16.1.19

40 Hadiste Namaz


“Dinin başı İslam (Kelime-i şehadet getirerek Allah’a teslim olmak), direği ise namazdır.”
(Tirmizî, Îmân, 8; İbn Hanbel, V, 231)

“Rükûları, secdeleri, abdestleri ve vakitlerine riayet ederek beş vakit namaz(ı kılmay)a devam eden ve bu beş vakit namazın Allah katından gelen bir emr-i hak olduğunu Kabul
eden kimse cennete girer.”
(İbn Hanbel, IV, 266)

“(Kıyamet günü) kulun ilk hesaba çekileceği şey namazıdır. Eğer bunu tam olarak yapmışsa (ne âlâ!) Ama (farz namazları tamam) değilse Yüce Allah, ‘Kulumun nafilelerine bakın.’ buyurur. Eğer nafile namazı bulunursa, ‘Onunla farzları tamamlayın.’ buyurur”.
(Nesâî, Salât, 9)

“Müslüman bir kimse mescitleri namaz ve zikir için kendine yer-yurt edindiğinde, Allah
onun bu durumuna, gurbetten dönen kişiye ailesinin sevindiği gibi sevinir.”
(İbn Mâce, Mesâcid, 19)

“ Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım ve onları, vaktinde
ve hakkını vererek kılanları cennete koyacağımı kendi katımda vaad ettim. Namazları düzenli
kılmayanlar için ise katımda böyle bir vaad yoktur.’ ”
(Ebû Dâvûd, Salât, 9)

“Namaz, devam eden kimse için kıyamet gününde nur, delil ve kurtuluş sebebi olur.
Namaza devam etmeyenin ise kıyamet günü nuru, delili ve kurtuluşu olmayacak,
o kişi kıyamette Karun, Firavun, Haman ve Übey b. Halef’le beraber olacaktır.”
(İbn Hanbel, II, 169)

“Size öyle bir şey öğreteceğim ki, siz onu yaptığınız takdirde hem sizi geçenlere yetişeceksiniz hem de arkanızdan size hiç kimse yetişemeyecek. Bu sayede, benzerini yapanlar dışında, içinde bulunduğunuz cemaatin en hayırlıları olacaksınız. (Tavsiyem şudur:) Her namazdan sonra otuz üçer defa ‘sübhânallah’, ‘el-hamdü lillâh’ ve ‘Allahu ekber’ deyiniz.” buyurmuştur.
(Buhârî, Ezân, 155)

“En kötü hırsızlık namazdan çalmadır.”
(Muvatta’, Kasru’s-Salât, 23)

“Bir Müslüman, vakti geldiğinde güzelce abdest alıp, kendisini Allah’a vererek rükû (ve
secdesiyle) farz namazı kıldığında, -büyük günah işlemedikçe- bu onun önceki günahlarına
kefaret olur. Bu, her zaman için böyledir.”
(Müslim, Tahâret, 7)

“Bir kimse abdest alır ve güzelce abdest almaya özen gösterir, ardından da namaz kılarsa, bu
abdestle namaz arasında işlediği (günahlar) o namazı kılıncaya kadar mutlaka bağışlanır.”
(Buhârî, Vudû’, 24; Müslim, Tahâret, 5)

“Büyük günah işlenmedikçe beş vakit namaz ve iki cuma, aralarındaki günahlara kefarettir.”
(Müslim, Tahâret, 14)

“Muhakkak ki sizden biri namaz kılarken (aslında) Rabbiyle özel olarak konuşmaktadır...”
(Buhârî, Salât, 36)

“Kulun Rabbine en yakın olduğu (an) secde hâlidir.
Öyleyse (secdede iken) çokça dua ediniz.”
(Müslim, Salât, 215)

“Kul, namazında etrafıyla ilgilenmediği sürece, Yüce Allah kuluna yönelir.
Kul namazında etrafıyla ilgilenmeye başladığında, Allah da ondan yüz çevirir.”
(Ebû Dâvûd, Salât, 160-161)

“Namazda insan sözü konuşmak uygun olmaz.
Namazda ancak tesbih ve tekbir getirilir ve Kur’an okunur.”
(Müslim, Mesâcid, 33)

