9.1.12

Faizsiz Emeklilik Sistemleri ve Avantajları

Özel bir bireysel emeklilik sistemine girmek istiyorum ama faizli olduklarından dolayı giremiyorum diyorsanız, geleceğimi kurtarayım derken asıl geleceğimi sıkıntıya sokmak istemiyorum derseniz faizsiz emeklilik fonlarından yararlanabilirsiniz. Bildiğim kadarıyla Türkiye Finans Garanti Emeklilik ile birlikte, Albaraka Türk'de Anadolu Hayat Emeklilik ile faizsiz emeklilik sistemleri üzerinden hizmet veriyorlar. Hem bu sistemlerde gelir vergisi yönünden de bir avantaj yaşıyorsunuz.

Türkiye Finans'ın bireysel emeklilik sistemini bu linkten ve bu linkten inceleyebilirsiniz. Size en yakın şubeye giderek bilgi alabilirsiniz.

Aşağıda Türkiye Finans'ın Bireysel Emeklilik Sistemine Ait bilgiler bulunmaktadır. Kaynak linki için tıklayın


BES Nedir?

Son dönemlerde adını sıkça duymaya başladığımız Bireysel Emeklilik Sistemi, ülkemizde kamu sosyal güvenlik reformunun bir parçası olarak 7 Ekim 2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yapılan mevzuat çalışmaları ile sistemin etkili bir biçimde uygulanabilmesini teminen gerekli olan idari ve hukuki çerçeve çizilmiş, 27 Ekim 2003 tarihinde bireysel emeklilik sisteminin başlamasıyla birlikte emeklilik şirketleri faaliyete geçmiştir.
Kısaca BES olarak adlandırılan Bireysel Emeklilik Sistemi, insanların gelir elde ettikleri dönemlerde tasarruf yapmalarını ve bu birikimlerle emeklilikte gelir elde etmelerini sağlayan, fonların profesyonel portföy yönetim şirketleri tarafından yönetildiği, devlet tarafından da vergi avantajlarıyla desteklenen bir sistemdir. Bireylerin sisteme giriş tarihinden itibaren en az on yıl sistemde kalmak koşulu ile 56 yaşını tamamladıktan sonra emekliliğe hak kazandığı bu sistemde, oluşan tasarrufların emeklilik maaşı veya toplu para şeklinde geri ödenmesi sağlanmaktadır.
Kamu Sosyal Güvenlik Sistemi’nin alternatifi değil tamamlayıcısı olan BES, bireylerin mevcut sosyal güvenlik kuruluşlarında üyeliklerinin devam etmesine engel olmamakta, bu kurumlara karşı sorumluluklarında da herhangi bir değişiklik meydana getirmemektedir. Bireysel Emeklilik Sistemi'ne giren kişi aynı zamanda herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna da dahil ise, ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna prim veya aidat ödemeye devam etmektedir. Bireysel Emeklilik Sistemi, kişilerin sosyal güvenlik kurumlarından alacakları emekli maaşı yanında ek olarak ikinci bir emeklilik geliri sağlayan bir sistemdir. Ülkemiz için uzun vadeli fon kaynağı oluşturan BES, ilerleyen dönemlerde özel kesime borç bulabilme imkanı tanıyacak ve aynı zamanda finansal piyasaların derinleşmesine de katkı sağlayacaktır.

Verginin de avantajı olur mu demeyin!

Bireysel Emeklilik Sistemi’nde ödeyeceğiniz her katkı payı size vergi indirimi olarak dönecektir.

Verginin Avantajını Kullanmak Çok Kolay!

Bireysel Emeklilik Sistemi, başka hiçbir yatırım aracında bulunmayan vergi avantajlarına sahiptir.

Bireysel Emeklilik Sistemi’nde yaptığınız aylık ödemeleri ücretli çalışan iseniz; ödediğiniz ayda aldığınız brüt maaşın, serbest meslek sahibi iseniz; yıllık gelirinizin %10'unu ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak üzere gelir vergisi matrahınızdan indirebilirsiniz.



omekÖrneğin, müşterimiz Sayın Aydemir, ayda 300 TL katkı payı ödemektedir. Sayın Aydemir'in vergi dilimi %27'dir. Bu durumda Sayın Aydemir'in cebinden ayda sadece 219 TL çıkacak, yani Sayın Aydemir 81 TL'lik vergi avantajından faydalanacaktır.
Unutmayın, eğer eşiniz için de katkı payı ödüyorsanız, onlar adına da söz konusu vergi avantajından yararlanabilirsiniz.

Bankanın müşterilerine sunmuş olduğu Bireysel Emeklilik planlarında yer alan fonların %100’ü faizsiz kazanç sağlayan Gelire Endeksli Senet (GES) içermektedir. GES’ler faizsiz yatırım aracı olarak devletin piyasaya sürdüğü kurum gelirlerinden GES sahibinin pay aldığı senettir.


