7.4.11

Arama Motoru Uygulamaları


İnternet uygulamaları ile ilgili yaptığım bir araştırma ödevini buradan paylaşmak istiyorum. Bugün arama motoru uygulamaları ile ilgili yazdıklarımı paylaşacağım, ilerleyen günlerde diğer internet uygulamaları ile ilgili yazdıklarımı paylaşacağım. Herkesin anlayabileceği sadeliktedir. Umarım faydalı olur.





Arama motorları günümüzde internet dünyasına damgasını vurmuş en önemli uygulamadır.  Başta Google olmak üzere internet kullanıcılarına ücretsiz internette arama imkanı sağlayan arama motorları günümüzde her internet kullanıcısının vazgeçilmezi. Arama motoru sayesinde internet kullanıcıları internet üzerinde aradıkları şeyi anahtar kelimeleri girerek ararlar. İnternet üzerindeki tüm sitelere tek tek girip aradıkları şeyi o karmaşa içinde bulmaktansa bu işi kullanıcı yerine arama motoru yapar.
Günümüzde arama motoru hizmeti veren siteler bu işi ücretsiz yapmaktadır. Öte yandan bu şirketlerden en büyüğü olan Google bugün dünyanın en büyük şirketlerinden biridir. Arama hizmetini ücretsiz sağlayan bir şirketin dünyanın en karlı şirketlerinden biri olması ilk başta kulağa tuhaf gelebilir. Google asıl geliri gösterdiği reklamlardan sağlamaktadır. Her gösterdiği reklam için ya da tıklama başına reklam verenlerden cüzi denebilecek ücretler almaktadır. Ancak bu cüzi ücretlerin milyarlarcası bir araya gelerek Google’ı bugün dünyanın en büyük ve karlı şirketlerinden biri haline getirdi.
Arama motoru uygulamaları Google’dan önce de vardı, ancak onlar bir internet uygulaması olarak değil, internete bağlı bir bilgisayarda masaüstü uygulaması olarak çalışıyorlardı. Ve bu programlar belli bir ücret karşılığında satılıyorlardı. Buna rağmen internetin büyük bir kısmında arama gerçekleştiremiyorlar, daha sınırlı bir alanda hizmet veriyorlardı. Günümüzde ise arama motorları internet üzerinde çok geniş bir alanı kapsayacak şekilde arama yapabilmekteler.
Arama motorlarında arama yapmak ücretsiz, eğer bu ücretli olsaydı insanlar arama motorlarını bu kadar çok kullanmazlardı, bu da arama motorlarının reklam gelirlerinde bir düşüşe neden olurdu. Arama motorlarında arama yapmak ücretli olsaydı belki de arama motoru hizmeti veren internet sitelerinin geliri günümüzdeki kadar fazla olmayacaktı.
Arama motorlarının ücretsiz olmasının yanında hızlı çalışmasının da kullanıcı açısından önemi bulunmaktadır. Kullanıcı aradığı bilgiye en hızlı şekilde erişmek istemektedir. Bu nedenle arama motoru hizmeti sağlayan firmalar sürekli yeni teknoloji ve algoritmalarla büyüyen internet dünyasında aranan şeyin daha hızlı bulunması için çalışmaktadır. Arama motorlarında genellikle sayfa ön izleme bölümü olmaz, sadece yazılar gözükür. Bunun nedeni hızdan taviz vermeme isteğidir. Bu doğrultuda birkaç deneme olduysa da bunlar başarılı olmamıştır, kullanıcılar tarafından fazla ilgi görmemiştir. İleride internetin hızının artmasına paralel olarak bu tür uygulamaların da artacağını tahmin ediyorum.
Arama motorlarında basit arayüz dikkat çekmektedir. Bu arama motorlarının tamamında uygulanan bir durumdur. Örneğin Google’ın arama sayfası son derece basit bir ara yüz tasarımına sahiptir. Google arama hizmeti dışında birçok hizmet vermesine rağmen ana sayfasındaki sadelikten taviz vermemiştir. Bu durum kullanıcıların hoşuna giden bir durumdur ve bunun ilerleyen zamanlarda değişmesi tarafımdan beklenmemektedir. Eğer Google ana sayfasında reklam yayınlasaydı günümüzdeki güçlü imajına sahip olamazdı. Ana sayfada reklam yayınlamaması, Barcelona futbol kulübünün formasına reklam almaması gibi prestij arttıran bir durumdur. Reklam almayarak aslında kendi markasının reklamını yapıyor da diyebiliriz.
Arama motorları hususunda bir diğer önemli nokta ise motorun bulduğu sonuçların gerçekten aranan sonuçlara olan yakınlığıdır. Örneğin ben bir anahtar kelime girdiğimde ve ara tuşuna bastığımda karşıma alakasız şeyler gelirse o arama motorunu bir daha kullanmam. Bu konuda motorun başarısı aslında teknik altyapısına ve kullandığı algoritmalara bağlıdır. Bu da ancak maddi gücü yüksek şirketlerin daha iyi başarabileceği bir şeydir. Bu sektörün lideri olan Google bu sektörde en çok kar eden firmadır, bu nedenle altyapı yatırımları daha fazladır. Sonuç olarak da getirdiği arama sonuçlara aranana en yakın şekilde kullanıcıya sunulmaktadır. Bu nedenle yakın gelecekte ve orta vadede Google’ın sektördeki lider konumunu devam ettireceğini öngörüyorum.
Arama motoru konusunda geç kalan Microsoft Bing ile Google’a karşı rekabet etmeye çalışsa da fazla başarılı olamamıştır. Ancak Microsoft desteği Bing’i her zaman Google’a alternatif olarak tutacaktır. Google’ın hizmet kalitesinde bir düşüş meydana gelirse bu Bing için bir şans olabilir. Ancak Google liderliğin getirdiği rehavete kapılmışa benzemiyor. Her geçen gün yeni teknolojiler ve fikirlerle kullanıcıların karşısına çıkıyor. Bu noktada dinamik ve yeniliklere açık çalışanlarının etkisi büyük. Bugün IT alanında insanlar Google’da çalışmak için can atıyor, çalışanlara sunulan rahat ortam ve imkanlar ise herkesçe biliniyor.

