22.9.14

Hz. Peygamber ve İnsan Onuru (Kartelalar - 6)

- Onur, can ve mal gibi dokunulmazdır. -
Müslüman kardeşini küçük görmesi kişiye kötülük olarak yeter. Her Müslüman’ın kanı, malı ve onuru diğer Müslüman’a haram (dokunulmaz)dır. (Müslim, Birr,32.)

- Mü’min, kardeşinin onurunu da korumalıdır. -
Her kim bir Müslüman’ın saygınlığının kaybolacağı, onurunun zayıflayacağı bir yerde yardımsız bırakırsa, Allah da onu kendisine yardım edilmesini arzu ettiği yerde yalnız bırakır. Kim de bir Müslüman’a onurunun zayıflayacağı ve saygınlığının yitirileceği bir yerde yardım ederse, Allah da ona kendisine yardım edilmesini arzu ettiği bir yerde yardım eder. (Ebu Davut, Edep,36.)

- Onur konusunda helalleşmek gerek -
Mal ve onur konusunda kardeşinde herhangi br hakkı bulunup da bu dünyada onunla helalleşen kişiye Allah rahmet etsin. Çünkü kıyamette ne dinar ne de dirhem bulunur. Eğer o kimsenin iyilikleri varsa onlar haksızlık edilen kimseye verilir. Şayet sevapları yoksa haksızlık yapılan kimsenin günahları buna verilir. (Tirmizi, Sıfa)tü'l-Kıyâme,2)

- Kardeşinin anurunu korumak, kişiyi cehennemden korur -
Kim Müslüman kardeşinin onurunu savunursa Allah da kıyamet gününde onun yüzünden cehennem ateşini savar. (Tirmizi, Birr ve Sıla, 20)

- Birinin onuruna ilişmek, en büyük günahlardandır. -
Kişinin haksız yere bir Müslüman’ın onuruna dil uzatması, en büyük günahlardandır. (Ebu Davut, Edep,35.)

- İmkanı olduğu halde borcunu ödemeyenin, onur dokunulmazlığı kalkar. -
 Borcunu geciktiren varlıklı kimse, onurunu çiğnetmeye ve cezalanmaya müstahak olur (Ebu Davut,Kada’ (Akdiyye), 29. )

- Onur uğruna yapılanlar sadakadır. -
   Mü’minin onurunu korumak amacıyla yaptıkları, kendisi için sadakadır 
(Tayalisi,Müsned,1,237. )

- Şüpheli şeylerden sakınmak, dini ve onuru korur -
Helal belli, haram da bellidir. İkisi arasında bir takım şüpheli şeyler vardır ki, insanların çoğu bunları bilmezler. Her kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve onurunu tertemiz tutmuş olur. (Buhari,İman,39)

- Onur kırmak haramdır. -
 Usame b.Şerik şöyle demiştir: Bedevilerin Peygamber (s.a.v.) e: “ Şu işi yapmakta bize bir günah var mıdır? Falan şeyde bize bir günah var mıdır?” diyerek soru sormalarına şahit oldum. Peygamber (s.a.v.) onlara şöyle buyurdu: “Ey Allah’ın kulları! Allah sorduğunuz şeyleri işleyenlerden günahı kaldırmıştır. Ancak (din) kardeşinin onurundan bir şey kırpan kimse bu hükmün dışındadır. İşte günah olan budur (İbn Mace, Tıb,1. )

- Gıybet ederek insan onurunu zedelemenin cezası büyüktür -
Rabbim (c.c.) beni Miraca çıkarttığında bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir topluluk gördüm ve "Bunlar kim ey Cirîl?" diye sordum. O: "Onlar (gıtbet ederek) insanların etlerini yiyen ve onların onurlarına ilişenlerdir" buyurdu. (Ahmet b. Hanbel, 3.224)

- Onurlu olmak, mü'minin en önemli özelliğidir -
Mü'min onurlu ve kerem sahibidir. (Ebu Davud, Edeb, 5)

- Dilenmek, onur kırıcı, vermek ise onur vericidir. -
Veren el, alan elden üstündür. Öncelikle geçimini sağlamakla yükümlü olduğun ailenin ihtiyaçlarını karşıla. Sadakanın en iyisi (kişinin karnı tok, sırtı pek iken karşılıksız) verdiğidir. Allah çirkin işlerden uzak durmak isteyeni saygın/iffetli kılar; dilenmekten uzak durmak isteyeni de başkasına muhtaç etmez. (Buhari, Zekat, 18; Müslim, Zekat, 95)