Yurtta Demokrasi, Dünyada Demokrasi

Tarihi günlerin yaşanmadığı bir gün de neredeyse geçmiyor..

Tarihi günlerin yaşandığı günler her zaman tarihe düşülen notlarla anılırlar. Bakın 2011 Arap baharlarının yılı oldu. Herkes İçin Daha Fazla Demokrasi demiştik, gerçekten de Arap ülkelerinde herkes "birazcık" daha fazla demokrasiye kavuştu. Tam olarak kavuştular mı, kesinlikle hayır. Bakın Mısır'da gayretkeş kardeşlerimiz demokrasi mücadelesine devam ediyor.

Her zaman deriz ya, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi Orta Doğu'nun mazlum milletlerine örnek oldu, 20. yy boyunca teker teker "bağımsızlıklarını" kazandılar diye. (Aslında "tam bağlılıktan" kurtulup "yarı bağlılığa" geçtiler desek daha yerinde olurdu ya, şimdilik konumuz o değil.) 

Peki demokrasi mücadelelerinde kimi örnek aldılar? Kim onlara örnek oldu. Kim "ağabey" rolü ile bu "mazlum" milletlere yol gösterdi?

Mazlum bir millet Twitter'dan Facebook'dan örgütlenip meydanlarda canilere açık hedef olmaz, bunu ancak özgür ruhlu kahraman evlatları olan milletler başarabilir. Peki şimdi soruyorum size, kim mazlum. Dikta kılıçları altında ezilip sinenler mi, sessizce sinenler mi, yoksa demokrasi için meydanlarda nöbet tutanlar mı? 

Her halde Türk milletinin de daha öğrenecek çok şeyi var. Biz "güya" Fransız Devrimi'nden sonra Fransızlar'dan milliyetçiliği öğrendik, kurtuluş mücadelemiz ile de "mazlum" milletler bizden bağımsızlığı öğrendiler öyle mi? O halde Ey Türk milleti, sen de Arap Baharın'dan demokrasinin gerektiğinde nasıl savunulacağını öğrenmelisin. Öğrenemezsen ortalama 13 yılda bir 10 yıl geriye gitmekten kurtulamazsın. Biz demokrasi mücadelesini Araplardan mı öğreneceğiz deme. Baskı ve dikta sahiplerinden Arapları küçümsemeyi öğrenmek yerine Araplardan demokrasi için nasıl "demokratik faaliyetler" yapılır, nasıl mücadele edilir; biraz da onu öğrenmeye bak.

An itibarıyla Orta Doğu'nun en demokratik ülkesinde yaşıyor olmakla gurur duyuyorum. Ancak bunu kesinlikle yeterli görmüyor, daha fazla demokrasi istiyorum. Tüm bu yazım da bu isteklerin ve arzuların teşvik ediciliğinde yazılmıştır. Dünyaya insanlığı öğreten, ahlakı öğreten, kendisini sırtından vurana dahi zulmetmeyerek adaleti öğreten yüce milletim elbette kendisi için -er geç- en doğru yol olan demokrasi yolunu bulacak, demokrasisini sağlam temellere oturtup yüksek idealleri uğrundaki gayretlerine kaldığı yerden devam edecektir. 1453'de mazhar olunan övgüye layık olarak hareket etmek mecburiyetindeyiz, bunun bilincine çoğunluk olarak varabilirsek dünyanın çok daha güzel bir yer olacağına yürekten inanıyorum.

Yurtta demokrasi, dünyada demokrasi.


Darbeden 4 ay önce Kırşehir gezisi ve 50.000 kişilik karşılama ile Kırşehirlilerin teveccühü

8.1.12

Organ Bağışı

Organ Bağışı
Kişinin hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir.

Organ Nakli
Vücutta görevini yerine getiremeyen bir organın yerine canlı veya kadavradan alınan yeni, sağlam bir organın cerrahi yöntemlerle nakledilmesi işlemidir.

Beyin Ölümü
Tüm beyin, beyincik ve hayati merkezlerin yer aldığı beyin sapı denilen özel beyin bölgesinin fonksiyonlarının geri dönülmez şekilde kaybolduğu ve mutlak ölümle sonuçlanan bir süreçtir.
Beyin ölümü kavramı ile Koma, Bitkisel hayat ifadeleri karışmaktadır. Koma ve Bitkisel hayat tanısı alan hastalarda bazı beyin fonksiyonları çalışmaktadır ve tıbbi destek ile hasta yaşamına yıllarca devam etmektedir.
Beyin ölümünde ise hastaya ne kadar tıbbi destek sağlarsanız sağlayın hastanın yaşaması mümkün değildir ve ölüm en kısa sürede gerçekleşmektedir.