“Bir kişinin sürekli mescide gittiğini görürseniz onun imanına şahit olun! Çünkü Allah
Teâlâ şöyle buyurur: ‘Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı
dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder...’ ”
(Tirmizî, Îmân, 8; İbn Mâce, Mesâcid, 19)

“Bir kimse mescide gitme niyetiyle evinden çıktığında, attığı bir adımla kendisine bir sevap
yazılır, diğer adımıyla bir günahı silinir.”
(Nesâî, Mesâcid, 14; İbn Hanbel, II, 320)

“Her kim sabah akşam mescide giderse, her sabah ve akşam gidişinde
Allah ona cennette bir yer hazırlar.”
(Buhârî, Ezân, 37; Müslim, Mesâcid, 285)

“Yeryüzü (toprak) benim için mescit ve temiz kılınmıştır. Ümmetimden kim nerede namaz
vaktine ulaşırsa hemen orada namazını kılabilir.”
(Nesâî, Mesâcid, 42)

“Namazın anahtarı temizliktir. Başlangıcı tekbir, bitimi ise selâmdır.”
(Ebû Dâvûd, Tahâret, 31)

“Cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarı ise abdesttir.”
(Tirmizî, Tahâret, 1)

“... Benim nasıl namaz kıldığımı gördüyseniz siz de öyle namaz kılın.”
(Buhârî, Ezân, 18)

“Fâtiha’yı okumayanın namazı yoktur.”
(Buhârî, Ezân, 95)

“Bir kimse geceleyin hanımını uyandırır da ikisi de namaz kılarsa veya birlikte iki rekât
namaz kılarlarsa zâkirîn ve zâkirâtın (Allah’ı çokça anan erkekler ve hanımların)
arasına yazılırlar.”
(Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 18)

“Her kim sabah namazını kılarsa, o kimse Allah’ın koruması altındadır.”
(Müslim, Mesâcid, 262)

“Sabah namazının iki rekât sünneti, dünyâdan ve dünyâdaki her şeyden daha hayırlıdır.”
(Müslim, Salâtü’l Müsâfirîn, 96)

“Allah size bir namaz ihsan etti. O namaz, sizin için kızıl develerden daha hayırlıdır. O,
vitirdir. Onu sizin için yatsı ile fecrin doğuşu (sabah namazı vaktinin girişi) arasına koydu.”
(Ebû Dâvûd, Tefrî‘u Ebvâbi’l-Vitr, 1)

“Her kim önemsemediğinden dolayı cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.”
(İbn Mâce, İkâmet, 93)
“İnsanlar ezandaki ve birinci saftaki (sevabı) bilselerdi, ezan okumak ve birinci safta
yer almak için aralarında kura çekmekten
başka bir yol bulamazlar ve
(sonunda) kura
çekerlerdi...”
(Buhârî, Ezân, 9; Müslim, Salât, 129)
“Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha faziletlidir.”
(Buhârî, Ezân, 30; Müslim, Mesâcid, 249)

“Bazen uzun (bir kıraat ile) kıldırmak niyetiyle namaza dururum da bir çocuğun ağlamasını
işitir ve annesine sıkıntı vermek istemediğim için namazımı kısa tutarım.”
(Buhârî, Ezân, 65)

 “(Farz) namazını (bilerek) geçiren kimse, ailesini ve malını kaybetmiş gibidir.”
(İbn Hanbel, V, 429)

“Kim bir namazı unutursa onu hatırladığında kılsın. Zira onun kefareti ancak budur ...”
(Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 37; Müslim, Mesâcid, 314)

“İkindi namazını kaçıran kimse, sanki ailesini ve malını yitirmiş gibidir.”
(Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 14; Müslim, Mesâcid, 200)

“Bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.s.), ‘Amellerin / İbadetlerin en faziletlisi hangisidir?’ diye
sordu. Peygamber Efendimiz, ‘Vaktinde kılınan namazdır.’ buyurdu.”
(Buhârî, Tevhîd, 48)

“Birinizin kapısının önünden bir nehir geçse ve onda her gün beş defa yıkansa, bu o
kimsenin kirinden bir şey bırakır mı, ne dersiniz?” Sahâbîler, “Onun kirinden hiçbir şey
bırakmaz.” demişler, bunun üzerine Resûlullah, “İşte beş vakit namaz da böyledir! Allah
onlarla günahları yok eder.” buyurmuştur.
(Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 6)

