basit bir senaryo ile modellenmesidir. Bu sayede geliştiriciler neyi ne için yaptıklarının farkında olurlar.
4. Basitlik: Sistem mümkün mertebe basit olmalıdır.
5. Test: Özellikle birim testlerle süreç boyunca çeşitli testler yapılır.
6. Yeniden Yapılandırma (Refactoring): Sistemin davranışını değiştirmeden yeniden yapılandırılması.
7. Eşli Programlama (Pair Programming): Kodlama esnasında bir makinede eş zamanlı iki kişinin çalışması.
8. Ortak Kod Sahipliği: Her yazılımcının sistemin her biriminde kodlama yapabilmesidir prensibi.
9. Sürekli Entegrasyon: Her iş parçası bittiğinde sistem entegrasyonu yapılır.
10. Haftada 45 Saat Çalışma: Bu prensip, haftada 45 saatten fazla çalışılmamasını ve üst üste iki haftadan fazla mesaiye kalınmamasını öngörmektedir.
11. Müşteri ile Beraber Çalışma: Müşteri beklentilerini daha iyi karşılamak adına müşteriyi de sürece dahil etme prensibi.
12. Kodlama Standartları: Kodlamanın standartlara uygun yapılması prensibi.
XP 80’lerin sonlarında ortaya atılmış, 96 senesinde olgunlaşmıştır. Günümüzde gelişimini sürdürmektedir.
2001 senesinde 17 uzman ortak bir manifesto ile çevik yazılım geliştirme yaklaşımı dünyaya duyurdu. Bu manifesto dünya çapında yankı uyandırdı. bu yaklaşım xp’yi de içeren bir üst yaklaşımdır. (Bkn. Kaynaklar-5) XP’yaklaşımındaki prensiplere benzer prensiplere sahip ancak ülkemizde xp kadar yaygın olmayan bazı yaklaşımlar ise aşağıda sıralanmıştı.

·         SCRUM
·          Crystal
·          Feature-Driven
·         BDD (Behaviour-Driven Development)






KAYNAKLAR



6-www.xprogramming.com


7-www.extremeprogramming.org




                                                                                                                              M.Ali      

23.9.10

HyperThreading(HT) Teknolojisi

Bugün Paralel Programlama'nın ilk dersini yaptık. Multi core teknolojisinin ısındırma turlarını yapan HyperThreading teknolojisinden de bahsedildi. Ben de HT ile ilgili; geçen sene(Ekim 2009) yaptığım bir araştırmayı paylaşmak istedim. Makaleyi geçen sene yazmış olmam lütfen konunun güncel olmadığı şeklinde algılanmasın, HT konusunda geçen bir yıllık süreç içerisinde fazla da bir değişiklik olmamıştır. Umarım faydalı olur...

Bu araştırmada Intel firmasının geliştirdiği ve bazı ürünlerinde kullandığı Hyper threading teknolojisi (HT) araştırılmıştır. Araştırma ile Hyper threading teknolojisine neden ihtiyaç duyuldu, bu teknoloji nasıl çalışır, Intel hangi ürünlerinde bu teknolojiyi kullandı, ne derecede bir performans artışı sağlanıyor, performansın düştüğü uygulamalar oluyor mu, performansa etki eden faktörler neler, hangi işletim sistemleriyle uyumlu çalışıyor, enerji tüketimi konusunda nasıl gibi sorular cevap arandı. Özellikle çift çekirdekli işlemciler üretilmeden önce bunların bir simülasyonu niteliğindeki Hyper threading teknolojisine sahip tek çekirdekli işlemciler işlemcilerin gelişiminde önemli bir dönüm noktasıdır. Çünkü burada gelişim transistör sayısını ya da frekansı arttırarak değil, daha zekice bir çalışma prensibini ortaya koyarak olmuştur. Ancak HT şöyle bir dezavantaja sahip, hiçbir zaman simüle ettiği sistemin performansına ulaşamıyor. Ayrıca bazı uygulamalarda performans kaybına neden olabiliyor. Intel her ürününde HT kullanmıyor, bunun nedeni avantajlarının yanında dezavantajlarının da olması. Teknoloji ilk çıktığında bu teknolojiyi desteklemeyen işletim sistemleri piyasada hatırı sayılır ölçüde mevcuttu ancak günümüzde işletim sistemleri teknolojiyi desteklemekte. HT teknoloji performans artışı sağlayıp aynı işi daha az zamanda yaparak enerji tasarrufu sağlıyormuş gibi görünse de HT’siz çok çekirdekli işlemcilerle daha az enerji harcanarak aynı işlemler yapılabilir, bu da teknolojinin negatif taraflarından.

