26.12.11

"Diyanet TV" Kuruluyor

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet TV’nin Ramazan ayında yayına girmesi için çalışmaların devam ettiğini söyledi. 

Başkan Görmez, Diyanet Aylık Dergi’nin 250. sayısının neşredilmesi nedeniyle düzenlenen “250. Sayı Özel Programı”nda yaptığı konuşmada, kamuoyunun uzun süredir merakla beklediği  “Diyanet TV” hakkında ilk kez konuştu. Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Diyanet Televizyonu’nun Ramazan ayında yayın hayatına başlayacağını söyledi.

Başkan Görmez, detaylarının ileriki günlerde kamuoyu ile paylaşılacağını ifade ettiği çalışma için, “İnşallah Ramazan ayından itibaren Diyanet televizyon kanalını izlemeye başlayacağız. Altyapı hazırlıklarımıza devam ediyoruz. Önemli bir noktaya geldik” şeklinde konuştu:
www.diyanet.gov.tr adresi de yenileniyor…

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, programda yaptığı konuşmada, web sitesiyle ilgili bilgiler de verdi. Yeni yıldan itibaren Diyanet web sitesinin yeni bir ara yüzle sunulacağını belirten Başkan Görmez, 
www.diyanet.gov.tr adresinin ülkemizin en büyük Kur’an ve hadis portalına ve en fazla içeriği bulunan dini bilgi portalına dönüşeceğini söyledi.

Yüksek çözünürlüklü bir web sayfasının hazırlandığını kaydeden Başkan Görmez, sitenin, yeni yüzüyle yeni yılda takipçileri ile buluşacağını kaydetti.


Gerçekten çok güzel bir gelişme, insanların aydınlanması yolunda bu şekilde aktif ve faal bir diyanet görmek son derece sevindirici ve umut verici. Allah muvaffak etsin.

24.12.11

SEN Kİ FRANSA VİLAYETİNİN CUMHURBAŞKANI sakozy'SİN





Geçen sene Kasım ayında burada yayınladığımız bir yazıyı son gelişmelerden sonra tekrar yayınlama gereği duyduk. Yazımızda "Sen ki Fransa vilayetinin cumhurbaşkanı Sarkozy'sin, ağzından çıkanlara dikkat et." demişiz, hatırlıyorum, haddini bil mi desek yoksa ağzından çıkanlara dikkat et mi desek diye düşünmüştük. Aslında düşünmeye gerek yokmuş. Haddini bil demek bile hafif kalırmış.


Atalarımıza iftira eden iftiracı zorbaların ahirette atalarımızın eteğine yapışıp "hakkını helal et" diye yalvardığını görür gibiyim.


Kasım 2010 tarihli yazımız:


Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner resmi ziyaret için Türkiye'ye gelmiş. Fransa denince artık aklıma Montaigne ya da Eyfel gelmiyor, garip bir şekilde Sarkozy'nin Türkiye ile ilgili yaptığı tuhaf çıkışlar geliyor. 

Sen ki Fransa vilayetinin cumhurbaşkanı Sarkozy'sin, ağzından çıkanlara dikkat et.

Türkiye ile Fransa arasında diplomatik ilişkiler, 1525 senesinde Fransa Kralı I. Fransuva'nın Habsbourg İmparatorluğu'na karşı Kanuni Sultan Süleyman'dan yardım istemesiyle başlamıştır. Almanya İmparatoru Şarlken'e Paive'de esir düşen Fransa kralının annesinin Kanuni'ye mektup göndererek yardım istediği söylenir.

Bakın imparatorluğumuzun, o zamanlar vilayetlerimizden bir vilayet gibi gördüğümüz Fransa'nın esir kralına gönderdiği mektup.

