27.9.14

Kırk Hadiste Merhamet (Katelalar - 11)

Allah mahlûkatı yarattığı vakit; kendi nezdinde arşın üstünde bulunan kitabına “Rahmetim, gazabıma üstün geldi” diye yazdı.
(Buhârî, Tevhid, 15, 22, 28, 55; Müslim, Tevbe, 14-16)

Rabbiniz gerçekten çok merhametlidir. Kim içinden bir iyilik yapmayı geçirir de onu yapmazsa, ona bir iyilik sevabı yazılır. Eğer onu yaparsa, on katından yedi yüz katına hatta kat kat fazlasına kadar iyilik sevabı yazılır. Kim de içinden bir kötülük yapmayı geçirir de onu yapmazsa, ona bir iyilik sevabı yazılır. Eğer onu yaparsa, bir kötülük günahı yazılır veya Allah onu siler. (Dârimî, Rikâk, 70)

Bu, Allah’ın kullarının kalplerine yerleştirdiği merhamettir ve Allah, ancak merhametli kullarına rahmet eder.
(Müslim, Cenaiz, 11; Buhârî, Merdâ, 9)

Allah Teâlâ rahmetini yüz parçaya ayırdı. Doksan dokuzunu kendi yanında tuttu, bir parçasını ise yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça rahmet sebebiyle bütün canlılar birbirine merhamet ederler. Hatta kısrak (emzirirken) yavrusuna basıp da
zarar verir korkusuyla ayağını kaldırır.
(Buhârî, Edeb,19; Müslim, Tevbe, 21)

Allah Teâlâ, yeri ve gökleri yarattığı gün yüz rahmet yarattı. Her bir rahmet, yerle gök arasını dolduracak kadardır. Bu yüz rahmetten yeryüzüne bir tek rahmet indirdi ki, bu sayede anne yavrusuna, yabani hayvanlar ve kuşlar da birbirine merhamet ederler. Kıyamette ise O, bu rahmetin tamamı ile kullarına merhamet eder.
(Müslim, Tevbe, 21)

İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.
(Buhârî, Tevhid, 2)

Bir adam yanındaki çocukla Hz. Peygamber (s.a.s.)’e geldi. Adam çocuğu bağrına basıyordu. Hz. Peygamber (s.a.s.): “Ona karşı merhametlisin değil mi?” diye sorunca adam: “Evet” dedi. Bunun üzerine O (s.a.s.): “Allah, ona karşı senden çok daha merhametlidir. O, merhametlilerin en merhametlisidir” buyurdu.
(Buhârî, Edebü'l-Müfred, 137)

Yüce Allah “Ben, merhametlilerin en merhametlisiyim. Bana hiçbir şeyi ortak koşmayanları cennetime koyun!” buyurur ve bunun üzerine onlar cennete girerler.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, I. 4)

Ben lanetçi olarak gönderilmedim. Ben ancak rahmet olarak gönderildim.
(Müslim, Birr, 87)

Çölde yaşayan Araplardan bazıları Resulullah’ın (s.a.s.) yanına geldiler; (Onun çocukları öpüp sevdiğini görünce):
- Siz çocuklarınızı öpüyor musunuz? dediler. Hz. Peygamber (s.a.s.):
- Evet, cevabını verince onlar:
- Ama biz vallahi çocukları öpmeyiz, dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.s.):
- Allah, sizin kalbinizden merhameti söktüyse, ben ne yapabilirim, buyurdu. (Müslim, Fedâil, 64)

Akra' b. Hâbis Hz. Peygamber (s.a.s.)’i torunu Hasan'ı öperken görünce : “Benim on
çocuğum var, onlardan birini bile öpmedim” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s.):
Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” buyurdu.
(Müslim, Fedâil, 65)

Allah Teâlâ bazı şeyleri farz kılmıştır, onları koruyunuz! Bazı sınırlar (yasa/klar) koymuştur; onları aşmayınız! Bazı şeyleri haram kılmıştır, onlara da yaklaşmayınız. Bazı şeyleri de, unuttuğu için değil, size merhametinden dolayı onlardan
söz etmemiştir, onları da soruşturmayın.
(Hâkim, Müstedrek, IV. 115)