  
Hyper Threading Teknolojisine Neden İhtiyaç Duyuldu

Günümüzde bilgisayar ve yazılım teknolojileri baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Her geçen gün internetten daha fazla veri alışverişinde bulunuyoruz, daha fazla medya uygulamasını bilgisayarlarımızda çalıştırıyoruz. Şirketlerde her geçen gün daha fazla işlem bilgisayarlarca yapılıyor, daha büyük veri tabanları kullanılıyor. Özellikle e-devlet uygulamalarının tüm dünyada tam manasıyla hayata geçirilmesine kadar geçecek sürede bu gelişimin bu şekilde sürüp gideceğini tahmin etmek pek de zor değil. Tüm bu baş döndürücü gelişme bilgisayar dünyasındaki ilerlemeyle gerçekleşmektedir. Bilgisayar dünyasını iki kıtaya ayıracak olursak biri yazılım kıtası, diğeri donanım kıtasıdır. Yazılım kıtasında teknolojik ilerlemeler donanım kıtasına oranla daha yavaş gerçekleşmektedir. Donanım kıtası ise Moore Kanunu’nun dışına fazla çıkmadan istikrarlı gelişmesini sürdürmekte. ( Moore Yasası, Intel şirketinin kurucularından Gordon Moore'un 19 Nisan 1965 yılında Electronics Magazine dergisinde yayınlanan makalesi ile teknoloji tarihine kendi adıyla geçen yasadır. Yasaya göre her 18 ayda bir tümleşik devre üzerine yerleştirilebilecek bileşen sayısının iki katına çıkacağını, bunun bilgisayarların işlem kapasitelerinde büyük artışlar yaratacağını, üretim maliyetlerinin ise aynı kalacağını, hatta düşme eğilimi göstereceği öngörülmektedir. Daha sonraları 18 ay yerine 24 ay denmiştir. ) Bu durumdan bilgisayar dünyasında ilerlemenin lokomotifi donanım tarafıdır sonucu çıkarılabilir. Yazılım teknolojilerinde ilerleme yavaş olsa da yazılım geliştiricilerin yeni yazılım geliştirme hızları hiç de yavaş değildir. Yeni yazılımlar daha güçlü donanımlara ihtiyaç duyarlar, daha güçlü donanımlar da donanımcılar tarafından piyasaya sürülür ve yazılımcılar daha da güçlü donanımlar gerektiren yazılımlar yazarlar. Bu böyle devam edip gider. Daha güçlü donanımlar mı karmaşık yazılımlardan dolayı piyasaya sürülür yoksa piyasadaki donanıma uygun daha gelişmiş yazılımlar mı yazılır sorusu yumurta tavuk sorusundan farksızdır. İşte bu bitmeyecek sürecin içerisinde Hyper Threading Teknolojisi yazılımın da desteğiyle donanımın daha hızlı ve verimli çalışmasını sağlamaya yönelik bir çözümdür. Intel firması tarafından geliştirilmiştir. HT destekli ilk Intel ürünü olan Pentium 4 630 işlemciler 15 Kasım 2002 tarihinde piyasaya sürülmüştür. Bu çözüm ile işlemcilerdeki transistör sayısında herhangi bir artışa gidilmeden ya da çekirdek sayısı fiziksel olarak arttırılmadan performans artışı sağlanmıştır. Performans artışı fiziksel bir artıştan kaynaklanmadığından beraberinde enerji artışını da katlanılması gereken bir maliyet olarak getirmiyor.  Bu nedenle işlemcilerin gelişiminde Hyper Threading teknolojisi önemli bir yere sahiptir.

 Hyper Threading Nedir?