- Mü’min’in onuru, kutsaldır. -
Abdullah b. Amr, Resulullah (s.a.v.)'i tavaf ederken gördüğünü ve şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “ (Ey Kabe!) Ne kadar hoşsun, kokun ne kadar da güzel! Şânın hürmetin ne kadar da yüce! Ama canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah nezdinde müminin hürmeti (dokunulmazlığı), senin hürmetinden daha büyüktür.” ( İbni Mace, Fiten, 2. )

- Onur insanın özündedir -
İnsanlar tıpkı altın ve gümüş madenleri gibidir. Cahiliyede iyi olanlar, anlayışlı olduklarında İslâm'dan sonra da iyidir. (Müslim, Birr ve Sıla, 160 )

- Her insan onurlu doğar -
Her doğan, fıtrat üzerine doğar; sonra anası ile babası onu ya Yahudi ya Hıristiyan yahut Mecusi yaparlar. (Buhari, Cenaiz,92)

- Onur, babalarla değil, takva iledir -
Allah, câhiliye gururunu ve atalarla övünme âdetini ortadan kaldırmıştır. 'Takva sahibi mümin' ve 'bedbaht günahkâr'(ayrımı vardır). İnsanlar Âdem'in çocuklarıdır, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. (Tirmizi, Menakıb, 74)

- Onurlu kişi, insanlara azap etmez. -
Kıyamet günü en çetin azap görecek kimseler, dünyada insanlara en çok işkence edenlerdir.” ( İbn Hanbel, IV,90. )

- Zalime hakkı haykırmak, onurun gereğidir. -
En erdemli cihat, zalim yöneticinin karşısında hakkı dile getirmektir. (Ebu Davud, Melahim,17)

- Onurlu kişi, değerleri uğruna canını dahi verir. -
Kim malını korurken öldürülürse şehittir, kim dini uğruna öldürülürse şehittir, kim uğruna öldürülürse şehittir. Kim ailesi uğruna öldürülürse o da şehittir.” (Tirmizi, Diyât,21. )

- Onurlunun yemeği, elinin emeğidir. -
Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir yemek yememiştir. (Buhari, Büyû',15)

- Onur, mal çokluğunda değil, gönül tokluğundadır. -
Zenginlik mal çokluğu değildir; asıl zenginlik gönül tokluğudur” (Buhari, Rikak, 15. )

- Ölmüşlerin onuru da korunmalıdır. -
Ölülerinizin iyiliklerini anın, kötülüklerini dillendirmekten kaçının.”(Ebu Davut,Edep,42; Tirmizi, Cenâiz.)

- İnsanın dirisi de, ölüsü de saygındır. -
Allah Resulü(s.a.v.)'inn yanından bir cenaze geçmişti, (hürmeten) hemen ayağa kalktı. Kendisine “O bir Yahudi'dir” denilince, Allah Resulü (s.a.v.): “ O da bir can değil mi?” buyurdu.” (Müslim,Cenaiz,81: Buhari, Cenaiz,49. )

- Onurlu yaratılan insan, kendi onurunu kaybetmemelidir. -
Birgün Resulullah (s.a.v.) hutbesinde şöyle buyurdu: “Bakınız! Rabbim, bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti ve buyurdu ki: “ Bir kula verdiğim her mal helaldır. Ben kullarımın hepsini hanîf olarak (tertemiz bir fıtrat üzerine) yarattım. Ama şeytanlar onlara gelerek kendilerini bu dinlerinden alıp götürdüler. Benim kendilerine helal kıldıklarımı, onlara yasakladılar…” (Müslim, Cennet, 63. )

- Mü'min, onurunu koruyandır -
"Mü'minin kendisini küçük düşürmesi uygun değildir." Ashâb: "O kendini nasıl küçük düşürür?" diye sordular. Resulûllah (s.a.v.) : "Kendini altından kalkamayacağı sıkıntılı işlere sokar." buyurdu. (Tirmizi, Fiten,67)

- Onurlu olmak, hayâlı olmaktır -
İnsanların ilk peygamberlikten beri duyageldikleri sözlerden biri: 'Utanmazsan dilediğini yap!' sözüdür. (Buhari,Ehadisü'l-Enbiya,54)

- Müslüman, daima onurlu davranmalıdır. -
Birbirinize buğz etmeyin! Birbirinize haset etmeyin! Ve birbirinize sırt çevirmeyin! Ey Allah'ın kulları kardeş olun! (Müslim, Birr,23)

- Onur, kalptedir ve kardeşliği gerektirir -
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz, onu küçük görmez. Sonra üç defa kalbine işaret ederek "Takva buradadır" buyurdu. (Müslim, Birr, 32.)