Ben Muhammed’im, Ahmed’im, (peygamberlerin izinden giden) Mukaffî’yim, (insanları etrafına toplayan) Hâşir’im, tevbe peygamberiyim, rahmet peygamberiyim.
(Müslim, Fedâil, 126)

Ben bazen uzatmak niyetiyle namaza başlarım. Fakat bir çocuğun ağlayışını duyar ve annesinin ona düşkünlüğünü bildiğim için namazı kısa tutarım.
(Müslim, Salât, 192)

Ey Allah’ım! Ben kendime çok zulmettim, günahları ancak sen bağışlarsın. Mağfiretinle beni bağışla ve bana merhamet et. Şüphesiz sen çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. (Tirmizî, Daavât, 96)

Allahım! Bizi bağışla, bize merhamet eyle, bizden razı ol, (amellerimizi) kabul eyle, bizi cennetine koy, bizi cehennemden kurtar ve bizim her halimizi ıslah eyle. 
(İbn Mâce, Duâ, 2)

Sizden biriniz yatağına girdiğinde, şöyle dua etsin: “Rabbim! senin adınla yan tarafıma uzandım, senin adınla da kalkarım. Eğer ruhumu alırsan, bana merhamet et. Eğer ruhumu geri verir (uyandırır)sen, salih kullarını koruduğun gibi beni de koru!
(Buhârî, Daavât, 13; Müslim, Zikir, 64)

Biz Resulullah’ın (s.a.s.) oturduğu bir mecliste tam yüz defa şöyle dediğini sayardık: “Rabbim beni bağışla, tövbemi kabul et; çünkü sen tövbeleri çok kabul edensin, çok merhamet edensin.”
(Ebû Dâvûd, Vitr, 26; Tirmizî, Daavât, 39)
Sizden biri sakın “Allahım dilersen beni bağışla, Allahım dilersen bana merhamet et” demesin. İstediğini kararlı olarak istesin. Çünkü Allah için hiç bir zorlayıcı yoktur.
(Buhârî, Deavat, 21)

Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede ve birbirlerine şefkat göstermede tek bir vücut gibidir. O vücudun bir organı acı çektiğinde, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşırlar.
(Müslim, Birr ve Sıla, 66; Buhârî, Edeb, 27)

Merhamet, ancak katı kalpli kimselerden çekilip alınır.
(Ebu Davud, Edeb,58 ; Tırmizi, Birr ve Sıla,16)

Merhametlilere Rahman merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edeni ki göktekiler de size merhamet etsin! (Tırmızi, Birr ve Sıla,16; Buhari,Edeb,13)

Cennetlikler üç kısımdır: 1. Adaletli, yardımsever ve başarılı yetki sahibi, 2. Her akrabaya ve Müslümana karşı yufka yürekli, merhametli kişi, 3. İffetli, namuslu, çoluk çocuk sahibi olan kişi.
(Müslim, Cennet,63)

Sattığı zaman kolaylık gösteren, satın aldığı zaman kolaylık gösteren ve hakkını isterken kolaylık gösteren kula Allah merhamet eylesin. 
(İbn Mâce, Ticaret,28)

Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir. (Tirmızi, Birr ve Sıla,15)

Kimin üç kızı olur da onları barındırır, ihtiyaçlarını karşılar, onlara merhametle davranırsa, cenneti hak eder. (Buhari, Edebul-Müfred,41)

Allah şu üç özelliği taşıyan kimseye himayesini arttırır ve onu cennetine koyar: Güçsüzlere yumuşak davranmak, ana babaya şefkat etmek ve elinin altında bulunanlara iyi muamele etmek. 
(Tırmizi, Sıfatü'l-Kıyame, 48)

Allah Refîk'dir (yumuşaklıkla davranır) ve yumuşaklıkla davranmayı sever. Sertlik ve başka şeyler için vermediğini rıfk için verir. (Müslim, Birr ve Sıla, 77)

Bir kimse yumuşak davranmaktan mahrumsa, hayırdan da mahrumdur. (Müslim, Birr ve Sıla,76)

Resulullah(s.a.v.) hutbesinde sadaka vermeye teşvik eder, müsle (canlıların organlarını kesip-parçalayarak öldürme)yi yasakladı. 
(Nesai, Tahrimu'd-dem, 10)

