17.1.19

40 Hadiste Tevhit ve Vahdet


“İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve
Ramazan orucunu tutmak.”
(Buhârî, Îmân, 2)

“İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir.
Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.”
(Müslim, Îmân, 1)

“İmanın yetmiş küsur şubesi vardır. Bunların en üstünü ‘Lâ ilâhe illâllah’ (Allah’tan başka
ilâh yoktur.) sözüdür. En alt derecesi ise, yoldaki eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Hayâ da
imanın bir şubesidir.”
(Nesâî, Îmân, 16)

“Allah’tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah’ın Rasûlü olduğuma şehâdet edip buna
kalbiyle kesin bir şekilde inanarak ölen herkesi Allah mağfiret eder.”
(İbn Mâce, Edeb, 54)

“Kim kalbiyle tasdik ederek Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü
olduğuna şehâdet ederse Allah ona
cehennemi haram kılar.”
(Buhârî, İlim, 49)

“Her kim, ‘Şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur, O tektir, ortağı yoktur; Muhammed O’nun kulu ve elçisidir; İsa da Allah’ın kulu ve Allah’ın kullarından bir kadının oğlu, Meryem’e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve Allah tarafından (gelen) bir ruhtur.Cennet haktır, cehennem haktır.’ derse Allah onu, cennetin sekiz kapısından hangisini dilerseoradan cennetine koyar.”
(Müslim, Îmân, 46)

“… Kim Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim onlara isyan ederse
ancak kendisine zarar verir. Allah’a hiçbir
şekilde zarar veremez.”
(Ebû Dâvûd, Salât, 221, 223)

“Ey insanlar! Yüce Allah, yalnızca kendisine kullukta bulunmanızı ve O’na şirk koşmamanızı emrediyor ...”
(İbn Hanbel, III, 492)

Abdullah (b. Mes’ûd) (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah’a (s.a.s.) “Allah katında en büyük günah
nedir?” diye sordum. “Seni yaratmış olduğu hâlde Allah’ın bir dengi
 olduğunu iddia etmendir.” buyurdu.
(Buhârî, Tefsîr, (Furkân) 2)

“Kim kabilecilik/ırkçılık propagandası yaparak veya kabileciliğe/ırkçılığa destek vererek gayesi belirsiz bir topluluğun bayrağı altına girip öldürülürse, onun ölümü Câhiliye ehlinin ölümü gibidir.”
(Müslim, İmâre, 57)

“İman; kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve
Organlar  ile amel etmektir.”
(İbn Mâce, Sünne, 9)

“Son sözü ‘Lâ ilâhe illallâh’ (Allah’tan başka
 ilah yoktur) olan kimse cennete girer.”
(Ebû Dâvûd, Cenâiz, 15-16)

“Allah’ı inkâr etmiş olarak ölen kimse hariç,
Allah’ın her günahı bağışlayacağı umulur.”
(Nesâî, Muhârebe, 1)

“Her kim Allah’a bir şeyi ortak koşarak ölürse cehenneme girer.”
(Müslim, Îmân, 150)

Yedi helâk ediciden sakının!” buyurdu. Sahâbîler, “Yâ Rasûlallah! Bunlar nelerdir?” diye sordular. Rasûlullah şöyle cevap verdi: “Allah’a şirk koşmak, büyü yapmak, Allah’ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından kaçmak ve zinadan uzak duran, hiçbir şeyden haberi olmayan mümin kadınlara zina isnad etmektir.”
(Buhârî, Hudûd, 44; Müslim, Îmân, 145)

“Kim düğüm yapar sonra ona üflerse sihir yapmış olur. Kim sihir yaparsa şirk koşmuş olur. Kim de (kendisini koruması için nazarlık ve benzeri) bazı şeyler takarsa o taktığı şeyin korumasına havale edilir.” (Nesâî, Muhârebe, 19)