5.4.11

Ayıp Örtmek Hakkında


Soru

İnsanların hangi kusurlarını örtmeliyiz hangilerini örtmemeliyiz?

Cevap

Değerli kardeşimiz;
Kişinin şahsını ilgilendiren bize zararı dokunmayan hatalarını örtmek gerekir. Ancak toplumu fesada verecek kötülüklerini önlemek için yetkili kurumlara şikayet edilebilir.
Başkalarının kusur, eksiklik, utanılacak şey, suç, cürüm, şeref ve haysiyete aykırı davranış, nezaket ve terbiye dışı, fena, kötü, utanç verici şey cinsinden yaptığı işlerin duyulmasını, görülmesini önlemek, yayılmasına mani olmak. Toplumu ve insanları kötülüklerden korumak için işlenen ayıpları örtmek ahlâkî faziletlerin başında gelir. Böylece İslâm'ın övdüğü, müslümanlarda bulunmasını istediği faziletlerden birisi de başkalarının ayıp ve kusurlarını örtmek ve gizlemektir. Buna karşılık; bir müslümanı küçük düşürmek, şahsiyetini lekelemek ve onu rezil etmek için ayıplarını araştırmak ve başkalarına anlatıp açıklamak ise büyük bir ahlâksızlık olup, İslâm tarafından yasaklanmıştır. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

"Müslümanların ayıplarını (ve gizli şeylerini) araştırmayın..." (el-Hucurât, 49/12). Resulullah da bir hadiste: Birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayın" (Müslim, Birr ve Sıla, 30) diye buyurmaktadır.