Allah her şeye karşı iyi-güzel davranmayı emretti.
(Müslim, Sayd ve Zebaih, 57)

Hiçbir canlıyı atış için hedef yapmayın! 
(Müslim, Sayd ve Zebaih,58)

Merhamet edin ki, size de merhamet edilsin. Bağışlayın ki, Allah da sizi bağışlasın. 
(Ahmed b. Hanbel, Müsned,2 219)

Her ağacın bir meyvesi vardır. Kalbin meyvesi de çocuktur. Allah çocuğuna merhamet etmeyene merhamet etmez. Beni yaşatan Allah'a yemin ederim ki, cennete ancak merhametliler girer. Biz "Ey Allah'ın Resulü, hepimiz (çocuklarımıza) merhamet ederiz." dedik. Bunun üzerine o şöyle buyurdu: "Sizden birinizin merhameti, yanındakilere merhamet etmesi değildir, asıl merhamet tüm insanlara merhamet etmesidir." 
(Heysemi, Mecmau'z-zevaid,8,187)

Bir kadın, doyurmadığı, yerdeki börtü-böcekle karnını doyurması için salmayıp bağlayarak açlıktan ölümüne sebep olduğu kedisi yüzünden cehenneme girdi.
(Müslim, Birr ve Sıla,135)

Sürâka b. Cü'şûm der ki : Resulullah'a (s.a.v.) "kendi develerim için çevirdiğim havuzuma gelen kayıp develeri sularsam bana bir ecir var mı?" diye sordum, şöyle buyurdu: "Evet, ciğeri kavrulan (her canlıya) yapılan iyilikten dolayı sevap vardır."
(İbn Mâce, Edeb,8)

Enes b. Malik'in torunu hişam anlatmaktadır: 'Dedden Enes b. Malik ile birlikte Hakem b. Eyyub'un mahallesine girdim. Bir de gördük ki, bazıları bir tavuğu (hedef olarak) dikmiş, ona atış yapıyorlardı. Bunun üzerine Enes : "Resulullah(s.a.v.) hayvanların bu şekilde tutularak öldürülmesini yasakladı" dedi.
(Müslim, Sayd ve Zebaih,58)
s
Kim boş yere bir serçe öldürürse kıyamet günü o serçe, "Ey Rabbim falan kimse beni bir fayda (elde etmek) için değil de boş yere öldürdü" diyerek öldüreni Allah Teâlâ'ya şikâyet edecektir. 
(Nesâi, Dahâyâ,42)

Hz.Aişe'ye (r.a.) Harem'de bir kuş ya da bir ceylan hediye edildi. O derhal onu serbest bıraktı.
(Beyhaki, Sünenü'l Kübra,5,334)

Bir adam yolculuktayken susadı ve bulduğu bir kuyuya inip au içti. Çıktığında, dili dışarıda, hızlı hızlı soluyan ve susuzluktan nemli toprağı yalayan bir köpek gördü. Adam: "Anlaşılan bu köpek de tıpkı benim gibi susuzluk çekmiş!" dedi ve hemen kuyuya inerek pabucu ile su çıkarıp köpeğe içirdi. Bunun üzerine Yüce Allah, onu bağışladı. Sahabiler: "Ey Allah'ın Resulü, hayvanlara yaptıklarımızdan dolayı bize sevap var mı? Diye sorunca Resulullah(s.a.v.):"Elbette her canlıya yaptığınız iyilikte size ecir vardır." buyurdu.

(Buhari,Mezalim,23)








26.9.14

Kırk Hadiste Samimiyet (Kartelalar - 10)



Temîm ed-Dârî anlatıyor: “Hz. Peygamber (s.a.s.) ‘Din nasihattir (samimiyettir).’ buyurdu. Biz, ‘Kime karşı?’ deyince, ‘Allah’a, Kitabı’na, Resûlü’ne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara.’ dedi.”
(Müslim, Îmân, 95)

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder.” (Nesâî, Cihâd, 24)

Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.”
(Müslim, Birr, 34)

“…Allah’ım! Ey Rabbimiz ve her şeyin Rabbi! Beni ve ailemi dünya ve âhirette her an sana ihlâsla bağlı kıl. Ey yücelik ve ikram sahibi!...”
(Ebû Dâvûd, Vitir, 25)