“Şu üç haslet vardır ki, bunlar kimde bulunursa o kimse imanın tadını alır: Allah ve Rasûlü’nü
her şeyden çok sevmek, bir kimseyi yalnızca Allah rızası için sevmek, Allah kendisini küfürden
kurtardıktan sonra tekrar ona dönmeyi ateşe
atılırcasına korkunç görmek.”
(Müslim, Îmân, 67)

“Kim Allah için sever, Allah için nefret eder, Allah için verir, Allah için engel olursa, imanını kemale erdirmiş olur.”
(Ebû Dâvûd, Sünne, 15)

“Bir Müslüman, bir Müslüman’a ‘kâfir’ dediğinde, şayet o gerçekte kâfirse (söz yerini bulmuş olur). Fakat eğer o kâfir değilse bunu söyleyen kâfir olur.”
(Ebû Dâvûd, Sünnet, 15)

“Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir
şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâka uygun biçimde davran!”
(Tirmizî, Birr, 55)

“Sizden biri, kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemedikçe gerçek anlamda mümin olamaz.”
(Buhârî, Îman, 7)

“Din kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa, hiçbir iyiliği küçük görme!”
(Müslim, Birr, 144)

“Ey İnsanlar! Allah sizden Câhiliye gururunu ve atalarla övünme âdetini gidermiştir. İnsanlar iki gruptur: İyi, takva sahibi, Allah katında değerli kişi ve günahkâr, bedbaht Allah katında değersiz kişi. İnsanlar Âdem’in çocuklarıdır. Ve Allah Âdemi, topraktan yaratmıştır.”
(Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 49)

 “Kabileciliğe/Irkçılığa çağıran bizden değildir. Kabilecilik/Irkçılık davası uğruna savaşan
bizden değildir. Kabilecilik/Irkçılık davası uğruna ölen bizden değildir.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 111-112)

“Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” Bunun üzerine birisi, “Ey Allah’ın Rasûlü! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim?” dedi. Rasûlullah buyurdu ki, “Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun.
İşte bu ona yapacağın yardımdır.”
(Buhârî, İkrâh, 7)

“Allah katında dünyanın yok olması, bir Müslüman’ın öldürülmesinden daha hafiftir.”
(Tirmizî, Diyât, 7; Nesâî, Muhârebe, 2)

“Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete girmek isterse Allah’a ve âhirete inanırken ölüm kendisine erişsin. İnsanların kendisine nasıl davranmalarını istiyorsa,
o da onlara öyle davransın.”
(Müslim, İmâre, 46)

“Kim din kardeşinin onurunu korursa Allah
da kıyamet gününde onun yüzünü
cehennem ateşinden korur.”
(Tirmizî, Birr, 20 )

 “Kardeşinle (gereksiz) tartışmaya girme, onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma ve ona yerine
getiremeyeceğin sözü verme.”
(Tirmizî, Birr, 58)

“Müslüman kardeşini hakir görmesi kişiye kötülük olarak yeter. Her Müslümanın kanı, malı ve onuru
 Müslümana haramdır.”
(Müslim, “Bir” 32)

“Zandan uzak durun. Zira zan, sözün en yalanıdır. Birbirinize kulak misafiri olmaya
çalışmayın, birbirinizin özel hâllerini araştırmayın, birbirinizle üstünlük yarışı içine girmeyin,
birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın
kulları! Kardeş olunuz.”
(Müslim, Birr, 28)

“Mümin cana yakındır. (İnsanlarla) yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan
kimsede hayır yoktur.”
(İbn Hanbel, 2/40)

“Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.”
(Müslim, Birr, 66)

 “Kim bir Müslüman’ın dünyada sıkıntısını giderirse, Allah da onu kıyamet gününde bir
sıkıntıdan kurtarır. Kim dünyada, darda kalan birisinin işini kolaylaştırırsa, Allah da dünya
ve âhirette onun işlerini kolaylaştırır. Kim bir Müslüman’ın ayıbını dünyada örterse, Allah da
dünya ve âhirette onun ayıplarını örter. Kişi, kardeşinin yardımına koştuğu sürece Allah da
onun yardımcısı olacaktır.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 60)