Resulullah (s.a.s.) başka bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır:

"Her kim bir müslüman kardeşinin ayıp ve kusurlarını, kimsenin görmediği ve görmesini istemediği şeylerini örterse, Allah'u Teâlâ da kıyamet gününde onun ayıplarını örter. Her kim müslüman kardeşinin meydana çıkmasını istemediği birşeyini ortaya çıkarır ve dile verirse; Allah da onun ayıplarını, kimsenin bilmesini istemediği hallerini meydana çıkarır. Bu suretle kendi evi içinde de olsa onu rezil eder. Müslüman kardeşinin ayıplarını örten, bir ölüyü diriltmiş gibidir. " (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58; Tirmizî, Birr ve Sıla, 85)

Müslümanın ayıp araştırması değil, bilâkis gördüğü ayıp ve kusurları örtmesi gerekir. Diğer bir hadis-i şerifte: Kim bir müslümanın ayıbını dilerse Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter. " (Ebû Dâvud, Edeb, 39), Kim bir ayıp görür de örterse sanki kabrine diri gömülmüş bir yavruya can vermiş gibi olur. " (Ebû Dâvud, Edeb, 38) buyurulmuştur.

İnsan başkalarının ayıp ve kusurunu değil, kendi ayıp ve kusurunu görmeye çalışmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.): Kendi ayıbı, insanların ayıbını görmekten alıkoyan kimseye müjdeler olsun. " (Aclûnî, Keşfu'l-Hafa, II, 46) buyurmuştur.

Ayıpların araştırılıp ortaya dökülmesi; insanları birbirine düşürmekten, aralarında kin ve düşmanlık tohumları ekmekten, fenalıkların yayılmasından başka bir şeye yaramaz. İnsanların gizli kalmış kusurlarını açıklamak, herkese duyurmak onların utanma duygularının yok olmasına, sosyal kontrolün azalmasına ve böylece ahlâksızlığın süratle yayılmasına da sebep olur. Resulullah: Müslümanların ayıplarını, gizli hallerini araştırmağa kalkışırsan, onları ifsad eder (ahlâklarını bozar) veya ifsada yaklaştırmış olursun, " (Riyazü's-Sâlihin, III,154) buyurmuştur.

Peygamberimiz ve ashabı, kimsenin ayıplarını araştırmamış ve araştıranları da şiddetle kınamıştır. Peygamberimiz'in: "Din kardeşini bir suçundan dolayı ayıplayan kimse, o suçu (günahı) kendisi de işlemedikçe ölmez. " (Tirmizî, Kıyâme, 53) uyarısını da hiç bir zaman unutmamak gerekir.

Bir gün Hz. Ömer'in yanına bir adam geldi ve ona şöyle dedi: "Benim bir kızım var, cahiliye devrinde onu diri diri toprağa gömmüş, sonra da ölmeden çıkarmıştık. İslâmiyet geldikten sonra ben de kızım da müslüman olduk. Fakat kızım Allah'ın yasakladığı bir şeyi yaptı ve had vurulması icab etti. Bunun üzerine, bizim bulunmadığımız bir yerde bıçakla kendisini kesmek istemiş. Biz durumu haber alır almaz koştuk, fakat boyun damarlarından birini kesmişti. Hemen tedavî ettik, iyileşti. Yaptığına pişman oldu. Tövbe ederek bir daha böyle bir şey yapmamaya karar verdi. Bir kabileden dünür geldi. Ben de olanları olduğu gibi anlattım." Hz. Ömer, adamın bu sözlerine kızarak:

"-Allah'u Teâlâ'nın gizlediğini açığa mı vuruyorsun? Vallahi eğer kızın başından geçenleri başka birine daha anlatırsan herkesten önce cezanı ben veririm. Git, kızı diğer müslüman, temiz kızlar gibi evlendir dedi." (Y. Kândehlevî, Hadislerle Müslümanlık, III, 1021).

Müslümanların başkalarının günah ve kusurlarını, işledikleri ayıpları örtmeye çalışmaları nasıl önemli bir ahlâkî görevleri ise; aynı şekilde kendi günah ve kusurlarını da ifşâ etmemeleri gerekir. Aşağıdaki hadîs-i şerif bize bu konuda da titiz davranmamız gerektiğini göstermektedir. Resulullah (s.a.s.) şöyle buyuruyor:

"Fenalıklarını açığa vuranlardan başka bütün ümmetim, halkın dilinden ve elinden salimdir. "

"Bir adam bir gece fenalığı yapıp da Cenâb-ı Hak onu örtmüş iken:

"Ey filânca ben dün gere Şöyle şöyle yaptım demesi, suçunu ilân ve teşhirdir. Halbuki o, geceyi Allah'ın setrine mazhar olarak geçirmişti. Allah'ın örttüğü bu suçu sabahleyin teşhir etmiş, açıklamış bulunuyor. " (Riyazü's-Salihîn, I, 282).