“Kim hiçbir ortağı olmayan, tek olan Allah’a ihlâsla ibadet ederek, namazı dosdoğru kılarak,
zekâtı vererek dünyadan ayrılırsa, Allah kendisinden razı olduğu hâlde ölmüş olur.”
(İbn Mâce, Sünnet, 9)

Resûlullah (s.a.s.), kızı Zeyneb ile Ebu’l-Âs b. Rebî’den olan (kız torunu)
Ümâme kucağında olduğu hâlde namaz kılardı. Ayağa kalktığı zaman onu kucağına alır,
secdeye vardığında bırakırdı.
(Müslim, Mesâcid, 41; Buhârî, Salât, 106)

“... Namazı ayakta kıl, buna gücün yetmezse oturarak kıl, buna da gücün yetmezse yan üstü yatarak kıl.”
(Buhârî, Taksîru’s-Salât, 19)

“...Namaz bir nurdur, sadaka bir burhandır, sabır bir ışıktır...”
(Müslim, Tahâret, 1)

40 HADİSTE İYİLİK


Sahabe: "Ey Allahın Rasulü! İyilik etmeye en layık olan kimdir?" diye sordular. O: "Annen" buyurdu. "Sonra kim?" dediler. O: "Annen" buyurdu. "Sonra kim?" dediler. O: "Baban" "Sonra kim?" dediler. O: "En yakından itibaren diğer yakınlar." buyurdu.
(İbn Mace, Edeb, 1)

Sevabı Allah'a en çabuk ulaşacak hayır, iyilik ve sıla-i rahimdir. Cezası en çabuk verilecek kötülük ise, azgınlık ve akrabalarla ilişkiyi koparmaktır.
(İbn Mace, Zühd, 23)

Kaza (ve kaderi) ancak dua değiştirir. Ömrü
 ise ancak iyilik artırır.
(Tirmizi, Kader, 6)

Yüce Allah şöyle buyurur: "Kim bir iyilik yaparsa ona on misli vardır hatta daha fazlasını veririm. Kim de bir kötülük yaparsa ona bir misli
 vardır hatta bağışlarım."
(Müslim, Zikir, 22)

Hasedden (kıskançlıktan) sakınınız. Çünkü ateşin odunu yediği gibi kıskançlık da iyi amelleri yer bitirir.
(Ebu Davud, Edeb, 44)

Masiyet olan hususlarda itaat yoktur. İtaat, ancak maruf yani iyi olan hususlardadır.
(Buhari, Ahkam, 4)

Her iyilik bir sadakadır.
(Buhari, Edeb, 33; Müslim, Zekat, 52)

Her yapılan iyilik bir sadakadır. Kardeşini güler yüzle karşılamak da, kendi kabından kardeşinin kabına (su vb.) boşaltmak da iyiliklerdendir.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 360; Tirmizi, Birr ve Sıla, 45)

Hz. Peygamber "Her Müslüman sadaka vermelidir." buyurdu. Sahabiler: "Ey Allah'ın Peygamberi! Ya bulamazsa?" dediler. Rasulullah: "Eliyle çalışır; hem kendi faydalamr, hem de sadaka verir." buyurdu. Sahabiler: "Çalışma imkanı bulamazsa?" dediler. Rasulullah; "Muhtaç ve mazluma yardım eder." buyurdu. "Buna da imkan bulamazsa?" dediler. Rasulullah; "İyilik yapsın, kendini kötülükten çeksin. Çünkü bu da onun için bir sadakadır." buyurdu.
(Buhari, Zekat, 30; Müslim, Zekat, 55)

İçinde güneş doğan her gün, insanların her bir mafsalı için bir sadaka vacib olur. İki kişinin arasında adaletle hükmetmen bir sadakadır. Bir kimseye yardım edip hayvanına bindirmen yahut eşyasını hayvana yüklemen bir sadakadır. Güzel söz bir sadakadır. Namaza giderken attığın her adım bir sadakadır. Yoldan rahatsız eden şeyleri atman bir sadakadır.
(Müslim, Zekat, 56)