Kim hiçbir ortağı olmayan, tek olan Allah’a ihlâsla ibadet ederek, namazı dosdoğru kılarak, zekâtı vererek dünyadan ayrılırsa, Allah kendisinden razı olduğu hâlde ölmüş olur.”
 (İbn Mâce, Sünnet, 9)

Üç şey kimde bulunursa o kişi imanın tadına ermiş olur: Allah ve Resûlü’nün ona bu ikisi dışındaki şeylerden daha sevimli olması, bir kimseyi ancak Allah için sevmesi ve cehenneme atılmaktan korktuğu gibi küfre dönmekten korkması.”
(Buhârî, Îmân, 9)

Ameller niyete göredir. Herkes sadece niyetinin karşılığını alır. Kim Allah ve Resûlü için hicret ederse, hicreti Allah ve Resûlü’nedir. Kim de erişeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından dolayı hicret ederse, onun hicreti de hicretine sebep olan şeyedir.” (Müslim, İmâre, 155)

Resûlullah (s.a.s.) namazda rükûa eğildiği zaman şöyle derdi: “Allah’ım, sadece senin önünde eğildim, sana inandım, sana teslim oldum. Kulağım, gözüm, iliklerim, kemiklerim ve sinirlerim sana karşı huşû hâlindedir.”
(Tirmizî, Deavât, 32)

Kabul edileceğine gerçekten inanarak Allah’a dua edin. Bilin ki Allah, ciddiyetten uzak ve umursamaz bir kalp ile yapılan duaları kabul etmez.”
(Tirmizî, Deavât, 65)

Yüce Allah buyuruyor ki, ‘Oruç benim içindir. Onun mükâfatını ben veririm. (Çünkü oruç tutan kimse) nefsî arzularını, yemeyi ve içmeyi sırf benim için terk eder...’”
(Buhârî, Tevhîd, 35)

Allah’ın emri olduğunu kabul ederek beş vakit namazı rükûları, secdeleri, abdestleri ile vakitlerinde kılmaya devam eden kimse cennete girer.”
(İbn Hanbel, IV, 266)

Kulun Rabbine en yakın olduğu (an) secde hâlidir. Öyleyse (secdede iken) çokça dua ediniz.”
(Müslim, Salât, 215)

Amellerin en faziletlisi Allah için sevmek ve Allah için nefret etmektir.”(Ebû Dâvûd, Sünnet, 2)

Kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşamaz. Kulum nafile ibadetlerle de bana yaklaşmaya devam eder, ta ki ben onu severim. (Sevince de) artık onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benden isterse muhakkak ona (istediğini) veririm. Bana sığınırsa muhakkak onu korur ve kollarım…’”
(Buhârî, Rikâk, 38)

Şu dört özellik kimde bulunursa o, tam bir münafık olur. Kimde bu niteliklerden biri bulunursa onu terk edinceye kadar kendisinde münafıklıktan bir özellik vardır: Kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder. Konuştuğunda yalan söyler. Söz verdiğinde cayar. Husumet sırasında haktan sapar.”
(Buhârî, Îmân, 24)

Kıyamet günü Allah katında insanların en kötülerinin ikiyüzlüler olduğunu görürsün. (Onlar) şunlara bir yüzle, bunlara diğer bir yüzle gelirler!” (Buhârî, Edeb, 52)

Bir bedevi Hz. Peygamber’e (s.a.s.) şöyle sordu: ‘Bir adam var, ganimet elde etmek için savaşıyor, bir adam da kahramanlığı duyulsun diye, diğeri de görülsün diye savaşıyor. Bunlardan hangisi Allah yolundadır?’ Allah Resûlü ona, ‘Kim Allah’ın (tevhid) mesajını yüceltmek için savaşırsa işte o Allah yolundadır.’ buyurdu.
(Buhârî, Farzu’l-humus, 10)

Allah’ım! Görülsün ve duyulsun diye yapılmayan bir hac eyle.” (İbn Mâce, Menâsik, 4)

İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan’da oruç tutan kimsenin geçmiş günahları bağışlanır. İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ihya eden kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Fadlü leyleti’l-kadr, 1)

