31.1.11

Sağ Tık Engelleme

Sitenizin kaynak kodunun görüntülenmesini istemiyorsanız ya da yazıların kolayca kopyalanmasını istemiyorsanız aşağıdaki script kodları işinize yarayacaktır. Ben de bu blog'da uyguladım. Bu kodlar elbette tam bir çözüm sunmuyor, almak isteyen her türlü alır, demokrasilerde ve internette çareler tükenmez.


<script language=javascript>
<!--

//Disable right mouse click Script
//For full source code, visit http://www.dynamicdrive.com

var message="Blog'umdan kopyalamak istediğiniz yazılar için lütfen demir.1111@hotmail.com adresinden iletişime geçin, ya da printscreen ile ekran görüntüsü alıp OCR programlarıyla yazıya çevirin ;) ";

///////////////////////////////////
function clickIE4(){
if (event.button==2){
alert(message);
return false;
}
}

function clickNS4(e){
if (document.layers||document.getElementById&&!document.all){
if (e.which==2||e.which==3){
alert(message);
return false;
}
}
}

if (document.layers){
document.captureEvents(Event.MOUSEDOWN);
document.onmousedown=clickNS4;
}
else if (document.all&&!document.getElementById){
document.onmousedown=clickIE4;
}

document.oncontextmenu=new Function("alert(message);return false")

// -->
</script>

Blogger'da bu kodu kolay eklemek için Tasarım'dan yeni HTML/JavaScript gadget'ı ekleyin, bu gadget'ın ayarlarından içine yukarıdakileri kodları yapıştırın. Mesaj bölümünü de çift tırnak işaretleri arasında istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.

29.1.11

Kariyer Planlaması-2

Manevi Kariyer Planlaması-1 yazımda son olarak “İnşallah” kısmında kalmıştık, biraz daha bu konuya alıntılarla değinip “niyet” üzerinden devam edeceğim.


------alıntı-------
İnşallah, Allahü teâlâ dilerse olur manasındadır.

Allahü teâlânın huzurunda itaat edenlerden olmak için, her işte inşallah denmelidir! Hadis-i şerifte, 
(İnsanlar için, inşallah demekten daha faziletli itaat edicilik yoktur) buyuruldu.

Kesin işlerde de inşallah denir. Mescid-i harama girileceğini Allahü teâlâ bildirdiği halde, inşallah denmesini öğretmek için, 
(Mescid-i harama inşallah gireceksiniz) buyurdu. (Feth 27)

İsmail aleyhisselamın, 
(Babacığım, sana emredilen ne ise, onu yap! İnşallah beni sabredicilerden bulursun) dediği de Kur'an-ı kerimde bildirilmektedir. (Saffat 102)

Peygamber efendimiz, duasının kabul olacağını âyet-i kerimeye istinaden kesin olarak bildiği halde şöyle buyurdu:
(Her Peygamberin duası kabul olur. Her Peygamber, ümmeti için dünyada dua etti. Ben ise, Kıyamette ümmetime şefaat izni verilmesi için dua ediyorum. Duam inşallah kabul olacak. Müşrik olmayanların hepsine şefaat edeceğim.) [Müslim]
------alıntı-------





Manevi Kariyer Planlaması yaparken “İnşallah” denmesinin önemi üzerinde de durmuş olduk. Bir de işin diğer tarafına bakalım, “niyet” tarafına.. Bu planları yapmak aslında; inşallah planınızda geçen maddelere niyet etmek anlamına gelir. Allah'n rahmeti, bereketi ve ihsanı ile hayırlı bir işe niyet etmekte Allah'ın dilemesiyle o işi yapmış gibi sevap vardır. Yani Manevi Kariyer Planlaması yapmak inanan için karlı bir iştir.