Küçüğümüze şefkat, büyüğümüze hürmet göstermeyen, iyilikleri emredip kötülüklerden sakındırmayan bizden değildir.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 257; Tirmizî, Birr ve sıla, 15)

Gerçekten doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve (Allah katında) "sıddîk" (dürüst) olarak yazılır. Yalan ise kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. Kişi devamlı yalan söyler ve (Allah katında) yalancı olarak yazılır,
(Buhari, Edeb, 69)

Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ederse komşusuna iyilik etsin!
(Müslim, İman, 77)

Yaptığı iyiliği başa kakan, ana babaya eziyet eden ve içki müptelası olan kişi cennete giremez.
(Nesai, Eşribe, 46)

Ölülerinizin iyiliklerin, anın, onların kötülüklerini zikretmekten kaçının.
(Ebu Davud, Edeb, 42; Tirmizi, Cenaiz, 34)

"Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki ya iyilikleri emreder, kötülüklerden insanları sakındırırsınız yahut Allah size öyle bir ceza gönderir ki, dua edersiniz (ama) duanız kabul olunmaz.
(Tirmizi, Fiten, 9)

Namaz kılmak, oruç tutmak, sadaka vermek, iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamak; insanın ailesi, malı, çocukları ve komşusu üzerinden karşılaştığı fitne ve sıkıntılara kefarettir.
(Müslim, Fiten, 26)

'İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik yaparız; zulmederlerse biz de zulmederiz', diyen zayıf karakterli kimseler olmayınız. Bilakis iyilik yaptıklarında insanlara iyilik yapmayı, kötülük yaptıklarında ise onlara zulmetmemeyi içinize (bir ilke olarak) yerleştiriniz.
(Tirmizi, Birr ve sıla, 63)

Her canlıya yapılan iyilikte bir sevap vardır.
(Buhari, Müsakat, 9; Müslim, Selam, 153)

Ümmetimden asıl müflis, kıyamet gününde kıldığı namaz, tuttuğu oruç ve verdiği zekatla gelir. Ancak dünyada iken şuna sövmüş, buna iftira atmış, ötekinin malını yemiş, berikinin kanını dökmüş, bir başkasını da dövmüştür. (İhlal ettiği bu hakların karşılığı olarak) iyiliklerinden alınıp hak sahiplerine verilir. Şayet hesabı görülmeden iyilikleri biterse, mağdur ettiği insanların günahlarından alınarak bunun üzerine yüklenir, sonra da cehenneme atılır.
(Müslim, Birr ve sıla, 59)


Mal ve namus meselesinde bir kulun bir kardeşinde bir hakkı bulunur da bu dünya hayatında onunla helalleşirse Allah o kuluna rahmet etsin. Çünkü ahiret gününde ne altın ne de gümüş para vardır. Bu nedenle haksızlık yapanın iyilik ve sevapları varsa bunlardan alınıp hak sahibine verilir. Şayet sevabı yoksa
 mağdur ettiği kişinin günahlarını yüklenir.
(Tirmizi, Sıfatül-kıyame, 2)

Cebrail bana komşuya iyilik etmeyi o kadar tavsiye etti ki, neredeyse onu bana mirasçı kılacak sandım.
(Buhari,Edeb,28)

Yüce Allah şöyle buyurdu: 'Kulum iyi bir iş yapmaya niyet eder de yapmazsa ona bir iyilik (sevabı) yazarım. Ama onu yaparsa on kattan yedi yüz kata kadar iyilik (sevabı) yazarım. Eğer (kulum) bir kötülük yapmaya niyet eder de yapmazsa onu (bir günah olarak) yazmam. Fakat onu yaparsa
 ona bir kötülük (günahı) yazarım.
(Müslim, İman, 204; Buhari, Rikak, 31)

Yüce Allah meleklerine şöyle buyurdu: "Kulum bir kötülük işlemeyi aklından
geçirdiğinde onu hemen yazmayın. Kötülüğü işlerse bir günah yazın. Ancak içinden bir iyilik yapmayı geçirirse, derhal bir sevap yazın, o iyiliği yaptığında ise on katını yazın."
(Müslim, İman, 203)