Kul, namazında etrafıyla ilgilenmediği sürece, Yüce Allah kuluna yönelir. Kul namazında etrafıyla ilgilenmeye başladığında, Allah da ondan
yüz çevirir.”
(Ebû Dâvûd, Salât, 160-161)

Bir adam, “Ey Allah’ın Resûlü! Bir kimse bir amel işler ve onu kimse görmesin diye gizli tutar, fakat sonradan onu başkalarından öğrenince hoşlanır. (Bu kimsenin durumu nedir?)” diye sorunca Resûlullah ona şöyle cevap vermiştir: “O kimseye iki mükâfat vardır: Biri, (amelini gizlediği için) gizlilik sevabı, diğeri de (başkalarının onu örnek almasına sebep
olacağı için) işlediği amelin açığa çıkmasının sevabı.”
(Tirmizî, Zühd, 49)

Kul namazını, insanlarla birlikteyken de, yalnızken de güzelce kıldığı zaman Yüce Allah şöyle buyurur: “İşte bu gerçekten benim kulum.”
(İbn Mâce, Zühd, 20)

Yalan söylemeyi ve yalan ile amel etmeyi bırakmayanın yemeyi içmeyi terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur!”
(Buhârî, Savm, 8)

Oruç tutan nice kimseler vardır ki oruçtan nasibi sadece aç kalmaktır. Geceyi ibadetle geçiren nice kimseler vardır ki kıyamdan nasibi sadece uykusuz kalmaktır.”
(İbn Mâce, Sıyâm, 21)

Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim. Allah’ım (bu kurban) sendendir ve Muhammed ile ümmeti tarafından senin (rızan) için sunulmuştur.”
(İbn Mâce, Edâhî, 1)

Müslüman, dilinden ve elinden insanların selâmette olduğu kişidir. Mümin ise insanların canları ve malları konusunda (kendilerine zarar vermeyeceğinden) emin oldukları kişidir.”
(Nesâî, Îmân ve şerâiuh, 8)

Sizden biriniz, beni anne-babasından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz.”
(Buhârî, Îmân, 8)

“…Bizi aldatan, bizden değildir.”
(Müslim, Îmân, 164)

Allah’ın kendisine yöneticilik verip de yönettiği kimseleri sadakat ve samimiyetle koruyup gözetmeyen kimse, cennetin kokusunu alamaz.” 
(Buhârî, Ahkâm, 8)

Kazancın en hayırlısı, samimi olduğu takdirde çalışanın kendi eliyle kazandığıdır.”
(İbn Hanbel, II, 334)

İzzet ve celâl sahibi Allah şöyle buyurdu: ‘Kulum iyi bir iş yapmaya niyet eder de yapmazsa ona bir iyilik (sevabı) yazarım. Ama onu yaparsa on kattan yedi yüz kata kadar iyilik (sevabı) yazarım. Eğer (kulum) bir kötülük yapmaya niyet eder de yapmazsa onu (bir günah olarak) yazmam. Fakat onu yaparsa ona bir kötülük (günahı) yazarım.’”
 (Müslim, Îmân, 204)

“…Kıyamet gününde şefaatimle en fazla mesut olacak kişi, tüm kalbiyle veya gönülden ‘Lâ ilâhe illâllah’ (Allah’tan başka ilâh yoktur.) diyen kişidir.” (Buhârî, İlim, 33)

Yüce Allah: ‘Ben şirk konusunda kendisine ortak koşulanların en uzak (ve yüce) olanıyım. Her kim bir amel işler de benimle birlikte başkasını ona ortak ederse onu şirkiyle baş başa bırakırım.’ buyurdu.” (Müslim, Zühd, 46)

Dininde ihlâslı ol. O zaman sana az amel de yeter.” (Hâkim, Müstedrek, VIII, 2797 (4/306)

Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!”
 (Müslim, Îmân, 62)

“…Kalbinde herhangi birine karşı bir aldatma (samimiyetsizlik) bulunmadan sabahlayabilecek ya da akşamlayabileceksen, bunu yap! Yavrucuğum! İşte bu benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimi yaşatırsa, beni sevmiş demektir. Kim de beni severse, cennette benimle birlikte olur.’”
(Tirmizî, İlim, 16)