Kanuni'nin I. Fransuva'ya mektubu

Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah'ın yeryüzündeki gölgesi Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım. Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Fransuva'sın. Hükümdarların sığındığı kapıma elçinizle mektup gönderip, ülkenizi düşman istila edip, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip, kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep ediyorsunuz. Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur. Her şeyden haberdar oldum. Yenilmek ve hapsolunmak hayret edilecek bir şey değildir. Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz. Böyle bir durumda atalarımız düşmanları mağlup etmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri kalmamışlardır. Biz de atalarımızın yolundayız ve daima memleketler ve alınmaz kaleler fetheylemekteyiz. Gece gündüz daima atımız eyerlenmiş ve kılıcımız belimizde kuşatılmıştır. Yüce Allah hayırlara bağışlasın. Allah'ın istediği ne ise olur. Bundan başka haberleri gönderdiğiniz adamınızdan öğrenesiniz. Böyle biliniz. (Dr. Erhan Afyoncu tarafından sadeleştirilmiştir.)

Yabancı hayranı arkadaşlar biraz tarihimizi okusun. Belki o zaman akılları başlarına gelir. 


Ben burada biz şöyleyiz böyleyiz edebiyatı yapmıyorum. Sadece diyorum ki eskiden başardık, yine başarırız, yalnız tek bir şeye ihtiyacımız var, çalışkan olmak.

21.12.11

Devlete ve İlgililere Açık Mektup

Devletimden aşağıda 5 madde olarak sıraladığım işleri yapmasını bekliyor ve talep ediyorum. Bu yazı devlete, devletin ilgili makamlarında oturanlarına, halkı idare işini sırtına yüklenmişlere açık mektuptur.

1.Devletin sahip olduğu bankaların faizsiz muamele yapan kuruluşlara çevrilmesi. (Bakın: Faizsiz bankacılık)

2.Devlete zamanında ödenmeyen ve/veya ödenmemiş çeşitli borçlar için uygulanan gecikme faizinin kaldırılması. (Başka bir yaptırım uygulanmalıdır. İmkanı olmadığından borcunu ödeyemeyenden sadece verilen parada yaşanan değer kaybından doğan zarar da hesaba katılarak borcu tahsil edilir. İmkanı olup da kasıtlı olarak borcunu ödemeyenlerin ise: devlet ana borcu tahsil ettikten sonra ceza olarak borçlunun borcu kadar parayı ayrıca borçludan alır ve borçlunun borcunu geciktirdiği gün sayısınca devlet işlerinde kullanır-dilediği gibi tasarruf eder, gün sayısı dolunca eski borçluya parası iade edilir. Başta imkanı olmadığından ceza uygulanmayanların ekonomik durumlarının iyileşmesi durumunda, iyileşmeye müteakip yukarıda açıklanan gerekli ceza uygulanır.)

3.Devletin kendi kurum ve kuruluşlarıyla kumar organizasyonu yapmayı bırakması. (Milli Piyango, Sayısal Loto, Şans Topu, On Numara vb. kumar oyunları devletin kendi eliyel organize ettiği büyük kumar organizasyonlarıdır.)

4.Genelevlerin kapatılması.


5.Devlet hastanelerinde kürtajın yasaklanması. (İnsanı yaşat ki devlet de yaşasın, bu insan henüz doğmamış olsa da.) (5. madde bu yazıya sonradan eklenmiştir. Ekleme tarihi: 20.04.2012)

Yukarıda 5 maddede sıralanan beklentilerin özünde yatan istekler: devletin faiz almaması ve vermemesi, devlet eliyle kumar oynatılmaması, devlet eliyle zinanın meşrulaştırılmaması ve devlet eliyle henüz doğmamış insanların öldürülmemesidir.

Not: Dikkat edin, bu beklentiler son derece makul mantıklı ve ayakları yere basan beklentilerdir, kesinlikle radikal beklentiler değildir. Aşırı uçlarda istekler değildir. İçinde bulunduğumuz şartlardan dolayı radikal isteklermiş gibi algılanabilir, o nedenle bu açıklamayı yapma gereği duydum. Bir dakika için (varsa) önyargılarınızdan sıyrılıp devletten beklentilerimizi düşünecek olursanız bunların ne kadar normal ve yapılması gereken işler olduğunu, kolaylıkla yapılabileceklerini göreceksiniz. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...