Allah'ım, bu yolculuğumuzda bize iyilik ve takva vermeni, hoşnut olacağın işler yapmamızı nasip etmeni dileriz. Allah'ım, yolculuğumuzu kolaylaştır, uzağı yakınlaştır!
(Müslim, Hac, 425; Ebu Davud, Cihad, 72)

Kendisine bir ikramda bulunulan kişi, imkan bulduğu takdirde karşılığını versin. Bulamazsa (o iyiliği yapana) iltifat etsin. Çünkü o, böylece şükran borcunu yerine getirmiş olur. İyiliği gizleyen ise nankörlük etmiş olur.
(Ebu Davud, Edeb, 11; Tirmizi, Birr ve sıla, 87)

Abdullah b. Mes'ud: "Resulullah'a (s.a.s.), 'Amellerin Allah katında en güzeli hangisidir? diye sordum. 'Vaktinde kılınan namaz.' buyurdu. 'Sonra hangisidir?' dedim, 'Sonra, anne babaya iyilik yapmak.' buyurdu. 'Sonra hangisidir?' deyince, 'Sonra, Allah yolunda cihat etmek.' buyurdu.
(Müslim, İman, 139; Buhari, Edeb, 1)

Nerede olursan ol, Allah'a karşı gelmekten sakın. Bir kötülüğün arkasından hemen iyilik yap ki onu yok etsin. Bir de insanlara güzel ahlakla davran!
(Tirmizi, Birr ve sıla, 55)

Allah'ım! Hayatı benim için her türlü iyiliği artırma vesilesi yap. Ölümü de benim için her türlü kötülükten kurtuluş sebebi yap!
(Müslim, Zikir, 71)
  
İyilik, gönlü huzura kavuşturan ve içe sinen şeydir; kötülük ise, insanlar sana fetva verseler (onaylasalar) bile, gönlü(nü) huzursuz eden ve iç(in)de
bir kuşku bırakan şeydir.
(Darimî, Büyu', 2)

Rıfktan (yumuşak davranmaktn) nasibi verilen kimseye, dünya ve ahiret iyiliklerinden de nasibi verilmiştir. Sıla-i rahim (akrabalık ilişkilerini gözetmek), güzel ahlak ve iyi komşuluk, bulunduğu yeri mamur (yaşanır)  hale getirir ve ömürleri uzatır.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI,159)

Allah için size sığınan kimseye sığınak olun. Allah için isteyen kimseye verin. Sizi davet edene icabet edin, size bir iyilik yapana karşılığını verin. Eğer onun karşılığını verecek bir şey bulamazsanız, karşılıkta bulunduğunuza kanaat
 getirinceye kadar ona dua edin.
(Ebu Davud, Zekat, 38)

İyiliklerin en iyisi, evladın baba dostuna yaptığı iyiliktir.
(Muslim, Birr ve sıla, 12)

Komşuna iyilik et ki gerçek mümin olasın. Kendin için sevdiğini insanlar için de sev ki, gerçek mümin olasın.
(Tirmizi, Zühd, 2; İbn Mace, Zühd, 24)

Allah'ım, beni amellerin en güzeline ve ahlakın en güzeline kavuştur. Onların en güzeline ancak sen ulaştırırsın. Beni kötü işlerden ve kötü ahlaktan muhafaza et. Bunlardan ancak
 sen koruyabilirsin.
(Nesai, İftitah, 16)

Kim bir iyilik yaptığında seviniyor, bir kötülük yaptığında üzülüyorsa o mümindir.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 399)

Yüce Allah kötülüğü kötülükle silmez, kötülüğü ancak iyilikle siler. Bir pislik hiçbir zaman başka pisliği temizlemez.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 388)

Allah'ım! Beni, iyilik yaptıktarı zaman sevinç duyan, kötülük yaptıkları zaman da bağışlanma dileyen kullarından eyle.
(İbn Mace, Edeb, 57)

Allah'ım! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!
(Ebu Davud, Vitr, 26; Müslim, Zikir, 26)

Bana yeten, beni barındıran, beni yediren ve içiren, bana iyilik edip (iyiliğini) arttıran, bana nimet verip (nimetini) bollaştıran Allah'a hamdolsun. Her durumda Allah'a hamdolsun.
(Ebu Davud, Edeb, 97, 98)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...