16.6.13

KaabaLive Programı Yeni Versiyonu Çıktı

Bu program ile kutsal topraklar (Mekke-Medine) canlı olarak izlenebilmektedir.

Programın 2. versiyonu yayınlanmıştır. İlk versiyonda bazı yoğun günlerde (üç aylar, ramazan, perşembe geceleri vb.) Arap devletinin yaptığı yayında serverlar kaldırmadığından kesintiler olabiliyordu. Yeni versiyonda kesinti olmaması için yayın YouTube serverları üzerinden alınmaktadır. Ayrıca yayın kaynağının ileride değişmesi ihtimaline karşı da ekstra önlem alınmıştır. Dil ayarlarının kaydedilme problemi de giderilmiştir. ESKİ VERSİYONU KULLANAN VE ZAMAN ZAMAN KESİNTİ SORUNU YAŞAYANLARA DA YENİ VERSİYONA GEÇMELERİNİ ÖNERİRİZ.



Bu program ile kutsal toprakları canlı olarak 7 gün 24 saat kesintisiz izleyebilirsiniz. Program ücretsizdir ve para ile satılamaz.  Mekke'de Kabe-i Muazzama'yı Medine'de ise Mescid-i Nebevi'yi izleyebilirsiniz. Yayın Suudi Arabistan devletinin ücretsiz resmi yayınıdır. Kabe'yi izlediğiniz bölümde ayrıca Kur'an-ı Kerim sesli yayını yapılmaktadır. Mescid-i Nebevi'yi izlediğiniz bölümde ise hadis-i şerif sesli yayını yapılmaktadır. Kabe'yi izlediğiniz bölümde alt yazı olarak dünya şehirlerine göre Kabe'de namazların saat kaçta kılındığını görebilirsiniz. Bu saatlerden yararlanarak Kabe'de namaz kılındığı anları da canlı olarak izleyebilirsiniz. Kabe'de kılınan bir vakit namazını canlı olarak izlemek gerçekten heyecan vericidir. Son derece basit bir programdır.  Bu masaüstü programınız ile; herhangi bir siteye vs. girmeden, reklam görmeden, tek tıkla kutsal toprakları canlı izleyebilirsiniz.  Ayrıca programı kurarsanız programın kısayolu masaüstünüzde otomatik olarak yer alacaktır. Kurulum dosyası ile programı kurmanızı tavsiye ederiz. 

10.6.13

Ey Nefsim, Ateşe de Direnebilecek Misin?

Dün camileri ahır yapan zihniyet değişmedi,

Bugün de camilere ayakkabılarıyla giriyor.

Dün camilerde ezanı susturan zihniyet bugün camide bira içiyor.

Dün kazan kaldıran - isyan eden - padişah deviren zihniyet,

Bugün yine kazan kaldırıyor, başbakan asıyor, cumhurbaşkanı zehirliyor.

Dün düzeni bozan zihniyet bugün yine bozmaya çalışıyor.

Bize düşen bozan değil onaran olmaktır.

Bize düşen kıran değil saran olmaktır,

Bize düşen yakan değil, yapan olmaktır,

Bize düşen bağıran değil, konuşan-anlaşan olmaktır,

Bize düşen diklenen değil, dik duran olmaktır,

Bize düşen oturan değil çalışan olmaktır,

Çalışan, çalışan ama Hak yolda, Hak yolunda çalışan!

Ey Nefsim, Ey Şaşar Beşer,

Bağırsan da öleceksin, taş atsan da öleceksin, kaldırımları kırsan da öleceksin,

Peki o gün kabre ne götüreceksin?

Ölüme de direnebilecek misin?

Direnelim, direnelim ama günahlara karşı direnelim.

Direnelim, ama şeytanlara, nefsimize karşı direnelim.

Direnelim ama; şirke, puta - putlaştırmaya karşı direnelim.

Yoksa ateşe nasıl direniriz?

Evet direneceksek Hz. Yusuf gibi direnelim,

Dünya tüm güzelliği ve ihtirasıyla üzerimize geldiğinde

Sırtımızı dönüp kaçmasını bilelim. Yırtılacaksa gömleğimiz arkadan yırtılsın.

Direneceksek Hz. İbrahim gibi direnelim,

Şeytan evlat sevgisiyle aldatmaya geldiğinde; suratına taş atmasını bilelim.

Direneceksek Hz. Nuh gibi direnelim, kavmine 950 sene sabreden Hz. Nuh gibi.

Denizi yaran Hz. Musa gibi direnelim, hastalıkla yanan Hz. Eyup gibi direnelim,

Kavmine ağlayan Hz. İsa gibi direnelim. Kapıları zorlanan Hz.Lut gibi direnelim,

Eğer direneceksek, Taifte taşlanan Hz. Muhammed Mustafa gibi direnelim. (s.a.v.)