------alıntı-------
(Mallarını Allah yolunda harcayan kimselerin hâli, yedi başak bitiren ve her başağında yüz tane bulunan bir tohuma benzer. Allah, dilediğine daha fazla da verir. O vâsi ve âlimdir.) [Bakara 260]

(Allah, 
[kötülüğün cezasını adaletle verir] zerre kadar haksızlık etmez, zerre kadar iyiliğin sevabını da kat kat artırır ve ayrıca büyük mükafat verir.) [Nisa 40]
Sabredenlere verilecek sevap da hesapsızdır. Sabredenlere o kadar çok sevap verilir ki, bunun miktarını Allahü teâlâdan başka kimse bilmez. Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Sabredenlere mükafatları hesapsız verilecektir.) [Zümer 10]

Hadis-i şeriflerde ise buyuruldu ki:

(Her kim ki iyi bir işi işlemeye niyet eder de onu yapmazsa, ona tam bir iyilik olarak yazılır. Niyet eder ve yaparsa, on mislinden yediyüz misline kadar, hatta daha fazla bile yazılır. Kötü bir işe niyet edip, de, yapmayana tam bir hasene 
[iyilik] sevabı, niyet edip yapana ise bir günah olarak yazılır.) [Buhari]

(Bir iyiliğe on mislinden 700 misline kadar sevap verilir. Ancak oruç hariç, Allahü teâlâ, onun mükafatını ben 
[hesapsız] veririm buyurdu.)[İbni Huzeyme]

(Rabbiniz, rahimdir. Bir iyilik yapmak isteyip de yapamayana, bir sevap verir. Yapana on mislinden 700 misline kadar veya daha fazla sevap verir. Kötülüğü isteyip de yapmayana bir sevap, yapana ise bir günah yazılır.) 
[Taberani]

Allahü teâlânın rahmeti, ihsanı boldur. Zerre kadar bir iyiliğe dağ kadar sevap verir. Mülk Onundur, dilediğine dilediği kadar ihsan eder. Kimse Ondan hesap soramaz.

Sevap-günah miktarını, göklerin büyüklüğünü, uzaklıkları ve ahiretteki zamanları ve dünyanın yaratılışını ve mahlukların sayısını bildiren rakamlar, miktar sayısını göstermek için değil, miktarın çokluğunu anlatmak içindir. 
(Marifetname)
----------alıntı-----------


Dünyadaki hayatımız için bir çok plan ve program yaparken, manevi dünyamız için de bir takım plan ve programlar yapmayı ihmal etmeyelim, unutmayalım. Bunda çok faydalar ve yararlar var, bizim için güzellikler var, bu güzelliklerden istifade edelim, vakit varken faydalanalım, yarın çok geç olabilir..

28.1.11

Kariyer Planlaması-1


Yeni yılda manevi kariyer planlamanızı yaptınız mı?

Bu yazıyı aslında yeni yıla girerken yazacaktım ama bir türlü fırsat olmadı. Sınavlar, projeler malum..

Her yıl başında insan döner ve arkasına bakar, ben bir sene boyunca ne yaptım. Sonra da der ki; önümüzdeki bir sene ne yapacağım? Ne yapmalıyım? Belki de oturup önündeki bir seneyi planlar. Arabayı değiştir, yeni ev bak, daha iyi bir iş bul, salon takımını yenile vs. vs.

Tıpkı önündeki yılı planladığı gibi önündeki hayatı da planlar, hatta bu amaçla danışmanlık hizmeti alır, kariyer planlama danışmanları vs.vs.

Hepsi çok güzel, planlayacağız tabi, plansız olmaz. Madem öyle, madem bu kadar plan yapıyoruz, o halde manevi kariyer planlamamızı da unutmayalım.

Nedir manevi kariyer planlaması? Adından da anlaşıldığı gibi.. İç dünyamızı zenginleştirecek, kalbimizi temizleyecek, düşünce dünyamızı zenginleştirecek her türlü faaliyet ve iş manevi kariyer planınıza dahil olabilir. Kişiden kişiye değişir; planın şekli, içeriği. Herkesin planı kendine..

Ne olabilir bu manevi kariyer palnının maddeleri? Biraz düşünelim. Ben kendi planımı burada paylaşacak değilim. Ama neler olabilir diye düşündüğümde:

  • İnşallah .... tarihinde meal okumaya başlayacağım ve bunu ... gün/ay içerisinde bitireceğim.
  • İnşallah namaz kılmayı öğreneceğim, Cumaları namaza gitmeye başlayacağım.
  • İnşallah sadece Cuma namazlarına gitmekle yetinmeyip 5 vakit namazımı kılmaya başlayacağım.
  • İnşallah .... tarihinde tefsir okumaya başlayacağım ve bunu ... gün/ay içerisinde bitireceğim.
  • İnşallah önümüzdeki bir yıl içinde Sahih-i Buhari hadis kitabını okuyacağım.
  • İnşallah önümüzdeki Ramazan ayına kadar en az bir adet (peygamberimizin hayatını anlatan) siyer kitabı edinip okuyacağım.
  • İnşallah Kuran-ı Kerim'i arapçadan okumayı öğreneceğim.
  • İnşallah Açıköğretim İlahiyat Ön Lisans programına kayıt yaptıracağım.
  • İnşallah önümüzdeki yıl takvim bastırıp dağıtacağım, müşterilerime hediye edeceğim.
  • İnşallah .... adet hatim CD'si bastırıp dağıtacağım.
  • İnşallah dini içerikli bir site hazırlayıp yayına koyacağım.
  • İnşallah ... sene/ay içerisinde, Allah nasip ederse umreye gideceğim.
  • İnşallah ... sene/ay içerisinde, Allah nasip ederse hacca gideceğim.
  • İnşallah önümüzdeki bir yıl içerisinde en az ... tane yardım organizasyonuna katılacağım.
  • İnşallah Ramazan'da en az .... kişiye iftar yemeği vereceğim.
  • İnşallah her Cuma günü camiye Cuma namazında 1 saat önce gidip hocayı dinleyeceğim.
  • İnşallah Afrikada insanların faydalanması için bir su kuyusu açtıracağım.
  • İnşallah dünyadaki .... hastalığıyla mücadele eden bir yardım kuruluşuna ... lira bağışlayacağım.
  • İnşallah önümüzdeki hafta hasta olan falancayı ziyaret edeceğim.
  • İnşallah her ay rahmetli ....'mın mezarını ziyaret edeceğim.
  • İnşallah Kütüb-i Sitte hadislerini okuyacağım.
  • İnşallah şu şu şu namaz dualarını ezberleyeceğim.
  • Her gün 10 dakika manevi olarak neredeyim, nereye gidiyorum onu düşüneceğim.
  • ............

Bunlara daha bir sürü şey eklenebilir.

Hepsinin başına “İnşallah” koydum, koymak lazım. 18. sure olan Kehf suresinin 23 ve 24. ayetlerinini diyanet meali: "ALLAH'IN DILEMESINE BAĞLAMADIKÇA (INŞÂALLAH DEMEDIKÇE) HIÇBIR ŞEY IÇIN <<BUNU YARIN YAPACAĞIM>> DEME. BUNU UNUTTUĞUN TAKDIRDE ALLAH'I AN VE: <<UMARIM RABBIM BENI, DOĞRUYA BUNDAN DAHA YAKIN OLAN BIR YOLA ILETIR>> DE. "

İnşallah yarın bu yazının devamını yazacağım...


27.1.11

Herkes İçin Daha Fazla Demokrasi

Son dönemde "Yasemin Devrimi" ile hız kazanan demokratikleşme hareketleri önümüzdeki dönemde artarak süreceğe benziyor. 

Şüphesiz bu ivmelenmenin baş mimarı iletişim teknolojileri, bunun başında da internet teknolojisi.

İnternet, diktalar ve baskıcı rejimler tarafından kontrol edilemez bir mecra, özgürlükleri esaret altında olan yığınların özgürleştiği bir ortam olarak insanlık tarihindeki yerini aldı.

Özgürleşmenin yanında bir de internet üzerinde sosyal medyanın gelişimi ile; birliktelik ve kollektif hareket kabiliyeti kazanan insanlar etkisini daha da güçlü gösterebilir hale geldi, bu durum artarak devam edecektir. Öyle ki; işgal altında olanlar hariç, dünya üzerinde tam bir demokrasi ile yönetilmeyen tek bir devlet kalmayana kadar insanlar internet üzerinden örgütlenip antidemokratik yönetimlere baş kaldıracaklardır.

Facebook ve Twitter Yasemin Devrimi'nde iletişim koordinasyon birimi gibi işledi. Son olarak Mısır'da dün itibariyle Facebook'a erişim engellenmiş. Ne kadar engellenirse engellensin, internet ortamında yasak ve sınır koymak hiçbir zaman amacına ulaşmamıştır. Bu tür yasaklar ancak internete olan ilgiyi daha da fazla arttırır, kesinlikle azaltmaz.