“Peygamber (s.a.s.) bize şu yedi şeyi emretti: Hastayı ziyaret etmek, cenazeyi (kabre kadar)
takip etmek, aksırana Allah’tan rahmet dilemek, zayıfa, mazluma yardım etmek, selâmı
yaymak ve yemin edenin yeminini tasdik etmek.”
(Buhârî, İsti’zân, 8)

“(Ey insanlar!) Bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke) şehrinizde bu (arefe) gününüz nasıl
mukaddes ise, kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız (şeref ve namusunuz) da aynı şekilde
mukaddestir...”
(Buhârî, İlim, 9; Müslim, Kasâme, 30)

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kişi misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kişi komşusunu rahatsız etmesin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kişi ya hayır söylesin ya da sussun.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 122, 123)

“Müslümanın, din kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir. Onlar birbirleriyle karşılaştıklarında birisi yüzünü şu tarafa, diğeri ise öte tarafa çevirir. Onların en hayırlısı önce selam verendir.”
(Tirmizî, Birr, 21)

“Allah Teâlâ (kıyamet günü) şöyle buyurur: ‘Nerede benim rızam için birbirlerini sevenler! Gölgem dışında hiçbir gölgenin olmadığı bir günde onları kendi gölgemde
gölgelendireceğim. (Benim himayemden başka hiçbir himayenin olmadığı bir günde onları,
özel himayeme alacağım).”
(İbn Hanbel, II, 338)

“Ey insanlar! Dikkat edin, Rabbiniz bir, atanız da birdir. Takva dışında ne Arap’ın Arap olmayana ne de Arap olmayanın Arap’a; ne beyazın siyaha, ne de siyahın beyaza bir üstünlüğü vardır ...”
(İbn Hanbel, 5/411)

16.1.19

40 Hadiste Namaz


“Dinin başı İslam (Kelime-i şehadet getirerek Allah’a teslim olmak), direği ise namazdır.”
(Tirmizî, Îmân, 8; İbn Hanbel, V, 231)

“Rükûları, secdeleri, abdestleri ve vakitlerine riayet ederek beş vakit namaz(ı kılmay)a devam eden ve bu beş vakit namazın Allah katından gelen bir emr-i hak olduğunu Kabul
eden kimse cennete girer.”
(İbn Hanbel, IV, 266)

“(Kıyamet günü) kulun ilk hesaba çekileceği şey namazıdır. Eğer bunu tam olarak yapmışsa (ne âlâ!) Ama (farz namazları tamam) değilse Yüce Allah, ‘Kulumun nafilelerine bakın.’ buyurur. Eğer nafile namazı bulunursa, ‘Onunla farzları tamamlayın.’ buyurur”.
(Nesâî, Salât, 9)

“Müslüman bir kimse mescitleri namaz ve zikir için kendine yer-yurt edindiğinde, Allah
onun bu durumuna, gurbetten dönen kişiye ailesinin sevindiği gibi sevinir.”
(İbn Mâce, Mesâcid, 19)

“ Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım ve onları, vaktinde
ve hakkını vererek kılanları cennete koyacağımı kendi katımda vaad ettim. Namazları düzenli
kılmayanlar için ise katımda böyle bir vaad yoktur.’ ”
(Ebû Dâvûd, Salât, 9)

“Namaz, devam eden kimse için kıyamet gününde nur, delil ve kurtuluş sebebi olur.
Namaza devam etmeyenin ise kıyamet günü nuru, delili ve kurtuluşu olmayacak,
o kişi kıyamette Karun, Firavun, Haman ve Übey b. Halef’le beraber olacaktır.”
(İbn Hanbel, II, 169)

