4.12.10

Yılbaşı Gecesinin Talihsiz Talihlisi

Yılbaşı gecesinin en talihsiz kişilerinden birini açıklıyorum, hem de haftalar öncesinden. Bu kişi öyle bir kişi ki, bilmeden sırtına o gece çok ağır bir yük yüklenecek. Bu yükün ağırlığını ölçen bir tartı da (zannediyorum) bu dünyada yok.

2009 - 2010 sezonunda Fenerbahçe son maçta şampiyonluğu kazandığını zannederek seviniyordu. Talihsiz kişi de kazandığını zannedecek, sevinecek. Belki havalara uçacak, Fenerbahçeliler gibi timsah yürüyüşü yapacak. Ama tüm sevinci boşuna. Çok kısa bir zaman sonra, o yükün ağırlığını ölçen bir terazinin karşısında kendisini bulduğunda, kaybettiklerini anlayacak. Ve diyecek ki; yanlış anons yapmışlar. Ben aslında kazanmamışım, kaybetmişim, yazıklar olsun bana. Bir de o kadar sevinmişim ağlanacak halime.


Ne acı. Yılbaşındaki talihsiz insanın durumu, Sülün Osman’ın Galata Köprüsü’nü sattığı adamınkinden bile kötü. Her ikisi de başta çok karlı bir ticaret yaptığını, az bir karşılığa çok şey kazandığını zanneder. Ancak gerçek açıkça belirdiğinde, neyin ne olduğu kalplerde şüpheye yer kalmayacak şekilde görüldüğünde, her ikisi de aslında satın aldıkları şeyin ne olduğunu anlarlar. Birisi sadece bir hayali satın almıştır, hayal kırıklığı da hayalin yanında hediyesi olarak gelmiştir. Diğeri ise dağlar kadar, milyonlarca YTL günahı satın almıştır, hediyesi ise çetin bir azaptır. (Allah dilerse affeder ancak affetmezse; kumar Allah’ın yasakladığı bir iştir ve Allah’ın, emirlerini dinlemeyenlere vaadi açıktır.)

Bir de o talihsiz kişi olmak için sırada bekleyenler var.

Yılbaşında asıl talihli kişiler; ikramiye çıkıp da kazandığını zannedenler değil, Allah’ın merhameti ile hiçbir ikramiye kazanamayanlardır. Bunların zararı yalnızca bilete verdikleri paradır. O gözlerine görünmeyen az miktardaki paraya da sonradan çok üzülecekler, o ayrı. Ancak ikramiyenin çıkması durumuna göre izafi olarak daha şanslıdırlar. Bunlardan da şanslısı (gösteriş için yapmadıkları sürece) bilet almayıp bu işten uzak duranlar ve yakınlarını sakındıranlardır.

Yılbaşına az bir zaman kala bilet kuyruğunda bekleyen talihsize yaklaşıp röportaj yapan muhabir “kazanırsanız ne yapacaksınız?” diye sorduğunda talihsizin cevabı: “bir kısmıyla hayır yapacağım” olur. Ve bunu öyle bir söyler ki, zannedersin elinin emeğiyle hayır yapıyor. Paranın tamamını bağışlasa, yine de helal kazanılmış 1 kuruşun bağışlanması gibi olmaz, olamaz. Ancak vatandaş bunu unutarak ya da bilmeyerek kendince, kendi çapında lütufta bulunuyor, yapacağı bağışla kendini aklayacağını zannediyor.



Piyangodan çıkan paranın haram olduğu gibi, piyango bileti almak da haramdır.(Kaynak: İslam Fıkhı Ansiklopedisi) (Bakın: Prof. Dr. Hayrettin Karaman)


Gelin biz kaybedeblerden olmayalım. Medyanın gazına gelip koşarak piyango bileti almaya gitmeyelim. Herkesin yaptığı şeyi, babalarımızdan gördüğümüz şeyi yapmayalım. Milli Piyango bileti almayalım, yakınlarımıza da aldırmayalım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...