16.1.19

40 AYETTE İYİLİK



İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.
(Bakara,2/177)

Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz.
Her ne harcarsanız Allah onu bilir.
(Al-i İmran, 3/92)

...İyilik ve takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. AIlah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah'ın cezası çok şiddetlidir.
(Maide,5/2)

Güzel iş yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de fazlası vardır, Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de bir zillet. İşte onlar cennetliklerdir ve orada ebedî kalacaklardır.
(Yunus, 10/26)

Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.
(A-raf, 7/199)

(Fakat) iman edip salih ameller işleyenlere gelince, Rableri onları imanları sebebiyle, hidayete erdirir. Nimetlerle dolu cennetlerde altlarından ırmaklar akar.
(Yunus, 10/9)

Gerçek şu ki, iman edip iyi işler yapanlara gelince,
elbette biz iyi iş yapanların ecrini zayi etmeyiz.
(Kehf, 18/30)

(Mallarınızı) Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
(Bakara, 2/195)

Onlardan, "Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru" diyenler de vardır.
(Bakara, 2/201)

Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.
(Al-i İmran, 3/104)

Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah'a iman edersiniz. ...
(Al-i İmran,3/110)

Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.
(Al-i İmran, 3/193)

Fakat Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, Allah katından bir konaklama yeri olarak, içinde ebedî kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah katında olan şeyler iyiler için daha hayırlıdır.
(Al-i İmran, 3/198)

Şüphesiz Allah (hiç kimseye) zerre kadar zulüm etmez. (Yapılan) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükafat verir.
(Nisa, 4/40)

Kim bir iyilik yaparsa, ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez.
(En'am, 6/160)

"Bizim için bu dünyada da bir iyilik yaz, ahirette de. Çünkü biz sana varan doğru yola yöneldik." Allah, şöyle dedi: "Azabım var ya, dilediğim kimseyi ona uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım.
(A'raf, 7/156)

İnanıp salih ameller işleyenler için Rahman, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır.
(Meryem, 19/96)

Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır, iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekatı verirler. Allah'a ve Resülüne itaat ederler, işte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Tevbe, 9/71)

Bunlar, tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rüku' ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü'minleri müjdele.
(Tevbe, 9/112)

(Ey Muhammed!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür.
(Hud, 11/114)

Sabret! Çünkü, Allah iyilik edenlerin mükafatını zayi etmez.
(Hud, 11/115)

Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.
(Ra'd, 13/22)

Allah'a karşı gelmekten sakınan kimselere, "Rabbiniz ne indirdi?" denildiğinde, "Hayr indirdi derler. Bu dünyada iyilik yapanlara bir iyilik vardır. Ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Allah'a karşı gelmekten sakınanların yurdu ne güzeldir.
(Nahl, 16/30)

Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder;
hayasızlıgı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
(Nahl, 16/90)

Şüphesiz Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanlar ve iyilik yapanlarla beraberdir.
(Nahl, 16/128)

İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. ...
(İsra, 17/7)

Ancak kim zulmeder de sonra (yaptığı) kötülüğün yerine iyilik yaparsa bilsin ki şüphesiz ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet edenim.
(Neml, 27/11)

Her kim iyi amel getirirse, ona ondan daha hayırlısı vardır.
Onlar o gün korkudan emindirler.
(Neml, 27/89)

Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez. "
(Kasas, 28/77)

Kim bir iyilik getirirse, ona bundan daha hayırlısı vardır. Kim de bir kötülük getirirse bilsin ki, kötülük işleyenler ancak yapmakta olduklarının cezasına çarptırılırlar.
(Kasas, 28/84)




Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen
musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.
(Lokman, 31/17)

Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. ...
(Fatir, 35/8)

(Ey Muhammed! Bizim adımıza) De ki: Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için (ahirette) bir iyilik vardır. Allah'ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükafatları elbette hesapsız olarak verilir.
(Zümer, 39/10)

İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.
(Fussilet, 41/34)

İşte bu, Allah'ın, inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki: "Ben buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum." Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artmaz. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.
(Şura, 42/23)

Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ındır. (Bu) kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, iyilik edenleri de daha güzeliyle mükafatlandırması için (böyle)dir.
(Necm, 53/31)

İyiliğin karşılığı, yalnız iyiliktir.
(Rahman, 55/60)