“Size öyle bir şey öğreteceğim ki, siz onu yaptığınız takdirde hem sizi geçenlere yetişeceksiniz hem de arkanızdan size hiç kimse yetişemeyecek. Bu sayede, benzerini yapanlar dışında, içinde bulunduğunuz cemaatin en hayırlıları olacaksınız. (Tavsiyem şudur:) Her namazdan sonra otuz üçer defa ‘sübhânallah’, ‘el-hamdü lillâh’ ve ‘Allahu ekber’ deyiniz.” buyurmuştur.
(Buhârî, Ezân, 155)

“En kötü hırsızlık namazdan çalmadır.”
(Muvatta’, Kasru’s-Salât, 23)

“Bir Müslüman, vakti geldiğinde güzelce abdest alıp, kendisini Allah’a vererek rükû (ve
secdesiyle) farz namazı kıldığında, -büyük günah işlemedikçe- bu onun önceki günahlarına
kefaret olur. Bu, her zaman için böyledir.”
(Müslim, Tahâret, 7)

“Bir kimse abdest alır ve güzelce abdest almaya özen gösterir, ardından da namaz kılarsa, bu
abdestle namaz arasında işlediği (günahlar) o namazı kılıncaya kadar mutlaka bağışlanır.”
(Buhârî, Vudû’, 24; Müslim, Tahâret, 5)

“Büyük günah işlenmedikçe beş vakit namaz ve iki cuma, aralarındaki günahlara kefarettir.”
(Müslim, Tahâret, 14)

“Muhakkak ki sizden biri namaz kılarken (aslında) Rabbiyle özel olarak konuşmaktadır...”
(Buhârî, Salât, 36)

“Kulun Rabbine en yakın olduğu (an) secde hâlidir.
Öyleyse (secdede iken) çokça dua ediniz.”
(Müslim, Salât, 215)

“Kul, namazında etrafıyla ilgilenmediği sürece, Yüce Allah kuluna yönelir.
Kul namazında etrafıyla ilgilenmeye başladığında, Allah da ondan yüz çevirir.”
(Ebû Dâvûd, Salât, 160-161)

“Namazda insan sözü konuşmak uygun olmaz.
Namazda ancak tesbih ve tekbir getirilir ve Kur’an okunur.”
(Müslim, Mesâcid, 33)

“Bir kişinin sürekli mescide gittiğini görürseniz onun imanına şahit olun! Çünkü Allah
Teâlâ şöyle buyurur: ‘Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı
dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder...’ ”
(Tirmizî, Îmân, 8; İbn Mâce, Mesâcid, 19)

“Bir kimse mescide gitme niyetiyle evinden çıktığında, attığı bir adımla kendisine bir sevap
yazılır, diğer adımıyla bir günahı silinir.”
(Nesâî, Mesâcid, 14; İbn Hanbel, II, 320)

“Her kim sabah akşam mescide giderse, her sabah ve akşam gidişinde
Allah ona cennette bir yer hazırlar.”
(Buhârî, Ezân, 37; Müslim, Mesâcid, 285)

“Yeryüzü (toprak) benim için mescit ve temiz kılınmıştır. Ümmetimden kim nerede namaz
vaktine ulaşırsa hemen orada namazını kılabilir.”
(Nesâî, Mesâcid, 42)

“Namazın anahtarı temizliktir. Başlangıcı tekbir, bitimi ise selâmdır.”
(Ebû Dâvûd, Tahâret, 31)

“Cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarı ise abdesttir.”
(Tirmizî, Tahâret, 1)

“... Benim nasıl namaz kıldığımı gördüyseniz siz de öyle namaz kılın.”
(Buhârî, Ezân, 18)

“Fâtiha’yı okumayanın namazı yoktur.”
(Buhârî, Ezân, 95)