Aktif sabırla, dua ve namazla, oruç ve zekatla, şeytana ve nefsimize karşı direnelim.

Eğer bilirsen bu senin için daha hayırlıdır, Ey Nefsim. Evet, eğer bilirsen..

Ölüme direnebilecek misin? Ya da ateşe, söyle Ey Nefsim. 

Direnebilecek misin? 

Allah hepimizi direne direne ateşi kazananlardan değil, direne direne cenneti kazananlardan eylesin. 

Allah'a ve resulüne direnenlerden değil, şeytana ve günahlara direnenlerden eylesin. 

Batıl yolda boşuna yürüyenlerden değil, Hak yolda Hak aşkına cihat eden-gayret gösteren Hak aşıklarından eylesin. 

Amin, amin, amin..  VelHamdülillahiRabbilAlemin.


31.5.13

Türk Tarihinde Askeri Darbe ve İsyanlar Manzumesi


27 Mayıs darbesinin yıldönümü.


Yıl döndü dönmesine. Lakin henüz keser dönmedi, sap dönmedi.

Keser döner sap döner gün gelir hesap döner demişler.

Ama o gün bir türlü gelmiyor galiba bizim memlekette.

Gelse de mazlum görmüyor o günü. Mazlumun gördüğü yanına kar kalan zulmü oluyor.


Asker milletiz. Türk tarihi ile Türk askeri tarihi yaşıttır ve yaşlıdır. Herhalde askeri müdahale tarihi de öyle.

Askeri müdahale öyle mi, nereye müdahale ediyor asker? Meşru siyasi idareye. Ne zaman? Tepesi attığında, keli kızdığında. Kim bu askerler? Yüzyılına göre değişiyor. Bir bakmışsın adına yeniçeri diyorlar, bir bakmışsın adına ittihatçı diyorlar, bir bakmışsın adına başka bir şey deniyor. Peki dertleri ne? Dertleri var elbet, var bir dertleri ki kazan kaldırıyorlar. Var bir dertleri ki bab-ı ali'yi basıyorlar, var bir dertleri ki ipte veziri azam - vezir - başbakan - bakan sallandırıyorlar. İyi ama dertleri ne? Yaptıklarına değiyor mu bari? Kurtarabiliyorlar mı memleketi?

Bunların dertleri ne? Yakın tarihin darbeleriyle ve darbe teşebbüsleriyle yeni yeni yüzleşmeye başladığımız şu günlerde, tarihimizdeki tüm darbeleri topyekün inceleyip kronik hastalığımıza külli ve ihatalı bir çözüm arama çabası ve gayreti içinde olmak vaciptir. Bu işe kalıcı bir çözüm gerekir.

Yakın tarihimizdeki askeri müdahale ve darbeler eksenli kitaplardan Türk tarihinde askeri müdahaleler ve darbeler eksenli kitaplara kaymanın, bu tür kitaplar da yazmanın vakti gelmiştir.

İşte o zaman görüntü daha da netleşebilir. Günlük siyasette ve aktüelin kargaşasında boğulmadan manzaraya bakmak için Türk tarihindeki askeri darbe ve müdahaleler topyekün incelenip bir eserde cem edilmeli. Yeniçerisinden Kalabalısına, ittihatçısından milli birlikçisine kadar, ve henüz cahilane bilemediğimiz diğer darbe ve müdahaleler atlanmadan esere alınmalı.

Tarihimizde çok sayıda devlet kurmuşuz. Bu biraz da şu demek, çoksa sayıda devlet yıkıp yeniden kurmuşuz. Çoğu zaman da yıkılan devlet bir askeri darbe sonucu yıkılıyor, yani yeni devlet darbeyi yapanlar tarafından kuruluyor. Türk tarihi adeta yıkılıp yeniden kurulan devletler manzumesidir. Her mısranın sonu genelde aynı şekilde kaçınılmaz sonla, bir müdahale ile biter. Sonra "kurucu irade" gelir, mısrayı bitirdiği yerden bir alt satıra geçip yeni mısrayı yazmaya başlar. Kafasında "kurduğu" şekilde yazar. Ama nedense hep bu kurulanlar kulak tırmalar, uymaz bizim milletin kalıbına, aruzuna. Uymasada uydururlar, zorlarlar uydurmak için. Zulmederler uydurana kadar. Uymasada uydu dersin, mecbur. Uymasada uydu.

Artık uymasın, Allah aşkına. Artık zulüm olmasın. Bırakın şu milleti, rahat çalışsın, üretsin. Enerjisini boşa harcamasın. Bırakın biraz rahat etsin, rahat rahat üretsin. Yeniden dünyaya adaleti ve hoşgörüyü yaysın. Toprak değil gönül fethetsin. Kan değil mürekkep akıtsın.

Bırakın şu milleti, artık gönlünce yaşasın!



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...