Bu dünyada her insan demokrasi ile yönetilmeyi hak ediyor. İletişim teknolojileri geliştikçe dünyadaki demokratikleşme de paralel olarak artacaktır. 

Dünayadaki demokratikleşme hareketleri ile kitle iletişimindeki gelişim arasında yadsınamaz yakın bir ilişki mevcut. Bunu insanlık olarak son yüzyılda daha net gördük, içinde bulunduğumuz yüzyıl ise öyle tahmin ediyorum ki demokrasinin yüzyılı olacak. Bu demokrasi Amerika'nın sağa sola götürdüğü değil, kitlelerin tırnaklarıyla kazıyarak kazandığı bir demokrasidir. Karıştırılmamalı. 

Son söz olarak Atatürk'ün yurtta barış, dünyada barış sözünden esinlenerek şöyle diyelim:
Yurtta demokrasi, dünyada demokrasi. (Democracy at home, democracy in the world.)

(Peki dünyanın demokratikleşmesi bizi neden çok ilgilendiriyor? Ona da umarım ileride değinme fırsatım olur..)

25.1.11

Naive Bayes Sınıflandırma Algoritması


Naive Bayes algoritması sınıflandırıcı bir algoritmadır. Metin dökümanlarının sınıflandırılmasında yaygın olarak kullanılır. Uygulanabilirliği ve performansı ile ön plana çıkan bir algoritmadır. İstatistiksel yöntemler yardımı ile sınıflandırma yapar.

Naive Bayes algoritmasının uygulanmasında bir takım kabuller yapılır. Bunlardan en önemlisi niteliklerin birbirinden bağımsız olduğudur. Eğer nitelikler birbirini etkiliyorsa burada olasılık hesaplamak zordur. Niteliklerin hepsinin aynı derecede önemli olduğu kabul edilir.

Naive Bayes algoritması bit ağırlıklandırma yöntemi ile ve frekans ağırlıklandırma yöntemi ile kullanılabilir.

Naive Bayes algoritmasının bit ağırlıklandırma ile kullanımı:









Denklem 1








Denklem 2

Yukarıdaki denklemler ile d vektörünün cj kategorisinde olma olasılığı hesaplanır.

|V|: Sözlükteki kelime sayısı
Bjt: cj kategorisinde bulunan ve wt kelimesini içeren eğitim dokümanı sayısı
|Cj|: cj sınıfında bulunan eğitim dokümanı sayısı
Xt: Kelimenin ağırlığı(1veya0)







Denklem 3

Doküman, M(C) değeri en büyük olan kategoriye aittir.

Naive Bayes algoritmasının frekans ağırlıklandırma ile kullanımı:









Denklem 4







Denklem 5

d: Kategori Sayısı
Njt: j sınıfındaki dokümanlar için de t kelimesinin görülme sıklığı
Nj: j sınıfındaki toplam kelime sayısı
P(|d|): Kategori olasılığı
Xt: Kelimenin frekansı
|V|: Kelime sayısı

Daha sonra bir önceki hesaplamada olduğu gibi M(C) değerleri hesaplanır. Doküman, M(C) değeri en büyük olan kategoriye ait olarak belirlenir.

Doküman içindeki kelimelerin tekrar sayılarını hesaplarımızda kullanmanın multivariate naive bayes algoritmasına göre daha iyi çalıştığı bulunmuştur . Burada dikkat edilmesi gereken nokta  her  bir  kelimenin  tekrar  etme  sayısı  diğer kelimelerin  tekrar  etme  sayılarından bağımsızdır  (Schneider, 2004)

Aşağıdaki linkte örnek bir proje var incelenebilir. Ben de bitirme projemde spam maillerin tespitinde sınıflandırıcı algoritmalardan olan naive bayes'i de kullanmıştım, aşağıdaki örneği yeni buldum, bitirme projemi bitirmeden önce bulsaydım belki işler biraz daha kolay olurdu, olsun yine de problem yok ;)

23.1.11

İlim İlim Bilmektir İlim Kendin Bilmektir


İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır

Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir

Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere gelmektir

Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır

Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Mânâsı ne demektir

Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir

YUNUS EMRE

17.1.11

Kırk Hadis

Aşağıdaki kırk hadisi diyanetin sitesinden aldım...
Sabırla, tek tek sonuna kadar okumakta fayda var.
Ticari bir amaç gütmediğim için sitemde yayınlamakta bir sakınca görmüyorum..
Hadislerin üzerinde düşünerek okuyunca; günlük hayatta her birinin ne kadar da aydınlatıcı ve yol gösterici olduğunu insan daha güzel anlıyor.
Mesela şu anda bana en fazla yol gösteren hadis burada 13 numaralı olan. Doğal olarak, olaylara ve yaşananlara göre her biri birer yol gösterici her biri birer ışık..