- Onur, görünüşte değil, gönüldedir -
Allah sizin görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz; lakin kalplerinize ve amellerinize bakar. (Müslim, Birr,34)

- Küs durmak, Müslüman onuruyla bağdaşmaz. -
Bir Müslüman’a kardeşine üç geceden fazla küsmesi helâl değildir. Birbirleriyle karşılaşırlar, o yüz çevirir; bu da yüz çevirir. Bunların en hayırlısı, ilk selâm verendir.” (Müslim, Birr, 25.)

- Onuru zedeleyici tartışmalar ve şakalaşmalar yasaklanmıştır. -
Kardeşinle (düşmanlığa varan) tartışmaya girme, onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme. (Tirmizi, Birr, 58.)

- Bir toplantıda konuşulanların korunması, onurun korunması demektir. -
Sohbet meclislerinde konuşulan (özel) sözler birer emanettir. (Ebu Davud, Edeb,32)

- Gıybet ve iftira, onur kırıcı olumsuz davranışlardandır. -
Resulullah (sav) ashabına: “Gıybet nedir bilir misiniz?” diye sordu. Onlar: “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dediler. Bunun üzerine Peygamber (sav): “ Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır!” buyurdu. “Ya kardeşimde o söylediğim durum varsa ne dersin? “ sorusuna ise, “ Söylediğin şey eğer onda varsa gıybet etmişsindir. Şayet onda yoksa ona iftira etmiş olursun.” Cevabını verdi”. (Müslim, Birr, 70; Tirmizi, Birr, 23. )

- Birisini taklit etmek, onur kırıcı olumsuz davranışlardandır.
Karşılığında bana dünyayı verseler bile kimsenin taklidini yapmak istemem. (Tirmizi, Sıfatu’l-Kıyame, 51. )

- Zan, onuru zedeleyebilir -
Zandan sakının! Çünkü zan, sözün en yalanıdır. (Müslim, Birr, 28)

- Zulüm, en büyük onursuzluktur -
Resulûllah'ın (s.a.v.)'ın naklettiğine göre Yüce Allah şöyle buyurur: Ben zulmü kendime ve kullarııma haram kıldım. O hâlde siz de birbirinize zulmetmeyin. (Müslim, Birr, 55)

- Düşman karşısında onurlu olunmalıdır -
Resulûllah(s.a.v.) orduya bir komutan tayin ettiğinde ona özel olarak ve beraberindeki Müslümanlara Allah'a karşı takvalı olmalarını söyler ve şu hayırları tavsiye ederdi: Allah'ın adıyla ve Allah yolunda savaşın. Allah'ı inkâr edenlerle savaşın. Savaşın fakat hainlik yapmayın, zulmetmeyin, öldürdüğünüz kimselerin organlarını kesmeyin ve çocukları öldürmeyin! (Tirmizi, Diyât, 14)

- Tedbir, takva ve güzel ahlâk, onurluluktandır -
Tedbir gibi bir akıl, nefsi (şüpheli şeylerden) alıkoymak gibi bir vera, huy güzelliği gibi bir şeref yoktur. (İbn Mace, Zühd, 24)

- Onur, adaletli olmayı gerektirir. -
Sizden önceki ümmetleri ancak şu helak etmiştir: İçlerinde şerefli biri hırsızlık yaptığında onu cezasız bırakırlar, fakat zayıf kimseler aynı şeyi çaldığı zaman onlara ceza verirlerdi. Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in kızı Fatıma da hırsızlık etse, onu cezasız bırakmazdım. ( Buhari, Ehadisu’ı-Enbiya, 54. Buhari, Hudud, 12. Müslim, Hudud, 8. )

- Anne Babaya sövmek, onursuzluktur. -

Bir kimsenin ebeveynine sövmesi büyük günahlardandır. Ashap: “ Ya Resulellah! Hiç insan ebeveynine söver mi?” dediler. Resulullah (s.a.v.): “Evet, kişi bir adamın babasına söver; o da onun babasına söver. (Adamın) anasına söver; o da onun anasına söver.” (Müslim, İman, 146. )



Kırk Hadisle Güzel Ahlak Kartelası (Kartelalar - 5)


İyilik, güzel ahlaktır. Kötülük ise, vicdanını rahatsız eden ve başkalarının bilmesini istemediğin şeydir.

