13.11.12

Diyanet TV İle İlgili Başkana Mektup


Değerli Büyüğümüz,

Pek Muhterem Diyanet İşleri Başkanı,

Diyanet TV'nin açılacağını duyunca çok heyecanlandık. Sabırla bekledik. Test yayınlarına da başladı.

Ancak içeriği biraz daha dini, imani, ilmi konular olan programlar yapılsa daha iyi olacak. Milletimizin imani yönden bu kadar ihtiyaçları varken imani konulara eğilmek lazım gelmez mi? Programlar şu haliyle çok fazla musiki ve ilahi ağırlıklı olmuş. Musiki ile ilgilenmeyen insanların dikkatini celbedecek bir içerik değil maalesef. Oysa ki bu imkanları israf etmeden kullanmak, milletin imanını arttırmak, ilmini arttırmak gerekmez mi?

Bugün milli piyango bileti almanın haram olduğunu bilmeyen, faiz vermenin de haram olduğunu bilmeyen, gusül almasını bilmeyen insanlar, müslümanlar var. Bu insanlara musiki ile değil, sadece ilim ile yardımcı olabiliriz.

Herhalde test yayını olduğu için bu musiki programları ağırlıkla gösteriliyor. Esas yayına geçilince daha ilmi, imani ve mühim islami programlar yapılır.

Gayretleriniz için Allah razı olsun, inşallah Allah'ın bizlere bahşettiği imkan ve yetenekleri O'nun yolunda israf etmeden, iyi bir şekilde kullanan, eğer kullanamıyorsak da emaneti ehline teslim edebilen kullardan oluruz.

Allah İslama ve ilme hizmetlerinizden dolayı sizlerden ebeden razı olsun, cennetiyle, cemaliyle, rızasıyla ve muhabbetiyle şereflendirsin. Allah sağlık sıhhat afiyet versin. İlminizi, ihlasınızı, islama hizmetinizi arttırsın. Peygamber Efendimize komşulukla şereflendirsin.

Amin.

12.11.12

Yabancı Dil Öğrenmeye Peygamber Teşviki


Peygamber Efendimiz(s.a.v.) yabancı dil öğrenmeyi teşvik etmiş.

Bundan sonra yabancı dil öğrenirken artık Peygamber Efendimiz(s.a.v.)'in tavsiyesine uymanın bereketini yaşarız inşallah.

Hz. Peygamber(s.a.v.) bir gün Zeyd b. Sabit'e (r.a.), Yahudilere güvenmediğini, yazışmalar için onların dilini öğrenmeyi tavsiye etti. O da kısa sürede İbranice öğrendi ve yazışmalarda Peygamberimizin (s.a.v.) hizmetinde bulundu.(Ebû Davud,166)


Bazı hassas gönüller belki yabancı dil çalışırken "acaba kendimi dünya işlerine mi kaptırdım? Kendimi dünya işlerine çok mu verdim?" diye düşünebilirler. Herhalde Hz. Peygamber'in bu teşviğini işittikten sonra içleri rahatlar, kendilerini en azından bu konuda üzmeyi bırakırlar. Yaptıkları işin hakkını verip iyi öğrenirler.

Peygamber Efendimiz'in bu teşvikini bizlere haber veren, işitmemize vesile olan başta sahabe efendilerimiz olmak üzere, Ebu Davud'dan ve Mısır Müftüsü Prof. Dr. Ali Cuma'dan Allah ebeden razı olsun.

11.11.12

Hicaz Yüksek Hızlı Tren Yolu Projesi

Hicaz Demiryolu Projesi, Osmanlının son dönemine damgasını vurmuş, büyük ve merhametli devlet adamı Abdülhamit Han'ın hayata geçmiş büyük bir projesidir. İnternetten ve konu ile alakalı yazılmış kitaplardan ve çekilmiş belgesellerden konu öğrenilebilir, genel kültür sahiplerince malum bir konudur.

Hicaz Demiryolu Projesi 100 sene sonra tekrar canlandırılabilir. Türkiye'nin Ortadoğu siyasetinde bir enstrüman olur. Ticari, sosyal, kültürel, teknik pek çok faydaları olur. Turizme de katkısı olur. 