İşlemcilerin içerisinde transistörlerden oluşan birimler vardır. Bu birimler farklı işleri yerine getirirler. Hesaplama işlemleri ve veri aktarma işlemleri işlemcinin yerine getirdiği işlemlerdendir. Bir işlemci genel olarak veri aktarma işlemini hesaplama işleminden daha fazla gerçekleştirir. Bu nedenle de işlemci içerisinde hesaplama işlemi yapan birimlerin çalışmadığı anlar oluşmaktadır. Bu anların yaşanmasının nedenlerinden biri de tekrarlanan komut dizileridir. Bir işlemci birimi bir döngü ile meşgulken diğeri atıl kalabilmektedir. Bu durumun önüne geçmek için hyper threading teknolojisi ile tek bir işlemciye birden fazla komut dizisi yollanarak performans artışı sağlanmıştır. Tek bir işlemcinin birden fazla komut dizisiyle meşgul olabilmesi için işlemci çekirdeği çift işlemciymiş gibi gösterilir. Esasında tek olan çekirdekte hyper threading özelliğini desteklemeyen bir çekirdekten farklı olarak 2 adet instruction fetch ve decode bulunur. Esasen teknoloji tek bir işlemciyi işletim sistemine çift işlemci gibi göstermek üzerine kurulmuştur. Yani HT teknolojisini çift işlemci simülasyonu olarak tanımlayabiliriz. İşletim sistemi kandırılmaktadır. İşletim sisteminin hyper threading teknolojisine uyumlu olması bu noktada önemlidir. Microsoft’un Windows Xp ve sonrası işletim sistemleri ile Linux Kernel 2.4 ve sonrası işletim sistemleri HT desteği sağlamaktadır. Bu teknolojinin bir ayağında da işletim sistemleri olduğu için bu teknolojiye uygun olmayan bir işletim sisteminde çalıştırılması mümkün değildir.

HT teknolojisi multitasking teknolojisiyle karıştırılmamalıdır. Multitasking uzun süredir bilgisayarlarda kullanılan bir teknolojidir. Aynı anda birden fazla uygulama veya programın bilgisayar üzerinde çalışmasını, daha doğru bir ifadeyle kullanıcının öyle algılamasını sağlamaktadır. Örneğin bilgisayarda oyun oynarken müzik dinlemek, ya da film izlerken bir taraftan internete girip diğer taraftan hesap makinesi uygulamasını çalıştırmak multitasking teknolojisi ile sağlanmaktadır. Task Manager’ı açtığımızda bilgisayarın onlarca işlemi aynı anda yaptığını gözlemleyebiliriz. Multitasking olmasaydı işlemci sadece bir işle meşgul olabileceğinden biz bilgisayarımızla herhangi bir işi yaparken başka hiçbir işi yapamayacaktık. Arka planda işlemci birden fazla işi aynı anda yapmaz. İşlemci kullanıcının algılayamayacağı kadar küçük zaman dilimleri içerisinde anahtarlama yaparak işletilen programları sırasıyla çalıştırır. Yani aslında işlemci yine tek bir işle uğraşır ve sadece bir komut dizisini işler ancak kullanıcıya bunu fark ettirmeden birçok programı aynı anda kullanma imkanını sağlar. HT’in multitaskingden farkı: işlemcinin iki komut dizisini gerçekten eş zamanlı olarak çalıştırmasıdır.
HT teknolojisine sahip bir işlemci gerçek bir çift çekirdekli işlemcinin performansına ulaşamasa da HT teknolojisine sahip olmayan eşdeğer bir işlemciden daha verimli ve etkilidir. Bir HT işlemci ile HT özelliği olmayan bir çift çekirdekli işlemci arasındaki fark aşağıdaki şekilde(Şekil 1) görülebilir.

 Şekil 1

HT teknolojisi tek çekirdekli bir işlemci üzerinde uygulandığı gibi iki ve dört çekirdekli işlemcilerde de uygulanmaktadır. Bu teknoloji ile nasıl bir çekirdekli işlemci iki çekirdekli gibi çalışıyorsa, iki çekirdekli işlemci dört, dört çekirdekli işlemci de sekiz çekirdekli gibi çalışmaktadır.


Şekil 2

Şekil 2 de HT teknolojisini kullanan bir tek çekirdekli işlemci ile kullanmayan başka bir tek çekirdekli işlemci arasındaki komut işleme olayı açıkça görülmektedir. HT’siz işlemcide sarı komutların işlemi bitmeden mavi komutlar işletilememektedir. HT’li işlemcide ise her iki komut dizini aynı anda işlemcide işlenmektedir.


Şekil 3

Şekil 3’de HT teknolojisine sahip bir tek çekirdekli Intel işlemcisi ile HT teknolojisine sahip olmayan bir çift çekirdekli bir Intel işlemcisi gösterilmiş. Burada görüldüğü gibi her iki işlemci de aynı anda iki komut dizisini işlemektedir. HT’li işlemci HT’siz dual-core işlemciyi taklit etmektedir ancak onun hızına ulaşamamaktadır. Öte yandan dual-core işlemci daha hızlı olmasına rağmen kaynak kullanımında daha verimsizdir.


Şekil 4

Şekil 4’de HT teknolojisi kullanan bir dual-core işlemci ile kullanmayan bir dual-core işlemci görülmektedir. Burada HT’li işlemci daha hızlı ve verimli çalışmaktadır.

Hyper threading BIOS ayarlarından etkinleştirlebilir ya da kapatılabilir.