“Bir kimse geceleyin hanımını uyandırır da ikisi de namaz kılarsa veya birlikte iki rekât
namaz kılarlarsa zâkirîn ve zâkirâtın (Allah’ı çokça anan erkekler ve hanımların)
arasına yazılırlar.”
(Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 18)

“Her kim sabah namazını kılarsa, o kimse Allah’ın koruması altındadır.”
(Müslim, Mesâcid, 262)

“Sabah namazının iki rekât sünneti, dünyâdan ve dünyâdaki her şeyden daha hayırlıdır.”
(Müslim, Salâtü’l Müsâfirîn, 96)

“Allah size bir namaz ihsan etti. O namaz, sizin için kızıl develerden daha hayırlıdır. O,
vitirdir. Onu sizin için yatsı ile fecrin doğuşu (sabah namazı vaktinin girişi) arasına koydu.”
(Ebû Dâvûd, Tefrî‘u Ebvâbi’l-Vitr, 1)

“Her kim önemsemediğinden dolayı cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.”
(İbn Mâce, İkâmet, 93)
“İnsanlar ezandaki ve birinci saftaki (sevabı) bilselerdi, ezan okumak ve birinci safta
yer almak için aralarında kura çekmekten
başka bir yol bulamazlar ve
(sonunda) kura
çekerlerdi...”
(Buhârî, Ezân, 9; Müslim, Salât, 129)
“Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha faziletlidir.”
(Buhârî, Ezân, 30; Müslim, Mesâcid, 249)

“Bazen uzun (bir kıraat ile) kıldırmak niyetiyle namaza dururum da bir çocuğun ağlamasını
işitir ve annesine sıkıntı vermek istemediğim için namazımı kısa tutarım.”
(Buhârî, Ezân, 65)

 “(Farz) namazını (bilerek) geçiren kimse, ailesini ve malını kaybetmiş gibidir.”
(İbn Hanbel, V, 429)

“Kim bir namazı unutursa onu hatırladığında kılsın. Zira onun kefareti ancak budur ...”
(Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 37; Müslim, Mesâcid, 314)

“İkindi namazını kaçıran kimse, sanki ailesini ve malını yitirmiş gibidir.”
(Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 14; Müslim, Mesâcid, 200)

“Bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.s.), ‘Amellerin / İbadetlerin en faziletlisi hangisidir?’ diye
sordu. Peygamber Efendimiz, ‘Vaktinde kılınan namazdır.’ buyurdu.”
(Buhârî, Tevhîd, 48)

“Birinizin kapısının önünden bir nehir geçse ve onda her gün beş defa yıkansa, bu o
kimsenin kirinden bir şey bırakır mı, ne dersiniz?” Sahâbîler, “Onun kirinden hiçbir şey
bırakmaz.” demişler, bunun üzerine Resûlullah, “İşte beş vakit namaz da böyledir! Allah
onlarla günahları yok eder.” buyurmuştur.
(Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 6)

“Kim hiçbir ortağı olmayan, tek olan Allah’a ihlâsla ibadet ederek, namazı dosdoğru kılarak,
zekâtı vererek dünyadan ayrılırsa, Allah kendisinden razı olduğu hâlde ölmüş olur.”
(İbn Mâce, Sünnet, 9)

Resûlullah (s.a.s.), kızı Zeyneb ile Ebu’l-Âs b. Rebî’den olan (kız torunu)
Ümâme kucağında olduğu hâlde namaz kılardı. Ayağa kalktığı zaman onu kucağına alır,
secdeye vardığında bırakırdı.
(Müslim, Mesâcid, 41; Buhârî, Salât, 106)

“... Namazı ayakta kıl, buna gücün yetmezse oturarak kıl, buna da gücün yetmezse yan üstü yatarak kıl.”
(Buhârî, Taksîru’s-Salât, 19)

“...Namaz bir nurdur, sadaka bir burhandır, sabır bir ışıktır...”
(Müslim, Tahâret, 1)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...