31.5.13

Türk Tarihinde Askeri Darbe ve İsyanlar Manzumesi


27 Mayıs darbesinin yıldönümü.


Yıl döndü dönmesine. Lakin henüz keser dönmedi, sap dönmedi.

Keser döner sap döner gün gelir hesap döner demişler.

Ama o gün bir türlü gelmiyor galiba bizim memlekette.

Gelse de mazlum görmüyor o günü. Mazlumun gördüğü yanına kar kalan zulmü oluyor.


Asker milletiz. Türk tarihi ile Türk askeri tarihi yaşıttır ve yaşlıdır. Herhalde askeri müdahale tarihi de öyle.

Askeri müdahale öyle mi, nereye müdahale ediyor asker? Meşru siyasi idareye. Ne zaman? Tepesi attığında, keli kızdığında. Kim bu askerler? Yüzyılına göre değişiyor. Bir bakmışsın adına yeniçeri diyorlar, bir bakmışsın adına ittihatçı diyorlar, bir bakmışsın adına başka bir şey deniyor. Peki dertleri ne? Dertleri var elbet, var bir dertleri ki kazan kaldırıyorlar. Var bir dertleri ki bab-ı ali'yi basıyorlar, var bir dertleri ki ipte veziri azam - vezir - başbakan - bakan sallandırıyorlar. İyi ama dertleri ne? Yaptıklarına değiyor mu bari? Kurtarabiliyorlar mı memleketi?

Bunların dertleri ne? Yakın tarihin darbeleriyle ve darbe teşebbüsleriyle yeni yeni yüzleşmeye başladığımız şu günlerde, tarihimizdeki tüm darbeleri topyekün inceleyip kronik hastalığımıza külli ve ihatalı bir çözüm arama çabası ve gayreti içinde olmak vaciptir. Bu işe kalıcı bir çözüm gerekir.

Yakın tarihimizdeki askeri müdahale ve darbeler eksenli kitaplardan Türk tarihinde askeri müdahaleler ve darbeler eksenli kitaplara kaymanın, bu tür kitaplar da yazmanın vakti gelmiştir.

İşte o zaman görüntü daha da netleşebilir. Günlük siyasette ve aktüelin kargaşasında boğulmadan manzaraya bakmak için Türk tarihindeki askeri darbe ve müdahaleler topyekün incelenip bir eserde cem edilmeli. Yeniçerisinden Kalabalısına, ittihatçısından milli birlikçisine kadar, ve henüz cahilane bilemediğimiz diğer darbe ve müdahaleler atlanmadan esere alınmalı.

Tarihimizde çok sayıda devlet kurmuşuz. Bu biraz da şu demek, çoksa sayıda devlet yıkıp yeniden kurmuşuz. Çoğu zaman da yıkılan devlet bir askeri darbe sonucu yıkılıyor, yani yeni devlet darbeyi yapanlar tarafından kuruluyor. Türk tarihi adeta yıkılıp yeniden kurulan devletler manzumesidir. Her mısranın sonu genelde aynı şekilde kaçınılmaz sonla, bir müdahale ile biter. Sonra "kurucu irade" gelir, mısrayı bitirdiği yerden bir alt satıra geçip yeni mısrayı yazmaya başlar. Kafasında "kurduğu" şekilde yazar. Ama nedense hep bu kurulanlar kulak tırmalar, uymaz bizim milletin kalıbına, aruzuna. Uymasada uydururlar, zorlarlar uydurmak için. Zulmederler uydurana kadar. Uymasada uydu dersin, mecbur. Uymasada uydu.

Artık uymasın, Allah aşkına. Artık zulüm olmasın. Bırakın şu milleti, rahat çalışsın, üretsin. Enerjisini boşa harcamasın. Bırakın biraz rahat etsin, rahat rahat üretsin. Yeniden dünyaya adaleti ve hoşgörüyü yaysın. Toprak değil gönül fethetsin. Kan değil mürekkep akıtsın.

Bırakın şu milleti, artık gönlünce yaşasın!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...