Her dinin (kendine özgü) bir ahlakı vardır. İslam’ın ahlakı da hayâdır.

Allahım! Yaratılışımı güzel kıldığın gibi, ahlakımı da güzelleştirir.

Muhakkak ki Allah her işi en güzel şekilde yapmayı emretmiştir.

Kişinin gereksiz şeyleri terk etmesi, müslümanlığının güzelliğidir.

Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.

Faziletlerin en üstünü, akrabalık ilişkisini kesenle ilişkisini sürdürmen, sana vermeyene vermen, sana sataşanı bağışlamandır.

Kim bir iyilik yaptığında seviniyor, bir kötülük yaptığında da üzülüyorsa, o mümindir.

Mümin, güzel ahlakı sebebiyle (gündüzlerini) oruçla, (gecelerini) namazla geçiren kişinin derecesine ulaşır.

Kim (oruç tuttuğu halde) yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa, Allah Teala’nın o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur.

(Şu) iki haslet bir müminde bulunmaz: Cimrilik ve kötü ahlak.

Mümin, ne insanları karalayan, ne lanet eden, ne kaba ve kötü sözlü, ne de hayasızdır.

Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlak bakımından en güzel olanıdır.

Siz bana kendinizden altı şeyi garanti edin, bende size cenneti garanti edeyim: Konuştuğunuzda doğruyu söyleyin. Söz verdiğinizde yerine getirin. Size bir şey emanet edildiğinde ona riayet edin. 

Namusunuzu koruyun. Gözlerinizi (haramdan) sakının. Ellerinizi (kötülüklerden) çekin.

Ameller ancak niyetlere göre değer kazanır ve herkes niyet ettiği şeyin karşılığını alacaktır.

Kimi, davranışları (fazilet açısından) geride bırakırsa, soyu-sopu onu (fazilette) ileriye götürmez.

Hasetten (kıskançlıktan) sakının! Çünkü ateşin odunu yediği gibi, haset de iyi amelleri yer bitirir.
Veren el, alan elden üstündür.

Hiç kimse, el emeği(yle kazanıp) yediğinden daha hayırlı bir lokma yememiştir.

Size cehenneme girmeyecek kimseleri bildireyim mi? Cana yakın, uysal, yumuşak huylu ve kolay geçinilen herkes.

Cennete, kalpleri kuş gibi (saf ve temiz) olan insanlar girecektir.

İnsanın Allah’tan en uzak olanı, katı kalpli kimsedir.

Meclisler(de konuşulan sözler) emanettir.
Güzel söz, sadakadır.

İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmez.

Bir kulun Allah’ın rızasını gözeterek öfkesini yenmesinden, Allah katında sevabı daha büyük bir davranışı yoktur.

Müslüman kardeşini hor görmesi, kişiye kötülük olarak yeter.

Sadaka vermek maldan hiçbir şey eksiltmez. Allah (insanları) affeden kulunun mutlaka izzet ve onurunu artırır. Allah için tezavu göstereni Allah muhakkak yükseltir.

‘İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik yaparız, kötülük yaparlarsa biz de kötülük yaparız’ diyen zayıf karakterli kimseler olmayınız; bilakis, iyilik yaptıklarında insanlara iyilik yapmayı, kötülük yaptıklarında ise onlara kötülük yapmamayı içinize (bir ilke olarak) yerleştiriniz.

Zenginlik mal çokluğu değil, gönül tokluğudur.

İnsanların arasını düzeltmek için iyilik maksadıyla söz taşıyan veya iyilik maksadıyla (yalan) söyleyen, yalancı değildir

Tokalaşın ki içinizdeki kin gitsin. Hediyeleşin ki birbirinize sevginiz artsın ve aranızdaki düşmanlık yok olup gitsin.