Rabîatü'l-Adeviyye: "Kul Allah'ın sevgisini tattığı zaman, Allah onu kendi kusurlarına muttali kılar, böylece başkalarının kusurunu görmez olur" der.

Bu ayet-i kerime ve hadis-i şerifler, toplum içinde yardımlaşmak, birlikte iyi geçinmek, yapılan fenalıkları ve ayıpları örterek arkadaşlığı, dostluğu kuvvetlendirmek, dostça yaşamayı isteklendirmek ayıp ve günahları teşhir etmeden önlemek gibi insanî ve İslâmî faziletlerimizi belirtmektedir.

Osman ÇETİN
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

24.3.11

Devlet Kumarı Bıraksın

Devletimiz şahsi olarak kumar oynayanlara ve oynatanlara sembolik bir ceza kesiyor. Diğer taraftan ise kendi eliyle kumar oynatmaya devam ediyor. Sayısal loto devletin kendi eliyle vatandaşına kumar oynatmasından başka bir şey değildir. Ancak, loto da kumar olmasına rağmen devlet sayısal loto oynayanlara ceza kesmiyor.

Bu tarz oyunlar umut pazarlayarak insanların kafasını meşgul ediyor. Çalışarak kazanmak yerine kolayca kazanma duygusunu toplumda yayıyor. Yenilik, icat, girişim düşünecek beyinler bunlar yerine bilmem kaç milyon lira para çıksa ne yapacaklarını düşünüyor, hangi arabayı alacağını düşünüyor, nereleri gezeceğini düşünüyor. İşte bu, kaynak israfından başka bir şey değildir. En değerli kaynağımızı, zihnimizi, düşüncelerimizi israf etmeyelim.

Keşke piyango, loto, şans topu, on numara gibi oyunları iktidara geldiğinde kaldıracağını söyleyen bir parti olsaydı da önümüzdeki seçimlerde ona oy verseydik.

Bir de bu kumardan toplanan vergilerle eğitime yapılan katkılardan falan bahsediyorlar. Bu insanlar az bir karşılığa çok şey kaybedildiğinin farkında olmayan insanlar. Belki eğitime aktarılan birkaç milyon lira ile yeni masalar sandalyeler alınıyor okullarımıza, ancak o sandalyelerde oturan, o masalarda dirsek çürütenlerden kaçının zihnini bulandırıyor bu kumar illeti, o taze beyinleri ne kadar meşgul ediyor bir kupon ile kazanabileceği milyonlar. Hiç bunun hesabını yapmadan eğitime aktarılan üç beş kuruşun hesabını yapıyorlar. O paranın eğitime aktarılması için illa kumar mı oynatmak gerekiyor? Arttırırsın sigaranın vergisini, yine aktarırsın eğitime parayı. Çok mu zor yani eğitime para aktaracak kaynak bulmak? Ordan olmazsa öbür taraftan aktarırsın, neticede nereden aktarırsan aktar halkın cebinden çıkan parayı aktarıyorsun. Kumardan aktarınca halkın cebinden çıkmıyor mu o para?

Sömürü düzenine karşı çıkıyoruz, haksızlığa karşı çıkıyoruz, adaletsizliğe karşı çıkıyoruz. Hem de sonuna kadar. Peki soruyorum: bu kumar halkın duygularını sömürmek değil mi, tüm toplanan paranın bir kişiye geri dönmesi haksızlık değil mi, birisinin parasını kaybederken öbürünün bundan haksız şekilde para kazanması adaletsizlik değil mi?

Eğer muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacaksak bizim kumarla, daha açık konuşursak, lotoyla, piyangoyla, bilmem ne topuyla işimiz olmaz, olamaz. Bizim işimiz bilimle, sanatla, düşünceyle, icatla, yenilikle, girişimcilikle olmalı.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...