21.12.13

Afrikadaki Kardeşlerimiz Hazreti İnsansa Bu Duyarsızlıkla Biz Neyiz?


Burası Mars değil, burası Ay değil, burası uçakla belki çoğu yerden 3-4 saat mesafedeki Afrika.


Bunlar ağaç değil, bunlar yırtıcı ya da Allah'ın insanın emrine verdiği herhangi başka bir mahlukat değil, bunlar Eşrefi Malukat olan Hazreti İnsan.

Orası yanıbaşımızdaki Afrikaysa ve aşağıdaki videolarda izleyebileceğiniz kişiler de bizim kardeşlerimizse, insansa, acaba bu körlük ve duyarsızlıkla BİZ NEYİZ?
































8.12.13

150 TL İçin Yapmayacağım Şey Yok

Televizyon dünyadan haberdar olmazı sağlıyor, bize dünyada olup bitenleri bildiriyor.

Bildirdikçe sorumluluk yüklüyor.

"Allah'ım Afrikayı bilmiyordum, Kongo'daki yetimleri görmedim" deme ihtimalimizi ortadan kaldırıyor.

Düşünsek aslında oradaki canın, senin canın olan evladının canından ne farkı var. Allah o canı ona evladının canını da evladına verirken sen orada mıydın? Sen mi tayin ettin? Hayır. Allah dileseydi senin evladının ruhunu en baştan ona, onunkini de senin evladına üflerdi de senin bundan haberin bile olmazdı. O zaman şimdi sana yabancı gelen ruh belki senin dünyadaki en sevgilin olurdu.

Anneni babanı sen mi tayin ettin. Televizyonda görüp belki hiçbir yakınlık hissetmediğin kişi senin dünyaya gelmene vesile olan kişiler olabilirdi, Allah dileseydi senin dünyaya gelişinde onları vesile ediverirdi de belki de senin için dünyada onlardan daha sevimli kimse olmazdı. Aslında senin hiçbir yakınlık hissetmediğin kişinin senin beşer içinden en sevdiklerin olma ihtimali, ruhların yaratıldığı günden doğduğun güne kadar gelen bir olasılık idi. 

O halde sevgi göreceli bir kavram. Anne babamıza duyduğumuz sevgiyi başkalarına duymuyoruz ama duyma olasılığımız var idi, sadece Allah'ın takdiri neticesinde gerçekleşmedi. Öyleyse bir Afrikalı çocuğu sanki kendi çocuğumuzmuş gibi, bir Arakanlı anayı sanki kendi anamızmış gibi sevme yolu da bizim için teoride açıktır. Nazari olarak bu mümkün, ama kirlenmiş gönüllerle bunu ne kadar başarabiliriz, işte onu bilemiyorum. 

Başaran yok mudur? Öyle tahmin ediyorum o kadar çoktur ki... Beşer tarihinde gelmiş geçmiş milyonlarca gönül ehli başarmış olsa gerek. Aslında biz de her ne kadar kirli paslı da olsa hala muhabbetle çarpan bir kalbe sahipsek başarabiliriz kanaatindeyim.

Bir düşünün, evladınız, 6 yaşındaki yavrunuz yetersiz beslenmeden dolayı katarakt oluyor ve ameliyat olması gerekiyor. Küçük bir mebla para lazım. Ama sizde yok. O yavru gözünüzün önünde durup durdukça sizin o parayı temin etmedeki gayretiniz katlanarak artmaz mı? Hatta bir raddeden sonra belki de helal dairede "Yapmayacağım şey yok, yeter ki yavrumun gözünün nuru geri gelsin" noktasına gelmez misiniz? Hangi vicdan sahibi evladının bu durumuna dayanabilir. İşte Afrikada yüzbinlerce evladımız bu durumda. Yardım dernekleri 150 TL-200 TL gibi bizim için düşük gelebilecek ama manevi ağırlığını dünyanın dahi tartamayacağı meblalarla bu yavrularımızın dünyasının aydınlanmasına vesile oluyorlar.

Kendi evladımız için o küçük meblayı bulmak için nasıl gayret ediyorsak, Afrikadaki yavrumuz için de öyle gayret etmemiz gerekir aslında. Keşke düşünebilsek. Keşke bilebilsek. Keşke bildiğimizi uygulayabilsek. Burada keşke demenin bir mahzuru olmasa gerek.

Görmedin mi Afrikadaki yetim çocukları, kaldıkları barakaları, yedikleri ya da daha doğrusu yiyemedikleri yemekleri, giyemedikleri kıyafetleri. Görmedin mi? Bilmiyor muydun? Kendi evladın aynı durumda olsaydı onuda mı görmeyecektin? Asra yemin olsun ki hüsrandayız.

Kendi evladının sağlığı için çalışıyor gibi dertli-gayretli tüm mazlum evlatlarımızın sağlığına çalışmalıyız. İsterse bizden uzak olsun, isterse rengi bizden farklı olsun, isterse dili bizden farklı olsun, isterse memleketi bizden farklı olsun, hatta isterse ana babasının dini bizden farklı olsun. Her çocuk islam fıtratı üzerine doğmuyor mu? Her çocuk günahsız, masum değil mi? Elbette öyle.