Şüphesiz, iyiler Naim cennetindedirler. Şüphesiz, günahkarlar da cehennemdedirler.
(İnfitar, 82/13-14)

Hayır (sandıkları gibi değil!) iyilerin yazısı "İlliyyun"dadır.
(Mutaffifîn, 83/18)

Şüphesiz iyi kimseler, Naîm cennetindedirler. Koltuklar üzerinde, (etrafı)
seyrederler. Onların yüzlerinde, nimetlerin sevincini görürsün.
(Mutaffifîn, 83/22-24)

Günün Ayet Hadis ve Hikmetleri - 224

Dini Görselleri barındıran dinigorsel.blogspot.com.tr sitesine ya da tüm görsellere (bir kısmının kırpma işi henüz bitmemiş haliyle de olsa 4000'e yakın) http://kaabalive.net/diniGorseller/  adresinden de erişebilirsiniz.

İSRAFLA MÜCADELEDE 40 AYET VE HADİS


"O, çardaklı-çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri, çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinlen, zeytini ve narı, birbirine benzer ve her biri birbirinden farklı biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin. Hasat günü de hakkını (zekatını) verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez."
(En'am, 6/141)

"Ey Ademoğulları! Her mescid(e gidişiniz)de güzel elbiselerinizi giyin, yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü o (Allah) israf edenleri sevmez."
(A'raf, 7/31)

"Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır."
(Furkan, 25/67)

"De ki: Ey kendileri aleyhine israf eden (haddi aşan) kulların! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar.
Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
(Zümer, 39/53)

"Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın."
(İsra,17/29)

"Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir."
(İsra, 17/26-27)

"Onların sözleri ancak, "Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki israfımızı (taşkınlıklarımızı) bağışla ve ayaklarımızı (senin yolunda) sağlam tut. Kafir topluma karşı bize
 yardım et." demekten ibaretti.
(Al-i İmran, 3/147)

"İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerek ayakta iken (her halinde bu sıkıntıdan kurtulmak için) bize dua eder. Ama biz onun bu sıkıntısını ondan kaldırdık mı, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider. İsraf edenlere (haddi aşanlara), yapmakta oldukları şeyler işte
 böyle hoş gösterilmiştir."
(Yunus, 10/12)

"Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temizi nimetleri kendinize haram etmeyin ve (Allah'ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez."
(Maide,5/87)
"Yetimleri deneyin. Evlenme çağına erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin."
(Nisa, 4/6)

"Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse şüphesiz, cehennem onun varacağı yerdir."
(Naziat, 79/37-39)

"Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.
Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır."
(Bakara, 2/286)

"İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık
ona uyun. Başka yollara uymayın.
Yoksa o yollar sizi ayrılığa düşürüp O'nun
yolundan ayırır. İşte (Allah) size
bunları sakınasınız diye emretti."
(En'am, 6/153)

"Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O  yaptıklarınızı hakkıyla görür."
(Hud, 11/112)

"De ki: “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoklarını da saptırmış ve dümdüz yoldan şaşmış bir milletin arzu ve keyiflerine uymayın"
(Maide, 5/77)

"Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta (mutedil) bir ümmet yaptık"
(Bakara, 2/143)

"Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez."
(Bakara, 2/185)

"Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin temiz ve helal olanlarından yiyin. Bu konuda aşırı da gitmeyin, yoksa üzerinize gazabım iner. Gazabım da kimin üzerine inerse o muhakkak helak olmuş demektir."
(Taha, 20/81)

"Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz Allah'a karşı gelmekten sakının."
(Maide, 5/88)

"Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez."
(Kasas, 28/77)

"Allah annelere isyankar davranmayı, kız çocuklarını diri diri gömmeyi ve (vermeniz gereken şeyleri) vermeyip (hakkınız olmayan şeyleri) almayı size haram kılmıştır. Dedikodu etmeyi, anlamsız yere çok soru sormayı ve malı israf etmeyi sizin için hoş karşılamamıştır."
(Buhari, İstikraz, 19)

"Ademoğlu ‘benim malım, benim malım’ der. Ey Ademoğlu! Acaba yiyip tükettiğinden, giyip eskittiüinden ve sadaka verip biriktirdiginden başkası senin malın mıdır?"
(Müslim, Zühd ve rekaik, 3)