Hyper Threading Teknolojisinin Performansı

Intel, gerekli kod ayarlamalarının yapıldığı bir programın HT açıkken çalıştırılmasıyla %30 oranında bir performans artışı olacağından internet sitesinde bahsetmiş. HT’nin sağladığı performans artışı araştırılırken performansı etkileyen birçok parametre göz önünde tutulmalıdır. Örneğin hangi işletim sisteminin kullanıldığı önemlidir. Çalıştırılan programın kodları da performansta büyük öneme sahiptir. Örneğin bazı programlar HT açıkken az da olsa daha düşük performansla çalışabilir. Bu tamamen kodun bu teknolojiye uygun olmamasından kaynaklanmaktadır. Kod üzerinde yapılacak ufak değişikliklerle bu problemin önüne geçilebilir. Ancak her programın kodu kullanıcı tarafından istenildiği gibi istenildiği zaman değiştirilemeyeceğine göre bu bir dezavantajdır.

Aşağıda bağımsız test otoritelerince yapılmış testlerin sonuçları şekillerde verilmiştir. Testler çift işlemci destekli Intel 860 cipset’li anakart üzerinde gerçekleştirilmiştir. Sistem içeriği; 512MB RDRAM, 64MB Geforce3 DDR ekran kartı, Western Digital WD300BB hard disk,  XEON 2.2 işlemci ve 6X DVD. İşletim sistemi olarak Windows 2000 Pro SP2 kullanılmıştır.


Rendering:


Şekil 5

Rendering uygulamalarından alınan sonuç Şekil 5’de görülmektedir. Burada HT’nin üstünlüğü görülmektedir. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta HT’li işlemcinin gerçek çift çekirdekli işlemcinin hızına ulaşamadığıdır.


Photoshop ve MP3 kodlama: 


Şekil 6

Gerçek çift işlemci kullanımı %34 oranında performans sağlarken, hyper-threading %3’lük bir performans kaybına neden olmuştur.


CAD Uygulamaları:


Şekil 7

Bu tarz uygulamalarda işlemciye birden fazla komut dizini eşzamanlı olarak gönderilmediğinden HT teknolojisiyle bir performans artışı sağlanamaz, şekil 7 de de görüldüğü gibi bir performans kaybı yaşanır. Cad uygulamaları kullanan bir kullanıcı BIOS ayarlarından HT’i kapatırsa daha verimli bir şekilde çalışabilir. 

  
Intel’in HT Teknolojisine Sahip İşlemcileri(Not: Güncelliği Ekim 2009 tarihine kadardır.):





5. Intel® Core™ i7 Processor Extreme Edition

6. Intel® Atom™ Processor Z5xx Series

  SONUÇ

Bu araştırmada HT teknolojisine neden ihtiyaç duyulduğu ve hangi şartlar altında teknolojinin ortaya çıktığı kavrandı. Bu teknoloji nasıl çalışır sorusuna detaylı bir şekilde cevap getirildi. HT teknolojisinin bir işlemcinin üzerinde iki işlemci varmış gibi çalışması olayı olduğu öğrenildi. Intel’in hangi ürünlerinde bu teknolojiyi kullandığı öğrenildi. Bu teknolojinin kullanılması için işletim sisteminin HT’i desteklemesi gerektiği öğrenildi, destekleyen işletim sistemleri araştırıldı. Araştırma sonucunda HT teknolojisinin her zaman performans artışı sağlamadığı bazen de performansı olumsuz yönde etkilediği tespit edildi. Özellikle Cad uygulamalarında kullanıcı tarafından BIOS ayarlarından kapatılmasında fayda olduğu saptandı. Performans artışında belli bir standardın olmadığı, artışın uygulamadan uygulamaya değiştiği görüldü. Performanstaki değişiklilerin aslında kodların yapısından kaynaklandığı, kodlardaki değişikliklerle %30’luk bir performans kazancı sağlanabileceği öğrenildi. Tek çekirdekli ve HT li bir işlemcinin hiçbir zaman gerçek bir çift çekirdekli işlemcinin hızına ulaşamayacağı, gerçek çift çekirdekli işlemcilerin daha verimli olduğu öğrenildi. HT teknolojisinin şu anda tek iki ve dört çekirdekli işlemcilerde kullanıldığı öğrenildi. HT’nin server, masaüstü, mobil ve gömülü sistemlerin işlemcilerinin bazılarında halihazırda kullanıldığı öğrenildi. HT teknolojisinin artıları ve eksileri öğrenildi, yapılacak işe göre bu teknolojinin kullanılıp kullanılmayacağına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldı.

KAYNAKLAR








Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...