Nasıl kendi çocuğun yetim kalsın istemezsin, yetim kalsa barınacağı bir yer olsun istersin, namusundan giyiminden yemesinden içmesinden emin olmasını istersin, işte öyle de dünyanın tüm mazlum çocukları için aynı şeyi istemelisin. Belki bu bir erdem değil, olması gereken. Nasıl ki dar daireden bakınca kendi çocuğun ile Afrikalı bir çocuk sana farklı geliyor, öyle de senin halis niyetin belki sana erdem gibi gelebilir. Aslında bu bilirsen bir hakikat, hiçbir masum can diğeri arasında yok bir fark.

O halde diyoruz ki 150 TL için şu dünyada helal dairede yapmayacağız şey yok. Ne kadar maddeci geliyor kulağa değil mi? Ama niyet işi değiştiriyor.

Tüm bu düşünceler kirden katranlaşmış sinelere saçma-sahte gelebilir, belki bunlara gülebilirler, varsın gülsünler, biz bunlara ağlıyoruz, ağlayanlarla birlikte. Keşke hakkıyla ağlayabilsek. Hakkıyla üzülebilsek. Izdırabını-sancısını hakkıyla sinelerimizde duyabilsek. Keşke şöyle burnumuzun direği ızdırapla bir sızlasa, gözler yaşlansa, şakaklar ızdırapla sanıcısa. Varsa okyanuslarından bir damlacık kadar dahi idrakımız, niyazımız arttırmandır Rab'bımız.

Sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz.

Allah'ın Selam'ı Rahmet'i ve Bereket'i üzerinize olsun.

Konuyla ilgili aşağıdaki linkleri inceleyebilirsiniz. 






7.12.13

Uçak Biletlerine Tavan Fiyat Konulmasının İslamda Yeri Var Mı?

Uçak biletlerine tavan fiyat konulduğu yönünde haberler okuduk. Bunun haricinde devletlerin tavan fiyat taban fiyat uygulamalarını zaman zaman çeşitli alanlarda görmekteyiz.

Peki ama tavan-taban fiyat uygulamalarının islamda yeri var mı? Caiz mi? İslama uygun mu? Allah Resulü (s.a.v.) zamanında böyle uygulamalar olmuş muydu? Bunların detaylı cevabını aşağıdaki kısa birkaç paragrafta bulabilirsiniz.

* * *


 İslamda Tavan-Taban Fiyat Koyma Yasağı: İslam ekonomisinde fiyat koymak, taban veya tavan fiyatlarını belirleme diye bir şey yoktur. Fiyat koymak, haramdır; genel çoğunluğun görüşü budur. Fakat Malik, bunun caiz olduğu görüşündedir. Fakat bundan maksadın, çarşıda bir adamın ihtikâr yapmasıyla ve fiyatlarda tekel tahakkümü kurmasıyla devletin uygun olan bir fiyatı belirlemesi ümit edilir. (Mansur Ali Nasıf, Tac, II, 204, dip not: 4)

Hz. Peygamber (asv), fiyatların devlet tarafından tespit edilmesini, enflasyonu önleyici bir tedbir olarak görmemiştir. (bk. Fazlurrahman, İslamiyet ve İktiadi Adalet meselesi, (çev: Yusuf Ziya Kavakçı) s. 42). Ömer Nusuhi Bilmen, devletin narh koymaması, malların fiyatlarını tayin ve tespit etmemesi esastır. Allah Teala hazretlerinin her işte bir hikmeti vardır. Fiyatların bazen düşmesi, bazen de yükselmesi, sadece doğal şartlarla meydana geliyorsa, bunu normal karşılamak gerekir, demiştir. (Ö.N.Bilmen, Istılahat-ı Fıkhiyye, VI, 125) Diğer taraftan fiyat koymak, ticari hayatta malların gizlenmesine sebep olabilir. Malların gizlenmesi de fiyatların yükselmesi sonucunu doğurur. Fiyatların yükselmesi de fakirlere zarar verir. (Seyyid Sabık, Fıkhu’s Sünneh, III, 105) 

Enes ve Muhammed b. Abdurrahman’dan rivayet ediliyor ki, Resulüllah (asv) zamanında bir vakit fiyatlar yükseldi. İnsanlar Hz. Peygambere gelip bizim için fiyat koy, dediler. Bunun üzerine Resulüllah da şöyle buyurdular: 

“Fiyatları koyan, kıtlık ve bolluk yapan ve rızk veren Allah’tır. Allah’a yemin ederim ki, ben size kendiliğimden ne bir şey verebilir ve ne de men edebilirim. Ben ancak bir hazinedarım; işleri emir olunduğum gibi yaparım; veren ise Allah’tır. Ben, mal, can ve kan hususunda hiç kimsenin hakkını üzerime geçirmeden Allah’a kavuşmak istiyorum.” (Ebu Yusuf, Kitab-ül Harac, s. 91; Ebu Davud, III, 272; Tirmizi, III, 605; İbn Mace, II, 741) 


Tam metin ve kaynak için bakınız : http://www.sorularlaislamiyet.com/m/index.php?oku=180274


Evet, İslamda durum budur. Faiz yeyip duran kirli gözler bunları görmeyebilir, kirli kulaklar bunları duymayabilir, kirli ağızlar bu hakikatleri dile getirmeyebilir, kirli eller hakikati ayağa kaldırmaya bu gibi yanlışları düzeltmeye çalışmayabilir, kirli zihinler belki bunları anlamamazlıktan gelebilir. Ama hakikat budur. Hakikatı söndürmeye hiçbir beşerin gücü yetmez. Hala düşünüp öğüt almayacaklar mı?

Allah'ın Selamı Selameti Rahmeti ve Bereketi Hakkı ve Hakikatı savunanların üzerine olsun.

  

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...