22.2.12

Acer Aspire 5520 CD/DVD-ROM Gözükmeme Problemi Windows 7

Acer Aspire 5520 dizüstü bilgisayara Windows 7 yükledik. Ancak Bilgisayarım'da gözükmesi gereken e: sürücüsü gözükmüyor. Yani cd sürücüsüne ulaşamıyoruz. Bu problemle nasıl başa çıktığımızı benzer bir problemle karşılaşanlara yardımcı olması ümidiyle kısaca yazmaya çalışalım.

CD driver'ını internetten bulayım indireyim kurayım diye bir şey yok, bilgisayar kendisi kuruyor.

Bilgisayarım a sağ tıklayıp Özelliklerine geliyoruz. Burada sol üstte "Aygıt Yöneticisi" bağlantısına tıklıyoruz. Aygıt yöneticisi ekranında DVD/CD-ROM sürücüleri başlığı altında zaten sarı ünlem işareti olan problemli alan gözüküyor. Buna sağ tıkladığımı çeşitli alternatifler var. İşin püf noktası da burada. İlk önce "sürücü yazılımını güncelleştir" dedim ama bana zaten uygun yazılım yüklü dedi. Daha sonra bazı forumlarda yazılanlar doğrultusunda "kaldır" ı tıkladım ve bilgisayarı yeniden başlattım. Ancak yine sonuç alamadım. Burada mantık bu donanımın driverını OS kendisi yüklediğinden biz kaldırdığımızda ve bilgisayarı yeniden başlattığımızda windows'un gerekli yazılımı yüklemesi ve donanımın çalışması. Ancak bilgisayar tekrar açıldığında sorun devam etti. Aygıt yöneticisinde de yine sarı ünlem işaretli kısım gelmişti. VE ÇÖZÜM: Sarı ünlem ile uyarı alınan kısma tıklandığında (hl-dt-st dvdram... gibi ifadeler de yazar bu kısımda) bir seçenek daha var orada, "Devre Dışı Bırak" seçeneği. Devre dışı bırakıp kaldırdıktan sonra bilgisayarı tekrar başlattık ve biz mutlu sona ulaştık. Artık bilgisayarım dizini altında e: sürücümüz gözüküyordu. Test ettik, sürücü fonksiyonları da çalışıyor. 

Umarım siz de bu problem ile karşılaştıysanız bu yol ile problemi çözersiniz. İnternette daha başka şeyler de yazmışlar. Bendeki problem işletim sistemini değiştirdikten sonra olmuştu ve yazılımsaldı.

Kolay gelsin. 

18.2.12

Peygamberimizin(s.a.v.) Kabr-i Şerif'i

İnternet sitelerinde, Peygamber Efendimiz (a.s.m.)'in kabri, diye dolaşan resim gerçek mi?

Yazar: Mehmet Paksu 2009-04-29
Peygamberimizin türbesi Yeşil Kubbe'nin altında bulunuyor. Peygamberimizi ziyaret için Medine'ye gidenler, Peygamberimizin huzurunda dururlar. Ona salat ü selam okurlar. Baktıklarında gördükleri "Şebeke-i Saadet" olarak bilinen Peygamberimizin türbesinin önündeki altın rengindeki parmaklıklardır. 

Parmaklıklardan biraz içeri doğru baktıklarında ise Hücre-i Saadetin dış kısmında yukarıdan aşağı doğru sarkıtılmış olan Kelime-i Tevhid motifli yeşil bir örtü görürler. Bu örtü Hücre-i Saadetin üç cephesinden de görülür. Bundan başka bir şey görmek mümkün değildir.

Hücre-i Saadete girmek için doğu tarafında küçük bir kapı vardır. Bu kapı sürekli kapalıdır. Buranın anahtarı özel görevlilerde bulunur, onlar da ara sıra oranın tozunu almak için girerler. Başka bir şekilde hiç kimsenin girmesine izin verilmez.

Şu anda Peygamberimizin, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in metfun bulunduğu mekân Hz. Aişe Validemizin yaşadığı kendi odasıydı. Hz. Ömer'in defninden sonra, Hz. Aişe mezarlarla arasına bir duvar örüyor. Mezarlar şöyle sıralanıyor. En önde Peygamberimizin mezarı, Peygamberimizin mübarek ayak hizasından biraz geride Hz. Ebu Bekir'in mezarı, onun ayakucu hizasından biraz geride de Hz. Ömer'in mezarı yer alıyor. 

Hz. Aişe, Efendimizin kabrinin üzerine yağmur damlası ve bir parça da güneş girmesi amacıyla üstten bir pencere açtırıyor. Emevi Halifelerinden Ömer bin Abdülaziz döneminde bir sel geliyor ve duvarı yıkılıyor. Halife, mezarların etrafını taş duvarla kapatıyor, üstteki pencereyi de muhafaza ediyor.

Peygamberimizin mübarek cesedini kaçırmak için Medine'ye gelen iki yabancının faaliyetlerini haber alan Selçuklu Atabeklerinden Nureddin Mahmud Zengî, her üç mezarın çevresine çok yüksek bir duvar örüyor, temeline de kurşun döktürerek sağlamlaştırıyor.