Mümin,(kolayca) kaynaşılan kişidir.(İnsanlarla) kaynaşamayan ve kendisiyle kaynaşılamayan kimsede hayır yoktur.

Zulümden sakının! Çünkü zulüm, kıyamet günü (zalimi cehenneme sevk eden) zifiri karanlıklar olacaktır.

Allah (yarattıklarına daima) yumuşak davranır ve yumuşak davranılmasını ister.

Kim bir müslümanın (kusurunu) örterse, Allah da onun dünyada ve ahirette (kusurunu) örter.

Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede ve birbirlerine şefkat göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuz kalıp acı çeker.

Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mümin) kardeşi için de istemedikçe (gerçek manada) iman etmiş olmaz.

Her iyilik sadakadır.

Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.












14.9.14

Kur'an'dan Mesajlar (Kırk Ayet Kartelası) (Kartelalar - 4)

Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği ölçüde yükümlü tutar (2/286)

Kim zerre miktarı hayır işlerse onu görür. Her kim de zerre miktarı şer işlerse onu görür. (99/7-8)

Ey inananlar! Allah'tan hakkıyla sakının! Ve ancak Müslümanlar olarak ölün! (3/102)

Dinde zorlama yoktur. Artık doğruluk eğrilikten ayırt edilmiştir.(2/256)

Topluca Allah'ın ipine yapışın ve ayrılığa düşmeyin! (3/103)

Allah size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğinizde, adaletle hükmetmenizi emrediyor. (4/58)

Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın! (6/151)

Ey insanlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdıklarında Allah ve Resulünün bu çağrısına uyun! (8/24)

Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir. (8/28)

Hükümranlık, yalnız Allah'a aittir. O, yalnız kendisine kulluk etmenizi emretti. (12/40)

Sana yakîn(ölüm) gelinceye kadar Rabb'ine kulluk et! (15/99)

Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi işler yaparsa ona muhakkak güzel bir hayat yaşatırız. Ve yapmakta oldukları işlerin daha güzeli ile mükâfatlarını muhakkak veririz. (16/97)

Rabb'inin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! (16/125)

Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın! (17/35)

Her can ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz. (29/57)

Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerin üzerinde kilitler mi var (47/24)

De ki : "Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin!" (39/53)

Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. (28/77)

Allah katında en değerli olanınız, en fazla sakınanınızdır. (49/13)

İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur. Çalışması da ileride görülecektir. (53/39,40)

Ey inananlar! Mallarınız ve çocuklarınız siz Allah'ı anmaktan alıkoymasın! (63/9)

Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. (51/56)

Müminler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin! (49/10)

İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel olanla sav! (41/34)

Onlar ki sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar. (19/18)

Namazı dosdoğru kıl! Çünkü namaz, hayasızlıktan ve kötülüklerden alıkoyar. (29/45)

Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur. (17/36)

Allah takva sahipleri ve iyilik edenlerle beraberdir. (16/128)

Allah'ın size verdiği rızıktan helâl-hoş olarak yiyin de -eğer yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız- O'nun nimetlerine şükredin! (16/114)

Allah, adaleti, güzel davranmayı ve akrabaya vermeyi emreder; çirkin işleri, fenalığı ve azgınlığı yasaklar. (16/90)

Bir toplum kendi durumlarını değiştirmedikçe Allah onların durumlarını değiştirmez. (13/11)

Ey inananlar! Allah'tan sakınırsanız O size iyi ile kötüyü ayırt edecek bir anlayış verir. (8/29)

Ey inananlar! Allah'a ve Resulüne ihanet etmeyin! Yoksa bile bile emanetinize hiyanet etmiş olursunuz! (8/27)

Herkes (günahı) yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın (günah) yükünü yüklenmez! (6/164)

İyilik ve takva hususunda yardımlaşın, günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın! (5/2)

Allah'a ve Rasulüne itâat edin ki, size merhamet edilsin! (3/132)

Güzel bir söz ve bağışlama; peşinden eziyet gelen sadakadan daha iyidir. (2/263)

Kendiniz için önceden her ne hayır yaptıysanız, onu bulursunuz Allah katında! (2/11
0)

İnsan başıboş bırakılacağını mı sandı? (75/36)

Allah bir kimseyi ancak kendisine verdiği imkân ölçüsünde yükümlü tutar. (66/7)







Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...