Kim içtenlikle Allah’tan şehit olmayı dilerse yatağı üzerinde bile ölse Allah onu şehitlerin makamlarına ulaştırır.”
(Müslim, İmâre, 157)

Kim Allah için sever, Allah için nefret eder, Allah için verir, Allah için engel olursa, imanını kemale erdirmiş olur.”
(Ebû Dâvûd, Sünne, 15)

Kim, insanların hoşnutsuzluğuna rağmen Allah’ın rızasını kazanmayı isterse, Allah onu insanların sıkıntılarından kurtarır. Kim de Allah’ın hoşnutsuzluğuna rağmen insanların hoşnutluğunu kazanmak isterse, Allah insanları ona musallat eder.”
(Tirmizî, Zühd, 64)

Resûlullah (s.a.s.), “Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey küçük şirktir.” dedi. “Yâ Resûlallah! Küçük şirk nedir?” diye sordular. Resûlullah (s.a.s.), “Riyadır.” buyurdu.
(İbn Hanbel, V, 429)







Kırk Ayet Kartelası (Kartelalar - 9)

İslâm, güzel ahlâktır.
Kenzü’l-Ummâl, 3/17, Hadis No: 5225.

(Allah Resûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Ya Resûlullah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.
Müslim, Îman, 95.

İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.
Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16.

Kolaylaştırınız, güçlştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.
Buhârî, İlim, 11; Müslim, Cihâd, 6.

İnsanların peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de; “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.
Buhârî, Enbiyâ, 54; Ebu Dâvûd, Edeb, 6.

Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.
Tirmizî, İlim, 14.

Mü’min, bir yılanın deliğinden iki defa sokulmaz.
Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.

Nerede olursan ol, Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki, bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. 
Tirmizî, Birr, 55.

Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.
Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, Şu’abü’l-Îman, 4/334.

İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Hayâ da imandandır.
Buhârî, Îman, 3; Müslim, Îman, 57-58.

Kim kötü ve çirkin bir iş görürse, onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa, diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.
Müslim, Îman, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.

İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda nöbet tutarak geçiren göz.
Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.

Başkalarına zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.
İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31.

Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.
Buhârî, Îman, 7; Müslim, Îman, 71.

Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mü’min) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n bir kusurunu) örter.
Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.


İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.
Müslim, Îman, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.

Müslüman, müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Mü’min ise, insanların canları ve malları konusunda kendisinden emin olduğu kimsedir.
Tirmizî, Îman, 12.

Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.
Buhârî, Edeb, 57, 62.

Hiç şüphe yok ki doruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.
Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103-104.

(Mü’min) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.
Tirmizî, Birr, 58.

(Mü’ min) kar de şi ne te bessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gi bi şey le ri kaldırıp atman da senin için sadakadır.
Tirmizî, Birr, 36.

Allah, sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. O, sadece sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.
Müslim, Birr, 34; İbn Mâce, Zühd, 9; Ahmed b. Hanbel, 3/285, 539.

Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.
Tirmizî, Birr, 3.

Üç dua var dır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladına duası.
İbn Mâce, Dua, 11.

Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.
Tirmizî, Birr, 33.

Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.
İbn Mâce, Nikâh, 50.

Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.
Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.

(Peygamberimiz, işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek:) “Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait her hangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yan yanayız” buyurmuştur.
Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.

Allah’a ve ahiret günü ne iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret günü ne iman eden kimse, misafirine ikram da bulunsun. Allah’a ve ahiret günü ne iman eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.
Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îman, 74-75.

Cebrâil, bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.
Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140-141.

Dul ve fakire yardım eden kimse, Al lah yolunda cihad eden ve ya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle geçiren kimse gibidir.
Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41; Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78.

Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.

Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hâli vardır; onun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa, şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa, sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.
Müslim, Zühd, 64; Dârimî, Rikâk, 61.

Bizi aldatan bizden değildir.
Müslim, Îman, 164.

Söz taşıyan, (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe) cennete giremez.
Müslim, Îman, 168; Tirmizî, Birr, 79.

İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz.
İbn Mâce, Ruhûn, 4.

Bir müslümanın dikti ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.
Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 12.

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalp tir.
Buhârî, Îman, 39; Müslim, Müsâkât, 107.

Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekâtını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz.
Tirmizî, Cum’a, 80.









Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...