Daha sonra Memluk Sultanlarından Kayıtbay, Hücre- i Saadetin üzerine mavi renkte bir kubbe yaptırıyor. İleriki yıllardaOsmanlılar döneminde kubbede görülen çatlamalar üzerine Sultan II. Mahmud, kubbeyi yeniden tamirden geçiriyor ve yeşile boyatıyor. O günden bugüne kubbe yeşil olarak korunuyor. Kubbenin üzerindeki küçük pencere bu esnada da korunuyor.

Otuz yıldır Medine-i Münevvere'de yaşayan, Medine hakkında geniş araştırmaları bulunan yakın bir dostumdan aldığım bilgiye göre, Osmanlılardan sonra 20. yüzyılın başlarında Yeşil Kubbe temizlenirken, o küçük pencereden aşağıya bir güvercinin ölüp düştüğü fark ediliyor.

O sıralar çok zayıf Sudanlı âma bir zatı o pencereden iple aşağıya sarkıtıyorlar. Bu zat aşağı iniyor, güvercin ölüsünü alıp çıkartıyor. Hücre-i Saadet'in bakımı ile görevli ağavatlardan 120 yaşında vefat eden Şeyh Abdüsselam'ın ve 400 sene kadar Mescid-i Nebevî'nin müezzinliğini yapan ailenin temsilcilerinden, geçen sene vefat eden "yanık sesli müezzin" olarak bilinen Abdülaziz el-Buharî'nin de teyit ettiği bilgilere göre, Peygamberimizin ve diğer iki sahabinin mezarlarının etrafı bir karış kadar yüksekliğinde taşlarla çevrili, üzerleri de kırmızı renkte kumla kaplı olarak bulunuyor. 

Ama mezarların olduğu yere hiçbir şekilde girmek mümkün değil. Çünkü dört bir tarafı duvarla örülü olduğu için herhangi bir kapısı bulunmuyor. Bütün bu bilgilerle birlikte gerçek anlamda o mübarek mekanın şekli ve mahiyeti bir sır olarak muhafaza ediliyor. Dolayısıyla farklı yerlerde görülen ve Peygamberimize ait olduğu söylenen o sanduka şeklindeki renkli mezarların Peygamberimizin mezarı ve türbesiyle bir ilgisinin olmadığını belirtelim.

Mehmet Paksu


Peygamberimizin Güzel Ahlakı yazısı için tıklayın.

13.2.12

Namazda Kıraat - Dikkat Edilmesi Gereken Bir Farz

Namazda kalbden okuma konusu: 

Sual: 
Namazda, dudaklarını hiç oynatmadan, kalbden okumak da caiz olur mu?
CEVAPHayır, Hanefi’de caiz olmaz. Namazın farzlarından biri de, kıraattir. Kıraat, kendisi işitecek kadar sesli okumaya denir. Kendi işitmezse, o kıraat olmaz. Böyle kılınan namaz, sahih olmaz. Çok kimse, bunu bilmedikleri için, dillerini oynatmadan, okuduklarını duymadan namaz kılıyorlar. Namazları sahih olmuyor.


Kıraat farzdır
Sual: 
Namazda kıraat farzını yerine getirmek için, Fatiha ile bir zamm-ı sure mi okunur?
CEVAPHayır. Kıraat Kur’an okumak demektir. Fatiha veya zamm-ı sureden biri okununca, kıraat farzı yerine gelmiş olur. Fatiha ve zamm-ı sure okumak vacibdir. Diğer mezheplerdeyse, Fatiha okumak farz, zamm-ı sure okumak sünnettir.

Sual:
 Hasta olduğu için veya ağza koyduğu ilaçtan dolayı namazda sure ve duaları okuyamayan, ne yapar?
CEVAPBöyle sebeplerle okuyamayan, okumadan kılar. (Halebî-yi kebir)


Bir ayet:

"Namazı dosdoğru kilin, zekatı verin ve rüku edenlerle birlikte siz de rüku edin!" (Bakara Suresi Ayet 43)

Evet, bir kılmak var, bir de dosdoğru kılmak var. Allah kusurlarımızı affetsin, Allah bize kusurlarımızı giderme azmi ve gayreti versin, Allah azmettiğimiz işlerde başarı ve tevfik nasip etsin, bir günümüz bir önceki ile aynı olmasın hep daha ileriye hep daha ileriye gidelim inşallah, Allah'ın izni ve yardımıyla. Yapmadığımız eksiklerimizi yapalım, bilmediklerimizi bilelim araştırıp öğrenelim, ömür sermayemizi boşuna ve boş işlerle harcamayalım. Birbirimizi kırmak yerine yapıcı olalım, bir eksik gördüğümüzde bir açık yakalamış edasıyla değil de; bir gediği kapama gayreti ve iyi niyetiyle birbirimize yaklaşalım, Allah'ın rahmeti geniştir herkese yeter. Unutmayalım ki arkadan daha hızlı gelen yola önceden çıkmış olanı geçer, kimseyi incitmeyelim, incittiklerin gün gelip seni geçebilir, bunu unutmayalım, kibirden ateşten kaçar gibi kaçalım. Kibrin, neyin küçüğü olduğunu inşallah akıldan çıkarmayalım.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...