Kimler Organ Bağışında Bulunabilir ?
2238 sayılı yasaya göre on sekiz yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes organlarının tamamını veya bir bölümünü bağışlayabilir.

2238 Sayılı “Organ Ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması Ve Nakli Hakkındaki Kanun” a göre ;

Madde 14 - Bir kimse sağlığında vücudunun tamamını veya dokularını, tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlar için bıraktığını resmi veya yazılı bir vasiyetle belirtmemiş veya bu konudaki isteğini iki tanık huzurunda açıklamamış ise sırayla eşi, reşit çocukları,ana veya babası veya kardeşlerinden birisinin; bunlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakınının muvafakatiyle ölüden organ ve doku alınabilir. Aksine bir vasiyet veya beyan yoksa, kornea gibi ceset üzerinde bir değişiklik yapmayan dokular alınabilir. Ölü, sağlığında kendisinden ölümünden sonra organ veya doku alınmasına karşı olduğunu belirtmişse organ ve doku alınamaz.


Organ Bağışının Dini Yönden Sakıncası Var Mı?

Büyük dinlerin çoğu organ bağışını onaylamakta ve desteklemektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu 6.3.1980 Tarih Ve 396 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. 
Bu Kararda;

  • Zaruret halinin bulunması,hastanın hayatını veya hayati bir organını kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının mesleki ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir doktor tarafından tespit edilmesi,
  • Doku ve organı alınacak kişinin bu işlemin yapılmış olduğu sırada ölmüş olması,
  • Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından organ ve dokusu alınacak kişinin sağlığında buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması
  • Alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması,
  • Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak olan bu nakle razı olması gerekir.

Kuran-I Kerim’de De 
"Kim Bir İnsana Hayat Verirse Onun Tüm İnsanlara Hayat Vermişçesine Sevap Kazanacağı" Beyan Olunmaktadır.

(Maide Suresi, Ayet 32)
Organ Bağışı Nereye Yapılır?
  • Organ Nakli Yapan Merkezlerde,
  • Hastanelerde,
  • Organ nakli ile ilgilenen vakıf, dernek vb kuruluşlarda organ bağışı işlemi yapılabilir.


    

Organ Bağışında,

Organ bağışı kartını iki tanık huzurunda doldurup imzalamak yeterlidir.

Bağışlanmış olan organın uygunluğu organ bağışlayan kişide beyin ölümü Gerçekleştikten sonra araştırılır.

Organ bağışı yapanların bu durumda ailelerini de haberdar etmeleri daha sonra çıkabilecek problemleri önlemek açısından yararlı olacaktır.
Organ bağışında bulunan kişilerin organ bağış kartını daima yanında taşıması organ bağışı işleminin karışıklık ve gecikme olmaksızın yerine getirilmesini sağlayacaktır.

Hangi Organların Nakli Yapılabilmektedir ?
BöbrekPankreas
KaraciğerAkciğer
Kalpİnce Barsak

Hangi Dokuların Nakli Yapılabilir?
KorneaKemik İliği
TendonKalp Kapağı
DeriKemik

Bağışlanan organlar kimlere nakledilir?

Organ alacak hastalar öncelikle kan grubu uyumuna, daha sonrada doku grubu uyumuna göre belirlenir. 

Kan ve doku uyumu yanı sıra hastanın tıbbi  aciliyet durumu göz önünde bulundurulur.
Cins, ırk, din, zengin-fakir ayırımı yapılmaz.

  
Avrupa’da Bir Yılda Çıkan Kadavra Donör Sayısı
İspanya33,9/ Pmp*
Norveç14,4/ Pmp*
İngiltere12,3/ Pmp*
Almanya13,8/ Pmp*
Yunanistan6,2/ Pmp*
Türkiye2/ Pmp*
Romanya0,4/ Pmp*
*Pmp : Milyon nüfus başına donör sayısı 


Bu ortalama bize yakışmıyor. Esasen biz bizi yukarıdaki istatistiklerde geçen ülkelerin insanlarından daha duyarlı, daha içten, daha yardım canlısı, daha insaniyetli milletiz. Ancak buna rağmen rakamlarda geri onlardan geride gözüküyoruz. Bunun nedeni de olsa olsa gerekli tanıtım ve bilinçlendirmenin yeterince yapılamamış olmasıdır. Bu konuya önem verelim. Organ bekleyen yarın siz ya da bir yakınınız olabilir. Olmasa bile bu bir insanlık vazifesidir.

Dikkat ettiniz mi hiç bilmiyorum, ehliyetlerimizin arkasında organ bağışlama bölümü var, burada organlarımın tamamını, pankreasımı, karaciğerimi, gözlerimi bağışlıyorum gibi seçenekler var. Bu kutucukları işaretleyebilirsiniz. İşaretlerken CD yazdığımız kalemleri kullanırsanız rahat oluyor ve çıkmıyor.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...