Bir gün Sa'd (b. Ebu Vakkas) abdest alırken Resulullah (sav) onun yanına uğramıştı. "Bu ne israf?" buyurdu. Sa'd, "Abdestte de mi israf olur?" diye sorunca, Resulullah (sav), "Evet, akan bir nehirde bile olsan (israf olur)." diye cevap verdi.
(İbn Mace, Taharet,48)

"İsraf’a kaçmadan ve kibre düşmeden yiyin, sadaka verin ve giyinin!"
(Nesaî, Zekat, 66)

"İki nimet vardır ki insanların çoğu bu ikisi hakkında aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit."
(Buhari, Rikak, l)

"Allah'ım! Dört şeyden; fayda vermeyen ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul edilmeyen duadan sana sığınırım."
(Nesaî, İstiaze, 18)

"Velime (düğün yemeği) vermek ilk gün görevdir, ikinci gün meşrudur. Üçüncü gün riya ve gösterişti."
(İbn Mace, Nikah, 25)

"Nikahın en hayırlısı, en kolay (maddi külfeti en az) olanıdır."
(Ebu Davud, Nikah,30-31)

Hz. Ali (ra) şöyle demiştir: "Resulullah (sav) Fatıma için çeyiz olarak kadıfe kumaş, su tulumu ve içi izhir otuyla doldurulmuş bir yastık hazırlamıştı."
(Nesaî, Nikah, 81)

"Allah Resulü'nün (sav) ashabı bir gün onun yanında dünya nimetleri hakkında
konuştular. Bunun üzerim Resulullah (sav), 'Duymuyor musunuz, duymuyor musunuz? Sadelik imandandır, sadelik imandandır.' buyurdu."
(Ebu Davud, Tereccül, l)

"İnsanoğlu kıyamet günü Rabbi katmda beş şeyden hesaba çekilmedikçe ayakları hiçbir yere hareket edemeyecektir; ömrünü ne yolda tükettiğinden, gençliğini ne uğurda yıprattığından, malını nereden kazanıp nerde harcadığından ve öğrendiği bilgilerle nasıl amel ettiğinden."
(Tirmizi, Sıfatü'l-kıyame, l)

"Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki kıyamet günü şu nimetlerden hesaba
çekileceksiniz: Serin bir gölge, güzel bir hurma ve soğuk bir su!"
(Tirmizi, Zühd, 39)

"Kanaatkar ol, o zaman insanların (Allah'a) en çok şükredeni olursun. Kendin için istediğin şeyi insanlar için de iste, o zaman mümin olursun."
(İbn Mace, Zühd, 24)

"Müslüman olan, kendisine yetecek kadar rızık verilen ve Allah'ın ona verdikleriyle kanaatkar kıldığı kimse kurtuluşa ermiştir."
(Müslim, Zekat, 125)

"Ademoğlunun şunlardan başka hakkı (ihtiyacı) yoktur: Oturacağı bir ev, vücudunu örtecek bir elbise, ekmek ve su."
(Tirmizi, Zühd, 30)

"Bizi doyurup suya kandıran, ihtiyaçlanmızı gideren ve bizi barındıran Allah'a hamdolsun. İhtiyaçlarını karşılayacak ve kendismı barındıracak kimsesi olmayan nice insanlar var!"
(Müslim, Zikir ve dua ve tevbe ve istiğfar, 64)

"Zenginlik mal çokluğu değil, gönül toklugudur."
(Buhari, Rikak, 15)

"İşlerinizde ifrat ve tefritten kaçının, dinde aşınya gitmeyin, sabah ve akşam ile gecenin bir bölümünü ibadetle geçirin. Her hal ve davranışınızda ifrat ve tefritten uzak durarak orta yol üzere bulunun ki, Allah'ın rızasına eresiniz"
(Buhari, Rikak, 39, 18)

"Ademoğlu ihtiyarlar ancak iki özelliği genç kalır: Mal hırsı ile uzun yaşama hırsı."
(Tirmizi, Sıfatü'l-Kıyame, 48, 22)

"Dış görünüş ve ahlak güzelliği, teenni ile hareket etme ve hal ve hareketlerde ifratla tefritten kaçınarak dengeli olma peygamberlerin güzel ahlakının yirmi dört parçasından biridir."
(Tirmizi, Birr ve sıla, 66)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...