Hadislerden bahsetmişken:
www.muhaddis.org ve www.hikem.net güzel siteler, detaylıca incelenmesinde fayda var, bu siteler, binlerce hadis indirebileceğiniz sitelerdir.

 1
اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ  قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ         
(Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.
Müslim, İmân, 95.
 2
اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ
İslâm, güzel ahlâktır. 
Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225.
 3
مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ
İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.
Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16.
 4
يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا
Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.
Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.
 5
إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ:
إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ
İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.
Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6.
 6
اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ
Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.
Tirmizî, İlm, 14.
 7
لاَ يُلْدَغُ  اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَيْنِ
Mümin, bir  delikten iki defa sokulmaz.(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez)
Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.
 8
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ
Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.
Tirmizî, Birr, 55.
 9
إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ
Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi  sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.
Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, fiu’abü’l-Îmân, 4/334.
 10
اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ
İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.
Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.
 11
مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ
Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.
 Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.
 12
عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ: عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَعَيْنٌ
بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.
Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.
 13
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ
Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.
İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31.
 14
لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.
Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.
 15
اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır.  Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n  kusurunu) örter.
Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.
 16
لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا
İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.
Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.
 17
اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ
Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.
Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.
 18
لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا
وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ
Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.
Buhârî, Edeb, 57, 58.
 19
إنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّةِ وَإنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَ إنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَى الْفُجُورِ وَ إنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُلَ لَيَـكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابًا
Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.             
Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.
 20
لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ
(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.
Tirmizî, Birr, 58.
 21
تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ
(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.
Tirmizî, Birr, 36.
 22
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأمْوَالِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأعْمَالِكُمْ
Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.
Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;
Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.
 23
رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ
Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır.
Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.
Tirmizî, Birr, 3.
 24
ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ:
دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ
Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir:
Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın evladına duası.
İbn Mâce, Dua, 11.
 25
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ
Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir
hediye veremez.
Tirmizî, Birr, 33.
 26
  خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ
Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.
Tirmizî, Radâ’, 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50.
 27
لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا
Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı
göstermeyen bizden değildir.
Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.
 28
كَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أوْ لِغَيْرِهِ أنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فيِ الْجَنَّةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى
Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur.
Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.
 29
اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ  الْمُوبِقَاتِ قَالُوا يَا رَسُولَ للهِ وَمَا هُنَّ قَالَ: اَلشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَ قَتْلُ النَّفْسِ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إلاَّ بِالْحَقِّ وَأكْلُ الرِّبَا وَأكْلُ مَالِ اْليَتِيمِ وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ
(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.
Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144.
 30
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ
Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.
Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75.
 31
مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ
Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki;
ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.
Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141.
 32
اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ
Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden
veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle
geçiren kimse gibidir.
Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41;
Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78.
 33
كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ
Her insan hata eder.
Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.
 34
عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ  إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ
Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir  darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.
                  Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.
 35
مَنْ غَشَّـنَا فَلَيْس مِنَّا
Bizi aldatan bizden değildir.
Müslim, Îmân, 164.
 36
لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ
Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe) 
cennete giremezler.
Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.
 37
أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ  عَرَقُهُ
İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz.
İbn Mâce, Ruhûn, 4.
 38
مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَـأكُلُ مِنْهُ
طَيْرٌ أوْ إِنْسَانٌ أوْ بَهِيمَةٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ
Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.
Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.
 39
إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ
 وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ
İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.
Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.
 40
اِتَّقُوا اللَّهَ رَبَّـكُمْ وَصَلُّوا خَمْسَـكُمْ وَصُومُوا شَهْرَكُمْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِكُمْ وَأطِيعُوا ذَاأمْرِكُمْ تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّـكُمْ
Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz.
Tirmizî, Cum’a, 80.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...