Ancak bu yüzyıldaki adı tabii biraz farklı olacak: Hicaz Yüksek Hızlı Tren Yolu Projesi

Evet maksadımız basit bir demiryolu değil, yüksek hızlı tren yolunun yapılması. Öyle ki sabah trene binen birisi bir yaz gününde akşam olmadan Medine'yi Münevveriye'ye salimen ulaşabilsin. Hem de pasaportsuz, vizesiz, sadece nufus cüzdanını kullanarak bunu yapabilsin.

Teknik anlamda yerli firma ve teknolojinin kullanılması teknik kabiliyetlerimizi arttırır. Bunun yanında siyaseten Ortadoğuda önemli bir gelişme olur. Türkiye'nin Arap kardeşlerimizce daha yakından tanınmasına vesile olur, belki bazı meselelerde bizleri örnek alabilirler, ilham kaynağı olabiliriz. Aynı şekilde belki bazı meselelerde de biz onlardan ilham alırız.

Bu konu, böyle bir projenin nasıl yapılabileceği, psikolojik etkileri, sosyal, ekonomik ve teknik boyutları belki bir ya da birkaç kitaba konu olabilecek şumullü bir konudur. O yüzden fikri yüksek idraklerinize arz edip işin devamını ve dallandırılmasını sizlere bırakıyoruz.

İnşallah Türkiye böyle büyük siyasetleri ve teknik projeleri yapabilecek siyasi, ekonomik ve teknolojik seviyeye ulaştığını en yakın zamanda ispatlar, dünya müslümanlarının gönlündeki gerçek makamı olan tahta kurulur.

* * * * *

Gençliğin verdiği heyecan ile bir araştırma yapmadan bir çırpıda yukarıdaki yazıları yazmışız. Allah'a sonsuz hamdü senalar olsun ki böyle bir çalışma zaten başlatılmış. Tabii teknoloji olarak bizim bahsettiğimiz seviyede olmasa da çok güzel bir gelişme. 


Bitme tarihi olarak 2015 verilmiş. İnşallah o günleri ve daha nice güzel günleri hep beraber afiyet içinde görürüz.

* * * * *

Cennet Mekan Sultan 2. Abdülhamit Han'ı da maalesef millet olarak hakkıyla tanımıyoruz. Az uz tanıyanımız da maalesef doğru tanımıyor. Birisi istibdat mı dedi? Yoksa Duyun-u Umumiye mi? 

İstibdat diyenler 2. Abdülhamit Han'ın dönemindeki askeri isyanları ve sultanın merhametini, Duyun-u Umumiye diyenler ise sultanın tahta çıktığı tarihte Osmanlı'nın kaç milyon altın borcu olduğuyla sultan tahttan indirilirken kaç milyon altın borcu olduğunu incelesin.


Sultan için bakın kimler ne demiş, 

İlber Ortaylı'ya göre Dünyanın son hükümdarı, son evrensel imparator II. Abdülhamid Han'dır. [19]

Abdülhamid'in idare tarzı azami müsamahadır. Atatürk. [20]

Dünyâda 100 gram akıl varsa, bunun 90 gramı Abdülhamîd Han'da, 5 gramı bende, kalan 5 gramı da diğer dünyâ siyâsîlerindedir. ( Alman Milli Birliğinin kurulmasını gerçekleştiren meşhur Alman devlet adamıPrens Bismarck )[21]

Padişahım gelmemişken yâda biz,
İşte geldik senden istimdada biz,
Öldürürler başlasak feryada biz,
Hasret olduk eski istibdada biz
- Süleyman Nazif



Hele ki Prens Bismarck gibi tarihte yeri ve ağırlığı bilinen bir kişinin böyle konuşması, herhalde insanda bir kanaat oluşturur. Evet yine döndük dolaştık bize öğretilenlerle hakikatler arasındaki çelişkilere geldik. Maalesef yine bu noktaya geldik. Döndük dolaştık, Hicaza gittik geldik, bu kederli ve acı noktaya geri döndük. 

Bu meseleyi burada noktalayalım en iyisi, 
                         çünkü tehlikeli ve derindir bu noktanın ilerisi.

Biz meseleyi kapsamlı olduğundan şimdilik burada noktalandırıyoruz, tehlikesinden de, derinliğinden de, korktuğumuzdan da değil yoksa. Zira, Yaradan'dan korkacağına yaratılmıştan korkmak, Yaradan'a haksızlık olur.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...